Yaz

İSHAK PAŞA SARAYI

calendar_today Mar 19, 2018

İSHAK PAŞA SARAYI

İSHAK PAŞA SARAYI NEREDEDİR

Türk, Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Sarayda Selçuklu üslubu hâkimdir. İshak Paşa Sarayı Topkapı Sarayı’ndan sonra, Osmanlı mimarisinin en seçkin ve en ünlü eserlerinden biridir. Saraydan çok bir külliye olan bu yapı Osmanlı İmparatorluğu’nun Lale Devri mimari üslubunun son büyük anıtıdır. Yapımı yaklaşık 100 yıl süren bu eser Osmanlı İmparatorluğu’nun olduğu kadar, sanat tarihi açısından da çok değerli bir eser olarak görülmektedir. Dünyada kalorifer, su ve kanalizasyon teşkilatı olan ilk binadır.

Sarayın efsanesi bilinen hikâye aslında sarayın içerisinden Ağrı Dağı görünmediği için ortaya çıkmıştır. Koskoca saraydan, kocaman dağ görünmemektedir.  Rivayete gör bir paşa ve kızı varmış. Paşanın kızı bir çobana âşık olmuş ve her gün Ağrı Dağı’nın eteklerine bakıp çobanı izlermiş. Ne yemek yer ne de su içermiş. Bunun üzerine paşa sinirlenip ustaları çağırmış ve bana hiç bir yerinden hiç bir dağı görmeyecek bir saray yapın demiş. Bunun üzerine ustalarda, gerçekten hiç dağ görünmeyen bir alanı bulup sarayı buraya inşa etmişler.

Ruslar, Doğubeyazıt’ı işgal ettiklerinde burasını karargâh ve kışla olarak kullanmış ve kıymetli eşyalarını çalmışlardır. 13x6.5 metre ebadında som altından yapılan kapısı Moskova müzesindedir. Ayrıca binanın mühim yerlerini kasten tahrip etmişlerdir. Saray son senelerde yapılan tamirat ile tamamen yıkılmaktan kurtulmuştur.

İshak Paşa Sarayı, Ağrı ilinin Doğubeyazıt ilçesinde bulunuyor.  Ulaşım ise aslında bölgenin şartları göz önünde bulundurulunca hiç zor değil. Ağrı, Iğdır ve Kars’ta bulunan havaalanları ile Ağrı merkeze ulaştıktan sonra şehir merkezinden kalkan otobüslerle 93 km uzaklıktaki Doğubeyazıt’a, oradan da uzaklığı yaklaşık 5 kilometre olan saraya gitmek için ilçeden kalkan dolmuşları tercih edebilirsiniz. Şahsi aracınızla gidecek olursanız Yukarı tavla Köyü/Doğubayazıt/Ağrı adres bilgileriyle navigasyon desteği alabilirsiniz. Ankara-İshak Paşa Sarayı arası 1155 km, İstanbul-İshak Paşa Sarayı arası 1510 km, İzmir-İshak Paşa Sarayı arası ise 1745 km’dir.

İshak Paşa Sarayı, arazinin doğal yapısına uygun olarak doğudan batıya doğru oluşturulan bir set üzerinde, üç ana bölüm halinde konumlandırılmıştır. Bu ana bölümlerden doğudaki avlu ana girişinin önünde, doğal kalkerden bir kayalık bulunmaktadır. Bu tepeciğin savunmaya yardımcı olacağı düşünülmüş olmalı ki, sarayın kurulduğu tüm alan tesviye edildiği halde, pek çok kişinin girip çıktığı ana kapının önünde yer alan bu kayalık kaldırılmamıştır. Saray; kuzeyden, batıdan ve güneyden uçurum şeklindeki kayalığın tavsiye edilmesiyle oluşturulan bir düzleme oturtulmuştur. Bu muhteşem saray teknolojinin olmadığı o dönemde hayvan ve insan gücüyle çevre köylerden beyaz taşlar, Ağrı Dağı’ndan ise siyah taşlar getirilerek, büyük emeklerle yapılmıştır. Kesme taşlardan yapılan sarayın duvarları ayet ve beyitlerle süslüdür. Bunlardan biri de; “ İshak meram üzere kerem kıldı cihanı, bin yüz doksan dokuz buna oldu tarih” beyitidir. Bu beyitten sarayın bitiş tarihinin 1784, hicri 1199 yılı olduğu anlaşılmaktadır. Bu sarayın yapılmasını 1685’te Doğubeyazıt Sancak Beyi Çolak Abdi Paşa başlatmış, oğlu Çıldır Valisi İshak Paşa ve onun oğlu Mehmed Paşa tarafından 1784’te bitirilmiştir. 7600 metrekarelik bir sahada yapılan bu sarayın inşaatı 99 sene sürmüştür. 

