Yaz

ÇANAKKALE GELİBOLU GEZİLECEK YERLER

calendar_today Mar 29, 2018

ÇANAKKALE GELİBOLU GEZİLECEK YERLER

GELİBOLU GEZİ REHBERİ

Bölgenin hangi yüzyılda ve de kimler tarafından kurulduğu henüz bilinmemektedir. Lakin Troya şehri kadar eski olduğu araştırmacılar taraından belirlenmiştir. Yörenin eski adıysa Critote'dir. Antik Çağ döneminde Keltler tarafından iskan edildiğinden Yunanca Galliopolis olarak da bilinmektedir: Galli ( Kelt ) + Polis ( Şehir ). Türkçe olarak ise Gelibolu olarak bilinmektedir. Günümüzde Belçika, Fransa, İsviçre ve Ren kıyılarını içerisine almakta olan bölgeyi ele geçirmiş ve de Romalılarca bu bölgeye Galya, halkınaysa Galatlar ismi verilmiştir. Galatlar olarak isimlendirilen bu savaşçı halk MÖ 281 yıllında Trakya Krallığı'nın içerisinde bulunduğu çalkalanma döneminde Balkanlar'a, Çanakkale ve de İstanbul boğazlarının üzerinden de Anadolu'ya geçme imkanına ulaşmışlardır. MÖ 278 yılında Anadolu da Sakarya ve de Kızılırmak havzasını kapsamakta olan bölgeye de Galatia ismi verilmiştir.

gelibolu gezilecek yerler

Çanakkale Gelibolu Hakkında

Türkiye’nin Çanakkale iline bağlı olan Gelibolu Marmara Bölgesinde yer almaktadır. Nüfusu yaklaşık olarak kırk beş bin kişidir.

Gelibolu’nun şehir merkezini olan Hamzakoy, Feneraltı, Eğritaş bölgelerinde çok rahat bir şekilde denize girilebilmektedir. Hamzakoy altın sarısı kumsalı ile 3 km.’lik bir alanı kaplamaktadır. Feneraltı mevkiyse Gelibolu tersanesinden başlayarak Hamzakoy’a doğru uzanmaktadır. Özellikle de Feneraltı mevkisi kayalıkları ve de falezleriyle ünlü olan görsel açıdan da olduğu kadar, deniz meraklılarının fazlaca uğrak noktası konumundadır. Bununla beraber iskeleden başlayıp üç köprüleri takip ederek askeri fabrikaya doğru uzanmış bir konumda olan Piri Reis kordunu bu bölgenin en uzun sahil şeridi ve de yürüyüş bandına sahip olan yeridir.

Bunun yanında yukarıda sıralanan boğaz kıyısı yerler dışında, ilçemizin Saroz’a bakmakta olan kıyılarında çok daha rahat bir şekilde denize girilebilme imkanına sahipsinizi. Su sporları adına bilinmekte olan bir adres olma konumunda ilerleyen Davut İskelesi, Değirmendüzü, Koruköy Altı, Bolayır Altı, Despot, Karainebeyli Ece Limanı, Ocaklı Altı, Fındıklı Kömür Limanı, Yeniköy Bahçeler Limanı ve Armutlu, Tayfur Karaağaç, Burhanlı Cennet Koyu sayılarak denize girilebilecek olan oldukça canlı akvaryum sayılacak yerlerin başında gelmektedir.

