Yaz

Azerbaycan Yemekleri

calendar_today Oca 21, 2019 label

Azerbaycan Yemekleri

Baştan söylemeliyim ki Azerbaycan yemeklerini aradığınız her yerde bulmak oldukça zor. Azerbaycan yalnızca gelenekleri ve kültürü ile değil mutfağıyla da Dünya’ya adını duyurmuş bir medeniyettir. Tarih boyunca çok farklı devletlerin ve milletlerin etkisi altında kalmış olması, onlarla kültür alışverişinde bulunabilme şansına sahip olması; günümüzde de çok geniş bir mutfağa sahip olmasını beraberinde getirmiştir. Başta Kafkas coğrafyası olmak üzere İran, Irak, Türkiye, Rusya ve Ermenistan gibi komşularının da etkisiyle daha da gelişen ve güzelleşen Azerbaycan yemek kültürüne sahip olmaları ise kaçınılmaz olmuştur. Azerbaycan tarihinde şöyle kısa bir gezintiye çıkma fırsatı bulsak sanıyorum bugün bize sundukları yemeklerin de tarihlerine tanık olmuş oluruz. Uzun yıllar Rusya İmparatorluğu yönetiminde kalmış olması ve hemen sonra Sovyetler Birliği’nin ülkenin yönetimini devralması gibi durumlar beraberinde mutfakta da yoğun Rus etkisini getirmiştir. Tabi ki bu etki tek taraflı olarak kalmamış, Ruslar da Azerbaycan sayesinde Acem ve Şii kültürünü, Arap mutfağını tanıma şansı bulmuşlardır. Azerbaycan mutfağını en çok etkileyen medeniyetlerden bir tanesi de İran medeniyetidir. Tarih sahnesine Pers İmparatorluğu ile en büyük etkiyi bırakan fakat kökleri çok daha eskiye dayanan İran, mutfak konusunda da Dünya’nın en eski ve en köklü kültürlerinden bir tanesidir. Hem Azerbaycan ile sınır komşusu olması hem de oldukça karizmatik bir medeniyet olması nedeniyle tabi ki Azeriler de İran kültüründen ve mutfağından nasiplerini almış durumdalar. O halde Azerbaycan yemekleri rehberine başlayalım.

Tabi ki Rusya örneğinde olduğu gibi İran’da da karşılıklı bir etkileşimden söz etmek mümkün. Azerbaycan’ı en temelde İran ve Rusya etkilemiş olsa da, kültürel olarak bunlarla sınırlı kalmamış ve çevresindeki bütün medeniyetlerin en güzel taraflarından beslenmeye devam etmiştir. Gürcistan, Ermenistan ve Kazakistan gibi Mezopotamya Bölgesi’nde gelişmiş ve zaman içerisinde bugünkü konumlarını almış oldukça değerli uygarlıklar da Azerbaycan’a ve Azerilere muazzam etkiler bırakmışlardır. Tarih boyunca kıvılcımları her zaman olan ve son son 20 yılda gerilimin iyice tırmandığı Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinde bile çok yoğun karşılıklı etkileşimi görmek mümkün. Büyük bir klişe haline gelmiş Türkiye-Yunanistan benzerliğinin hemen hemen aynısını Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinde de görmek fazlasıyla olası. Bu benzerliklerin en büyük kanıtı ise tabi ki mutfak kültürlerinde ve gelişimlerinde ortaya çıkmakta. Daha önce Azerbaycan’a veya Ermenistan’a seyahat etmiş olan gezginler de bir diğerini gittikleri anda bu benzerlikleri hemen keşfedeceklerdir. Azerbaycan mutfağının bugünkü haline gelmesinde etkili olan bir diğer uygarlık ise hemen hemen bütün Ortadoğu toplumlarını da etkisi altına almış olan ve kültürel geçişlerini hala daha sürdüren Arap ve İslam Medeniyetidir. Başta Türkler olmak üzere Doğu imparatorlukları ve uygarlıkları arasında İslamiyeti seçen aşağı yukarı her medeniyetin günlük yaşamında ve yeme içme tercihlerinde İslam Devleti’nin etkilerine rastlamak oldukça mümkün. Azerbaycan da İslamiyeti tercih etmiş bir Türk kavmi olarak bu etkileşimden payını almış durumda. Özellikle et yemeklerinde ve baharat tercihlerinde, gastronomi ile ilgili olanlar çabucak Arap etkisini hissedecektir. Azerbaycan mutfağının temelini atan kültür ise tabi ki Orta Asya’dan bu yana getirdikleri ve kendi kavimlerini özgü olarak gördükleri Türk kültürü ve medeniyetidir. Azeriler bütün etkileşimlerinin ötesinde tamamı ile Türk olmanın yansımalarını hayatlarının her yerine iliştirmiş bir toplumdur. Günlük yaşamlarında davranış biçimlerinden tutun eski gelenekleri yaşatma noktasına kadar her alan Türk medeniyetinin izleri bulunmaktadır. Toplumsal olarak benzerliklerimiz ve birbirimize bu denli yakın hissetmemizin temelinde de her iki toplumun aynı kültürden gelmesi yatmaktadır. Hayatlarının dizaynında bile bu denli güçlü etkileri olan bir uygarlığın, Azeri mutfağını da etkilememesi zaten olanaksız olurdu. Ancak Türk mutfağı ve kültürü için Rus, İran ve diğer kültürlerden farklı olarak söylenebilecek en doğru cümle, Azeri mutfağını etkilemekten çok temelini oluşturduğudur. Hepimizin aşina olduğu salamura kültürü yani yiyecekleri uzun süre bekleyecek şekilde stoklama alışkanlığı da tam olarak Orta Asya Türk kültürünün bizlere mirasıdır ve Azerbaycan’da da hala sık sık görülmektedir. Göçebe toplumların yiyecekleri stoklayarak tüketme alışkanlıkları günümüze birebir olmasa da yakın biçimlerde yansımıştır. Bu nedenle Dünya’da kriz durumlarına en hazırlıklı ve en dayanıklı mutfak kültürleri Azerilere ve diğer Türk kavimlerine aittir. Amiral gemisi Türk kültürü olmakla beraber Rus, İran, Arap, Kazak, Gürcü ve Ermeni kültürlerinde de oldukça etkilenen Azerbaycan medeniyeti bütün bunların muhteşem bir sentezi olarak günümüzdeki son haline ulaşmayı başarmış ve bütün Dünya’nın hayranlığını kazanmıştır. Hatta son yıllarda gelişmiş ülkelerde Azeri mutfağına dair restoranlar açılmakta ve yoğun ilgi görmektedir. Yine aynı şekilde Dünya’da hemen her yerde ilgi gören Asya restoranlarında da Azeri yemeklerine rastlamak oldukça mümkündür. Ancak tabi ki bir kültürü tam anlamıyla tanımak için mutlaka ait olduğu topraklara gitmek ve orada deneyimlemek gerekir. Azeri mutfağı da en güzel örneklerini Azerbaycan’da vermektedir. Son 20 yıllık zaman zarfında ise devletin de turizme olan desteğiyle hem kültürlerini hem de mutfaklarını daha efektif bir biçimde tanıtma fırsatı bulmaktalar. Özellikle başkent Bakü’de Azeri mutfağının en güzel örneklerini misafirlerine tattırmayı amaçlayan restoranların sayısı gün geçtikçe artmakta. Tabi ki bu restoranlar biraz daha turizme yönelik ve teknik çalışan işletmeler. Ancak Azerbaycan’ın daha küçük şehirlerinde ve köylerinde nispeten daha ufak restoranlar bulunmakta. Buralarda ise Azeri mutfağının en az değişime uğramış haliyle karşılaşmanız ve tatmanız daha olası. Bu nedenle Azerbaycan’ı tırnak içerisinde gurmelik yaparak ve yeni tatlar deneyerek gezmek istiyorsanız başkent Bakü’de isim yapmış restoranların yanına bu küçük işletmeleri ve yerleşim birimlerini de eklemenizi tavsiye edebiliriz. Bir diğer üzerinde durmak istediğimiz konu ise gezginlerin oldukça fazla sıkıntı yaşadığı alan olan yemeklere güvenebilmek sorunu. Özellikle Asya’ya ve Afrika’ya seyahat etmek isteyen gezginlerin en büyük sorunlarından bir tanesi genellikle yiyecek içecek bir şeyler bulunup bulunamayacağı kaygısı olmakta. Her ne kadar Azerbaycan’a seyahat etmeyi planlayan gezginler için bu konu pek fazla sorun yaratmasa da bir Asya ülkesine gidiyorum kaygısıyla küçük bir oranda da olsa sorun yaşayanlar olabileceğini düşündük. Azerbaycan her ne kadar Asya’da konumlanmış bir ülke olsa da kültürel olarak neredeyse tam anlamıyla zıt bir yaşam alanına sahiptir. Asya denince akıllara ilk gelen örneğin Çin, Japonya, Tayland gibi ülkelerle arasında dağlar kadar fark var dersek abartmış olmayız. Bu fark gündelik yaşamın her yerinde görünebildiği gibi Azeri mutfağında da apaçık ortadadır. Bu sebeple Türkiye’den Azerbaycan’a seyahat eden kimsenin yiyecek içecek bulmak konusunda zorluk yaşamayacağı tam aksine kendi kültürüne muazzam boyutlarda yakın bir mutfakla karşılaşacağını gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz. Kısacası bir çok kültürün sentezi biçiminde oluşmuş olan ve zaman geçtikçe kendi şahsına münhasır bir medeniyet seviyesine ulaşan Azerbaycan, mutfağı ile de oldukça ilgi çekici bir ülkedir. Bazı yemekleri kendi ülkenizden tanıyıp hatta kendi evinizde çok sık pişiriyor olmanız da oldukça mümkün. Fakat bazı yemekler ile ilk defa Azerbaycan restoranlarında karşılaşıyor olmanız da garipsenmeyecek derecede olası. Biz yazımızın devamında kısaca Azerbaycan’a özgü olan ve Dünya’nın başka ülkelerinde de rastlıyor olsanız bile en güzel örneklerini Azerbaycan’da tadabileceğiniz yemeklerden bahsetmeye çalışacağız. Azerbaycan gezisi yapıp da yemek isimlerini bilmemek de olmaz sonuçta.

