Yaz

KAPADOKYA GEZİLECEK YERLER

calendar_today Nis 01, 2017

KAPADOKYA GEZİLECEK YERLER

Kapadokya gezilecek yerler Türkiye'de mutlaka ama mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır. Kapadokya gezisi yapan onbinlerce yabancı turisti gördükten sonra bu güzelim coğrafyaya neden daha önce gelmedim diye düşünmüştüm. Herkesin bildiği gibi Kapadokya balon turu ise tüm dünyaca meşhurdur. Kapadokya gezilecek yerler blog yazımızda sizlere Kapadokya turu ve otelleri hakkında detayları bilgileri yazdık. Peki Kapadokya Nerede ? diye merak ediyorsanız işte size Nevşehir Kapadokya hakkında herşey.

‘’ Güzel Atlar Ülkesi ‘’ olarak adlandırılan Kapadokya’nın eski adı Katpatuka’dır. Kapadokya Bölgesi ise Ürgüp , Göreme , Uçhisar , Kaymaklı , Derinkuyu , Avanos ve bir çok yeri içinde barındırmaktadır. Times Dergisi’ne konu olan ‘’Dünya’nın yeni 25 harikası’’ listesinde ilk sıralarda yerini alan Kapadokya hakkında bilgiler vererek Kapadokya gezi rehberi yazımıza başlayalım. 1985 yılından bu yana UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi’nde de yer alıyor. Kapadokya’da gezilecek yerler bir kenarda dursun burada aşk,romantizm,tarih,eğlence,aktivite ve spordan çok daha fazlasını bulacağınıza eminim. Kapadokya nerede diye merak ettiğinizi duyar gibiyim… Merak etmeyin Kapadokya otelleri ve Kapadokya turu hakkında herşeyi en ince ayrıntısına kadar yazdım. Kapadokya gezilecek yerler listesi ve Kapadokya gezilecek yerler haritası Kapadokya gezilecek yerler blog yazımızda.

video_library

Kapadokya Hakkında Bilgi

Bana göre büyüleyici bir güzelliğe sahip olan Kapadokya , doğa ile tarihin adeta can bulduğu dünyadaki nadide yerlerden. Oluşumu ise coğrafik olaylar yüzünden olsa da insanlar zamanla peri bacalarının içlerine kilise ve evler yapmışlar. Binlerce yaşına rağmen büyüsünü asla yitirmeyen Kapadokya bölgesi ziyaretçiler üzerinde mistik bir hissiyat uyandırıyor.

kapadokya harita

Kapadokya Nerede ?

Kapadokya’da gezilecek yerler bilgisinden hemen önce Kapadokya nerede ve nasıl gidilir ?  sorusunu hemen cevaplamak istiyorum. Ortaokul’da coğrafya derslerinde bize öğretilen bilgileri biraz tazelemekte fayda var. Bazen ben bile Kapadokya’nın şehir olduğunu düşünüyordum ama Kapadokya şehir değil bir bölgeye verilen isimdir. Türkiye Kapadokya haritasına bir göz attığımda ise buranın ne kadar büyük bir coğrafya olduğunu bir kere daha anlamış oldum. Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan Kapadokya , Nevşehir ilimizde olsa da , sınırları Kayseri , Kırşehir , Niğde ve Aksaray’a taşmaktadır. 60 milyon yıllık coğrafyayı anlatmaya inanın kelimeler kifayetsiz kalıyor. Bunu daha da net anlatmak gerekirse; Kapadokya gezisi yaptığımda şu kanıya vardım. Merkezimi Nevşehir olarak işaretleyip Kapadokya bölgesi dışında yani Nevşehir dışında gezi rotası oluşturacaksam bile Kapadokya’da otelde ya da kamp alanında kalmayı tercih ediyorum. Gözünüz hemen korkmasın Nevşehir dışında vermiş olduğum illerin sadece bir bölümünü yani Nevşehir ilinin sınırına yakın olan yerleri gezeceksiniz. Kapadokya gezilecek yerler bölümünde bu konuya biraz daha açıklık getirdim.

Kapadokya ; Hasandağı ,Erciyes ve Güllüdağ’dan püsküren lav ve püsküller sayesinde oluşmuş. Bu oluşuma katkı sağlayan yumuşak zemin zamanla yağmur ve rüzgarın yardımıyla Peri bacaları efsanesini oluşturmuştur. Beyaz atlar ülkesi olarak bildiğimiz bu bölgeye dünyada birkaç yer daha benzerlik gösteriyor. Kapadokya’nın tarihi ise bizleri taa 3.yüzyıllara kadar götürüyor. Gel gör ki, Hristiyanlar Romalılar’dan kaçarak bu bölgeye yerleşim sağlamışlar.

Salda Gölü’nde kamp yaptıktan sonra Kapadokya’ya akşam üzeri ulaşıyorum. Yol üzerinde polis çevirmesi vardı.  Biz tesadüf eseri Kapadokya Göreme merkeze gelmişiz haberimiz yok. O akşam ışıkları daha bölgeye ayak basar basmaz beni etkilemişti. Belki okurken çok abarttığımı düşünebilirsiniz ama gittiğiniz zaman Kapadokya turu sizi de etkileyeceğine eminim. Bu yüzden uzun uzun anlatmaya karar verdim.

Kapadokya nerede harita

Kapadokya'ya Nasıl Gidilir?

Kızılırmak Nehri’ni duymayan yoktur. Kızılırmak Nevşehir ilini tam ortadan 2’ye ayırıyor. Kapadokya’ya ulaşım otobüsle,arabayla ve uçakla ulaşım mümkündür. Kapadokya’ya gittiğiniz zaman kendinize şu 2 sözü söyleyeceğinize eminim ‘’Daha önce neden gelmedim?’’ diğeri ise ‘’Tekrar tekrar geleceğim’’. Bu sözleri Kapadokya’da tanıştığım yerel ve yabancı turistlerden sık sık duymuştum.

Kapadokya'ya Otobüsle Nasıl Gidilir ?

Nevşehir iline bir çok şehrimizden bir çok sefer düzenlenmektedir. 

Kapadokya'ya Arabayla Nasıl Gidilir ?

Öncelikle merkez illerden mesafeleri göz önünde bulundurmanızı isterim. İstanbul’dan Nevşehir’e arabayla gitmek isteyenlere;

Yol Ankara’ya gidene kadar otoban, daha sonrası ise çift yol ve kesintisizdir. Ankara’ya vardınız ve rotanız değişti diyelim şimdi sizlere vereceğim 2 yolu da kullanabilirsiniz,

Konya üzerinden Gölbaşı-Koçhisar-Aksaray ve Nevşehir rotasını ben kullanmıştım.

Diğeri ise; Samsun’dan Kırıkkale-Kırşehir ve Nevşehir rotası olabilir.

Ankara ile Nevşehir (Kapadokya) arası yaklaşık 290 kilometre,

İstanbul ile Nevşehir (Kapadokya) arası yaklaşık 735 kilometre,

Bursa ile Nevşehir arası yaklaşık 640 kilometre,

İzmir ile Nevşehir arası yaklaşık 770 kilometredir.

Kapadokya Balon Turu - Kapadokya Gün Doğumu

Kapadokya'da Havalimanı

Kapadokya bölgesinde havalimanı maalesef yok. Daha önce belirttiğim gibi burası bir il değil bölgedir. Kapadokya Nevşehir ilimize bağlı bir yer. Dolayısıyla Nevşehir ve Kayseri’ye uçak bileti bakmanız gerekecektir. Her gün karşılıklı düzenlenen seferler sayesinde İstanbul,İzmir ve Antalya’dan direkt olarak Kapadokya gezisi yapmak üzere Nevşehir ve Kayseri’ye gelebilirsiniz. Nevşehir Havalimanı aynı zamanda Kapadokya Havalimanı olarak bilinmesinin sebebi ise Kapadokya adının Nevşehir ilinin önüne geçmiş olmasıdır.

Nevşehir Havalimanı'ndan Şehir Merkezine Ulaşım

Bir çok havayolu firması yolcularına ücretsiz olarak servis imkanı ile Nevşehir merkeze ya da Ürgüp’e getiriyor. Eğer ücretsiz servis imkanından faydalanamıyorsanız servis ücreti ortalama 20 TL olduğunu hatırlatayım. Eğer servis imkanı da yoksa otelinizden servis ayarlamasını söyleyebilirsiniz. Eğer bu imkanlardan hiç birine sahip değilseniz Nevşehir Üniversitesi ve Forum Kapadokya önünden kalkan havalimanı servislerini kullanabilirsiniz.

Havaş ise diğer bir seçenek olacak. İster Nevşehir ister Kayseri Havalimanı’nı kullanın Havaş servisleri ile Kapadokya Avanos-Ürgüp- Göreme ve Uçhisar’a kadar olan yere kadar gidebilirsiniz. Kayseri’den Nevşehir’e gitmek için ayrıca 30 TL ücret karşılığında servis imkanı da vardır.