Dünyaca ünlü olan Piri Reis’in hayatıda burada başlamıştır. İç Anadolu bölgesinde olan Karamanlı bir ailenin çocuğu Ahmet Muhiyiddin Bey, Piri'nin ailesi II.Mehmed zamanında padişahın emriyle Karaman'dan İstanbul'a göç ettirilen bir ailedir. Aile bir süre İstanbul'da yaşamış daha sonrasında da Gelibolu'ya göç etmişlerdir. Piri Reis'in babası olan Karamanlı Hacı Mehmet, amcasıysa ünlü denizci Kemal Reis'tir. Piri Reis denizciliğe amcası olan Kemal Reis'in yanında başlamıştır. 1487 – 1493 yılları arasında beraber Akdeniz de korsanlık yapmışlardır. Sicilya, Korsika, Fransa ve Sardunya kıyılarına yapılmış olan akınlara birlikte katıldılar. 1486 da Endülüs de Müslümanların hakimiyetinde kalan son şehir olan Gırnata da katliama uğramış olan Müslümanlar Osmanlı Devleti'nden yardım istediği zaman o yıllarda deniz aşırı sefere çıkacak donanması olmayan Osmanlı İmparatorluğu, Kemal Reis'i Osmanlı Bayrağı adı altında İspanya'ya göndermiştir. Bu sefere katılmış olan Pîrî Reis, amcasıyla beraber Müslümanları İspanya'dan Kuzey Afrika'ya taşımıştır. Venedik’e doğru hücum hazırlığına girişmiş olan Osmanlı İmparatoru II.Beyazid'ın Akdeniz de korsanlık yapan denizcileri Osmanlı donanmasına katılmaya çağırmasıyla 1494 de amcasıyla beraber İstanbul da padişahın huzuruna çıkmış ve de beraber donanmanın resmi hizmetine girmişlerdir.

Gelibolu Yarım adası tarih boyunca çok sayıda kavmin yaşadığı bir bölge olmuştur. Bunun nedeni olarak stratejik noktalarında bazı istihkamlar bulunmuştur. Gelibolu ilçesinin günümüzdeki yerinde Roma idaresi döneminden kalmış olan bir kale olarak ön plandadır. Şehir, Bizans idaresi altındayken ilk önce Gotlar’ın daha sonrasında da Hunlar’ın saldırısıyla karşı karşıya kalmıştır. Kale zaman geçtikçe önemli bir liman ve de ticaret merkezi konumuna gelmiştir. Arap orduları tarafından İstanbul’a doğru sürülmüş olan seferler bu bölge de fazlasıyla etkilenmiştir. Haçlılar ise Gelibolu bölgeden geçerek Anadolu’ya doğru yol almışlar ve böylece Gelibolu 1204 yılında Latinlerin idaresi altına girmiştir.

Bizans’ın son yıllarında Ege ve Marmara kıyılarında faaliyet göstermekte olan Türkmen beylikleri Gelibolu Yarım adasını da hedefine almışlardır. Daha sonrasında Orhan Bey ve oğlu Süleyman Paşa idaresinde olan Osmanlı kuvvetleri imparator Kantakuzenos’un müttefiki görünüşüyle yarımadaya gelmiş ve de Süleyman Paşaya Çimbi hisarı bir üs olarak verilmeyi kabul etmişlerdir. Bu bölge Osmanlı İmparatorluğu adına her zaman bir dayanak vazifesi görmüştür. Bağımsız bir şekilde hareket etmeye başlayan Süleyman Paşa, bir taraftan Trakya’ya, diğer bir taraftan da Gelibolu yönüne akınlar düzenlemiştir. 1354 de fethi başarılı bir şekilde gerçekleşmiştir. Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti altına girmiş olan Gelibolu, Trakya ve de Balkanlar’a doğru akınlarda oldukça önemli bir hareket üssü konumunda yer almıştır, Osmanlı orduları adına bir geçit yeri ve de deniz üssü olarak çok fazla önemli olan bir noktadır. İstanbul’un fethine doğru fazlaca önemli olan bir askeri deniz üssü olma özelliğini korumuş olan Gelibolu, Fatih dönemindeyse esaslı bir şekilde tahkim edilmiştir ve de 1515 yılında İstanbul da Haliç tersanesinin devreye girmiş olmasıyla giderek deniz üssü olma özelliğini yitirmiştir.

Gelibolu fethedildikten sonra bir sancak ve de sancak merkezi konumundaki gibi Rumeli’nin ilk Paşa sancağı konumunda olmuştur. Daha sonrasında da bir denizcilik idare merkezi olarak yavaş yavaş şöhret kazanmaya başladı. Osmanlı donanmasının başında yer alan kaptan-ı derya burayı merkez konumu yapmıştır. II.Murat döneminde Gelibolu da yapılmış olan 26 eserden 7’si günümüze dek ulaşmış, Fatih dönemi yapıların eserlerin çoğu da yok olmuştur.

