Yaz

AMASRA GEZİLECEK YERLER

calendar_today Mar 29, 2018

AMASRA GEZİLECEK YERLER

AMASRA GEZİ REHBERİ

Fatih  Sultan Mehmet’in 13. yüzyılda Cenevizliler’in elinde olan Amasra’ya 1460’ta düzenlediği seferde şehre uzaktan bakarak “Lala, Lala!, Çeşm-i cihan bu m’ola” sözünü hiç duymuş muydunuz? Fatih bu sözüyle“Bu kadar güzel bir yere zarar vererek almak istemem kalenin anahtarını bana getiriniz.” demiştir. Amasra işte bu kadar güzel bir yer. Şehrin ismini alışında bile bir tarih yatmakta… Nasıl mı? Amastris bir pers kralıdır. M.Ö. ikinci yüzyılda yaşamıştır. Aşk hayatında hep siyasi evliliklere yer veren Amastris, Büyük İskender’e mağlup olunca Craterus Amastris’le evlenir fakat bu evlilik uzun sürmez. Amastris o zamanlarda Sesamos olarak bilinen Amasra’yı çok beğendiğinden kente kendi adını vermiştir.

Kenti imar ettiren Amastris’in iki çocuğu bulunmaktadır. Amastris her geçen gün güçlenmeye devam eder fakat oğulları tarafından öldürülür. Bu siyasi karmaşadan yararlanan Amastris’in üçüncü eski eşi Makedon General Lysimachus Amastris’in oğullarına intikam bahanesiyle suikast düzenler. Kısacası bugün birçok yerden yerli ve yabancı turisti ağırlayan Amasra’ya adını veren Amastris’in hayatı entrikalarla dolu geçmiştir. Amasra Karadeniz bölgesinin nezih sahil ilçelerinden birisidir. Özellikle de Karadeniz’in derinliklerinden çıkan taze balık keyfini tadabilmek için bile gitmeye değer bir yer.

Batı Karadeniz bölgesinde bulunan Amasra Bartın iline bağlı bir ilçe olup, turizm açısından son yıllarda oldukça canlılık kazanmıştır. Kısa bir süre önce hayatını trafik kazasında geçiren Barış Akarsu gibi starın yeşerdiği bir şehir olarak masmavi tertemiz denize sahiptir. İster denize girin, ister denizden çıkanı tüketin, isterseniz de tarihini hissedin hiç fark etmez Amasra sizi sahip olduğu dokusuyla büyüleyecektir. Bir şairin mısralarını okuduğumda ben gitmeden yaşadıklarımla beğendim Amasra’yı. Şair diyor ki;

“Ne zaman şekillendirsem aklımdan yaşamayı

Gözlerimin önünden deniz hiç eksilmiyor

Kendimi kıyısında buluyorum Amasra’nın

Kırlarında kurulmuş çilingir sofralarının

Kulaklarımda eskilerden bir makam yakalayıp

"Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben halime"

İnce ince sessizce uzanıp giderim sahillerine... Tabi bu kadar güzel anlatılmış bir yere gitmemek olmazdı bir seyyah için. İşte bu sebeple valizimi toplayıp düştüm yollara…

Yeşilin içinde uzanan masmavi durgun Karadeniz’e girmek istiyorsanız Amasra şirinliğiyle sizi cezp edecek bir yer. Şekil itibariyle denize doğru uzanmış bir burun, burnun iki yanında korunaklı birer liman görevi gören iki koy ve ana karaya bağlı ve bağımsız adalarıyla 3000 yıldır insanları büyüleyen bir güzelliğe sahip… Çekicilik ve balıkçılığa dayanan yerel sanatları, hem de kendini çevreleyen ormanlık alanları ile görülmeye değer yerlerden birisi olan Amasra, M.Ö Hititler ve gasgaslar tarafından kurulmuştur. Romalı ve Cenovalılar'ı da ağırlayan ilçede kiliseler bir zamanlar ünlüymüş… Bir de Amasra’nın bir zamanlar uyuyan prense benzetildiğini söylemeden geçemeyeceğim.  Yani kısacası Amasra’da gezilecek yerler konusunda bilgi edinmeden yola çıkmamak lazım. Peki, Amasra’ya nasıl gidilir?