Kapadokya'ya tren ile ulaşım

Nevşehir Kapadokya’ya tren ile gelmek için size tek bir alternatif kalıyor. Kayseri tren garına gelip sonrasında da Nevşehir’e gelmek olacak. Taksi fiyatları ise dudak uçuklatan cinsten olduğunu (200-250 TL) olduğunu bilmenizde fayda var. Tüm bunları göz önünde bulundurarak Kapadokya’ya nasıl gidilir ? sorusunun cevabını farklı şekilde tecrübe edinenler yorum kısmını yeşillendirebilirler.

Nevşehir Kapadokya'ya Giriş

Türkiye’de gördüğünüzde büyüleneceğiniz bir çok yere gidebilirsiniz. Ama günlerinizi geçirdikçe büyülenmeye devam edeceğiniz tek yer herhalde Kapadokya’dır. Peri bacaları, kaya evleri, vadileri ve sabahları güneşin doğuşu…

Doğasıyla, coğrafik özellikleriyle, tarihiyle ve romantik atmosferi ile Kapadokya dolu dolu vakit geçirerek, sıkılmadan uzun bir tatil yapabileceğiniz efsanevi bir bölge. Balon turlarına katılmanın tadı yaşanmadan anlatılamayacağı gibi sabahları güneş doğarken otelinizin terasında balonları seyretmenin verdiği keyif de tarif edilemez.

Kapadokya’ya gitmeyenlere bir yazı ile Kapadokya’yı yaşatabilmek, havasını, atmosferini küçük de olsa hissettirebilmek mümkün değil. Biz de Kapadokya’ya gitmekte tereddüt edenleri ikna edebilmek, Kapadokya’ya gidecek olanlara da nerelerde neler yapabileceklerini az çok tarif edebilmek için bir yazı yazalım istedik.

Kısa Kapadokya Tarihi

Yaklaşık 60 milyon yıl öncesinde, bölgede bulunan Güllü, Hasan ve Erciyes dağlarından püsküren lav ve küller zamanla arazi üzerinde yumuşak bir yapı oluşturmuşlar. Yağmur ve rüzgarlarda bu yumuşak yapıyı aşındırarak günümüzdeki halini almasını sağlamışlar.

Nevşehir merkez olmak üzere Kayseri, Aksaray, Niğde ve Kırşehir sınırlarında belirli alanları da kapsayan ve coğrafi olarak aynı özellikleri taşıyan Kapadokya Bölgesi Paleolitik dönemden bu yana insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanılmış. Hititlerin egemenliğindeki bölge zamanla “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelen Kapadokya adını verecek olan Perslerin ve Roma İmparatorluğunun hakimiyetine girmiş. M.S 3.yy’da Roma İmparatorluğu’nun baskılarından kaçan Hıristiyanlar tarafından kullanılmaya başlanmış. Kayalar içine oydukları evler ve sığınaklar ile derin vadiler sayesinde Hıristiyanlar Kapadokya’da güvenle yaşamaya başlamış. İpek Yolu’nda önemli bir mevkiye sahip olmasının da etkisiyle zamanla bölge kültürel ve ticari açıdan önemli bir noktaya gelmiş. Selçuklu ve Osmanlı egemenliği sırasında sorunsuz bir dönem yaşayan son Hıristiyanlar mübadele yıllarında ülkelerine dönmek zorunda kalmışlar.

Kapadokya'da Gezilecek Yerler

Kapadokya’nın 2-3 günde gezilip görülecek bir yer olmadığını baştan belirtelim. Kapadokya’ya kısa süreliğine gelip de birçok yeri görmeden, aktivitelerini yapmadan, lezzetlerini tatmadan giderseniz arkadaşlarınız size yapamadıklarınızı anlattıklarında çok hayıflanırsınız.Hakkını verebilmek için bu tatile en azından bir hafta ayırmanız gerektiğini söyleyebiliriz.

Coğrafi olarak Kapadokya büyük bir bölge olmasına karşın otellerin bulunduğu Avanos, Çavuşin, Ürgüp, Göreme, Uçhisar ve Ortahisar turizmin merkezini oluştururlar.

kapadokya gezilecek yerler haritası

Uçhisar'da Gezilecek Yerler

Nevşehir’e yaklaşık 5 km mesafede bulunan Kapadokya turistik bölgelerinin en yüksek beldesi Uçhisar, kayaevi tarzı butik otellerinden enfes bir panoramik manzara izleme fırsatı sunuyor.

Uçhisar Kalesi

“Ağanın Kalesi” ve “Çavaşun Kalesi” de denilen iki adet peribacasının iç içe geçmiş silüeti, 100 metreyi bulan yüksekliği ile Uçhisar kalesi Kapadokya’yı izleyebilmek için muhteşem bir seyir yeri özelliği taşıyor. İçerisinde mahzenler, sığınaklar, gizlik geçitler, tüneller ve mezarlar bulunan kaleyi gün batımı ve gün doğumu sırasında ziyaret ederek muhteşem bir seyir keyfi yaşayın.

Güvercinlik Vadisi

Uçhisar ve göreme arasında yer alan, 4100 mt. uzunluğundaki Güvercinlik Vadisi’nde yürüyüş yaparak farklı güvercin türlerini ve bitki örtüsünü yakından izleme fırsatı yakalayın. Ben o kadar yürüyemem diyorsanız vadi bisikletini deneyebilirsiniz. İsteyenler vadide yoga yapabilecekleri gibi safarilere katılarak vadiyi tepeden izleyebilirsiniz.

Cevizli

Uçhisar Kalesi’nin hemen altında yer alan ve “peribacaları deresi” diye de bilinen Cevizlinin tadını da ancak yürüyüş ile çıkartabilirsiniz. Yürüyüş sırasında Şapkalı Kale ve Kekliğin Kalesi’ni ziyaret edebilirsiniz. O kadar vaktim yok diyenler de mutlaka görmeli ve en azından bir çay içmeli.

Göreme'de Gezilecek Yerler

Adıyla çok da uyuşmayan bir yer. Vadi ve peribacaları ile etrafı çevrelenmiş bir belde için neden Göreme denir ki? 6. yy.da Korama denirken bugün Göreme’ye dönüşmüş olabilir tabi. Şaka bir yana, Kapadokya Bölgesi’nin merkezi denebilecek, UNESCO Dünya Mirasları listesine girmeyi hak etmiş bu belde Ürgüp’e 5, Nevşehir’e 12 km. uzaklıkta bulunuyor. Restorasyonu yapılan ve bölgesel mimariyi koruyan binalar otel olarak da kullanıldığı için tatiliniz sırasında otantik bir yaşama şahitlik etmiş olacaksınız.

Göreme Açık Hava Müzesi

1985’te UNESCO Dünya Mirası kabul edilen ve Türkiye’nin en büyük açık hava müzesi olan Göreme Açık Hava Müzesi Kapadokya’ya gelince kesinlikle görmeniz gereken yerlerden birisi. İrili ufaklı kayalar oyularak oluşturulmuş bir sürü kilise, manastır ve şapel sizi bekliyor. Kayaların içine girdiğinizde olağanüstü sanat eserlerini, mimari yapıyı hayranlıkla izliyor olacaksınız. Vakti olmayanlar için biz yine de en önemlilerini sıralayalım.

Kızlar ve Erkekler Manastırı

Açık hava müzesinin hemen girişinde sizi Kızlar ve Erkekler Manastırı bekliyor olacak. Zemin katta Erkekler Manastırı, 1. ve 2. Katta Kızlar Manastırı’nı gezebilirsiniz.

Asis Basil Şapeli

Elmalı Kilise

11. yy’da boyandığı tahmin edilen kilise dönemin ve gününüzün sanat harikası

  1. Azize Barbara Şapeli
  2. Yılanlı Kilise
  3. Karanlık Kilise
  4. Azize Catherine Şapeli
  5. Çarıklı Kilise

Bir de Göreme Açık Hava Müzesi’nin dışında yer alan Tokalı Kilise var. Açık Hava Müzesini çevreleyen büyük bir alan 1986’da Göreme Tarihi Milli Parkı olarak kabul edilmiş.

Aşk Vadisi

4,5-5 km. uzunluğu bulan vadi araçla dolaşmak için pek de uygun değil. Burayı da yürüyerek gezmeniz yani yaşamanız gerekiyor. Yorulurum ya da vaktim yok diyenler için de Aşıklar Tepesi var ki yürüyenler de yürümeyenler de harika bir manzaraya şahit olmak Göreme’yi tepeden görebilmek ve dinlenebilmek için uğramanız gereken bir yer.

At Çiftlikleri

Göreme’de Gezilecek Yerler Başlığının hemen altına mı yazsak karar veremedik. Gezinize başlamadan önce tüm yazıyı okuyacağınızı düşünerek en sona aktaralım dedik. Çünkü at çiftlikleri biraz daha opsiyonel. Arabanız vardır, hayır ben ata binemem, diyenler olabilir… Bizim tavsiyemiz, vaktinize ve bütçenize uygun tur seçeneklerini değerlendirip Güvercinlik Kalesi, Beyaz Köy Çavuşin Kalesi gibi gezilesi yerleri at ile dolaşmanız. Yorulabilirsiniz ama değer.

