KARABÜK GEZİ REHBERİ

KARABÜK GEZİLECEK YERLER

Bugüne kadar bir gezgin olarak çok yer gezdim. Bilmediğim uzak diyarlara bir adım atmakla başladım her şeye... İşte böyle bir cesaretle başladı benim öyküm... Ve görmediğim bir yeri keşfetmek artık benim en büyük arzum oldu... Zaten Goethede “Gezgin bir yere varmak için değil, keşfetmek için seyahat eder." sözüyle anlatmamış mı, bu aşkı? Demem o ki daha önce gidip keşfettiğim her bir yerden bir şeyler kattım bedenime, huyuma, üslubuma... Kimi şive olarak değiştim, kimi görüntüsel olarak. Her geldiğim yerden bir şeyler öğrendim yani... Beğendiklerimi ise kullanıyorum bazenler... Karabük’le ilgili seyahat etme düşüncemi tetikleyen nedenlerden en önemlisi bu şehre daha önce hiç gitmemiş olmamdı. Zaten bilmeden yola çıkma cesareti de seyyahlık aşkından geliyor... Velhasıl Karabük’te keşfedeceğim yerler hakkında bilgim olmadan bilinmezliğin içerisine yürüdüm...

Karabük’le ilgili olarak öğrendiklerimse beni buraya getiren gücün haksız olmadığını gösterdi bana. İyi ki de gelmişim bu güzel şehre... Fazıl Hüsnü Dağlarca bile şiir yazmış bu şehre. İşte bu da beni buraya getiren nedenlerden ikincisi... Peki, Karabük hakkında ne bilmiyorum?

Bilmediklerimi öğrenmek için görsellik ve somutluktan yanayım. Yani bildim demek için görmeliyim, dokunmalıyım, hissetmeliyim. İşte bu nedenle sadece kısa bilgilerle tanıdım gitmeden Karabük ilini… Peki, Karabük, hakkında elde ne var?

Karadeniz Bölgesi’nin Batı Bölümü’nde yer alan Karabük İli, kuzeyde Bartın, kuzeydoğu ve doğuda Kastamonu, güneydoğuda Çankırı, güneybatıda Bolu, batıda Zonguldak illeriyle komşudur. 4145 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip olan bu il, doğanın yeşil, mavi adına her renginin kaynaştığı bir yerdir. Filyos çayı ile sulanan Karabük, yer şekilleri itibariyle engebeli bir yapıya sahiptir. Yaylaları, kanyonları akarsuları, gölleri ve mağaraları ile insanı kendisine hayran bıraktıran bir şehir olup sanayinin ve turizmin ön planda olduğu bir şehirdir. Karabük’te faaliyetini sürdüren Demir Çelik Fabrikası Türkiye’de sanayileşme çalışmalarının Cumhuriyet’in ilk kurulduğu günlerden gelen eseridir. İl tarihinde çok sayıda farklı medeniyetleri yaşatmıştır. Yaşı bakımından sayısal değerler aslında bu ilin ne kadar yaşlı olduğunu gösterse de halen genç duran bir şehir olabilmeyi başarmıştır. İlçeleri bakımdan Safranbolu, Yenice,  Eflani, Eskipazar ve Ovacık ilçelerini barındıran ilin tamamında büyük bir cevher yatmakta. Bu cevherin kaynağı konusunda tarihsel bir yaklaşım mı, doğasal yaklaşım mı olacağına siz karar verin. Ben ikisini de merak ettim...

Karabük iline nasıl gidilir? Karabük ulaşım yönünden şanslı bir ildir. Havayolu ve karayolu ile ulaşım olanaklarını barındıran bu şehrin havayolu kanalıyla ziyaret alabilmesi Ankara gibi havalimanı olan bir şehre yakın olmasından ötürüdür. Bu konuda şanslı olan il’e uzaklardan gelenlerin ilk tercihi havayoluyla ulaşmaktır. Uçuş seferleri konusunda bulunduğunuz noktadan kalkan seferlerin içerisinde Ankara gibi büyük ve ülkemizin başkenti olan bir şehrin olmaması imkânsız. İşte buna dayanarak söylüyorum, şayet havayoluyla seyahat edeceksiniz varış noktanız Ankara olmalı... Bu nokradan sonra yapmanız gereken tek şey Ankara havaalanından Ankara Şehirlerarası otogarına ulaşmak. Havaş, taksi ve belediye otobüsleri ile Ankara havaalanından otogara ulaşım yapabilirsiniz. AŞTİ’de Karabük'e sefer düzenleyen otobüs işletmelerinden biletinizi alın ve artık arkanıza yaslanın. Otobüsün son durağı neresi bilmiyorum ama yaklaşık x saat yolculuk yapacağınızı biliyorum. Karabük’te otogara indikten sonra şehir içine ulaşmak için yine taksi, dolmuş, servis ve araç kiralama seçeneklerinden yararlanabilirsiniz. Bu aşamadan sonra artık sizi Karabük’te gezilecek yerler bekler... İstanbul ilinden Karabük’e ulaşmak için karayolları aracılığıyla geliyorsanız ortalama x saat yolculuk süresi ile x km yol gideceksiniz demektir. Yine Zonguldak’tan Karabük’e gelmek isteyenler x km’yi x saatte tamamlayarak il’e ulaşmaktadır. Otogardan sonrası ise malum...