Turizm bölgesi olarak son yıllarda sesini duyurmaya ve eski itibarını yeniden kazanmaya başlayan Amasra’ya gidebilmek için elbetteki sadece yerli turistler için yol tarifim olmayacak. Bu sebeple ilk olarak yurtdışından gelen seyyahların izlemesi gereken rotayı tarif edeceğim. Yurtdışından gelen misafirlerimiz çoğunlukla İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerin bulunduğu hava limanlarını tercih etmekte. Bu nedenle ilk olarak bu havalimanlarından ulaşımı anlatarak başlayacağım sözlerime… İstanbul havalimanına iniş yapan turistler Amasra’ya çok da uzak değiller aslında… İstanbul’dan Bartın istikametine giden otobüs işletmelerinin seferlerinden kendilerine uygun olanı tercih ederek Amasra’ya ulaşabilirler. Ortalama altı saatlik bir karayolculuğu sonunda Amasra sizi karşılayacak tüm güzelliğiyle… Yine Ankara’ya iniş yapan turistlerin Amasra’ya ulaşabilmeleri için ortalama beş saat sürecek yolculuk yapmaları gerekmektedir.

Bu arada havayolu ile ulaşımın en kısa olduğu iniş noktası Zonguldak havalimanıdır. Ancak buranın her zaman aktif olduğu söylenemez. Olurda Zonguldak Çaycuma inişli bir uçak seferine denk gelirseniz Amasra’ya gidebilmeniz için en kısa yol budur. Çünkü Zonguldak Amasra arasında sürekli minibüs ve otobüs seferleri düzenlenmekte olup, varış süresi ortalama bir buçuk saattir. Bir de Amasra sonuçta bir ilçe bu sebeple de öncelikle Bartın’a uğrayacağınızı unutmayın ve otobüs seferlerinin de saat 20.00’den sonra yapılmadığını bilin. Amasra’ya gelmek isteyen seyyah olarak siz belki de havayolunu tercih etmek istemiyorsunuz. O halde karayoluyla gitme ihtimaliniz yüksek. Kim bilir belki bu seçiminizde Amasra’ya giden yolda başka koyları da görmek istemiş olabilirsiniz. Otobüs firmaları ülkemizin hemen her bölgesinden Bartın yönüne sefer düzenlemektedir. Zaten profesyonel olarak bu işi yaptıklarından ötürü onların yol haritası gibi bir sıkıntıları yok. Ama ne var ki özel aracıyla yola çıkanlar için bu durum aynı değil. Bu sebeple Ankara’dan Amasra’ya giden yolda ilk olarak otobandan gideceğinizi belirtmeliyim. Yeniçağ yol ayrımına geldiğinizde dümdüz yolda gideceksiniz. Güzergâhınız boyunca Bartın Amasra arasındaki virajlı yollara dikkat etmeniz can güvenliğiniz için önemli…

Bu arada Kuşkayası yol anıtı ve Bakacak’ta çay içmek için mola verebilirsiniz. Karayolu ya da havayolu ya da her ikisini birden kullanmış olsanız da sonuçta Amasra’ya geldiniz ve Amasra’da yapacaklarınız için barınacak bir yer gerekli. İşte bu sebeple de tutarsınız merkezin yolunu. Peki, merkeze giden yolu nasıl bulurum? Bu çok zor değil. Küçük mü küçük şirin bir ilçede yol bulmak büyükşehrin karmaşasının yanında oldukça kolay oluyor. Amasra’da ilçe içerisinde servis yapan dolmuşlara rastlamanız normal çünkü her yer yürüme mesafesinde… Denizin kenarında yaşayan bu doğanın havasını soluyan sıcakkanlı insanlarına gitmek istediğiniz yeri sorarsanız size hemen göstereceklerdir. Bu arada orası çok uzak siz yanlış gelmişsiniz demeleri gözünüzü korkutmasın. Bu sadece onlara göre öyle… Büyükşehirde yaşayanlar bu nimete sahip olamadıklarından gördüklerinde ağızlarının açık kalmasın normal…