Ürgüp'te Gezilecek Yerler

Nevşehir’den 20 km. uzaklıkta bulunan Ürgüp, bugün Kapadokya’nın en büyük yerleşim yeri ancak merkezinde hele de Göreme ile kıyaslandığında peribacası sayısı az. Mesele peribacasıysa Ürgüp’ün hemen girişinde Üç güzeller var ki ışıklandırmaları ile bir harika gözüküyorlar. Ürgüp merkezini de görmeden gitmek olmaz ve görmeniz gereken bir de konak olabilir Ama Ürgüp’te vaktinizin çoğunu merkez dışında geçirmeniz gerekecek.

Turasan Şarap Evi

Kapadokya Ürgüp gezilecek yerler listesinde olan Turasan Şarap Evi’ne şarap zevki olanlar muhakkak uğramalı. Kapadokya’ya özgü emir üzümünden yapılan Emir şarabının tadına muhakkak bakılmalı. Burada muhteşem şaraplar sizleri bekliyor olacak. İçerideki şarap mahzeninde Öküzgözü,Boğazkere,Narince ve Dimrit şaraplarının da tadına bakabilirsiniz.

Gömeda Vadisi

Eğer özel aracınızla Kapadokya gezisi yapıyorsanız buraya uğrayabilirsiniz. Kelebeklerin en çok olduğu bölge olan Gömeda Vadisi doğa yürüyüşü sevenler için ideal bir yerdir. Ayrıca orijinal taş evleri de ziyaret edebilirsiniz. Gömeda Vadisi bölge olarak Ürgüp (Sinasos) tarafında kalıyor. Golgoli Tepesi’ni de Mustafa Paşa’da gezilecek yerler listesine dahil edebiliriz. Ayrıca isteyenler Aziz George,Aziz Stefanos,Konstantin,Helena ve Aziz Vasilios kiliselerini de gezebilirler.

Temenni Tepesi

Tepenin isminin Temenni olmasının Hititlerle ya da Persçeyle bir alakası yok. Bildiğiniz temenni etmek ile aynı anlama geliyor. Çünkü tepede birisi türbe olan 2 tane kümbet var. Yöre halkı türbeye dilek dilemek için geldikleri için tepenin adı da “Temenni” olarak kalmış. Diğer kümbet ise şu an için boş da olsa Tahsin Ağa Halk Kütüphanesi. Ürgüp’ün en yüksek yeri olan Temenni Tepesi’nde Erciyes Dağı’na karşı bir çay içmelisiniz. Göreme merkezden minibüse binip Ürgüp merkeze gelebilirsiniz. Temenni Tepesi’ne giriş ücretsizdir. Tepeye çıktığınızda sizi bir kafe karşılayacak,Ürgüp manzarasını izlemek için en ideal yer burasıdır. Ayrıca tepeye çıkarken çömlek atölyelerini ziyaret edebilirsiniz. Temenni Tepesi’ne araç ile çıkış olmadığını sadece yürüyerek çıkıldığını hatırlatayım.

Sobesos Ancient City-Sobesos Antik Kenti

Roma dönemine ait hamam,mozaik ve kalıntıların çok iyi korunması dikkatinizi çekecektir. Sobesos Antik Kenti’ne giriş ücretsizdir. Burayı gezmek en fazla 20 dakikanızı alacaktır. Sobesos Antik Kenti Ürgüp merkeze 30 km uzaklıkta olup çok fazla zamanı olanlar için gidilebilir bir yerdir. Eğer Kapadokya gezisi için aracınız yoksa burayı pas geçebilirsiniz. Bölge olarak ise Örencik tarafında yer alıyor.

Keşlik Manastırı

Gözlerden uzakta Kapadokya gezilecek yerlere gelenlerin pek bilmediği yer olan Keşlik Manastırı hakkında detaylı bilgiyi aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz. Manastırın tüm bölümleri rahatça gezilebilir. Ayrıca Keşlik Manastırı görevlisinin bahçesinde çay içmeyi de ihmal etmeyiniz.

video_library

Ürgüp Vadilerİ

Kızılçukur Vadisi

Ürgüp’e 5 km. mesafede yer alan bu vadi Ürgüp’te gün batımının en güzel izlenebileceği mekan. Özellikle Ocak ve Ekim aylarında bu vadi yabancı turistlerin ilgi alanı oluyor. Kapadokya’da pek de bulunmayan kızıl tüf kaya oluşumlarının yoğunlukta olması nedeniyle Kızılçukur ismini almış. Kızıl tüf kaya oluşumları özellikle Güneşin batışı sırasında bir görsel şölen oluşturuyorlar. Vadi’de güneşin batışını seyrederek bölgenin dillere destan romantizmini yaşayabilir ya da yaklaşık 1,5 saatinizi ayırarak vadide yürüyebilirsiniz.

Gomeda Vadisi (Üzengi Vadisi)

Ortahisar ve Ürgüp arasında yer alan vadinin uzunluğu yaklaşık olarak 6 km. Kapadokya’da bakir kalabilmiş vadilerden birisi. Bu vadide yürümek isterseniz çok sayıda çok katlı güvercinlik ve kilise görebilirsiniz. Kükürtlü maden suyu kaynaklarını da kullanabilirsiniz. Vadinin içerisindeki dere, etrafındaki ağaçları besleyebildiği için bölgenin en iyi piknik alanlarından birisi olma özelliğinden faydalanarak güzel vakit geçirebilirsiniz. Muhteşem bir bitki örtüsüne sahip olmasının yanı sıra sahipsiz meyve ağaçlarından organik meyveler yiyebilirsiniz.

Pancarlık Vadisi

ATV safari yapabileceğiniz ya da at çiftliklerinden at turlarına katılarak gezebileceğiniz vadi 4 km. uzunluğunda. Bahar aylarında çiçeklerin renk cümbüşünü izlemek isteyen misafirler tarafından yürüyüş parkuru olarak tercih ediliyor. Vadi içerisinde restorasyonu yapılmış Sarıca Kilisesi’nin yanı sıra Kepez, Pancarlık ve Ala Kilise uğrak noktalarınız arasında yer alabilir.

Pembe Vadi

Ürgüp’ün en iyi peri bacaları Pembe Vadi’de yer alıyor. Güneş batışlarında renklerin dans ettiği vadiyi diğerlerinden ayıran en büyük özelliği ise peribacalarının deve, tavşan gibi canlıların siluetlerine benzemesi.

Üç Güzeller

Birçok fotoğrafta karşılaştığınız ve görünce hatırlayacağınız Üç Güzeller, Ürgüp girişinde özellikle de geceleri kesinlikle dikkatinizi çekecektir. Bilmeseniz dahi, sizi uğramak zorunda bırakacak kadar güzel gözüküyorlar. Peribacası denince akla gelen formun en güzel şekil bulduğu yer işte burası.

Tabi ki bu güzelliğin bir efsanesi de var. Bunu aktarmadan da geçmeyelim. Kralın kızı bir çobana aşık olmuş ve kralın karşı çıkmasına rağmen kaçmışlar ve evlenmişler. Bir de çocukları olmuş. Torun sevgisine dayanamaz diyerek kralı yumuşatmayı ve bu sebeple affedeceğini düşünerek geri dönmeye karar vermişler. Fakat, kral tahminlerinden daha kara vicdanlıymış ve üçünün de öldürülmesini istemiş. Aşıklar da dua etmişler ve bir kaçış yolu istemişler ve duaları kabul olmuş, peri bacasına dönüşmüşler. İnanışa göre, öndeki peribacası çoban, ortadaki çocuk ve arkadaki de prensestir.

Bu efsane Üç Güzeller’i görmeyenler için bir şey ifade etmeyecektir ama bu peribacaları ile karşılaştığınızda bir de bu noktadan bakmalısınız. Sonuçta efsanedir evet ama bu efsane de onları izleyen bir çoban tarafından uydurulmamıştır. Çağrışım yapacak bir şeyler bulabilirsiniz.

Asmalı Konak

Tavsiye etsek mi bilemedik. İşin gerçeği, böyle tarih ve sanat dolu bir bölgede, bir diziye ev sahipliği yaptı diye konağın bu kadar popüler olmasını pek de kabullenemiyoruz. Gidilip görülmesinde bir mahzur tabi ki yok. Önemli olan mimari ve sanatsal açıdan çok daha görkemli yapıların Asmalı Konak kadar rağbet görmemesi. Dizinin tutkunuysanız ve o günleri tekrar hatırlamak istiyorsanız uğrayabilirsiniz. Ama baştan söyleyelim birçok oda kilitli.

Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi

Kapadokya’nın tarihinin, sanatının ve mimarisinin bir alanda özetlenmiş halini görmek isterseniz Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi’ne uğramalısınız. 150 yıllık bir konakta unutamayacağınız tarzda farklı bir müze oluşturulmuş. El bebekleriyle ünlü müze bölgenin kültürel ve tarihi yaşantısını görsel objelerle anlatmaya çalışmış. Türkiye’de gezilecek en güzel müzelerden olan bu müze aslında bir bebek müzesi. İçeriye giriş öğrenciler için 8 TL, tam bilet fiyatı ise 12 TL’dir. Bu müze dünyanın ilk temalı bebek müzesi ve Türkiye’nin de ilk bebek müzesidir. 200’den fazla bebeğin sergilendiği müzede dünyanın çeşitli yerlerinden gelen turistler de aşırı ilgi gösteriyorlar. Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi Nevşehir Ürgüp ilçesine bağlı Mustafa Paşa köyündedir. Konaklamak isteyenler ise içerisindeki butik otelde kalabilirler.