Benim gibi diğer gezginlerinde kanyonları, tarihi evleri, mağaraları ve ormanlarıyla insanı başka diyarlara getiren bu şehre hayran kalmışlardır diye düşünüyorum. Evet, Karabük doğasal güçleri yönünden mükemmelliğe sahip bir yer. Medeniyetlerin yüzyıllar içerisinde el değiştirerek yaşadığı bu şehirde bıraktığı izler ise etkileyici... İlin tamamında bulunan köylerin şirinliği ile göz dolduran bir şehir. Mimari yeteneklerin hepsi nasıl olurda tek bir hata, eksik yan kalmadan bir çırpıda sunulur insana bir şehirde? İşte bu sebeple Karabük’te gezilecek yer çok... Tarih mi, doğal güzellikler mi, dini mekan mı? Ne arıyorsanız bu şehir de mevcut… Gelin o zaman ilde görülesi yerleri açıklayalım.

Karabük’te bulunan doğal, tarihi mekan ve yerleri görebilmek için başladığımız keşif, kuşkusuz mükemmel sonuçlanacak... Bu güzelliklerin her birinde ayrı bir duygu içinizde uyanarak beğeninize dair yüzlerce gonca oluşacak içinizde... Karabük’te gezilecek yerleri görmek ve keşfetmek için burada nereleri görmelisiniz?

İncekaya kanyonu ile Karabük keşfine başlayacak olursanız Safranbolu evlerini çoktan gördünüz demektir. Bu kanyon Safranbolu’da bulunmakta olup, doğa güzelliği ile birlikte bir su kemeri içermektedir. Doğanın ve su kemerinin birleşmesi ise fotoğraflarda muhteşem çıkıyor. Dik ve derin yamaçlardan oluşan kanyon kristal teras adıyla bilinen camdan balkona sahip... Bu camın üzerine çıkmaya cesareti olanlar yüzlerce metre aşağıdaki kanyonun güzelliğini kuşbakışı izleyebilmektedir. Mutlaka uğramanız gereken bu adres, Karabük’te ilk uğranan yer... Karabük’te uğrayarak güzel ve keyifli vakit geçireceğiniz bir yer Çitdere tabiat koruma alanıdır. Yenice ilçesinde bulunan bu koruma alanında Çam, sedir, ıstranca meşesi (dünyada ender rastlanan bir ağaç türü), gürgen, karaağaç, kayın, karaçam ve birçok ağaç türünün bulunduğu göze çarpmaktadır. Buraya gelerek bu tabiat ortamında huzur bulabilirsiniz. Dinlenmek, ağaçların arasında kendini kaybetmek, dünya telaşesinden uzak Allah’ın verdiği bu güzellikleri yaşayabilmek kadar güzel bir şey yok.

Karabük’te tarihi evleriyle ilgili nam salan ilçe Safranbolu ilçesidir. Mimari tarzlarına hayran kalacağımız bu evler, çok ince ve hassas düşüncelerle planlanmıştır. Evlerin camlarının açılış yönleri evlerin bulunduğu konumlar ve pozisyonları en ince detayına kadar hesaplanarak tasarlanmış ve inşa edilmiş yapılardır. Tarihi nitelik olarak önem taşıyan bu evler üç katlı, bahçeli, büyük kapılı ve bahçeyi sokaktan ayıran bir metrelik taştan duvarlarıyla karakterizedir. Bir de çiçekleri söylemezsek olmaz. Zaten bu evlerin mimarisini bize okutan en başlıca öğe çiçeklerin renk cümbüşü… Safranbolu evleri, konakları ve malikaneleri ile günümüzün modern mimarisini eskide yakalamış bir şehirdir. Sipahioğlu konağında bunlardan bir tanesi... Üç yüz yıllık geçmişi olan bu konak, ikinci ve üçüncü katları müze olarak kullanılmaya devam edilse de halen içerisinde aynı aileyi sekiz kuşaktır yaşatmaktadır. Ağaç oymacılığının ve taş duvarların mimariye yansıtıldığı bu konak sizi fazlaca etkileyecek güzelliklere sahip. Mana olarak da detayları incelerseniz pencerelerin hiç biri birbirini görmüyor. Yani bir evde büyük kocaman bir aile ve her ailenin çekirdek ailelerinin özel yaşantılarına saygı duyulmuş... Burayı mutlaka ziyaret edin. Mimari açıdan görebileceğiniz bir diğer nokta mümtazlar gezi evi olabilir. Müderris Ziya Efendi tarafından inşa edilen bu yapı haremlik ve selamlık bölümleriyle size tarihi yaşamı anlatacaktır.  