Fatih’in dokunmaya kıyamadığı Amasra’da gezilecek yerler nereler? Konu hakkında bilgi sahibi olursanız seyahatinizin daha verimli geçeceğini düşündüm… Amasra konumu itibariyle İstanbul’a ve Ankara’ya yakın olduğundan ötürü hafta sonu için bile olsa tatilciler tarafından ziyaret edilmektedir.  Bu nedenle turizm için gereken tüm olanaklar gelişmiştir.

 Helenistik, Roma, Bizans ve Ceneviz dönemlerine ait eserler sergilenirken, etnografyaya ayrılmış 2 salonunda Osmanlı’ya ait buluntuları görmek istiyorsanız Amasra’da bulunan Amasra müzesini ziyaret etmenizi öneririm. İlk olarak 1955 yılında belediye binasının küçük bir odasında faaliyete başlamış olan Amasra Müzesi, geçmişine ışık tuttuğu için gezilecek yerler listesinin ilk sırasında yer almalıdır. İsmail Kemal Bey tarafından inşası başlatılan müzenin 2 tane arkeoloji salonu bulunmaktadır. Yine Sormagir ve Zindan olmak üzere iki kısımdan oluşan Amasra kalesine mutlaka gitmenizi öneririm. Askeri amaçlı kullanılan kale Cenevizliler ve Osmanlılar zamanında büyük çaplı onarımlardan geçmiştir.

Daha donra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiş olan kalede manzara mükemmel… Gerek tarihi kalıntıları gerekse Amasra’nın tepeden görünüşünü izlemek için burayı da gezi rehberinize ekleyebilirsiniz. Bu arada hazır Amasra kalesine gelmişken Cenova şatosunu da her ne kadar harabe haline gelmiş olsa da görebilme şansınız bulunmaktadır. Burası daha çok iç kale olarak kullanılmıştır. İlçe merkezine on iki kilometre uzaklıkta bulunan İnpiri köyüne yolunuz düşerse Gürcüoluk mağarasını görmenizi öneririm. Tabiat parkı statüsündeki bu mağara, yatay yönde gelişmiş olan ve 159 metrelik uzunluğa sahiptir. Birbirine geçişli 36 odacıktan oluşan mağara 2007 yılında yapılan çalışmayla yürüyüş yapılabilecek güvenli alanlara ve ışıklandırmaya kavuşturulmuştur. Mağarada org desenli duvarları, damlataşları, dikitleri ve bu dikitler üzerinde oluşmuş bitkileri görebilme fırsatınız bulunmakta. Şayet siz de doğa âşığı biriyseniz burası ilginizi çekecektir. Amasra’nın sunduğu doğal güzelliğin yakınında kamp kurup, ateş yakabileceğiniz bir alan arıyorsanız Göldere şelalesine mutlaka gitmelisiniz. Ormanların arasında engebeli bir yolla ulaşılan şelale, özellikle gün batımında manzarası yönünden haykırıyor. Adrenalinden hoşlananlar şelalenin döküldüğü yerde yüzebilir fakat tehlikeli olabileceğini unutmayın.