Taşkınpaşa Külliyesi

Külliye mi? dediğinizi duyar gibiyiz. Ama biz size Selçukluların da bölgede hakim olduklarını söylemiştik. Evet bu külliye çok bilinmiyor. Buraya gelmişken atalarımız da neler yapmış görmeliyiz diyebilirsiniz. Karamanoğulları da bölgenin yapısına uygun bir eser bırakmışlar. Ustalık dolu taş işçiliği taç kapısını inşa etmişler. Ürgüp’e 18 km. mesafedeki Damsa Köyü’nde yer alan külliye bir medrese, bir cami ve iki türbenden müteşekkil.

İlginizi Çekebilecek Diğer Eserler

Ürgüp civarında ziyaret edilebilecek birçok eser ve yapı yer alıyor. Mesafeleri birbirine ve Ürgüp’e biraz uzak olduğu için konuyla özellikle ilgilenmeyenler sadece turizm maksadıyla gelenler tarafından pek de rağbet görmüyorlar. Ama biz size yine de kısaca bahsedelim. Belki gidip görmek istersiniz ya da dikkatinizi çeken bir şey bulabilirsiniz.

Hallaçdere’de, hıristiyanlar tarafından hastane olarak kullanılan Hallaç Manastırı yer alıyor. Ortahisar Kasabasına 2 km uzaklıktaki Balkan Kiliseleri, Ürgüp’e 15 km mesafede yer alan Cemil Köyü Kiliseleri, Ürgüp’ten Mustafapaşa yönünde 15 km. uzaklığı bulunan Keşlik Manastırı, Yeşilöz Köyü’nde yer alan T planı Aziz Theodore (Tağar) Kilisesi, 20 km. mesafesi bulunan Kırkşehitler Kilisesi, Göreme yönünde Fıratkan, Ürgüp’ten Avanos’a doğru 6.km gittiğinizde bir Selçuklu Eseri olan Sarıhan Kervansarayı, Ürgüp’le arasında 17 km. bulunan çam ağaçları ile çevrili Damsa Baraj Gölü dağınık bir yerleşime sahip olsa da gezip görmek isteyeceğiniz yerler arasında yer alabilir.

Paşabağ Vadisi ve Zelve Gezilecek Yerler

Kapadokya’da gezip görebileceğiniz alanların her birisi diğerinden harika denilebilir. Ziyaret ettikçe bu hayranlığı yaşayacağınızdan emin olabilirsiniz. Kapadokya’da en güzel 3 yeri sırala deseniz bir tanesi kesinlikle Zelve’dir. Peribacası yoğunluğunun en fazla olduğu Zelve’ye gelirken Paşabağı Vadisi’ne uğrayarak bir diğer güzelliği görmelisiniz.

Ortahisar'da Gezilecek Yerler

Kapadokya’da Hrıstiyanlar şöyle yaşamışlar, kiliseler böyle yapılmış, keşişler şöyle saklanmış falan filan…Her şey iyi güzel de bu kentin bu bölgenin insanı nasıl yaşıyor, nerede yaşıyor? diyorsanız biz de size cevap veriyoruz: Ortahisar. Ürgüp’te Göreme’de genellikle turizm ile uğraşan insanları ve buna uygun olarak dizayn edildiğini düşündüğünüz otelleri, restoranları gördüğünüz için memurlar, işçiler veya turizmle uğraşmayan yerel halk nerede diye aklınıza gelmiş olabilir.

Bölge genel olarak sit alanı olduğu için müteahhitler çok katlı, eğreti yapılar yapamıyorlar. Zaten biz de onlardan kaçmak, onları unutmak için buralara gelmedik mi? Kapadokya’nın turizme açılan ilk bölgesi olmasına karşın Ortahisar kendi doğallığını ve yerel halkını koruyan küçük bir kasaba. Soğuk hava depoları ile meşhur. 700 civarında soğuk hava deposu yapılmış. Halk da o efsanevi üzüm bağları sayesinde geçimini sağlıyor.

Ortahisar Kalesi

Hitiler döneminde coğrafyanın imkanlarından faydalanılarak yani kaya oyularak oluşturulmuş kale aynı zamanda en büyük peri bacası olma ünvanına da sahip. Bizanslılar ve Osmanlıların da kullandığı kale 90 m. Yüksekliğinde. İçerisinde birçok oda ve tüneli görebileceğiniz kalenin zirvesine ulaşmak evet biraz maşakkatli. Ama zirvesinde hep fotoğraflarda gördüğünüz manzarayı izleyebilmek için değer. UNESCO Dünya Mirası listesine eklenen bu kale adeta zamana meydan okurcasına ayakta kalmayı başarmış. Ortahisar Kalesi etrafındaki kalelerin otantik ortamı ise çay ve kahve molası için idealdir. Ortahisar Kalesi’ne çıkmanızı muhakkak öneririm. Ortahisar Kalesi’nin yüksekliği 90 metre olup Uçhisar Kalesi’nin küçük kardeşi denilebilir.

Ortahisar Kalesi

İshak Kalesi

Ortahisar Kalesi’nin hemen yakınında yer alan İshak Kalesi’ne de uğramanızı tavsiye ederiz. İki kale arasında tüneller olduğu ve kuşatmalar sırasında ikmal ve destek konularında çok sık kullanıldığı hatta kimi zamanlar sığınak olarak da değerlendirildiği söyleniyor.

Ortahisar Kültür Müzesi (Ortahisar Etnografya Müzesi)

1916 yılında otel olarak inşa edilen bir binada yer alan etnografya müzesi Ekmek yapımı, kına gecesi ve tabi ki türk hamamı gibi kültürümüze has kareleri canlandırarak yabancı turistlere göstermeyi amaçlıyor.

Çavuşin Köyü'nde Gezilecek Yerler

Göreme’ye 2 km mesafesi bulunan Çavuşin Köyü de görülmesi gereken yerlerden birisi. Her ne kadar bölgeye gelen ziyaretçiler tarafından pek rağbet görmese de farklı bir coğrafyası bulunan Kapadokya’da diğerlerinden farklı bir ortam şartları. Yine hayretler içerisinde kalacaksınız, yine şaşıracaksınız. Eski Köy’de yeterince şaşırdıktan sonra yeni köye yani Çavuşin’e gelerek bölgeye özgü evleri arasında bir kahve içebilirsiniz. Çavuşin köyüne zaman ayırmak ve gezmek isteyenler en az 1 saatini ayırmalıdır. Çavuşin gezilecek yerlere Vaftizci Yahya Kilisesi ve Çavuşin Kilisesi’ni de dahil ederken köy içerisinde gezinirken 1000 yıllık tarihe şahitlik edebilirsiniz. Vaftizci Yahya Kilisesi’nin Kapadokya bölgesinin en eski kilise olduğu tahmin ediliyor.  Avanos Çavuşin köyünde terkedilmiş taş evleri gördüğünüzde köyün adeta terkedilmiş bir hayalet şehre dönüştüğüne şahitlik edeceksiniz. Köyün insanları çok sıcakkanlıdır. 

Eski Köy

M.S. 56 yılına kadar izlenebilen tarihi ile 1924 yılına kadar yaklaşık 2000 Rum’un yaşadığı eski köye mübadele sonrasında 1000 kadar Türk yerleştirilmiş. 200 kadar oyma eve rastlayacağınız köy kopan kayalar nedeniyle boşaltılarak hemen yanı başındaki ovaya taşınmak zorunda kalmış.

Bölgenin en eski kilisesi olan Vaftizci Yahya Kilisesi’nin yanı sıra Çavuşin Kilisesi’ni de bu köy sınırları içerisinde ziyaret edebilirsiniz.

Avanos'ta Gezilecek Yerler

Kızılırmak’ın tam da ortasından geçtiği Avanos el sanatları ile ünlü bir belde. Tabi ki peribacaları, vadileri ve kiliseleri var. Ama Göreme, Zelve gibi yerlerle kıyaslanınca çanakçılık ve halıcılık ile ön plana çıkıyor. Kapadokya gezinizde uğramanızı şiddetle tavsiye ettiğimiz lokasyonlardan birisi.

Avanos Güray Seramik Müzesi

Türkiye’nin ilk yeraltı seramik müzesi olarak bilinen Güray Müzesi dekorasyonuyla adeta görsel bir şölen hizmeti sunmaktadır. Seramikle ilgilenmeyenlerin bile muhakkak uğraması gereken yerlerden birisi olup müze içinde son yüzyıla ait seramik eserlerini görebilirsiniz. Ayrıca müze içerisinde M.Ö.’sine ait testi gibi kalıntıları da görebilirsiniz. Müze 3 bölümden oluşmaktadır. Atölye işçiliği bölümünde çömlekleri nasıl bir işçilikle yaptıklarını görebilirsiniz. İsteyenlerde 5 TL karşılığında kendi elleriyle çamurdan çanak yapabilirler. Antik ve modern eserlerin sergilendiği müzeyi Güray ailesi işletmektedir.