Khazar Salatası

Hazar salatası olarak da bilinen bu salata, Azerbaycan’ın en çok bilinen mutfak ürünlerinden bir tanesidir. Aslında Türkiye’de ve Dünya’da da bir çok restoranda rastlayabileceğimiz ve kendi evlerimizde de sık sık yaptığımız bir yiyecek. Ancak her ne kadar popüler olsa da anavatanı olarak Azerbaycan’dan bahsetmemek olmaz. Akdeniz yeşilliklerinin en taze olduğu zamanlarda tüketilmesi önerilse de yılın hemen her mevsiminde öğün olarak tercih edilebilecek besleyici bir salatadır. Akdeniz yeşilliklerinin üzerine kuru domates ve mısır eklenerek salatanın en temel hali ortaya konmaktadır. Bir öğün olarak menülerde yer almasının en büyük sebebi ise son olarak eklenen malzemedir. Genellikle ton balığı veya kızarmış tavuk parçaları en son eklenen malzemeler olarak menülerde yer almaktadır. Bir insanın herhangi bir öğününde ihtiyacı olan bütün besin değerlerini barındırması ile oldukça besleyici bir tercih olmaktadır. Khazar Salatayı Azerbaycan’ın hemen hemen her yerinde restoranlarda, hatta publarda bile bulabilirsiniz. Özellikle sıcak mevsimde Azerbaycan’a seyahat eden gezginler, hafif yiyecek ihtiyaçlarını bu salata ile giderebilirler. Hemen hepimizin aşina olduğu bu salatayı bir de Azerbaycan restoranlarında tatmanızı mutlaka öneriyoruz. Bir salatanın olmazsa olmazı olan soslar konusunda da Azeri restoranlarının oldukça fazla seçeneğe sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Soyutma