1915 yılında Gelibolu Yarım adası, Çanakkale muharebelerinde fazlasıyla bombalanmış ve de yer yer tahribata uğratılmıştır. Bundan sonra şehir, 4 Ağustos 1920 de Yunanlılar tarafından işgal edilmesine rağmen 3 Ekim 1922 de terk edilmiştir. Gelibolu yarım adası Cumhuriyet döneminin başlarında il olmuştur, lakin bu durum 1926’ya dek sürmüş ve bu tarihte ilçe merkezi konumuna dönüştürülmüştür.

photo_library

Çanakkale Gelibolu Nerede ?

Gelibolu Yarımadası, Çanakkale Boğazıyla Saroz Körfezini ortasındaki, güneye doğru genişleyerek uzanan bölgedir. Türkiye'nin kuzey batısında yer almakta olan yarımada, aynı zamanda da Avrupa kıtasının güney – doğusundaki son kara parçası konumundadır. Kuzeyde 5 km’lik Bolayır kıstağıyla Trakya'ya bağlanmıştır. Yarım adasının kuzey – doğu kıyısında, Çanakkale Boğazı'nın Marmara Denizi'ne açılmış olduğu noktada yer almaktadır.

gelibolu gezilecek yerler

Çanakkale Gelibolu'ya Nasıl Gidilir ?

İstanbul Gelibolu arası yaklaşık olarak 300 km’dir. Çanakkale Gelibolu’ya feribotlar ile ulaşım sağlanabilmektedir. Ankara – Bursa istikametinden arabayla geliyorsanız Bandırma – Biga üzerinden Lapseki’ye buradan da feribotlara binerek Gelibolu iskelesine geçmeniz mümkündür. Otobüsle gelmek isteyenler adına çok sayıda otobüs firması İstanbul – Gelibolu arası seferler düzenlemektedirler. Yaz aylarında daha sık seferler düzenlenmektedir. Uçakla gelecek olan gezginler için ise Gelibolu, Çanakkale de bulunan havaalanına yaklaşık 45 km uzaklıktadır.

Çanakkale Gelibolu Gezilecek Yerler

"Çanakkale Gelibolu Gezilecek Yerler" Hakkındaki Yorumlar (1)

Taner Altay 23 Ocak 2019 Çarşamba
Madem buralara kadar geldiniz Çanakkale Assos'a da uğrayın. Asos’a yolunuz düşerse pırıl pırıl suyu çakıllık bilin isterim. İnsanlar genelde iskeleden serin sulara kendilerini bırakıyorlar. Türkiye şartlarına göre biraz pahalı bir bölge olsa da güzel eğlenceli , gece ateş yakıp çevresinde şarkılar söyleyerek uygun fiyatlı kamp alanları bulmanız mümkün . Hadi durmayın Asos sizi çağırıyor. )))))

Namazgah ( Gelibolu Azaplar Namazgahı )

bu tür de olan yapıların en gösterişlisi ve de bununla birlikte en güzeli olarak ifade edilmektedir 12,50 x 10,00 m. ölçülerinde, üstü açık olan çevresi korkuluklu bir ana mekan şeklindedir. Biri külahlı, diğeriyse açık 2 minberi, mermerden mihrabı bulunmaktadır. Mihrabın yanlarında oldukça süslü olan pencereler bulunmakta. Yazıtlı olan kapısı, dilimli ve de rumi süslemeleri barındırmaktadır. Mihraplar mermerler bir niş içerisinde yer almaktadır. Gelibolu da boğaz ve Marmara denizini karşısına almış oldukça geniş bir alan olan Fener bölgesinde bir açık hava cami konumunda bulunan namazgah, 1407 yılında Hacı Paşa oğlu İskender Bey tarafınca inşa ettirilmiştir. O dönemde seferlere çıkan deniz tüfekçi erleri adına yaptırılmıştır. Azaplar seferlere çıkacakları zaman toplu halde burada namaz kılarlarmış.

Hallac-ı Mansur ( Makamı )

 Hamzakoy yoluyla fenere ayrılan yolun kavşağında yer almaktadır. Türbenin içerisinde 2 adet mezar bulunmaktadır. Kim oldukları bilinmemektedir. Mezarlardan birisi bir kadına aittir. Çok eski bir dönemde bu türbenin duvarında hallaç yayıyla tokmağı asılıymış. Daha önceleri oldukça bakımsız bir halde bulunan türbe, 1971 tarihinde ve daha sonrasında 2007 tarihinde onarılarak bugün ki duruma getirilir. Hallac-ı Mansur İslam dinindeki kendisine özgü olan inanışları yüzünden Bağdat da öldürülür. Türbesi Bağdat ta yer almaktadır. Ancak değişik yerlerde Hallac-ı Mansur makamları vardır. Gelibolu da ki türbe de bulunan 7 adet makamdan birisidir.