Güray Müzesi giriş ücreti 10 TL’dir. Müze kart geçerli değildir.

Çanak Atölyeleri

Kızılırmak’a adını veren kızıl toprak kullanılarak, o belgesellerde gördüğünüz işlikler üzerinde döndükçe şekil verilen çanakları izlemek için mutlaka uğramalısınız. Bölgenin en önemli özelliği olan kayaevlerde kurulmuş bu atölyeler turistlerin ilgisini çekmek için kurulmuş suni yerler değil. Avanos tarihi kadar eski, Hititlerden kalma bir baba mesleği. Avanos’u da diğer beldelerden ayıran en büyük fark.

Avanos Saç Müzesi

ABCNews.com tarafından yayınlanan dünyanın en ilginç 15 müzesi sıralamasında 6. Olan Saç Müzesi’ni görmeden gidemezsiniz. Şimdi çanakçılıktan bahsedince sac yerine saç yazdığımızı ve metal saçların işlendiği bir atölye ile karşılaşacağınızı düşünmüş olabilirsiniz. Ama ne yazık ki yanıldınız. 16 bin civarında bir tutamlık kadın saçı sergileniyor. Sizce de ilginç olmayı hak etmiyor mu?

Özellikle bayanlar, Guinness Rekorlar Kitabı’nda da yer alan müzeye giderken yanınızda bir makas götürebilirseniz siz de müzeye katkıda bulunabilirsiniz. İsminizi yazabilir hatta birçok ziyaretçi gibi vesikalık fotoğrafınızı bile saçlarınızın bir yanına iliştirebilirsiniz. Kapadokya’ya ne kadar zaman ayırdınız ya da ayıracaksınız bilemiyoruz. Emin olduğumuz bir konu var ki o da tekrar gelmek isteyeceğiniz. Müze’yi kuran çömlek ustası Galip Körükçü de her yıl çekiliş yaparak saçlarını müzeye bırakmış 20 kişiyi Kapadokya’ya davet ediyor ve tüm masraflarını karşılıyor. Günün birinde bu talihlilerden birisinin siz olmayacağınız ne malum?

Saruhan Kervansarayı

Selçuklular tarafından 13. yy.’da inşa edilen eser İpek Yolu üzerinde bulunduğu için döneminde çok çalışmış ve çok yorulmuş. Sizi alıp geçmişe götürecek bu yapıyı oluşturan taşların renginden dolayı Saruhan ismini almış. Odalar, mescit ve ahırın çevrelediği büyük bir meydan ve tüm kervansarayı kuşatan yüksek duvarlar kendine özgü bir atmosfer oluşturuyor.

Alaaddin Cami

Hüküm sürdüğü bölgelerde inşa ettiği eserleri ile ünlü olan Selçuklular tarafından daha doğrusu camiye adını veren Sultan Alaaddin Keykubat tarafından inşa ettirilen cami 1600’lü yıllarda ve 1964 yılında onarılmış.

Tarihi Avanos Evleri

Bölge mimarisinde Saruhan Kervansarayı ve Alaaddin Cami ile başlayan Selçuklu etkisi kendisini evlerde de gösteriyor. Türk evlerinin kendi tarzlarında yapılması bundan yaklaşık 150 yıl öncesine dayanıyor. Çanakçılıktan dolayı toprağa şekil verme konusunda atadan kalma bir yeteneğe sahip olan bölge halkı evlerinde taş işçiliğini kullanmış. Günümüzde 50-60 tane ev kalmış ve bir kısmı restore edilmiş olsa da bu yaşam tarzını da görmelisiniz. Hangisine gideyim, nerede bulayım diyorsanız Doktor Hacı Nuri Bey Konağı en ünlülerinden birisi. Dizi ve sinema filmlerine de ev sahipliği yapmış olan 1902’de inşa edilmiş.

Sallanan Köprü (Asma Köprü)

Avanos’un simgelerinden birisi de Sallanan Köprü ya da Asma Köprü. 45 yıllık bir geçmişi bulunan, Kızılırmak üzerine çelik halat, direk ve tahtalarla kurulmuş Köprüde yürürken zaten kendiliğinden sallanıyor hatta biraz endişelendirecek kadar çok sallanıyor. Adı sallanan köprü diyerek, biraz da ben sallayayım, demeyin. Bilerek sallayanlar tespit edildiğinde zabıta tarafından Kabahatler Kanunu devreye sokularak ceza veriliyor.

2.5 m. genişliği ve 180 m. uzunluğu bulunan köprüyü kullanıp Kızılırmak’ın diğer yakasına geçmek istiyorsanız ve turist yoğunluğunun olduğu bayram gibi tatil dönemlerinde bu kararı verdiyseniz biraz zaman ayırmanız ya da sabah erken saatlerde bu eylemi gerçekleştirmeniz gerekebilir çünkü uzun bir sıra oluşabiliyor.

Dereyamanlı Kilisesi

Meryem Ana Kilisesi diye de bilinen 2. yy.’a ait ibadethane Avanos Belediyesi ve Vatikan temsilcileri tarafından ibadete açılmış.

Belha Manastırı

Avanos’a bağlı Özkonak’ta yer alan manastırda erkek ve kız öğrenciler için oluşturulmuş bölümler, Ayazma Suyu’nu kullanan bir hamam, mutfak, gözetleme kulesi ve bir de zindan bulunuyor. Bu manastırın da bir efsanesi var. Bahsetmeden geçmek olmaz. Belha, o dönemin aşiret reislerinden birisinin kızıymış. Bir gün Ayazma Suyu’nda yıkanırken bir delikanlıya aşık olmuş. Belha güzel bir kız olduğu için taliplileri de çokmuş. Babası da bu yiğitleri denemek istemiş ve adetlere uygun olarak cirit yarışmaları düzenlemiş. Bu yarışmalar esnasında genç kız ve sevgilisi de aynı okla vurulmuş. Bu manastır da onların anısına inşa edilmiş. Hüzünlü bir efsanesi olan manastırın 6. yy. dolaylarında inşa edildiği düşünülüyor ve aradan geçen zaman içerisinde manastır bu hüzne çok da dayanamamış gibi gözüküyor.

Çeç Tümülüsü ve Lahit Mezar

1971 yılında tamamen tesadüf eseri bulunan mezar koskoca Kapadokya Bölgesi’nde bugüne kadar ortaya çıkartılabilen tek lahit mezar olma ünvanını taşıyor. Tarihi eser kaçakçıları tarafından talan edilen mezarda yapılan çalışmalar sonucunda bir kadına ait olduğu anlaşılmış.

Kızılırmak’ın güneyinde yer alan ve 32 metre yüksekliğe sahip olan Çeç Tümülüsü parça halindeki taşlardan oluşuyor. 15 km. uzaklıkta olmasına rağmen Avanos’tan bile gözüken Tümülüs kimileri tarafından huniye kimileri tarafından da kovboy şapkasına benzetilebiliyor.

Kaymaklı Yeraltı Şehri

Hep diyoruz ya Kapadokya başka bir dünya. Coğrafyası, atmosferi insanı başka bir hayata, başka bir dünyaya götürüyor. Kapodakya’nın güzellikleri sadece yer üstündekilerle sınırlı değil. Bir de yeraltı şehirleri var. 200’e yakın olduğu söyleniyor. Zamanında bölge insan zor coğrafi şartlar altında yaşayabilmek için coğrafyanın kendilerine hazırladığı olanakları da olabildiğince kullanmışlar.

Bölgede ziyarete açık olan 36 yeraltı şehirlerinin de en ünlüsü Kaymaklı Yeraltı Şehri. Nevşehir merkez ile arasında 19 km. var. Şehir 8 kattan oluşuyor fakat sadece ilk 4 katının gezilmesine müsaade ediliyor. Şehrin ilk katında ahırlar yer alıyor. İlginç geliyor insan değil mi? Yaşam şartları mı hayvanlara öncelik vermiş yoksa mantıklı olan mı buymuş bilinmez. Alt katlarda mezarlık, kilise ve tabi ki yaşam alanları bulunuyor. Yaşam alanları içerisinde en dikkat çekici olanı ise ortak kullanım hakkına sahip mutfak.

1. kat, 2. kat diye anlatıyoruz ama bu yer altı şehrini usta bir mimarın çizdiği cazibeli bir alışveriş merkezi sanmayın. Yumuşak tüf kayalar oyulmuş ve bir şehir kurulmuş. Tamamen insan gücüyle oluşturulan şehrin inşa sürecini bir düşünün. Dolayısıyla kayalar ihtiyaçları karşılayacak kadar şekillendirilmiş. Dar geçitler, karmaşık tüneller sizleri bekliyor.

Depoları, erzak ambarlarını, havalandırma bacalarını, su kuyularını gördükçe neden bunları yukarıda bırakmamışlar diye merak ediyorsunuz. Çünkü bu şehir günlük hayat içerisinde kullanılan bir şehir değil. İhtiyaç oluştuğunda yani bir saldırı veya kuşatma esnasında halkın geçici olarak barınmasını sağlamak amacıyla oluşturulmuş ve en ilginci. Hani filmlerde görülen yuvarlak ve sadece içeriden açılabilen taş kapılar vardır ya…İşte buradalar. Savunma amaçlı kurulmuş bir şehirde bundan daha mantıklı bir çözüm olamaz. Görmeniz gereken en önemli Kapadokya Durakları’ndan bir tanesi Kaymaklı Yeraltı Şehri.