Sakin ve huzurlu bir yer arıyorsanız bu şelale tam size göre bir yer. Amasra gibi Karadeniz’in en sakin koylarından birisine geldiğinize göre elbetteki Karadeniz’in suyuna dalmadan olmaz. 100 kilometrelik bir alana yayılmış olan Amasra Plajları konusunda ÇakrazBozköyAkkonak ve İnkumu’nu demenizi tavsiye ederim. Amasra turizmin yeniden canlandığı bir yer demiştim. İşte size kanıtı, karadenizde mavi turlara katılabilirsiniz. Amasra’da ayrıca büyük liman ve küçük liman plajları da tercih edilebilmektedir. Amasra’ya geldiğinizde görmenizi önereceğim bir yerde ağlayan ağaçtır. Boztepe’de yer alan bu mekân hemen gölgesinde bir çay bahçesi barındırmaktadır. Ağlayan ağaç, selvi ağacı olup, 300- 350 yıllık olduğu düşünülmektedir. Ağacın asıl sırrıysa denizden ve havadan aldığı nemi bünyesinde toplaması, ardındansa biriken bu nemi yapraklarından dışarı bırakmasıdır. Manzarası bakımından görülmeye değer olan ağlayan ağaç konumundan dürbünle karşıdan görülen tavşan adasının üyelerini seyredebilirsiniz.

 Amasra’nın kendi yöresel ürünlerine ilginiz bulunuyorsa Amasra’da ağaç oymacılığı türünde çok sayıda el sanatı ürünlerle karşılaşabilirsiniz. Kızılağaç, ıhlamur, şimşir, dişbudak, ceviz ve kiraz türü ağaçların işlenerek yazılı levha, resim, resimlik gibi ürünlere çekiciler çarşısına uğrarsanız denk gelebilirsiniz.  Amasra’da yüzerek gidebileceğiniz yer de bulunmakta. Tavşan adası… Burası Ankara’yla Boztepe arasındaki bağlantıyı sağlamakta olup, tekne turlarına katılan ya da kafasına estiğinde yüzerek gelebilenlerin adresi… Yapılan kazılardan elde edilen sonuçlara göre burada bir manastır olduğu iddia ediliyor. Ayrıca gün boyu manzarayı izlerken tavşanlarla birlikte olmak ayrı bir güzel… Amasra’ya gelirken ya da Amasra’dan ayrılırken yolculuğunuza dâhil edebileceğiniz Kuşkayası Yol Anıtı da tarihi değeri bulunan bir yer… Gömü köyü yolu üzerinde bulunan anıt, Anadolu yapılan tek yol anıtı olması nedeniyle ilgi çekiyor. Romalı askerlerin dinlenmek için ve su ihtiyaçlarını gidermek için uğradıkları bu anıt orta kabartma tekniğiyle dikkat çekmektedir.

Amasra’da küçük limana uzak sayılmasınız. Hemen gözünüze çarpabilir. Ve yine dikkatinizi çekecek olan 7 metre uzunluğundaki direkli kaya görülmeye değer. Asli görevi denizi aydınlatmak ve gözetleme yapmak olan yapı, kule, denize bağlantılı havuz, kayadan oluşmuş basamaklar ve mermerden yapılı iskeleden oluşmaktadır. Gün batımının Amasra’dan nasıl göründüğünü merak ediyorsanız buraya uğramalısınız. Şayet Amasra’da cevizlik vadisi yönüne yolunuz düşerse ben anlarım ki Kemerdere köprüsünü göreceksiniz.  Claidus döneminde bulunan yol ağının bir parçası olarak inşa edilen köprü, günümüzde ormanlık bir alanın içerisinde bulunduğundan çok güzel görünüyor. Kayalardan oluşan ayakları ve Roma ile Pontus arasındaki savaşlarda 7 askerin mızraklarla yaptığı mücadeleyi anlatan kabartmalara sahip. Mutlaka gidip görün.

Amasra ile ilgili gezi rehberiniz biraz kabarık olacak. 9. yüzyılda tuğla-taş örgü sistemi kullanılarak inşa edilmiş ve günümüze güçlükle ulaşabilen pencere kenarlarındaki özel desenleri ve freskleriyle dikkat çeken kilise yani küçük kilise listenizde olmalı… Kültür ve sanat evi olarak kullanılan müzede tarihi daha iyi anlatacak somut örneklere rastlayabilirsiniz. Amasra Karadeniz yani kömürün çıkartıldığı bir maden… Doğal olarak insanlık bunu yeni keşfetmemiş. Bu sebeple de buradaki ilk Müslüman kömürcüyü merak edersiniz değil mi? Erdem Ağa yüklü bir servete sahip olan ve kömür ocağını açtıran bir zenginmiş. Karadağ’la bağlantısı olan bu kömür ocağının sahibi… İstanbul’da özel olarak çizdirdiği ve Safranbolulu ustalara yaptırdığı Erdem Ağa konağının sahibidir.