Azerbaycan et yemeklerinin geleneksel yemeklerinden bir tanesidir. Aynı zamanda tamamen Azerbaycan’a ve yakın çevresine özgü olmasıyla da endemik bir yemek olarak görülebilir. Soyutmanın benzerleri Anadolu ve Ortadoğu mutfaklarında da görülüyor olsa da Azerbaycan ile özdeşleşmiş ve adını Dünya’ya duyurmuştur. Soyutmanın yapımının olmazsa olmazı yağlı ve kemikli koyun etidir. Azeriler soyutmanın yapımında et seçiminin ve tazeliğinin oldukça önemli olduğunu belirtiyorlar. İyice kaynatılarak pişirilen koyun eti soğan ve ekşi krema ile de karıştırılarak sulu yemek formatına dönüştürülüyor. Yine soğan ve krema bu yemeğin en önemli gıda maddeleri. Bazı yörelerde patates de eklenerek pişiriliyor olsa da yemeğin orijinal tarifinde yer almıyor. Genellikle sulu yemek şeklinde servis edilen soyutmanın masalara gelmeden üzerine hem tat vermesi hem de görsel olarak güzelliğini artırması adına üzerine defne yaprağı veya taze nane gibi bitkiler de konulabiliyor. Her ne kadar büyük çoğunlukta sulu yemek olarak servis ediliyor olsa da pilavın yanına yalnızca etinin konularak da servis edildiğine rastlamak da mümkün. Azerbaycan’da işletilen hemen hemen bütün restoranlarda soyutma bulmanız mümkün. Özellikle başkent Bakü’deki restoranlarda muazzam lezzetli örneklerini tadabilirsiniz. Ancak hemen hemen bütün endemik yemeklerde olduğu gibi soyutmada da en güzel yapılanlar daha çok taşralarda sofranıza geliyor. Özellikle hayvancılık ve besicilik ile uğraşan Azerbaycan köylerinde ve kasabalarında, ülkenin belki de başka hiçbir yerinde tadamayacağınız kadar mükemmel yapılmış olanlarını deneyimleyebilirsiniz. Azerbaycan mutfağı denince ilk akla gelen lezzetlerden bir tanesi olan soyutma, ülkenin neresine giderseniz gidin başta et sevenler olmak üzere hemen herkesin tatmadan dönmemesi gereken lezzetlerden bir tanesi.

Fetir

Göçebe Türk kültürünün Azerbaycan mutfağına bıraktığı en değerli miraslardan bir tanesi olan Fetir, Özellikle İç Anadolu yemek kültürüne hakim olanlar için oldukça tanıdık gelecek bir ekmek türüdür. Türkiye’de bazlama olarak da bilinen bu ekmek türü, Azerbaycan’da da neredeyse birebir aynı olarak yapılır. Hamurun önce mayalanıp daha sonra şekil verilerek genellikle tandıra, tandır yoksa fırına atılarak pişirilerek elde edilir. Türklerin Orta Asya’da yaşadığı dönemde göçebe olarak sürekli yer değiştirmesi sonucunda yanlarında taşıyabilecekleri ve uzun süre bozulmadan saklayabilecekleri bir ekmeğe ihtiyaçları doğmuştur. İşte bizim bazlama olarak bildiğimiz Fetir, tam da bu ihtiyacı gidermek adına üretilmiştir. Ancak yerleşik hayata geçildikten sonra hem oldukça lezzetli olması hem de mutfaklarımızda önemli bir yer tutması sebebiyle önemini kaybetmemiştir. Azerbaycan’da özellikle et yemeklerinin yanında sıcak olarak servis edilen Fetir, bazen yemek öncesinde mezelere eşlik etmesi için de sunulmaktadır. Türkiye’deki yapımının birebir benzerlik göstermesi dışında, en lezzetli halinin bulunduğu lokasyonları da benzerlik göstermektedir. Azerbaycan’da fetiri en lezzetli ve en taze olarak aynı Türkiye’de olduğu gibi hala tandır kullanan köy ve kasabalarda bulmanız mümkün. Zaten herhangi bir Azeri köyüne yolunuzu düşürürseniz sizi yemek yemeden yollamayacak ve yemeğin yanında sıcacık fetir ikram etmeyi de es geçmeyeceklerdir.

Ovrişte

Azerbaycan yemeklerinin endemik yemeklerinde bir tanesi olan Ovrişte, Dünya’nın hemen hiçbir yerinde tatmanın pek mümkün olmadığı bir lezzet. Kuzu ve koyun yetiştiriciliğinin tarih boyunca yaygın bir geçim kaynağı olarak kullanılmasından dolayı Azerbaycan mutfağının özellikle et yemekleri koyun ve kuzu etinden yapılmaktadır. Et sevenlerin mutlaka tatması gereken Azeri yemeklerinin başında gelen Ovrişte, kuzu etinin küçük küçük parçalara ayrılması ile yapılmaktadır. Bizim kuş başı olarak adlandırdığımız formda dilimlenen kuzu eti yaklaşık iki saat dinlenmeye bırakılır ve bıçağın tadından arınması sağlanır. Daha sonra soğan ile kavrularak etin yumuşaması sağlanır. Ovrişte’nin endemik bir yemek olmasını sağlayan aşamaya ise soğanla kavrulmasını tamamladıktan sonra geçilir. Büyük çoğunluğumuzun pek alışık olmayacağımız üzere bir et yemeğine şeker eklenir. Ovrişte’ye tadını veren en önemli etken maddelerinden bir tanesi budur. En son aşamada ise yemeğe kestane eklenerek hep beraber pişirilmeye bırakılır ki bu aşama da pek çoğumuzun daha önce tatmadığı bir lezzet olduğunu anlamamıza yetecektir diye düşünüyoruz. Şeker ve kestane ile iyice pişirilerek en son haline gelen Ovrişte, sulu veya susuz biçimde servis edilebilir ancak genel olarak sulu şekilde servis edilmesi tercih ediliyor. Geleneksel Azeri mutfağının en değerli parçalarından bir tanesi olan Ovrişte, kuzu ve koyun etinin yanı sıra tavuk ile de yapılabiliyor fakat Azeriler bu halinin yemeğin orijinalliğini bozduğunu söylüyorlar. Başta Bakü olmak üzere hemen hemen Azerbaycan’ın her yerinde restoranlarda ve ufak lokantalarda Ovrişte tadabilmeniz mümkün. Fakat diğer bütün et yemeklerinde olduğu gibi eğer fırsatınız varsa hayvan yetiştiriciliği yapan bir taşra bölgesinde tatmanızı öneriyoruz. Çünkü hem etin en taze halini sofranıza getiriyorlar hem de turizmden daha az etkilenen bölgeler olmanın avantajını kullanarak yemek tariflerinde hala daha geleneksel yöntemlere bağlı kalabiliyorlar. Yeme içme odaklı bir Azerbaycan seyahati planlıyor ve kendinizi yeni lezzetlere açık bir insan olarak tanımlıyorsanız Ovrişte size bütün aradıklarınızı sunabilecek muhteşem bir lezzet.