Kapadokya’nın Derinkuyu Bölgesi’nde 1800’lü yıllarda bile yerleşim yeri bulunmazken M.Ö. 3000 yıllarında kurulduğu tahmin edilen yeraltı şehri ancak 1963 yılında tamamen şans eseri bulunuyor. Yaklaşık 70 metre derinlikteki 52 su kuyusu şehre adını vermiş. Şimdilik 8 katı temizlenebilen ve ziyarete açılan yeraltı şehrinin 12 ve 13 kat olduğu ve 85 m. derinliğe ulaştığı zannediliyor.

Kaymaklı Yeraltı Şehri ile mimari olarak aynı özellikleri taşıyan şehri gezebilmek için dar tünelleri kullanmak zorundasınız. Burada diğerinden farklı olarak bir de misyoner okulu yer alıyor. Sizi meraklandırabilecek bir tünelle de karşılaşıyorsunuz. Bu tünelin uzunluğunun 9 km olduğu ve diğer yeraltı şehirleri arasında bir yol olduğu düşünülüyor. Bu tünel girişte karşılaştığınız tünel kadar dar değil. Hemen hemen 2 m.ye 2 m. diyebiliriz.

Bir bölge halkını barındırabilmek üzere tasarlanmış yeraltı şehrinde havalandırma kanalları örümcek ağı gibi her tarafı sarmış. Bu konuda hiçbir zorluk yaşamıyorsunuz. 5. Kattan itibaren tüneller iyice daralıyor ve insanı zorlayacak seviyeye ulaşıyor. Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin en azından şimdiye kadar bulunmuş en geniş bölgesi 7. katta yer alıyor. Bu alanda kilise, su kuyusu, mezarlık ve bir de toplantı odası bulunuyor. Dünyanın en eski akıl hastanesinin de bu şehirde olduğuna dair rivayetler var ama henüz sadece söylenti. Kaymaklı Yeraltı Şehri giriş ücreti 30 TL olup müze kart geçerlidir.

video_library

Özkonak Yeraltı Şehri

Avanos’ta gezilecek yerler listesinde olan yeraltı şehri Avanos merkeze 14 km uzaklıktadır. Özkonak Yeraltı Şehri giriş ücreti 20 TL’dir. Özkonak ve diğer yeraltı şehirlerinin tam anlamıyla sırrı çözülememiştir. Eğer astım gibi kronik hastalıklarınız varsa yeraltı şehirlerine girmemeniz tavsiye olunur. Özkonak Yeraltı Şehri diğer yeraltı şehirlerine nazaran daha küçüktür.

Derinkuyu Yeraltı Şehri

Adından da anlaşıldığı üzere Derinkuyu Kapadokya’daki yeraltı şehirlerinin en büyüğü ve en derinidir. Her katında bulunan erzak depolarından tutun daracık tünellerine,mutfak ve dinlenme (uyuma) alanları mevcuttur. 8 katlı bir yeraltı şehri olan Derinkuyu tahmin edilenden çok çok daha büyüktür. İçerisinde bulunan mezarlığın ise buranın gerçek bir şehir hayatı olduğu hissini bana verdiğini söyleyebilirim. Kapalı alan korkusu olanların ise buraya girmemelerini özenle tavsiye ederim. Bazı bölümlerinde ise ışık olmadığını videolarımdan izleyebilirsiniz. Derinkuyu Yeraltı Şehir merkezi giriş ücreti vermek istemeyenler ise müze kart çıkarabilirler.

Ihlara Vadisi'nde Gezilecek Yerler

Kapadokya’ya gittiğinizde mutlaka ama mutlaka görmeniz gereken bir yere geldik. Ihlara Vadisi. Göreme’ye uzaklığı 87 km. ve Aksaray ili sınırları içerisinde yer alıyor. Vadiye ulaşabilmek için uzun bir yolculuk yapıyorsunuz. Aklınızda yemyeşil ağaçlar ve bir dere. Yaklaşmış olmalıyız artık diyorsunuz ama çevre araziler biraz kurak gibi. İşte şurası Ihlara Vadisi, diyebileceğiniz hiçbir şey yok. Tabelalar sizi yönlendiriyor ve bir bakıyorsunuz gelmişsiniz. O fotoğraflarda gösterilen vadi burasımıymış, diyebilirsiniz. Ama biraz aceleci davranıyorsunuz. Arabadan bir inin bakalım, o meşhur merdivenlere doğru biraz yaklaşın. Evet, hiç beklenmedik, hiç tahmin edilemeyecek bir yerde cennetten bir köşe. Bu anlattıklarımızı abartmak için yazmıyoruz ilk defa giden insanların ve bizim de yaşadığımız ruh hali tam olarak böyle oluyor.

Gelelim meşhur merdivenlere. Tam tamına 380 basamak sizi bekliyor olacak. İnmesi de çıkması da efor gerektiriyor. Ama kendinizi yalnız hissetmeyin. Özellikle çıkarken arada durup soluklanan bir sürü insan var. Merdivenlerin başına geldiğiniz zaman nasıl harika bir yere geldiğinizi anlayacaksınız.

Yaklaşık olarak 14 km. uzunluğundaki vadinin hemen hemen 6 km.si yürüyüş için tercih ediliyor. Vadiyi oluşturan Melendiz Çayı’nın her iki tarafını da yürüyüş için tercih edebilirsiniz. Vadiye trekking için değil de gezmek için geldiyseniz Melendiz Çayı’nın üzerine kurulmuş ahşap çay bahçesini görünce zaten artık geri dönme vaktinin geldiğini de anlayacaksınız. Su sıcaklığı sizin için uygunsa burada ayaklarınızı akan suyun içine sokarak bir soluklanabilir, bir şeyler atıştırabilirsiniz.

Ihlara Vadisi, içerisinde irili ufaklı sayısız kilise barındırmaktadır ancak sadece 14 tanesi günümüze kadar dayanabilmiş. Bu kiliselerden bugün en ihtişamlısı da Saint Georges Kilisesi. Bu kilisenin süslemelerinde yer alan bir elbise üzerinden Selçukluların bu kilisenin yapım aşamasında destek verdikleri düşünülüyor. Eğritaş Kilisesi, Kokar Kilisesi, Pürenli Kilisesi, Daniel Kilisesi, Sümbüllü kilise ve Yılanlı Kilise vadi içerisinde gezdikçe karşınıza çıkacak diğer kiliseler.

Ihlara Vadisi’nin merdivenlerinin 380 basamak oluşu ve 3 kilometrelik yürüyüş parkuru ilk başta insanın gözünü korkutsa da böylesine güzel doğa harika bir bölgeyi muhakkak gezmelisiniz. Melendiz Çayı boyunca uzanan yürüyüş parkurunu sağlıklı bir şekilde tamamlamak için spor ayakkabı giymenizi öneririm. Ihlara Vadisi giriş ücreti vermek istemeyenler müze kartı çıkarabilirler. Ihlara Vadisi içerisinde bulunan Yılanlı Kilise ve Ağaçlı Kilise’yi ziyaret edebilir ve kayalara oyulan deliklerdeki kuşları gözlemleyebilirsiniz. Ihlara Vadisi yürüyüşü Belisırma’da son buluyor. Vadinin 2 girişi bulunmaktadır. Ihlara Vadisi’nin tam ortasında bir kafe var. Eğer yürüyüşten sıkılıp yarıda bırakmazsanız Melendiz Çayı üzerindeki kafede yemek yemenizi muhakkak öneririm. Kavurucu sıcaktan bir nebze de olsa soluklanmak isteyenler için mükemmel bir yerdir.

NOT: Ihlara Vadisi Nevşehir’de değil Aksaray sınırları içerisinde kalıyor. Ihlara Vadisi giriş ücreti 20 TL’dir.

video_library

Soğanlı Vadisi Kayseri

Soğanlı Vadisi içerisindeki onlarca kilise size çok değişik bir tarihsel deneyim kazandıracağına eminim. Kapadokya gezilecek yerlerin dışında kalması nedeniyle bir çok insanın adını bile duymadığı yer olsa da muhakkak zaman ayrılması gerektiğini düşünüyorum. Doğası,kiliseleri ve Soğanlı köyü tüm güzellikleri ile sessiz sakin bir yerdir. Kapadokya’da testi kebabı nerede yenir? Diye soranlara ise Soğanlı Vadisi girişindeki restoranı öneririm. Restoranın bahçesi adeta dünyadan kopmuş bağımsız bir yer gibi yeşilliklerle doludur. Soğanlı Vadisi içerisinde taştan oyma evleri görülmeye değer. Vadiye girer girmez yol ikiye ayrılacaktır. Sol taraftan gidildiğinde hem restoranlara hem de kiliselere sağ taraftan gidildiğinde ise sadece kiliseleri görebilirsiniz.