Bayraklı Baba

 Bayraklı Baba’nın anıt mezarı şehrin girişindeki fener meydanına girişinde yer almakta olan Hamza Bey koyuna bakmakta olan yamaçta bulunur. Anıt mezar, küçük bir bahçenin içerisinde bulunmakta olan yalnızca mermer olan bir mezardan ibarettir. Mezarın üzeri ve de çevresi küçüklü büyüklü bir yığın asılı bayrakla donatılmış bir vaziyettedir. Bayraklı baba halk arasında bir adak yeri olarak bilinir. Bir eve sahibi olmak isteyenler, okulunu zamanında bitirmek isteyen öğrenciler, evlenmek isteyenler ya da akla gelebilecek bundan farklı her türlü dilekler için ilk akla gelen Bayraklı Baba’dır. Oraya gelen halk dileği gerçek olsun diye adak olarak bayrak asarlar. Bayraklı Baba Türkiye’nin en çok ziyaret alan yerlerin başında gelmektedir. Gerçek ismi Karaca Bey olan Bayraklı Baba, Osmanlı donanmasında bayraktarlık yapmakta olan oldukça cesur ve yiğit bir denizcidir. Marmara’nın Yassı ada açıklarında, Bizans donanmasıyla yapılmış olan savaşta elinde sancağıyla birlikte 1410 yılında şehit düşmüştür. Donanmanın en merkezi konumunda bulunan Gelibolu’nda sahile fazlaca yakın olan bir yere gömülmüş ve vasiyeti doğrultusunda da mezarı bayraklarla donatılmıştır. Bayraklı Baba ( Karaca Bey ) olarak anılmasına neden olan öykü şu şekilde dilden dile ifade edilmiştir: “Karaca Bey, bir gün arkadaşları ile birlikte düşman tarafından etrafı sarılır, kimi şehit olur kimi tutsak düşer. Karaca Bey elinde tuttuğu bayrağıyla düşmana sonuna kadar direnir, şehit ve de tutsak olması durumunda bayrak savaştığı düşmanın eline geçeceğinden dolayı elinde tuttuğu bayrağı düşmana teslim etmek istemez. Tam o anda aklına bir fikir gelmiştir. Bayrağı küçük küçük parçalara böler ve de daha sonrasında yutar, sonrada düşmana saldırıya geçer, yaralanıp yere düşer. Yaralı olarak bulunduğunda sırada arkadaşları tarafınca kendisine bayrağın nerede olduğu sorulur, düşmana teslim etmemek adına yuttuğunu söyler. Komutanı bu sözlere kesinlikle inanamaz. Yiğit ve bir o kadar da dürüst olan Karaca Bey ( Bayraklı Baba ) bunu ispat etmek adına keskin palasıyla karnını yarar ve de yutmuş olduğu bayrak parçaları karnından dışarıya kanlar ile birlikte çıkar. Gerçeği ispatlaması ve de mutluluğu içerisinde yere yığılan Karaca Bey’in son sözü “Benim mezarımdan hiçbir zaman bayrak eksik etmeyin” olmuştur. İşte o zamandan beri türbesinden hiçbir zaman bayrak eksik tutulmaz.

Gelibolu Kalesi ( Tarihi Liman )

Kale, hükümet konağının çevresinde yer almaktadır. Antik zamanda kurulmuş olduğu bilinmekte olan kaleyi Bizans İmparatoru I Justinianus’ın onardığı tarihçiler tarafından bulunmuştur. Evliya Çelebi’nin anlatmış olduğuna göre, kale dik ve de kesik kayalara kurulmuş altı köşeli bir kale ve 70 kulesi bulunmaktaydı. Kale içerisinde XVII.yüzyılın ortalarına doğru üç yüz tek katlı ev, topçu başı, kethüda ve cebeci başının konakları, su sarnıçları, hünkar hazinesi, cami bulunmaktadır. Kaleden geriye yalnızca bir burcu kaldı. Limansa iki bölümden oluşmuş olup, deniz ile olan bir bağlantısını dar bir geçiş bölgesi vardır. Yol olarak da kullanılmış olan köprü limanı iki bölgeye ayırmaktadır. Köprünün alt bölgesinden geçmekte olan küçük tekneler genellikle iç taraftaki havuza bağlanır. Kuleyse içindeki havuzun yanında yükselir. Piri Reis Müzesi olarak da halkımızın ziyaretine açılmıştır.