1887-1889 yılları arasında tamamlanmış olan yapı, Türk ampiri üslubunun kullanıldığı bir yapı olup, görünüşüyle dikkatleri üzerine çekmektedir. Amasra’nın mavi sularına girmezseniz olmaz… Merak etmeyin Karadeniz’in hırçınlığıyla karşılaşmayacaksınız. Bu konuda ilçe merkezinden sadece 20 dakika uzaklıkta bulunan Çakraz Plajına gitmenizi öneririm. Yemyeşil doğası ve turkuaz renkli deniziyle bölgenin en çok tercih edilen plajlarının başında yer alan plaj, yüzmek ve güneşlenmenin yanı sıra yelkencilik, doğa sporları ve balıkçılık için de uygun bir ortamdır. Plajın çevresinde huzuru bulacağınızdan eminim. Sakin köy hayatının tadını çıkartabileceksiniz. Buraya teknelerle gelmekse ayrı bir güzel oluyor, ilgilenene duyurulur. Şayet Amasra’da gezilebilecek yerler konusunda listenizin daha da kabarık olmasını Amasra’yı tam anlamıyla görebilmeyi istiyorsanız bedesten, Fatih Cami, Gala pazarı, İnkumu, Delikli Şili, Bakacak mevki, Kapısuyu plajı ve Güzelcehisar gibi yerleri de görebilirsiniz.

Amasra Bartın iline bağlı şirin bir ilçe olup, Kastamonu, Karabük ve Zonguldak illerine yakın konumda bulunmaktadır. Amasra’da gezilecek yerler hakkındaki araştırmalarınıza bu sebeple bu illerin gezilebilecek yerlerini de ilave edebilir ve evde olmadığınız bu süreçte daha çok yer keşfedebilirsiniz.  Gezilecek yerler konusunda Amasra gezinizde kısa bir süre için olsa bile Zonguldak iline geçmeniz durumunda Batı Karadeniz’in en gelişmiş ve güzel şehirlerinden birisini görme fırsatına sahip olursunuz. Amasra’da gezilecek yerler konusundaki deneyimlerinizin ardından Zonguldak iline doğru yola çıktığınızda sizi tarihi ve doğal değerlerin fazlaca var olduğu Zonguldak tüm misafirperverliği ile karşılayacak. Zonguldak’ta görmeden dönmemeniz gereken yerler için Halil paşa Konağı, Köprülü Cami, Filyos antik kenti gibi tarihi değerleri görebilir ilin geçmişi hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.

Yine Zonguldak ilinde doğal güzellikler adına Kızılcapınar Baraj Gölü, Gökgöl Mağarası, Kozlu Kaplıcası, Sofular Mağarası, Fetih Çınarları, Çitdere Tabiat Koruma Alanı, Cehennemağzı Mağaraları, Cumayanı Mağarası, Çayır Köyü Su Mağarası gibi nadide yerleri de ilden ayrılmadan görmenizi öneririm. Batı Karadeniz ili olan Zonguldak’ın masmavi ve tertemiz denizin keyfini çıkarmayı unutmayın. Bu açıdan bakıldığında şayet deniz sezonunun açık olduğu bir dönemde buralara yolunuz düştüyse Filyos, Göbü, Karakum, Kapuz, Türkali, Sazköy, Ilıksu, Kireçlik, Uzunkum, Hisarkarası en bilinen plajlarda denize girebilir. Ve göz yakmayan, rahatsızlık vermeyen upuzun kumsalı bulunan yerlerde denize girme şansını yakalamış olursunuz. Gelelim Amasra’dan sonra rotanızı Kastamonu yönüne çevirmeniz durumunda görebileceğiniz yerlere…