Piti Aşı

Azerbaycan yemeklerinin Türkiye ile benzerliğini gösterdiği bir diğer lezzettir. Bizim Anadolu kültüründen aşina olduğumuz nohut yemeğinin Azerbaycan sofralarında sunulmuş şeklidir. Yine temel geçim kaynaklarından bir tanesi olan hayvancılık bu yemekte kendini göstermiştir. Koyun veya kuzu eti ile yapılan Piti Aşı, içine nohutun da ilave edildiği bir sulu yemektir. Aynı Türkiye’de olduğu gibi kuru bakliyatlar Azeri mutfağının da önemli bir parçasıdır. Uzun yıllar boyunca savaşlar ile boğuşmuş ve etkilerini en derinden hissetmiş olan Azerbaycan halkı yemek stoklamak ve dayanıklı yiyecekleri tercih etmek konusunda Dünya’nın en uzman halklarından bir tanesidir. Bu nedenle yemeklerinde temel geçim kaynaklarının ve uzun süre saklanabilen gıdaların hemen hemen her türüne rastlamak mümkün. İşte Piti Aşı tam olarak bu tarif ettiğimiz özellikleri bir arada toplamayı başarmış bir yemek. Yapılışının Türkiye’deki halinden farklı olan kısmı ise içine koyulan baharatlardır. Karabiber, kırmızı biber, tuz gibi yemeklerin hemen hepsine kendi mutfağımızda da eklediğimiz baharatların dışında Azeriler bu yemeğe safran koymayı tercih ediyorlar. Hatta bir çok yemekte safranı kullanıyorlar. Bu durum Azerbaycan mutfağına küçük bir Asya ve Ortadoğu dokunuşu olarak da yorumlanabilir. Azerbaycan’ın hemen her şehrinde geleneksel mutfağa dair yemekleri servis eden restoranlarda ve lokantalarda Piti Aşı’nı bulabilmeniz mümkün. Ancak bizim size özel tavsiyemiz eğer fırsat bulursanız bu yemeği orta yaşın üzerinde bir Azeri kadınının yaptığı şeklini yemeniz. Nasıl Türkiye’de geleneksel yemekler denince Anadolu kadını ön plana çıkıyor ise Azerbaycan’da da durum farklı değil. Bu sebeple en lezzetli halini Azerbaycan taşralarında tadabilirsiniz.

Doğva Çorbası

Azeri yemeklerinin en lezzetli çorbalarından bir tanesidir. Azerbaycan kültüründe Kafkas esintilerini en çok yansıtan yemekler arasındadır. Yine aynı şekilde Asya coğrafyasının Azeri mutfağına dokunuşlarını hissettiren bir yemek olmasıyla da Azerbaycan kültürünün ne denli zengin temellere dayandığını ispatlar niteliktedir. Doğva çorbasının en temel özelliği ise dört mevsim tüketilebiliyor olmasıdır. Yani çorbayı hem soğuk hem de sıcak bir biçimde servis edebiliyorlar. Özellikle sıcak yaz aylarında Azeri halkının en çok yaptığı yemeklerden bir tanesi. Doğva çorbasının yapımında kullanılan ve olmazsa olmazı olarak görülen yiyecek yoğurttur. Yoğurt hem uzun süre dayanabiliyor olması hem de soğuk tüketiminin de mümkün olması nedeniyle çorbanın en önemli malzemesi halini almıştır. Azerbaycan’ın bazı yörelerinde yoğurt yerine kefir kullanılarak da yapıldığı biliniyor ancak büyük çoğunluk yoğurtlu yapmayı tercih ediyor ve restoranlar da genellikle böyle servis ediyor. Doğva çorbasına yoğurt dışında ıspanak, soğan, dereotu ve nane gibi sebzeler eklenerek besleyiciliği oldukça yüksek seviyelere çıkarılıyor. En son dokonuş ise pirinçle gerçekleştirilerek sadece bir çorba olmaktan çıkarılarak oldukça doyurucu bir yemeğe dönüştürülüyor. Azerbaycan’ın hemen hemen her yemeğinde olduğu gibi Doğva çorbasında da koyun veya kuzu eti kullanılıyor. Ancak bu tamamen çorbanın ne kadar saklanmasını istedikleri ile ilgili bir karar. Restoranların tamamına yakını bu çorbayı etli biçimde servis ediyor fakat yerliler et koymadan da yapıyorlar. Doğva çorbasını başta Bakü olmak üzere Azerbaycan’ın hemen her yerinde restoranlarda ve özellikle küçük lokantalarda bulabilmeniz mümkün. Yorucu geçen günlerin ardından hem midenizi rahatlatmak hem de çabucak uykunuzu getirmek için Doğva çorbası birebir.

Düşbere Çorbası

Yine birçoğumuzun İç Anadolu kültüründen anımsayabileceğimiz benzerlikte bir Azeri yemeği. Anadolu’da kesme veya mantı olarak bildiğimiz küçük etli hamur parçalarının çorba haline getirilmesiyle elde edilen bir lezzet olan Azerbaycan yemeklerinden olan Düşbere, özellikle soğuk kış aylarında Azerilerin oldukça sık tercih ettiği bir yemek. Dana eti veya kuzu eti kullanılarak yapılan küçük hamur topları yani mantı öncelikle haşlanarak pişiriliyor. Bu noktada şöyle bir uyarı yapma ihtiyacı hissediyoruz; Azerbaycan’da genellikle kuzu ve koyun eti tüketiliyor, bu nedenle hemen her yemeğin içine bu hayvanların eti konuluyor, kuzu etine duyarlı olanların ve tüketemeyenlerin yemek yedikleri restoranda mutlaka belirtmesini tavsiye ediyoruz. Böylece sizin için tekrar hazırlama şansları olur. Düşbere çorbasının lezzetini veren ise hamur topları haşlandıktan sonra içinde pişirildiği sos. Sirke, sarımsak ve tuz konularak hazırlanan sos, mantı ile birlikte suya konularak iyice pişirilir. Azeri halkının hastalık çorbası olarak da adlandırdığı Düşbere, özellikle kış mevsiminde bütün Azerbaycan’da rahatlıkla bulunabilir. Yeme içme seyahati yapan gezginlerin bu lezzeti mutlaka denemesi gerektiğini düşünüyoruz.