"Gelibolu Kalesi ( Tarihi Liman )" Hakkındaki Yorumlar (1)

Taner Altay 23 Ocak 2019 Çarşamba
Gelibolu; Eceabat beldesinin toplam 12 köyünün 8’inde geçen çetin savaşların ardından her köşe başında ki Şehitlikler ile dünyanın dikkatini çeken bölgemiz. Neden? ve niçin? geldiklerinin hala cevabını verememiş düşman askerlerinin torunları o günleri anmak için 25 Nisanda denizden kıyıya doğru çıkarma etkinliği yapıyor . Düşman askerleri (Fransız , İngiliz , Anzak )için yapılmış onlar için utanç mezarlık anıtları olarak göze batmaktadır. Bölgede kamp yapmak yasak 5000 tl cezası var bir zamanlar kamp yapacağız diye kalanlar tarihi eser kazıları yaptıkları için . Bazı bölgelerinde toprağı bir çubukla bile eşelediğin de insan kemiklerine rastlayabileceğinizi söylüyor buranın halkı ve o zaman anlıyorsunuz altınızda kefensiz yatan şehitlerimizin olduğunu. Her Türk neferinin muhakkak görmesi gereken bir yerdir Gelibolu

Gelibolu Mevlevihanesi

 Dünya’ nın en büyük Mevlevi hanesidir. Bu anlamda hem en geniş araziye, hem de en büyük ve de haşmetli Semahaneyi içinde barındırmaktadır. Planları bakımından Galata Mevlevi hanesine çok fazla benzemektedir. Mevlevi hanenin banisive ilk postnişini, yeniçeri ağalarından olan Kara Hasan Ağa’nın oğlu Ağazade Mehmed Hakiki dededir. Zamanın en gözde Kaptan – ı deryası konumunda olan Ohralı Hüseyin Paşa Akdeniz seferinden döndüğü sırada Gelibolu Mevlevi hanesine uğrayıp Şeyh Ağazade Mehmed Dede ile görüşerek ve de ondan yakında sadaret Mührünün kendisine verileceği haberini alır. Hüseyin Paşa veziriazam olduktan hemen sonra Beşiktaş Mevlevi hanesini yaptırarak, Mehmet deden ilk Postnişin olmasını ister, böylelikle her 2 Mevlevi hanenin meşihatini beraber yürütmeye başlamakta olan Mehmet Dede, küçük bir yelkenli vasıtasıyla Gelibolu – İstanbul arasında mekik dokuyarak görevini yerine getirmiş olur. Zamanında bir mescid olan, oldukça zengin kütüphanesi, 60 odalı harem dairesi, oldukça geniş bir yemekhanesi, bir han ve de okula sahip olmuş olan Mevlevihane külliyesi düz bir mevkide yaklaşık olarak 33000 m2 bir alana sahip olarak ihata duvarıyla çevrili bir konumdadır. Batıda olan sokaktan yuvarlak olan kemerli, sütunlarının korint olduğu başlıklı mermer taç kapıyla 1000 m2’lik avluya girilmektedir. Avlunun kuzey tarafında kiremit örtülü olan kesme taştan yapılmış olan Semahane türbe binası ve de onun hemen güneyin de hamüşan bulunmaktadır. Hamuşanın bölgesinin biraz doğusunda yer almakta olan diğer bir taç kapıdan da minareli özellikte olan mescid, derviş hücrelerinin selamlık ve de haremlik dairesiyle güneye inmekte olan kiremit örtülü bir diğer bina topluluğuna geçilmekteydi. Seme hane ve de türbe binasının süslemeleriyle 2.Mahmut dönemi sonu Abdülmecid döneminin, başında devam etmekte olan taşra Türk Empire üslubunun en önemli örneklerindendir.12 