Batı Karadeniz’in incilerinden bir diğeri olan Kastamonu dünyaca ünlü milli parklara ev sahipliği yapan bir il olup, doğal ve tarihi değerler açısından aklınızdan çıkmayacak olanaklarıyla bilinmektedir. Yaz kış, her mevsim farklı güzelliklere bürünen Kastamonu’da tarihi yolculuk yapmak için Osmanlı döneminden kalma Mahmut Bey Camii ve İsmail Bey Külliyesi, 12. yy’dan kalma Kastamonu Kalesi ve şehrin simgesi olan Kastamonu Tarihi Konaklarını görmeniz mükemmel olur. Öte yandan ilin ören yerleri ve müzeleri adına bir rota belirlerseniz, Kastamonu’da müze olarak Arkeoloji Müzesi’ni ve Liva Paşa Konağı Etnografya Müzesi’ni ziyaret edebilir tarihi gözlerinizde somutlaştırabilirsiniz.

Ören yerleri açısından ise Zımbıllı Tepe Höyüğü ve Kastamonu Pompeipolis Antik Kentine uğramanız mantıklı olur. Batı Karadeniz birbirinden ilginç mağaraları bulunan illere sahip olup, Kastamonu’da mağara keşfi yapmak isterseniz Kuyluç Mağarası, Sarpunalınca Mağarası ve Ilgarini Mağarası ilginizi çekebilir. Kanyon olarak Çatak Kanyonu, Horma Kanyonu ve Valla Kanyonu’nu görmeden, buralardaki doğa aktivitelerine katılmadan şehri terk etmeyin. Bu arada kış sporlarına ilgisi olanlara verebileceğim bir adres Ilgaz kayak merkezi, buraya gelerek kayma deneyimlerinize yenilerini ekleyebilirsiniz.

Evlerindeki sıcacık yataklarını, yumuşacık rahatlığını bırakarak yollara düşen seyyahlara Amasra’da gezilecek yerler konusunda bir önerimde Safranbolu’ya gidip meşhur Safranbolu evlerinin mimarisiyle tanışmalarıdır. “müzekent” kelimesi kullanılarak anıldığında abartı olmayacak yerlerden birisidir Safranbolu… Amasra’dan doğa aktiviteleri yapabilmek adına Safranbolu tokatlı kanyonuna geçerek burada çok müthiş bir zaman geçirebilirsiniz. Yine Safranbolu Kristal Teras’a giderek kentin tamamını görebilme fırsatına erişebilirsiniz. İtalyan sukemerleri ise ilginizi çekerek sizi çağıracaktır burada tarihi değer olarak. Bulancak mencilis mağarası, Kaymakamlar Gezi Evi, Cinci Hanı ve Hamamı, İzzet Mehmet Paşa Camii, Yörük Köyü, Safranbolu Evleri, Hıdırlık Tepesi, Safranbolu Kent Tarihi Müzesi, Safranbolu Saat Kulesi. Safranbolu Güneş Saati gibi fırsatları mutlaka görmenizi öneririm.

Amasra’da tarihi ve doğal güzellikler üzerine kurulu turizm faaliyetleri ilçeye önemli bir ekonomi getirmektedir. Özellikle de tatil sezonunun yoğun olduğu dönemlerde gelen yerli ve yabancı turistler ekonomik açıdan ilçenin ihtiyacını karşılayabilmektedir. Bartın Türkiye’nin seksen bir ilinden bir tanesidir. Bu sebeple de geçerli olan para birimi Türk lirası parası olup, yabancı turistlere daha iyi hizmet verebilmek adına bazı işletmeler dolar ve euro üzerinden de hizmet verebilmektedir. Bölgedeki ekonomik hayat ise yaşam için çok da pahallı seyretmez. Bu sebeple de görebileceğiniz yerler arasında şirin bir fırsat olur.