Soğanlı Vadisi'ne nasıl gidilir?

Soğanlı Vadisi Ürgüp’e 40 km uzaklıkta Nevşehir’e ise 60 km uzaklıktadır. Nevşehir Derinkuyu’dan sonra uğradığım Soğanlı köyüne Mazı köyünden geçip ulaşabilirsiniz.

video_library

İBRAHİM PAŞA KÖYÜ

Damat İbrahim Paşa’nın külliyesinin bulunduğu bölgede çok eski dönemlerden kalan cami,kitaplık,medrese ve hamamdan oluşan yapıları Damat İbrahim Paşa yaşadığı dönemde yaptırmıştır. Tarihe yakından ilgisi olan kişilere buraya gitmeleri tavsiye olunur.

Paşabağı Vadisi

Paşabağı Vadisi’ni gezerken milyonlarca yıldır gelişimini tamamlamış olanların yanı sıra yeni yeni oluşmaya başlamış peribacalarına da şahit olabilirsiniz. Hristiyanların yaşadığı dönemlerde bu vadi keşişler için bir inziva mekanıymış bu nedenle buraya Rahipler Vadisi de deniliyor. Vadiyi gezdikçe keşişlerin neden burayı tercih ettiğini anlayabiliyorsunuz. Çok sessiz ve kendine has bir atmosferi var. Paşabağı Vadisi içerisinde bir çok şapel ve tünel ile karşılaşabilir, yorulduğunuzda bir şeyler atıştırarak dinlenebilir ve üzüm bağları ile dut ağaçlarından faydalanabilirsiniz. Kapadokya’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden olan Paşabağları’nda Kapadokya bölgesinin en güzel peribacalarını görebilirsiniz. Ayrıca Paşabağ’da Kapadokya alışverişinizi de yapabilirsiniz. Çay kahve içmek için ideal bir yer olup araç için otopark ücretsizdir. Hani hep merak ederiz ya kayaların üzerinde mantar gibi duran Peri bacaları nerede diye,işte aradığınız adres tam olarak burası yani Paşabağ. Çocuklu ailelerin de rahat bir şekilde gezebileceği şekilde düz bir konumdadır. Kapadokya gezimin bir gününde gezmeye buradan başlayıp kahvaltımı yapıp yola devam etmiştim. Paşabağ Vadisi giriş ücreti yoktur. Paşabağları nerede diye soranlara; Avanos’a giderken Zelve’ye gelmeden yol üzerindedir.

Zelve Açık Hava Müzesi (Zelve Vadisi)

Sırada bölgenin en eski ve en uzun süre yerleşim yeri olarak kullanılmış alanı var. İlk olarak insanların ne zaman bölgeye geldikleri tam olarak bilinmese de Hristiyanlar için 8. yy.’dan itibaren dini bir merkez halini almış. 1950’li yıllara kadar da köy olarak kullanılmaya devam etmiş. En etkili kaya evlerine rastlayabileceğiniz Zelve Açık Hava Müzesi kopan ve düşen kayaların bölge halkı üzerinde oluşturduğu tehlike nedeniyle boşaltılmak zorunda kalmış.

Farklı dönemlerde de olsa bu köyü kullanan iki farklı inanca mensup halk tarafından inşa edilmiş kilise ve camilerin birbirleri ile benzerlikleri de dikkat çekici. Dediğimiz gibi peribacalarının en yoğun olduğu Zelve Vadisi Kapadokya gezilerinin vazgeçilmezlerinden. İsterseniz burada yürüyüş yapabilir isterseniz de safari turları ile bölgeyi gezebilirsiniz. Ama ne yapın edin bu vadiyi görün.

Üç ayrı vadiden oluşan açık hava müzesinde biri 170 ve 250 m.’lik yürüyüş ve gözlem parkuru bulunuyor. Bir zamanlar burada insanların ne şartlar altında yaşadığını düşünerek üzülüyorsunuz ama bölgenin atmosferinde yaşamanın insan hayatını uzatacağını fark ederek de özeniyorsunuz. Komşuluk ilişkilerinin yok olduğu günümüze kıyasla o dönemde kaya evleri arasında yine kayalar oyularak oluşturulmuş tünelleri görünce neleri kaybettiğimizi de aklınızdan geçireceksiniz.

Vadiyi gezmeye karar verdiyseniz kıyafetlerinize de dikkat etmelisiniz. Rahat elbiseler ve spor ayakkabı giyerseniz yerleşim alanının her köşesine rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

Hristiyanlardan ya da mübadele yıllarından sonra köye yerleşen Müslüman halk da kendi ibadethanelerini yani camilerini yapmışlar. Caminin içerisinde yer alan mihrap da mimari tarza uygun olarak kayanın içine oyulmuş.

Eğer şanslıysanız ziyaret ettiğiniz tarihlere denk gelen bir etkinlik varsa ona da katılabilirsiniz. Ya da en iyisi siz gitmeden önce etkinliklere göz atın sizin için de uygun olan bir tarihe gezinizi planlayabilirsiniz.

Kapadokya’ya geldim ama çok vaktim yok diyorsanız mutlaka Zelve’ye uğrayın ve en az 2 saatinizi bu köye ayırın. Pişman olmayacaksınız.

Devrent Vadisi (Hayal Vadisi)

Kapadokya’ya gitmeye karar verdikten sonra mı bu yazıyı okuyorsunuz? Yoksa nereye gitsem diye düşünürken mi denk geldiniz? Karar verip de bakıyorsanız deveyi andıran peribacalarının fotoğrafını zaten bir yerlerde görmüşsünüzdür. Yok daha görmediyseniz geç kalmış sayılmazsınız. İşte o meşhur peribacası Devrent’te.

Hayal Vadisi sizlere bu sefer Kapadokya gezinizde yeni bir sayfa açacak. Burada kiliseleri ya da şapelleri göremeyeceksiniz. Pembe Vadi diye de adlandırılan Devrent Vadisi sizleri hayal dünyasına taşıyacak figürlere sahip. Deveyi andıran peribacası en ünlüsü. Hayal Vadisi diye boşuna dememişler. Sanki geçmişte burası dev hayvanların yaşadığı bir hayvanat bahçesiymiş de sihirli bir el dokunmuş da hayvanlar taşa dönüşmüş gibi duruyor. Fok, kuş, at veya tavşan gibi birçok hayvanı ve belki de hayal gücünüze bağlı olarak daha fazlasını görebilirsiniz.

Devrent, “uçurum” anlamına geliyor ama bu ismi neden verdiklerini anlayamadık. Aksine çok cezbedici bir ambiyansı var. Bu vadide yürüyüş parkuru yok sayılacak kadar kısa. Hayvanları ziyaretinizin yanı sıra ay doğuşunu izlemek isterseniz harika bir seçim yapmış olursunuz. Tabi gitmeden önce ayın kaçta doğacağını da öğrenmeniz gerekir. 

Mistik bir doğa bölgesi olan Devrent Vadisi’ne gittiğinizde kayaların şaşırtıcı şekillerinin sizleri büyüleyeceğine eminim. Kapadokya’nın simgelerinden olan deve şeklindeki peri bacaları da buradadır. Kapadokya bölgesinin zaten büyüleyici bir yer olduğu aşikar bir de üzerine Devrent Vadisi’ni Kapadokya gezilecek yerler listesine eklediğiniz zaman muhteşem bir Kapadokya gezisi sizleri bekliyor olacak. Bazı kaynaklarda Hayal Vadisi bazı kaynaklarda ise Perili Vadi olarak adlandırılıyor.

Devrent Vadisi nerede?

Zelve’ye gelmeden Ürgüp Avanos yolunda Devrent Vadisi’ni görebilirsiniz. Devrent Vadisi girişi ücretsizdir.

Kapadokya'da Ne Yenir?

Kapadokya’nın en meşhur yemeği testi kebabıdır, diye klasik bir giriş yapabiliriz. Ama gördük ki aslında Yozgat’a ait yöresel bir tatmış. Kapadokya’nın kendine has yemeği ise ata mesleği ile uyumlu olan çömlek kebabıymış. Genel olarak kötü haber ise çömlek kebabını yapan pek de bir yer yok. Çünkü restoranlar menülerini turistlere yönelik hazırladıkları için yöresel tatlar zamanla unutulmaya başlamış. Biz size yine de ulaşabileceğiniz ve tadabileceğiniz yöresel tatları aktaralım.

Yozgatlılar testi kebabını Türk Patent Enstitüsü’nde sahiplenmiş olsalar dahi Kapadokya’nın en ünlü yemeği olduğu gerçeğini değiştirememişler. Bilmeyenler için söyleyelim en büyük özelliği toprak testi içerisinde pişirilmesi. Güveçte yapılan yemeklerin tadı bir başka olur. Güveç de topraktan imal edilir ve kapağı kapatılırken hava almaması için hamur sürüldüğü de olur. Testinin ise kapağı yok, tamamen hamurla kapatılıyor. Orjinalinde tandırda yapılan kebap, turizme yönelik işletmeler tarafından siparişleri yetiştirebilmek adına hızlıca fırında yapılıyor. Tandırda yapılan bir restoranda yiyecekseniz de 3-4 saat öncesinden sipariş etmeyi unutmayın.