m. yüksek bir konumda bulunan cepheleri yatay olan bir silmeyle iki farklı alana bölünmüş, üst yarısıysa yüksek altlıklı ve de korint başlıklı olan sutünçeler, alt yarısı da plastrlar ile düşey bölümlere ayrılmış bir durumdadır. Her kısımda altlı üstlü olan 2 sıra halinde düz silmeli ve de üçgen alınlıklı olan oldukça büyük bir dikdörtgen pencereler bulunmaktadır. Üst pencereler ise, diş kesimli olan sacak kornişinin altında bulunmakta olan 3 bölümlü ve de yuvarlak dilimli olan birer kemer olarak da düzenlenmiş olan yüzeylerin ortasına konumlandırılmıştır. Bu düzen binan 4 çevresinde sistematik bir şekilde devam etmektedir, yalnızca kapılar ve de merdivenler ile kesilmektedir. Külliyenin o zamanlardaki küfeki taşından oluşmuş olan minareli, kiremit örtülü olan ve de bakır alemli olan, 2 katlı bir semahanesinin bulunmuş olduğu sema meydanı döşemesiyle mahfel, merdiven ve de kürsünün ahşaptan yapılmış olduğu, üst katın giriş kapısının ise saçaklı ve de duvarların nakışlı olarak yapıldığı, semahanenin bir yanındaysa kadın mahfeli, divanhane, ocaklı olan bir köşk, diğer yanındaysa cephesi abdest musluklu olan, 6 derviş hücresiyle şeyhe mahsus olan sofalı 2 oda kütüphane ve de divanhanenin yer almış olduğu bilinmektedir. Birinci Dünya Savaşı esnasında buranın son şeyhi olan, Burhaneddin Dede, yedi dervişle beraber 4. ordunun emrindeki Mevlevi alayına katılarak üç yıl boyunca Şam da kalmışlardır. Bundan sonraysa Gelibolu Düşman işgali altında kaldığından Mevlevihanenin tarihçesi karanlık bir hal almıştır. Bu süreçte cephanelik olarak da kullanılmış olan Semahane Binası oldukça uzun yıllar bakımsız ve de ilgisiz bir şekilde bırakılmış, yılların ve de zamanın acımasızlığı bu binaya da vurmuştur. Bir baş yapıt konumunda olan bu yapının restorasyonu tamamlanarak ziyarete ve de sema törenlerine ev sahipliği yapmıştır. Görülmeye fazlasıyla değer bir kültür mirası olarak da Gelibolu’nda ayrıcalıklı yerini korumaktadır.

Çanakkale Gelibolu gezilecek yerler : Çanakkale Gelibolu Fatma Kadın Koyu

Gelibolu Yarım adası Tarihi Millî Parkı

Çanakkale ilinin sınırları içinde, Gelibolu yarımadasının güney ucundan başlamış olup, Eceabat ilçesinin hemen hemen tamamını kapsamış olan ve de Çanakkale Boğazı'nın Avrupa yakasında bulunan 33000 hektarlık bir alanı içermekte olan oldukça büyük bir park konumundadır. 1973 de kurulmuş olan, Birleşmiş Milletler Millî Parklar ve Koruma Alanları listesinde yer alan bir park konumundadır. Park'a ulaşım ise Edirne ve de İstanbul'dan Tekirdağ ve de Gelibolu yoluyla; Ankara, Bursa ve İzmir'dense Çanakkale'den Kilitbahir ve Eceabat'a düzenlenmekte olan feribot seferi ile ulaşılmaktadır. En yakın havaalanıysa Çanakkale ilinde bulunmaktadır. Çanakkale havalimanına Ankara ve de İstanbul'dan çeşitli firmaların tarifeli uçuşları ile ulaşmak son derece mümkündür.