Ağrı ilinin Ağrı Dağından sonra en çok ilgi çeken yeri İshak Paşa Sarayıdır. Bu saray Doğubeyazıt’ın 5 km kadar uzağında eski Doğubeyazıt yanında Sarp kayalar üzerinde kurulmuş ve kartal yuvasını andıran Sarayda iki katlık alana 366 adet oda sığdırılmıştır. Her odanın içerisinde taş ocaklar bulunmaktadır. Osmanlı Devleti’nin en önemli yapılarından biri olan İshak Paşa Sarayı, Osmanlı, Selçuklu ve Fars mimarilerinin esintilerini taşımaktadır. Bunun sebebi ise 99 yıl gibi uzun bir sürede tamamlanan yapımının, farklı dönemlere ve kültürlere cephesinden girişin bulunması da İbrahim Paşa Sarayı ile benzerlik göstermektedir. 7600 metre karelik bir alanı kaplayan saray iki avludan ve harem kısmından oluşmaktadır. Birinci avluda taç kapı, muhafız koğuşları, çeşme, nöbetçi odaları, at-araba koymak için yerler, zindan, misafirlerin ağırlanacağı odalar yer alırken; ikinci avluda hizmetli odaları, taçkapı, selamlık, camii, cemaat yeri, minare ve Çolak Abdi Paşa Türbesi gibi yapılar bulunmaktadır. Harem bölümünde Taç Kapı, Salon, Diğer Harem Odaları, Batı Avlu Kapısı, Hamam, Mutfak ve Tuvalet bulunmaktadır.  Sarayda bulunan camilerin Osmanlının kubbe formundan farklı olarak kırık korniş hatlı yıldız şeklinde olduğu görülmektedir.

Sarayın içerisinde beş adet taç kapı bulunmaktadır. Birinci avluda bulunan taç kapı sarayın ana giriş kapısıdır. Doğu cephesinde yer alır ve sarayın en önemli kısmıdır. Düzgün kesme bir taştan yapılan bu taç kapının eni 10,6 metre, boyu 11,8 metredir. İç içe iki sivri kemer şeklinde olan taç kapı Anadolu Selçuklu mimarisinin esintilerini taşımaktadır. Sarayın ikinci avlusuna geçiş için ikinci bir taç kapı yapılmıştır. Yine avlunun kuzey tarafında sarayın en önemli kısımlarından biri olan selamlık yer almaktadır. Selamlık önemli kişilerin ağırlandığı, devlet meselelerinin görüşüldüğü, yabancı elçilerin kabul edildiği yerdir. Selamlıktan sonra yedi basamaklı bir merdivenle üzeri örtülü koridora ulaşılır. Koridorun sağından divan salonuna, solundan ise camiye geçiş sağlanmaktadır. İkinci avluda yer alan önemli yapılardan biri de Çolak Abdi Paşa Türbesi’dir. Çolak Abdi Paşa ve eşi Habibe Hanım’ın yattığı bu türbe oldukça zarif bir işçilikle yapılmış, iki katlı sekizgen bir yapıdan oluşmaktadır. Avlunun batı duvarında bulunan diğer bir taç kapıdan da harem bölümüne geçilmektedir. Harem taç kapısı diğer taç kapılardan hem süsleme hem inşası bakımından oldukça farklıdır. Haremin en önemli ve gösterişli kısmı olan salon, sarayda yaşayanların vakit geçirdiği, eğlencelerin ve aile toplantılarının yapıldığı yerdir. Hepsi aynı biçimde olan harem odaları 20 metre karedir. Dikdörtgen şeklinde olan bu odaların hepsinde koridora açılan birer tane kapı bulunmaktadır.