Her gün testi kebabı yiyecek değilsiniz ya çeltik kebabını ve kiremitten çoban kavurmayı da tatmanızda fayda var. Yine çömlek demeyin ama çömlek fasulyesini de bir deneyin. Yüzyıllardan bu yana bölgede meslek halini almış çömlekçilik, dolaylı yoldan yemeklerin nasıl yapılacağını da etkilemiş. Dolayısıyla bölge insanı çömlek ile pişen yemeklerin nasıl daha leziz olduğunu öğrenmişler. Ayrıca, üzüm bağları ile meşhur topraklarda yaprak sarmasını övmeye gerek var mı? Büyüleyici bir atmosferde yaşayan bağların bir başka meyvesi yaprak sarmayı bir de burada yemelisiniz.

Meşhur olanları ve büyük şehirlerde de kolayca bulabileceğiniz yemekleri saydık. Bu bölgenin kendine has tatları yok mu? Elbette var. Yumurtalı, cevizli ve üzüm pekmezi ile tatlandırılmış bir çeşit un helvası olan dolazın, bir çeşit üzüm lokumu sayılabilecek köftürün tadını almak isteyebilirsiniz.

Derinkuyu İlçesine bağlı Kaymaklı Köyü biraz uzak gelebilir. Kuru kaymağı denemek istiyorsanız biraz yol yapmanız gerekecek. Sadece bu köyde üretilen ve 5 günlük bir uğraş sonrasında yemeye hazır hale gelen kaymak bıçakla kesilebiliyor ve gofret gibi yeniyor.

Yeni tatlara hazır değilim derseniz ki bizce dememelisiniz, gözleme, mantı başta olmak üzere büyük şehirlerde ulaşabildiğiniz her çeşit yemeği sipariş edebilirsiniz.

Kapadokya'da Hangi Aktiviteler Yapılır?

Kapadokya’ya geldiyseniz illa ki taş otellerde kalacaksınız, vaktinizin uygunluğuna göre gezeceksiniz ve insan doğası gereği de yemek yiyeceksiniz. Bu konuda bir şüphemiz yok ve buraya kadar da zaten bu konuları konuştuk. Gezmekten yoruldum ya da biraz da değişik bir şeyler olsun diyenler de olabilir. Şimdi de biraz aktivitelerden bahsedelim.

Balon Turları

Kapadokya denilince insanın aklına ilk önce peribacaları daha sonra da balonlar gelir. Sabah güneş doğuşunda balon turlarına katılmalı ve göz alabildiğine uzanan Kapadokya’yı bir de yukarıdan izleyin. Ben o saatte kalkamam, diyenler için günbatımı turları da düzenleniyor. Hava güzelse daha doğrusu hava elverişli olduğu sürece turlar her sabah yapılıyor ama önceki günden yerinizi ayırtmalısınız. Allem edin kallem edin ama balon turuna mutlaka katılın.

At Turları

Daha önce bahsettik ama yeri gelmişken bir daha değinelim. Gezmek isteyeceğiniz daha doğrusu Kapadokya’ya gelmişken görmeniz gereken irili ufaklı bir sürü vadi var. Ihlara Vadisi gibi kimileri çok uzaktalar ama genelde Göreme etrafında yani Göreme Milli Parkı’nda yoğunlaşmışlar. At çiftliklerine giderek at turlarına katılabilir ve bu vadilerdeki gezileri daha eğlenceli hale getirebilirsiniz. 1 saatlik turlara katılarak at sürme keyfini yaşayabilir ya da tam günlük turlara katılarak Kapadokya’nın en güzel yerlerini at sırtında keşfedebilirsiniz. Tercih sizin.

ATV Turları

Daha heyecanlı ve çabuk bir Kapadokya Gezisi istiyorsanız atv turlarını deneyebilirsiniz. 1 saat ile 4 saat arasında değişebilen standart turlara katılabilir ya da kendi belirleyeceğiniz noktalara rehber eşliğinde safari düzenleyebilirsiniz. Adrenalini seviyorsanız ehliyetiniz olmasına ya da araba kullanmayı biliyor olmanıza gerek yok. Dikkat etmeniz gerek nokta, kıyafet seçimi. Tozlu belki mevsimine göre çamurlu yollarda belki de su birikintilerinde bu yolculuğu yapacağınız için kıyafetlerinizi ertesi gün kullanamayabilirsiniz.

Çömlek Yapımı

Yöre halkının ata mesleği olan ve hayatlarında önemli bir yer tutan çömleklerin Avanos’ta yapıldığını hatırlarsınız. Avanosa gittiğinizde sadece çömlek alıp veya çömleklere bakıp geri dönmeyin. Chez de denilen çömlek atölyelerine uğrayın. Saç Müzesi’ni kuran Galip Körükçü ve Güray Müze bunların en ünlüleri. Chez Galip’e uğrayarak çömleğin nasıl yapıldığını izleyebilir hatta kendi yeteneğinizi konuşturmak için hiçbir ücret ödemeden işliğin başına geçebilirsiniz. Dünyanın en ilginç 6. müzesini kuran bir insandan ilginç fikirler duymak garip gelmeyecektir. Atölyede gezerken sakarlığınız tuttu ve bir çömleği kırdınız. Korkmayın mı diyelim yoksa korkun mu diyelim bilemedik. Korkmayın çünkü sizden kırdığınız şeyin parasını istemiyorlar. Korkun çünkü size çömlek yapmayı öğretmeyi ve kırdığınız şeyin yenisini yapmayı teklif ediyorlar.

Dolunay Yürüyüşlerine Katılın

Tatilinizin gündüz bölümü Kapadokya’nın tamamını gezmeye yetecek olsa bile eğer dolunayda tatilinize devam ediyorsanız dolunay yürüyüşlerine katılın. Farklı vadilerde, farklı etkinliklerle ve istediğiniz kadar kişi ile bu yürüyüşlere katılabilirsiniz. Önemli olan, dolunayda ya da 2-3 gün önce veya sonrasında orada olmak ve ay doğuş saatinin sizin için uygun olması.

Gondol Turu Yapın

Gondol turu yapmak için illa ki Venedik’e gitmenize gerek yok. Kapadokya’ya gelmişken Avanos’a gitmeyi planlarken neden Kızılırmak’ta bir gondol turu yapmayasınız ki? Sallanan Köprü’den geçtikten sonra ya da geçmeden önce 15 dk.nızı bu gezintiye ayırabilirsiniz. Yalnız dikkatli olun Pazar günleri yapılmıyor ve diğer günler de sadece 13.00’da yapılıyor. Gitmeden önce katılmayı düşünüyorsanız da rezervasyon yaptırmanız daha iyi olacaktır.

Eylül ayında gelecekseniz bağ bozumuna izleyebilir ve festivallerine katılabilirsiniz. Şaraplarıyla ünlü bölgede senenin her günü şarap tadım mağazalarına uğrayabilir, mahzenleri gezebilirsiniz. Gün doğumunda yoga yapabilir ya da havalanan balonları seyredebilirsiniz. Özellikle turistler için düzenlenen Türk Geceleri’nde nostaljiyi yaşayabilir semazen gösterileri ile Mevlana’yı yad edebilirsiniz. Romantizmiyle ünlü bölgede sabah havalanan balonların organizasyonları ile evlenme teklif etmek istiyorsanız…

Kapadokya gün doğumu saatleri kaçmaz

video_library

Kapadokya'ya Ne Zaman Gidilir?

“Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı” Bu ifadeyi bilmeyen yoktur herhalde. Coğrafya derslerinde İç Anadolu Bölgesinde etkili olan karasal iklimin tanımı. Kapadokya için de bu ifadeyi kullanabiliriz. Bahar ve Sonbahar aylarında gitmek en ideali.

Kartpostallarda yer alan karlarla örtülü Kapadokya’yı yaşayabilmek romantizmin ve otantik atmosferin doruk noktasına ulaşmak demek. Kışın yapacağınız Kapadokya tatili gezmek için pek elverişli olmayabilir. Hem günler kısa olacak hem de soğuk.

Okulların tatil olduğu ve tatil planlarının yapıldığı yaz aylarında gelmek günün kullanımı açısından yararlı olacaktır fakat kızgın güneşin altında vadilerde dolaşmak da ayrı bir efor gerektirecektir.

Bahar ve Sonbahar aylarında Kapadokya’yı ziyaret etmek hem sıcaklık, hem güneş ışığı yönünden en uygun zaman olacaktır. Yazın dik açıyla gelecek olan güneş ışıkları bu mevsimlerde daha eğik geleceğinden peribacaları ve vadilerde oluşturacağı atmosfer de çok daha etkileyici olacaktır.

"KAPADOKYA GEZİLECEK YERLER" Hakkındaki Genel Yorumlar (1)

Songül 6 Ağustos 2018 Pazartesi
Nevşehiri gezmek istiyoruz, şanlıurfa dan gelicez.. Neler tavsiye edersiniz? Yardımcı olursanız sevinirim

A
B
F
G
H
İ
K
M
R
S
T
U
A
B
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
R
S
Ş
T
Ü
V
Z