Şah Pilavı

Azerbaycan yemeklerinin adından da açık olarak anlaşılabileceği üzere Şii ve İran kültürünün Azerbaycan mutfağı üzerindeki birebir yansımalarından bir tanesidir. Azeri mutfağının adını en çok duyuran lezzetlerinden bir tanesi olan Şah pilavının yapımı da oldukça zor ve zahmetlidir. Bu nedenle Azeriler bile kendi evlerinde yapmayıp genelde restoranlarda tüketmeyi tercih ediyorlar. Türkiye mutfağında Perde pilavına benzetilen Şah pilavı, lezzet olarak ise oldukça farklıdır. En çok benzerlik gösterdikleri nokta ise pilavı çevreleyen hamur olarak kabul edilebilir. Şah pilavının yapımına ilk olarak hem büyük bir el emeği hem de sağlam bir ustalık gerektiren hamurun yoğrulması ve incecik bir biçimde açılmasıyla başlanılır. Hamur yoğurulduktan sonra dinlenmeye bırakılır ve iç malzemelerinin hazırlanması sürecine geçilir. Yine kuzu eti bu yemeğin de en önemli gıda maddelerinden bir tanesidir ve ikinci aşama kuzu etinin iyice haşlanmasından oluşur. Haşlanan etler el yordamıyla küçük parçalara ayırılır. Daha sonra etlerin üzerine kayısı, kestane ve kuru erik eklenerek kısa bir süre pişirilir. Pişirilen karışım pirinç ile harmanlanarak pilav haline getirilir. Bu sürede dinlenmiş olan hamur incecik olacak biçimde açılır ve içerisine pilav eklenerek kapatılır. Burada püf nokta ise Şah pilavının dış kısmını oluşturan hamurun yırtılmadan kapatılabilmesidir. En son aşama olarak ise fırına atılan şah pilavı, üzeri kızardıktan sonra servis edilmeye hazırdır. Yapımı zahmetli olduğu kadar besleyici de olan Şah pilavı, tek başına bir öğün olarak da görülebilir. Hatta restoranlarda servis edilen boyutu 2 veya 3 kişiyi doyurabilir. Azerbaycan mutfağının endemik yemeklerinden bir tanesi olan Şah pilavının en lezzetli sunumlarını Bakü’de bulabilirsiniz. Bakü dışında Azerbaycan’ın hemen her yerinde de servis ediliyor ancak turistik niteliği en yüksek yemeklerden bir tanesi olması nedeniyle genel olarak en başarılı örnekleri Bakü’de sunulmakta. Yeni lezzetler tanımak isteyen gezginlere Şah pilavı, Azerbaycan mutfağında önerebileceğimiz bir numaralı lezzetler arasında.

Levengi

Azerbaycan yemeklerinin en lezzetli yemekleri arasında olan Levengi, Dünya’nın neredeseyse hiçbir yerinde bulamayacağınız bir yemek. Tavuk veya balık dolması ismi ile Türkiye’de de karşımıza benzerleri çıkıyor olsa da Azerbaycan’da yapılan şekli bambaşka. Bu sebeple birçok Azeri yemeğinin de olduğu gibi endemik bir lezzet olarak nitelendirebiliriz. Levengi yapımını öncelikle et tercihi ile başlanıyor. Genellikle tavuk veya balık tercih ediliyor olsa da kırmızı et ile yapılan şekli de mevcuttur. Et tercih edildikten sonra iyice pişiriliyor ve bu yemeğin dış kısmını oluşturuyor. Daha sonra soğan iyice kavruluyor ve üzerine salça eklenerek lezzetini güzelce bırakması sağlanıyor. En son olarak ise iç harcına ceviz ekleniyor ki bu yemeğin tadını veren hamlelerin başında geliyor. Cevizlerin soğan ve salça ile iyice kavurulması tamamlandıktan sonra, et etrafını sağlam bir biçimde kapsayacak şekilde sarılıyor. Genellikle bir kürdan veya ince çubuklar yardımıyla dağılmaması sağlanıyor. Levenginin en önemli adımı ise pişme noktasında atılıyor. Yemeğin orijinal tarifine göre yapılması için mutlaka tandırda pişirilmesi gerekiyor. Tam bir köy yemeği olarak da görülebilecek olan Levengi, yüzyıllardır Azerbaycan taşralarında yapılan bir yemek. Son yirmi yılda her alanda olduğu gibi mutfak alanında da turizme ağırlık verilmesi sebebiyle dünyaya adını duyurabilmiş durumda. Ancak hala daha en lezzetli sunumlarına taşralarda ve köylerde ulaşmak oldukça normal. Çünkü tandır büyük şehirlerde neredeyse hiç kullanılmayan bir pişirme yöntemi. Azerbaycan’ın hemen her yerinde Levengiyi tatmak mümkün ancak genel olarak fırınlarda pişirilmiş şekliyle sunuyorlar ve bu durum yemeğin orijinalliğini bozuyor. Eğer elinizde Azerbaycan’ın tümünü dolaşma fırsatı ve vakti varsa, levengi tadımını mutlaka küçük yerleşim yerlerini bırakmanızı öneriyoruz.