Buraya kadar gelmişken Ağrı ve İshak Paşa Sarayı çevresindeki yerleri de görmek gerekir. Gezilecek yerlerin başında ise tabiî ki Türkiye’nin En yüksek dağı olan ve Nuh’un gemisinin de karaya oturduğu denilen dağ Ağrı dağıdır. Ayrıca Kutsal Kitaplarda da Adı zikredilmiştir. Ararat, Kuh-i Nuh, Cebel ül Haris Zirvesindeki kar 4 mevsim boyunca erimemektedir. Ağrı’nın Diyadin ilçesinin Günbuldu Meya köyünde bulunan bu mağarada, bazı odaların kapı ve penceresinin önünde balkonu bulunmakta. Kayalarla oyulmuş olup içerisindeki tapınak ve ibadethanelerde değişik inanç ve buna benzer şeylerin izleri görülmektedir.  Buz mağarasının bulunduğu yer Küçük Ağrı dağının eteklerinde bulunan hallaç köyünün yaklaşık 3 kilometre uzaklığındadır. Urartu kalesi ise Doğubayazıt’ın 5 km. doğusunda, Eski Beyazıt’ın kuzeydoğusundaki Belleburç denilen yerde bulunmaktadır. Kayalıklar üzerindeki bu kalenin yapım tarihi bilinmemektedir. Büyük olasılıkla kale Urartular döneminden kalmıştır. Günümüze oldukça harap bir durumda gelen kalenin içerisinde Urartu mezarları ile Antik Çağlardan kalma mimari kalıntılar bulunmaktadır. Osmanlı türbe mimarisinin en ilginç yapılarından birisi olan Hamur Kümbeti, ilçe merkezinin kuzey-doğusunda, ilçenin kurulduğu vadiye hakim durumda bulunan mezarlığın ortasında yer almaktadır.

Dünyanın en büyük ikinci meteor çukuru Ağrı’da yer almaktadır. Bu muhteşem ve eşsiz doğal oluşum Ağrı’da görecekleriniz arasında yer almalı. Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde bulunan meteor çukuru, Gürbulak sınır kapısı ve Sarı Çavuş köyü arasında bulunmakla birlikte, Doğubeyazıt’a 35 km uzaklıktadır. 1892 senesinde bu noktaya bir göktaşı düşmüş ve büyük bir çukur açılmıştır.  1651 yılında doğan ve ölüm tarihi bilinmeyen ve şehrin filozofları arasındaki Ahmet Hani’ye ait olan türbe, yerli halk tarafından ziyaret edilir. Şehre gelen turistlerin de gezip gördüğü bir noktadır. Ahmet Hani Türbesi, muazzam mimarisiyle görülmeye değer niteliğini hala korumaktadır. Hepimiz biliriz, Aslı ile Kerem’in dilden dile anlatılan aşkını… İsfahan Padişahının oğlu Kerem’in, Keşişin kızı Aslı’ya gönlünü kaptırdığı yerin Ağrı’daki Keşişin Bahçesi olduğu söylenir. Doğubeyazıt ilçesinde bulunan Keşişin Bahçesi, ilçe merkezine 7 kilometre uzaklıktadır ve İshak Paşa Sarayı’nın hemen altında yer alır. Eğer Ağrı’da bir gezi planlıyorsanız Keşişin Bahçesi’ni mutlaka gezi listenize dahil etmenizi öneririz. Yeşilliğinin büyüklüğüne kapılıp başka bir zaman dilimine gideceğiniz Keşişin Bahçesi, yıl içerisinde yüzlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Ağrı’da bulunan Diyadin Kaplıcaları, ismini bulunduğu ilçeden alır. İlçe merkezine 5 kilometre uzaklıkta bulunan kaplıcaların alanından geçen Murat Nehri ise bölgeyi çekici kılan doğal güzellikler arasındadır. Ağrı’nın Eleşkirt ilçesindeki Güneykaya Kayak Merkezi, kış mevsiminde kayak tutkunları tarafından tercih edilen bölgeler arasındadır.