Seyit Onbaşı Anıtı

Mecidiye Tabyası, Kilitbahir yakınlarında olan Mecidiye Şehitliğinin karşısında bulunmakta olan alandaki bu anıt, Seyit Onbaşı’nın anısına yapılmış olan bir anıttır. Seyit Onbaşı Edremit’in Havran – Çamlık ( eski adı Manastır’dır. ) Köyünde 1889 tarihinde dünyaya gözlerini açmıştır, 1909 Nisan ayındaysa askere alınmıştır. İlk önce topçu eri olarak Çanakkale cephesinde görev almıştır. Askerliğinin altıncı yılındaysa Gelibolu Mecidiye Bataryasının topçu eri konumundayken 276 kg. ağırlığında olan mermiyi arkadaşı Niğdeli Ali’nin yardımıyla sırtına almış ve de bu şekilde topun 6 basamağını birden çıkarak mermiyi topa doğru sürmüş ve de ateşlemeyi başarmıştır. Bu atış sonucu Ocean’a isabet etmiş olan mermi gemiyi hareketsiz bir şekilde bırakmış ve de bir zaman sonrada Ocean’nı batırmıştır. Bundan sonrasındaysa Türk Müstahkem Mevkileri Komutanı olan Miralay Cevad Bey kendi eliyle ona onbaşı rütbesini takmıştır. Mecidiye tabyasıysa Çanakkale'nin Gelibolu Yarım adasında bulunmakta olan tabya 1892 tarihinde Kilitbahir kalesinin güneyinde bulunan Asaf Paşa tarafından yaptırıldı. 8 Bonetten ve de Alman yapımı olan dört adet 24 cm., iki adet 28 cm. çapında olan toplardan oluşmuştur. Çanakkale savaşında komutanlığını Yüzbaşı Hilmi Bey yapmıştır. Ayrıca bununla birlikte bu tabya Seyit Onbaşı'nın 276 kiloluk mermiyi kaldırmış olduğu tabyadır.

Çanakkale Gelibolu'na Ne Zaman Gidilir?

Çanakkale Gelibolu’nun iklimi ılımandır. Lakin bulunduğu konumdan dolayı Karadeniz ve Akdeniz ikliminin etkisine girip geçiş iklimin yaşamaktadır. Gelibolu, Çanakkale’nin diğer bölgelerine göre daha soğuktur. Yazları sıcaklık 38 dereceye kadar çıkabilmektedir ve de oldukça sıcak bir yaz mevsimi geçer. Yıllık düşen yağış miktarı 200 – 1200 mm. arasında değişmektedir. Gelibolu’na gitmek için en uygun zaman ise Mart – Ekim ayları arasındaki dönemdir.

Çanakkale Gelibolu Otelleri

Gelibolu bölgesinde bulunmakta olan iki ilçeye, Gelibolu ve Eceabat, özellikle de yaz aylarında ve de sonbahar döneminde deneyimli tatilciler ilgi göstermektedir. Sakin ve sessiz bir tatil adına tercih ettiğiniz Gelibolu yarım adasındaki ilçe merkezlerinden kent otelleri, pansiyonlar ve de bununla birlikte apartlar fazlasıyla bulunmaktadır. Fiyat olaraksa Çanakkale’nin diğer bölgelerine göre çok daha avantajlı bir konumdadır Gelibolu ve Eceabat.

Çanakkale Gelibolu gezilecek yerler - Çanakkale Gelibolu Fatma Kadın Koyu

Çanakkale Gelibolu'da Ne Yenir?

Gelibolu Yarım adası gerek Marmara denizine olan kıyıları gerekse de Ege denizine olan kıyıları nedeniyle Balık ve de deniz ürünlerinin tüketimi açısından fazlaca önemli bir konumdadır. Çok fazla sayıda bulunan Balık lokantalarında, günün hemen hemen her saatinde taze çıkmış olan balık ve de deniz ürünlerini tadabilme imkanına sahipsiniz. İsterseniz balıklarınızı, balık lokantalarına çok daha yakın olan bir konumdaki balık pazarından kendiniz seçerek alıp lokantalarımız da pişirterek Gelibolu’nun eşsiz manzarası eşliğinde yiyebilirsiniz.

Gelibolu da aylara göre daha taze balıkları yiyebilme imkanına sahipsiniz. Bu aylar ise şöyle;

Ocak, Şubat, Mart aylarında Hamsi, İstavrit, Levrek,

Nisan, Mayıs, Haziran aylarında Menekşe, İzmarit, Tekir, Barbunya, Sardalya,

Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında Karagöz, İşkino, Melenur, Çinekop, Kılıç, İskafroz,

Ekim, Kasım, Aralık aylarında Lüfer, Palamut, Torik, Kefal, Orkinoz.