Fisincan Pilavı

Azerbaycan yemeklerinin bir diğer amiral gemisi olarak nitelendirilebilecek yemeğidir. Türkiye’de beyaz pirinç pilavının önemini hepimiz biliyoruz. İşte Fisincan pilavı da Azerbaycan halkı için birebir aynı öneme sahip diyebiliriz. Hem evlerde hem de restoranlarda hemen hemen her yemeğin yanına pilav tercihlerini genellikle bu pilavdan yana kullanıyorlar. Fisincan pilavında Azerbaycan’ın bir Asya ülkesi olmasının etkilerini bulmak da mümkün. Pilavın yapımında en önemli olan nokta ise kullanılan pirinç çeşidi. Hem kısmen üretebiliyor olmaları hem de yoğun üretim kaynakları olan ülkelere yakınlıkları sebebi ile basmati pirinci Azerbaycan’da oldukça sık kullanılıyor. İşte Fisincan pilavında da basmati pirinci bu sebeplerden dolayı olmazsa olmaz. Bazı yörelerde başa çeşit pirinçlerden de yapılıyor ancak Azeriler bunun kesinlikle yanlış olduğunu söylüyorlar. Fisincan pilavının pirinci dışında içine konulan malzemeleri tam olarak Asya mutfağının izleri denilebilir.  Zerdeçal ve safran gibi baharatlar bu pilavın olmazsa olmaz baharatları. Damak tadımıza çok yakın olmadığı için bazen kokusundan ve tadından rahatsızlık duyabildiğimiz bu baharatlar Fisincan pilavının içinde neredeyse hiç rahatsızlık vermiyor diyebiliriz. Baharatları eklendikten sonra bizi en çok şaşırtan aşamaya geçiliyor. Erik marmeladı ve erik pestili gibi meyveden üretilen tatlı ürünler bu pilavın içinde direk malzeme olarak ekleniyor. En başta birbirlerine ne kadar uyacaklarını anlamak pek olası gelmese de bütün bu ürünler Fisincan pilavının içerisinde muazzam bir uyum yakalamış durumdalar. Fisincan pilavı tek başına bir yemek olarak görülmüyor ancak hemen hemen bütün yemeklerin yanında mutlaka sunuluyor. Özellikle et yemekleri ve top köftelerin yanında mükemmel bir yan yemek olarak kullanılabiliyor. Fisincan pilavını Azerbaycan’ın hemen her yerinde rahatlıkla bulabilirsiniz. Özellikle et yemeklerinizi bu pilavla zenginleştirip, Fisincan pilavını tatmadan Azerbaycan’dan dönmemenizi öneriyoruz.

Şekerbura

Azerbaycan’ın en lezzetli ve gelenekselleşmiş tatlılarından bir tanesidir. Azerbaycan’ın bütün pastanelerinde, restoranlarında ve evlerinde hem misafirlere hem de müşteriler ikram edilen yiyeceklerinden bir tanesi olan Şekerbura, içine farklı farklı malzemeler konularak yapılabilen bir kurabiye çeşididir. Azerbaycan restoranlarında yemek sonrasında ikram olarak da sunulan Şekerbura, Türkiye’de bayramlarda misafirlere sunulan baklavanın Azeri mutfağındaki karşılığı olarak da görülebilir. Yapımında klasik kurabiye tariflerinde olduğu gibi un, süt, yumurta ve yoğurt kullanılıyor. Tariften tarife değişiklik göstererek içerisindeki temel malzemeler birbirlerini ikame edecek biçimde de kullanılabiliyor. Tabi ki harcının olmazsa olmaz malzemesi hemen her tatlıda olduğu gibi şekerdir. Son yıllarda dünyada bir trend olan şeker kullanımın azalması ile Azerbaycan’da şekerbura tarifleri de değişiklik arz etmeye başlamış ve esmerm şeker, pekmez gibi başka çeşit tatlılarla da yapılmaya başlanmıştır. Aynı şekilde beyaz un yerine soya unu gibi nispeten daha sağlıklı tercihler kullanılmaya başlanmıştır. Şekerburanın içerisine ise ceviz, fındık ve kakule gibi çerezler konulabiliyor. En bilinen çeşidi ise cevizli olanıdır. İç harcı da konulduktan sonra en son dokunuş bir çatal ile gerçekleştirilerek üzerine şekli veriliyor ve fırına atılıyor. Nevruz bayramı gibi Azerbaycan’ın dini bayramlarında ülkeye seyahat ederseniz hemen hemen her yerde şekerbura ile karşılaşacaksınızdır. Azerbaycan seyahatini tatlandırmak için kullanabileceğiniz en güzel yiyecek olan şekerburayı tatmadan dönmemeniz gerektiğini düşünüyoruz.

Karpuz Reçeli

Azerbaycan yemeklerinin stoklama ve yemekleri dayanıklı kılma karakterinden daha önce de bahsetmiştik. Bu nedenle bütün meyveleri marmelat ve reçel haline getirerek saklamalarına şaşırmamak gerekiyor. Anadolu ve Ortadoğu mutfaklarının hemen hemen hepsinde reçel kültürü oldukça yaygındır. Bu özellikler Azeri mutfağında da etkisin göstermiştir. Bütün meyveler reçel haline getirilirken karpuzun özel bir yerinin olması sebebi ise dünyaya ilk olarak Azeri mutfağından yayılmış olmasıdır. Azerbaycan çok büyük bir karpuz üreticisi olmamasına karşın karpuzun kullanım biçimleri konusunda oldukça gelişmiş bir kültürdür. Evlerde yapılan kahvaltılardan tutun mekanlarda servis edilen serpme kahvaltılara kadar hemen her yerde karpuz reçeline rastlamanız mümkün. Bu tarz geçmişten gelen ve gelenekselleşmiş lezzetlerin hemen hemen hepsinde olduğu gibi karpuz reçelinde de Azerbaycan’ın en iddialı sunumlarını küçük yerleşim birimlerinde bulabilirsiniz. Bakü’nün kahvaltı restoranlarında da çok lezzetli biçimde yapılmışlarını tadabilirsiniz ancak eğer imkanınız ve Azerbaycan’ın tümünü gezebilecek vaktiniz varsa özellikle karpuz yetiştiriciliği yapan bölgelerinde tatmanızı özellikle önerebiliriz.

Xaş Aşı

Türkiye’de de yakından tanıdığımız bir yemektir. Azerbaycan yemeklerinin isimleri her ne kadar tuhaf olsa da  içerisine konulan et türlerinden dolayı herkes tarafından sevilerek tüketilmez. Türkiye’deki karşılığı kelle paça çorbası olarak bilinmektedir. Sakatat olarak da adlandırılan etlerin paça ve kelle bölümlerinden elde edilen bir çorbadır. Azerbaycan’da hemen hemen bütün kırmızı et yemeklerinde olduğu gibi koyun veya kuzu eti kullanılarak yapılır. Öncelikle hayvanın kelle ve paça bölümleri ayırılarak tuz ile ovulur ve uzun süre sirkeli suyun içine temizlenmesi için bırakılır. Daha sonra iyice yıkanarak dilimlenir ve çorbanın yapımına uygun hale getirilir. Dilimlenen et parçaları soğuk tuzlu suya alınarak iyice kaynatılır. Daha sonra kaynamış su tamamen süzülerek özellikle kokusundan rahatsız olanlar için bu rahatsızlıklarından kurtulmaları amaçlanır. Suyu süzülen et parçaları tekrar tuzlu soğuk suya alınarak kaynatılır ve çorba haline getirilir. Bu şekilde servise hazırlanan Xaş aşı, üzerine sarımsaklı ve limonlu sos veya sirke eklenerek tüketilir. Çorba şeklinde yemek istemeyenler için ise suyu tekrar süzülür ve üzerine sarımsaklı yoğurt dökülerek sofranıza getirilir. Azerbaycan,Türk ve Arap mutfaklarında sevilerek tüketilen bu yemek ülkenin hemen hemen bütününde restoranlarda servis edilmektedir. Türkiye’de olduğu gibi hastalık ve çok alkol tüketme durumunda da Azeriler tarafından oldukça sık tercih edilmektedir. Eğer Türkiye’de de bu yemeği severek yiyorsanız Azerbaycan mutfağından da deneyimlemenizi tavsiye edebiliriz.