Ağrı’ya gelen Turist sayısı her geçen yıl artmaktadır. Yabancılar ise oldukça az yer tutmaktadır. bu yüzden bölgede Türk lirası, Ağrı dağını araştırmaya gelen yabancılardan dolayı dolar ve Euro , İranla komşu olmasından dolayı Riyal geçerlidir.  İklim koşullarını göz önünde bulundurursak ziyarette en uygun dönem Mayıs- Ekim ayları arsıdır. İshak Paşa Sarayı günümüzde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müze olarak hizmet veriyor. Müze Giriş Ücreti: 5 TL.  Ancak Müze kartınız varsa yılda 2 kere ücretsiz gezebiliyorsunuz. Müzekart+’ya sahipseniz sınırsız ücretsiz geçiş hakkınız bulunuyor. Ziyaret saatleri ve dönemleri ise 15 Nisan / 2 Ekim   Yaz Açılış Saati: 08:00  Yaz Kapanış Saati: 19:00 , 3 Ekim / 14 Nisan  Kış Açılış Saati: 07:30   Kış Kapanış Saati: 15:45 , Tatil Günü ise  Pazartesi’dir.

Doğubeyazıt’taki konaklama seçeneklerinden bazıları ise; Butik Ertur Otel: Otelin gecelik ortalama fiyatı 160 TL. Adres: İran transit yolu üzeri Ağrı Telefon: (0472) 312 78 66, Tahran Butik Otel: Otelin gecelik ortalama fiyatı 215 TL. Adres: Çiftepınar Mahallesi, Büyük Ağrı Cd., Doğubayazıt/Ağrı Telefon: (0472) 312 01 95. Ağrı’da kalmak istersek, otel fiyatlarını incelediğimizde ortalama fiyatların 80 TL ile 285 TL arasında değiştiğini görebiliyoruz. Bazı otel isimleriyse; Grand Cenas Otel , Hatemoğlu Otel , Metecan Otel, Nuh Oteli

Ağrı ve Doğu Beyazıt’a gelince yemek bir kültürel öğedir ve bölgenin kültürünü ve coğrafyasını yansıtır. bölgenin yöresel yemekleri; Abdigör Köfte, Ayran Aşı (Gırar) , Çiriş Ketesi, Erişte , Goşteberg , Halise , Hasude , Haşıl , Hengel , Kavurma  , Keledoş , Keşke Yemeği , Mıhlama (Kuymak) , Murtağa , Selekeli  (Saç Kavurma)  , Yalancı Köfte’dir.

Doğubeyazıt’ta yapılması gerekenlerse; Seyyah Marko Polo’nun “zirvesine hiçbir zaman çıkılamayacak” dediği dağa tırmanmak. İran, Azerbaycan, Ortadoğu ve Kafkasya başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanından gelen ürünlerinin bulunduğu ilçenin bin bir renkli pasajlarında alışveriş yapmak ve Çoğu el dokuması olan Anadolu, İran, Ermenistan ve Kafkasya halılarının bulunduğu pazarlarda dolaşmak olmalıdır.

"İSHAK PAŞA SARAYI" Hakkındaki Genel Yorumlar (1)

Taner Altay 23 Ocak 2019 Çarşamba
Türkiye'nin en doğusunda Osmanlının Topkapı Sarayından sonra yaptırdığı ve günümüze kadar kalan en ihtışamlı yapılarından biri olan bu saray,Ağrı Dağı eteklerinde olup bu dağı görmeyen tek yapısı olma özelliğinide korumakta. Aslında saraydan öte külliye vasıflarını taşımakta olan bu yapı Türkiye'nin doğusunun incisi vasfını hala taşımakta.Böyle bir güzelliğe sahip bir bölgenin terörle anılması üzücü olsa gerek...

A
B
F
G
H
İ
K
M
R
S
T
U
A
B
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
R
S
Ş
T
Ü
V
Z