Karadeniz ikliminin hâkim olduğu Amasra on iki ay boyunca ziyaret edilebilecek olanaklarıyla on ana çıkmaktadır her ne kadar kışları soğuk geçse de gezmek için gelenlere ocak ve şubat ayları dönemi dışında sorun yaşamamaktadır. Mart ayından itibaren gezmek için uygun hale gelen Amasra daha com bahar ve yaz aylarında misafirlerini ağırlamaktadır. Tarihi olanakları ve beraberinde yaz turizmi olanaklarının bulunması nedeniyle yoğun bir trafiğe sahiptir. Şayet niyetiniz yaz tatili yapmak ise Amasra’ya temmuz, ağustos ve eylül aylarında suyun sıcaklığının en ideal olduğu dönemde gelmeniz öneririm.

Geldiğimiz yer Karadeniz olduğuna göre denizden gelen nimetlere gözünüzü kapatmayın derim. Bu sebeple Amasra’ya geldiğinizde balıkçılığın bu bölgede yaygın olduğunu hatırınızda tutmanızı öneriyor ve bunun için de Mart, Nisan Mayıs ayları gibi ziyaret etmenizi öneriyorum. Şayet kalabalık olmadığı dönemlere rast gelmek istiyorsanız sonbahar dönemi bunun için iyi bir fırsat olur. Gelmişken yörenin kültürel değerleriyle tanışmak ve festival gibi etkinliklerine de katılayım diyorsanız da Temmuz ayında yörede barış akarsu festivali düzenlenmektedir. Planınızı buna göre yönlendirebilirsiniz.

Yaz sezonunun kısa sürüyor fakat yine de güzellikleri nedeniyle gezmek için iyi bir fırsat olan Amasra’da konaklama ihtiyacınız için oldukça fazla işletme ile karşılaşabilirsiniz. Bu konuda daha önce ilçeye gelerek tatil yalan bireylerin booking tarayıcılardaki yorum puanlarına göre önerebileceğim yer northdokr hotel... 63 adet oda kapasitesine sahip olan otel, havuz, bahçe ve şehir manzarası gibi olanaklarıyla dikkat çekmektedir. 400 metrekarelik iskeleye sahip olan otelden Karadeniz’in serin sularına girmek iyi bir fırsat oluşturmaktadır. Odalarda konaklayabilecek kişi kapasiteleri yönünden iki, ucu kişilik oda seçenekleri bulunmakta olup, güzel bir otel gibi görünmektedir. Amasra’da ceylin bes &breakfastde büyük adada yer alan bir otel olup, sabahları açık büfe kahvaltı hizmetiyle konuklarını ağırlamaktadır. Ulaşım yönünden gerek havaalanı, gerekse otogar ile bağlantı sağlayabilen otel, yirmi dört saat hizmet veren resepsiyonuyla birlikte çalışmaktadır. Diğer bir konaklama alternatifi olan seçil pansiyon da Amasra’da kalınabilecek konforlu ve uç daireden oluşan bir pansiyon dur. Pansiyon olmasına rağmen buranın hizmetinden memnun kalan kişi sayısı çok... Emin alart pansiyon da diğer bir alternatif... Beş oda kapasitesi bulunan pansiyon, deniz manzaralı delice odalar bulundurmakta olup, işletmenin çalışanları sıcakkanlıdır. Kum butik otelde Amasra'ya geldiğinizde uğrayabileceği biz adresler arasında bulunmaktadır. Evcil hayvanlar için konaklama olanağı da bulunan otelin, kahvaltı servisi bulunmakta olup, bahçe ve ortak salon olanakları da mevcuttur. Amasra sultanları bile kendisine hayran bıraktıran bir yer olarak tatil yapmaya gelen tarihçilere com sayıda ve faal olarak çalışan konaklama imkânlarına sahiptir. Burayı gezmek için gelenlerin bir de otellerin ekonomik durumları konusunda ideal oldukları bilinmektedir.