3 Bacı

Yine Türkiye mutfağından da yakından tanıdğımız bir Azeri yemeği. Bizim evlerimizde de yaptığımız ve özellikle kış aylarında çok sık tükettiğimiz sebzelerin dolma haline getirilmiş biçimidir. Biber, patlıcan ve domatesin içi doldurularak dolması yapılan 3 bacı, oldukça lezzetli bir ev yemeğidir. Öncelikle bu üç sebzenin içleri oyulur ve kararmamaları için suya bırakılır. Daha sonra içini doldurmak için pilav yapılır. Yemeğe tadını veren bu iç pilavı, birbirinden farklı şekillerde yapılabilir. İçine konulan baharatların da oldukça önemli bir yeri vardır. Azerbaycan’da bu yemeğin tadının Türkiye’den farklı olduğu nokta ise tam olarak bu baharatların eklenmesinde ortaya çıkmaktadır. Bizim damak tadımızın çok alışık olmadığı safran gibi barahatlar Azerbaycan’da oldukça fazla tercih edilmektedir. İçi oyularak suya konulan sebzelerin iç harcı da eklendikten sonra daha önce kesilen kafa kısımları tekrar üzerlerine kapatılır. Bir tencereye veya güvece dik olarak yerleştirilen içi doldurulmuş sebzelerin üzerine daha önce hazırlanmış salçalı ve baharatlı sos dökülerek pişmeye bırakılır. Tabaklara servisi ise genel olarak yanına yoğurt konularak yapılır. Her ne kadar bizim için oldukça tanıdık bir yemek olsa da özellikle dünyanın daha uzak ülkelerinden Azerbaycan’a seyahat eden gezginler için fazlasıyla farklı bir tatdır. Bu yemeği Türkiye’de de tüketmekten keyif alıyorsanız Azerbaycan mutfağından da bir deneyin deriz. Safran daha önce hiç denemediğiniz bir biçimde damağınıza bambaşka bir tat bırakabilir. Azerbaycan’ın bütün şehirlerinde yerel yemekler yapan restoranlar ve ev yemekleri satan lokantalarda 3 bacı yemeğini afiyetle yiyebilirsiniz.

Şeki Helvası

Şeki baklavası olarak da bilinen bu tatlı Azerbaycan’ın tamamen kendisine özgü milli bir yemeğidir.. Hatta Şeki şehri dışında Azerbaycan’ın bir çok yerinde bile bulunamayabiliyor. Bu yönüyle hem yerel basında hem de Dünya medyasında kendine çok sık yer bulmaktadır. Türk kültürünün temellerinden birisini oluşturan bayram tatillerinde de misafirlere ikram edilen bir tatlı olmasıyla da oldukça geleneksel bir özelliği de öne çıkmaktadır. Bu tatlıyı evde yapmak ise neredeyse olanaksızdır. Öncelikle hamuru yapılır ve daha sonra hamur dinlenmeye bırakılır. Belirli süre kıvamını bulan hamur daha sonra oklava yardımıyla incecik açılır. Anadolu’da da kesme olarak bilinen yöntemle incecik açılan hamur küçük küçük erişte boyutlarında doğranır. Altı güzelce yağlanan tepsinin üzerine 4 kat olacak şekilde erişteler koyulur. Daha sonra ise tatlının olmazsa olmazı olan ceviz veya fındıklar küçük parçalara bölünecek şekilde rondodan geçirilir ve yaklaşık olarak üç kg ceviz tepsiye saçılır. Ardından üzerine tekrar 4 kat erişte dizilir. Bu aşamadan sonra üzerinden baskı yapılarak baklava iyice sıkıştırılır. Şeki helvasına karakteristik özelliğini veren aşama ise en son yapılan işlemdir. Safran baharatından elde edilen boya preslenmiş baklavanın üzerine dökülür. Bu haliyle fırına verilen baklava yaklaşık olarak on veya on beş dakika fırında tutulduktan sonra alınır ve dinlenmeye bırakılır. Yeterince soğuyan baklavanın üzerine daha önce yapılan ve ılımaya bırakılan şerbet güzelce yedirilerek dökülür. En son adım olarak üzerine badem veya ceviz konulur. Şeki baklavasının en önemli özelliklerinden bir tanesi ise yenmeden önce bir gün bekletiliyor olmasıdır. Böylece tatlı şerbetini iyice içine çekebilme fırsatı bulabiliyor. Azerbaycan’ın sembol olmuş tatlarından bir tanesi olan Şeki helvası, yenmeden dönülmemesi gereken lezzetlerden bir tanesi. Bakü’de oldukça rahat bir şekilde bulunabiliyor ancak Azerbaycan’ın diğer şehirlerinde pek fazla satılmıyor veya spesifik noktalarda satılıyor. En lezzetli halini ise tatlıya adını da veren şehir olan Şeki’de yiyebilirsiniz. Eğer rotanızda Şeki şehri varsa, bu tatlıyı yemek için mutlaka beklemenizi önerebiliriz.