Gelibolu’nun diğer bir ünlü yiyeceğiyse meşhur peynir helvasıdır. Tuzsuz ve taze peynirden yapılmış bu eşsiz güzellikteki tatlı yerli halkın vazgeçilmezleri arasında yer almış olduğu gibi, ilçemize gelmekte olan ziyaretçilerimizin tatmadan ve de almadan ayrılmadıkları lezzetin başında gelmektedir. Özellikle de  balık ziyafetinden sonra,  kolay hazmedilmesi adına peynir helvası yenilmektedir.

Gelibolu’nun yeni bir lezzetiyse Gelibolu mevlevi tatlısıdır. Bu oldukça özel tatlı da değişik bir lezzet olarak fazlaca ilgi görmektedir.

Gelibolu da balık yeme,  pişirme ve de saklama kültürü fazlaca gelişmiştir. Taze balık mevsimlerine ve de çeşitlerine göre gerek geleneksel yöntemler ile gerekse de modern yöntemler ile pişirilmektedir. Bununla birlikte Gelibolu da balık ve de sardalya dendiği zaman akla ilk gelen diğer önemli unsur ise balık konserveleridir. Herkes tarafından bilinen yağlı – tuzlu, kızlı sardalya vb. gibi çeşitleriyle tuzlu balık yerli halkın sofralarında baş tacı, turistler içinse oldukça değişik olan bir lezzet ve de aynı zamanda hediyeliktir. Palamut ve de torik zamanı yapılmakta olan lakerdalar, uskumru ve de kolyoz zamanı limana dizilmiş olan sıra sıra çirozlar Gelibolu’nun simgeleri konumundadır.

Gelibolu’ya gelmiş olan misafirlerin oldukça yöresel olan kendi ismiyle de anılmakta olan boklu kebabın ismini duydukları zaman çok fazlasıyla şaşkınlığa uğrasalar dahi denizden çıktığı gibi mangala atılmış olan sardalyaların tadına baktıkları zaman bu şaşkınlık oldukça lezzetli bir hal alacaktır.

Gelibolu da genellikle Ege mutfağının etkileri fazlasıyla görülmektedir. Zeytinyağlı yemekler ise yöre yemeklerinden birkaçıdır. Özellikle de bütün faydalı otlar, sebzeler ve de meyveler Ege mutfağının vazgeçilmezleri arasındadır. Pırasa, patlıcan gibi sebzeler Ege bölgesinde diğer bölgelere oranla daha fazla kullanılmaktadır.  

Çanakkale Gelibolu'da Ne Yapılır?

Dünya da bir baş yapıt Mevlevi hanesini olan, Denizci kenti Gelibolu’nun simgelerinden olan Osmanlı’nın denizcilerinin sefere çıkmasından hemen önce Namaz kılmış oldukları Azepler Namazgah’ının, oldukça ünlü Kaptan – ı deryaların Anıt mezarlarının, dönemin en ünlü sanatçısı, şairi ve de din adamlarının yaşamış olduğu yer olma özelliğiyle çok sayıda ünlü zatın makamını, Türkiye’de çok bilinmekte olan ve de tanınan Bayraklı Baba anıt mezarını, Mehmedi Bican’ın Muhammed’e yazmış olduğu çile haneyi, eşsiz güzellikte olan fener altı kayalıklarını, fener falezlerini, en muhteşem olan seyir teraslarından birisi konumunda olan Gelibolu fenerini ve de meydanını, bir ülkenin var oluş destanının başlamış olduğu Gelibolu yarım adası Tarihi Milli Parkına kesinlikle gitmelisiniz.

"ÇANAKKALE GELİBOLU GEZİLECEK YERLER" Hakkındaki Genel Yorumlar (1)

Taner Altay 23 Ocak 2019 Çarşamba
Çanakkale Aynalı Çarşısı, Truva atı , Çanakkale zafer anıtları vb gibi bir çok tarihi içinde barındıran ve adeta dünyanın en büyük açık hava müzesi olan güzide şehrimiz.

A
B
F
G
H
İ
K
M
R
S
T
U
A
B
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
R
S
Ş
T
Ü
V
Z