Beslenmek zorunlu bir ihtiyaç... Doğal olarak da her göre kendi toprağının verdiği olanak doğrultusunda yöresel yemekleri açısından farklı tatlarla karşılaşmak için hazır olun... Amasra’nın koklu geçmişinin doğal bir sonucu olarak yöresel lezzetleri de tat almıştır. Bu sebeple Amasra gezinizde mutlaka yemelisiniz dediğim Amasra’ya has lezzetlerindendir tadına bakmadan dönmemek olmaz. Amasra’da sakala çarpan çorbası, toyga çorbası, cilbir çorbası, çatal çorbası ve helke çorbası tatmanız gereken farklı lezzetlerdir diye düşünüyorum bu lezzetlerin adlarıyla anılan bir menüye başka yerde rastlamazsınız. Etli yemekleri konusunda insana parmaklarını yediren yöre yemekleri bakla dolması, keşkek, ciğer sarması, göbek dolması, madımak, mıhlama, mumbar işlemde, pastırmalı pancar, patlıcanlı pehli, pastırma gağallemesi, pirpirim ve sirkeli ciğer gibi yöresel lezzetleri kaldığınız her gün için öğle ve akşam menülerinizde tercih edebilirsiniz. Hamur işleri konusunda ustalığını konuşturan yörede Amasra çöreği, yağlı katmer, kabak kabuklu pilav, pişi, cırıkta cızlak akıtma, döndürme, parpara, eli böğründe haşhaşlı çörek, haşhaşlı ceviz puaça, hengel, kaypak, patlıcanlı pilav, sini su böreği, tepsi böreği, yakasal böreği ve yanıç yazabileceğiniz enfes hamur isi çeşitleridir.

Yöresel yemekleri buradan gittiğinizde bu menüleri yapabilen usta ellere başka bir yerde rastlamayacağınızı hatırlatarak tatlılarını denemelisiniz diyorum. Dede hasudası, kuymak, yukarı tatlısı, ayva gallesi, elma tatlısı, fırın sütlaç, gelinparmağı, gömlek kadayıfı, kalbur tatlısı, höşmerim, peluza, seker böreği unutma beni, vişneli ekmek, zerdali gallesi gibi tatlıları tercih edebilirsiniz. Bu kadar kalori almışken bunları Amasra’da yakıp gitmek lazım… Hele ki doğa aktivitelerine katılacak olursanız Amasra’dan kilo almadan dönmenizi sağlayacaktır. Peki, Amasra’da başka ne yapmalısınız?

Fatihin beğendiği bu şirin ilçede fatih gibi denizden Amasra’ya bakmamak olmaz. Amasra’ya bu gözle bakabilmek ve şirin görünüşünü seyredebilme için Amasra yarımadasında yat turuna katılabilirsiniz. Tarihi mekânları Amasra müzesi, bedesten, şapel, direkli kaya, fatih camisi ve Amasra kalesi gibi mekânlara giderek hatıralarınıza yeni deneyimleri ekleyebilir, tarihsel araştırmalar da yapabilirsiniz. Amasra’da yapmanız gereken şeyler arasında balık restoranlarında oturarak kara denizden yeni çıkmış balık tüketmeyi unutmayın.  Altın sarısı kumlarının üzerinde yürümek için sahillerine inmeyi unutmayın. Yöresel el sanatlarını ürünlerinden satın almak için çekiciler çarşısına uğrayın ve sevdiklerinize hediyeler alın. Amasra’da yapacaklarınız arasında gün batımını seyretmek, çekicilerde bardak falına bastırmak, valla pazarına uğramak gibi alternatifleriniz mevcut. İyi gezmeler...

photo_library

"AMASRA GEZİLECEK YERLER" Hakkındaki Genel Yorumlar (0)

A
B
F
G
H
İ
K
M
R
S
T
U
A
B
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
R
S
Ş
T
Ü
V
Z