Qutab

Yine Anadolu kültüründen tanıyabileceğimiz bir Azeri yemeğidir. Türkiye’de gözleme ve kapama olarak da isimelendirilen Qutab, Azerbaycan’da çok farklı biçimlerde yapılabiliyor. Öncelikle hamur hazırlanıyor ve dinlenmeye bırakılıyor. Daha sonra ise oklava yardımıyla incecik açılıyor ve içine harcı konuluyor. Bu yemeğe tadını asıl veren ve çeşitlenmesini sağlayan ise tam olarak bu iç harcıdır. Türlü mevsim yeşillikleri, sebzeler bu yemeğin iç harcı olarak kullanılabiliyor. Aynı zamanda peynir, zeytin gibi kahvaltılık ürünlerle de yapılanları mevcut. Yine aynı şekilde koyun ve kuzu eti ile yapılarak öğlen veya akşam yemeğine uygun hale de getirilebiliyor. Dünya’da yalnızca Azerbaycan’da bulunan şekli ise deve etiyle yapılanıdır. Türkiye’de pek fazla tüketilmeyen deve eti Azerbaycan mutfağında daha sık kullanılan bir et türüdür. Bu nedenle et sevenler ve yeni tatlara açık olanlar için deve etli Qutab tam aradıkları deneyimi sunabilecek bir yemektir. Aynen Türkiye’de olduğu gibi Azerbaycan’da da Qutab kahvaltıda çok sık tüketilmektedir. Özellikle son yıllarda turistlerin de oldukça fazla ilgisini çeken Bakü’nün zengin kahvaltı sofralarında olmazsa olmaz yiyecekler arasındadır. Ancak tam bir köy yemeği olarak da görülebilecek Qutab, Azerbaycan’ın köylerinde ve taşralarında en lezzetli biçimlerinde bulunabilir. Yoğun gezi programlarına sahip ve gününü çok haraketli geçiren gezginler için ise kurtarıcı sayılabilecek lezzetler arasında. Azerbaycan’ın bir çok yerinde sokak tezgahlarında da yapılan Qutab, yanına bir içecek alınarak hiç oturmadan karnınızı doyurmanıza vesile olabilecek Azerbaycan yöresel yemekleri arasındadır.

Qoğal

Azerbaycan’ın en keyifli dönemlerinden bir tanesi olan Nevruz bayramına özgü bir çörektir. Hem tatlı hem de tuzlu biçimde yapılan Qoğal, kültürel olarak Türkiye’deki kandil simidine benzetilebilir. Öncelikle hamur hazırlanır ve dinlenmeye bırakılır. Daha sonra hamurdan kalın parçalar koparılır ve kıvrılarak son şekli verilir. Tuzlu olanların üzerine susam veya haşhaş gibi süsleme malzemeleri ekilirken tatlı olanların üzeri genel olarak sade biçimde bırakılır. Ancak son yıllarda tatlı olanların üzerine renkli şeker parçaları da atıldığı bilinmektedir. Nevruz bayramında Azerbaycan’ın hemen hemen her yeri taze Qoğal kokularıyla doludur dersek abartmış olmayız diye düşünüyoruz. Nevruz bayramı döneminde Azerbaycan’a bir seyahat planlıyorsanız girdiğiniz her restoranda veya dükkanda size ikram olarak da sunacaklardır. Her daim taze olarak da bulabilir ve kahvaltı sofralarınıza da çok keyifli bir ekleme olarak değerlendirebilirsiniz.

Azerbaycan yemekleri fiyatları için ödeyeceğiniz rakam öğün başı 25-30 TL’dir. Kısaca bahsettiğimiz Azerbaycan mutfağı ve Azeri yemeklerinin ortak özellikleri ise oldukça endemik bir hale bürünmüş olmasıdır. Dünyanın her yerinde meşhur hale dönüşmüş olan Ortadoğu, Asya ve Türk mutfaklarının bir sentezini kendi içlerinde yapabilmiş ve mutfaklarını uluslararası arenada marka haline getirebilmişlerdir. Bir çok yemeğe Türkiye’den de aşina olduğumuzu fark etmişsinizdir ancak Azeri mutfağı bu yemeklere yaptığı ufak dokunuşlarla çok daha farklı ve lezzetli hale getirebilmiştir. Nasıl Türkiye’de mutfak ve restoran kalitesi olarak en çok öne çıkan şehir İstanbul ise Azerbaycan’da da bu konuda en gelişmiş olan şehir Bakü’dür. Azerbaycan mutfağının en geleneksel ürününden tutun en modern zamanlarda ortaya çıkan yemeğine kadar hemen hemen hepsinin en lezzetli örneklerini Bakü restoranlarında bulabilirsiniz. Ancak özellikle kültürleri ve mutfakları tam olarak yerinde keşfetmek isteyen gezginler için köyler ve taşralar daha doğru tercih olacaktır diye düşünüyoruz. Hem kendi kültürel karakterlerinde olan misafirperverlik hem de Türkiye’den gelen turistleri kardeşleri gibi görmeleri sebebiyle başta taşralar olmak üzere Azerbaycan’ın hiçbir yerinde aç kalmanız mümkün değil diyebiliriz. Restoran, lokanta veya yerli bir Azeri’nin evi fark etmeksizin girdiğiniz her ortamda sizi ağırlamak için ellerinden gelen her şeyi yapmaktalar. Başkent Bakü son 20 yılda yalnızca Azerbaycan mutfağı değil Dünya mutfağı konusunda da kendini oldukça geliştirmiş bir şehirdir. Başta yakın komşuları İran, Rus, Tatar, Gürcü ve Türk mutfağı olmak üzere Dünya’nın önde gelen bütün mutfaklarını servis eden restoranlar bulabilmeniz mümkün. Bütün bu yönleri göz önünde bulundurularak başta başkent Bakü olmak üzere Azerbaycan’ın hemen hemen her yerinde kendi damak tadınıza uygun yiyecekler bulabileceğinizi rahatlıkla söyleyebiliriz. Aynı şekilde fiyatlar konusunda da hemen her bütçeye uygun restoran ve lokantalar bulunabilmekte. Bakü’de restoranlar pek tabi turistik bölgelerde yoğunlaşmış durumda ancak şehrin her yerinde ufak lokantalar da bularak karnınızı doyurabilirsiniz. Bu lokantalar büyük çaplı turist çeken restoranlara göre oldukça uygun fiyatlıdır. Kısacası Azerbaycan yalnızca kültür turizmi için değil yeme içme turizmi için de oldukça uygun bir ülkedir. Hayatınızın bir döneminde yolunuzu Azerbaycan’a düşürürseniz mutfağını da deneyimlemeyi es geçmeyin deriz.

"Azerbaycan Yemekleri" Hakkındaki Genel Yorumlar (0)

A
B
F
G
H
İ
K
M
R
S
T
U
A
B
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
R
S
Ş
T
Ü
V
Z