Hazır Karabük merkezden yukarı doğru çıkarak Safranbolu’ya gelmişken Köprülü Mehmet Paşa Camiini de görün derim. Mistik bir çekim gücüne sahip olan bu cami, dış mimarisi ve iç dekorasyonuyla büyüleyici güzelliktedir. Bu arada Köprülü Mehmet Pasa Camini de görebilir, hatıralarınıza alabilirsiniz.

Safranbolu bulunan mimari güzelliğin yanında tokatlı kanyonu da beğeninizi kazanacak noktalardan birisidir. Manzarası yönünden ulaşmaya değer olan bu kanyonda da cam teras bulunmakta. Yani güzellik camın çıplaklığında hissedilmektedir. Manzarada hatıra fotoğrafı çektirebilir ve kafelerinde keyif için manzaraya karşı bir şeyler içebilirsiniz. Safranbolu’da yörük köyü civarı da son zamanlarda turistlerin uğrak yerlerindendir. Sizde buraya giderek yapıları görebilirsiniz. Sonraki rotanız ise katır yolu olabilir. 33 km’lik uzunluğa sahip olan bu yolda; çeşmeler, taş kemer köprüler ve kanyonlar yolun tarihini gözler önüne serecek. Her adımınızda farklı bir doğal güzellik ve tarihi değer göreceksiniz. Bu arada İncekaya su kemerini görmeye gidebilir ve gezi noktası olarak tercih edebilirsiniz. Karabük’te gezilecek yerler arasında olması gereken bir yer ise bulak mağarasıdır. Üç kattan oluşan bu mağara damlataş, sarkıt, dikit ve sütunlar içermekte olup, suyun kaynak kısmı da görülebilmektedir.

Karabük’te Eskipazar ilçesine giderseniz burada görebileceğiniz Hadrianapolis Antik Kenti bulunmaktadır. Mozaikleriyle, sütunlarıyla ve freskleriyle ilginizi çekecek olan bu antik kente uğramazsanız çok şey kaybedeceğinizi söyleyebilirim. Yenice ilçesinde ormanları, Safranbolu ilçesinde mimarisi, eskipazar ilçesinde antik kentiyle hatıralarınızda kocaman bir sayfada yer alacak detaylarla doludur Karabük.

Karabük’ün çevresinde olan güzelliklere doğru yol almak üzere size Zonguldak’a giderseniz cehennem ağzı mağaralarını, Kastamonu’ya giderseniz x x, Çankırı’ya giderseniz x xx, Bolu’ya giderseniz kayak merkezini gezi rotanız için vazgeçilmez noktaları olarak kazıyabilirsiniz.

Seyahat demek bir yerde aslında para harcamak denek ve para ise nerede harcanıyorsa o birimle kullanılan bir araçtır. Karabük gibi Türkiye devletine ait topraklarda da bundan dolayı Türk lirası para birimi geçerlidir.

Konaklama olanakları yönünden, otel, pansiyon, dağ evi, kiralık konak gibi farklı alternatifleri bulunan ilin mali açıdan el yakan hizmet anlayışı yoktur. Girişte ve turizme önem veren bir şehir olarak gelen turistlerin samimi ve konuksever bir anlayışla ağırlandığı mekânlar bulunmaktadır. Konaklama yerlerinin bazıları tam bazıları yarım pansiyon türünde hizmet vermekte olup, ekonominize göre yapacağınız seçim şansı yüksektir.

“Karabük’te ne yemelisiniz?” sorusu için önerebileceğim en güzel yemek mısır çorbası, bütün et yemeği ve Safranbolu bükmesidir bence. Damak tadı kişiden kişiye değişir diyemeyeceğim, bence bu menüleri beğenmeyen kalmaz.

Her tarafı nar gibi kızaran eti sonrasında tereyağı ve suyla haşlayarak hazırlanan ve baharatla zenginleştirilen bütün et yemeği yörenin enfes lezzetlerinden olup, oldukça doyurucudur. Restoranların menülerinde ilk sırada yer alan Safranbolu bükmesi de iç harcını dilediğiniz gibi koyarak tükettiğiniz mükemmel bir lezzettir. Tereyağı ile buluşturularak servis edilen bu lezzet Karabük’ün en meşhur yöresel lezzeti olup, pideye benzemektedir. Hem sebzeyle hem de etle yapılan bu bükme gelen ziyaretçilere mutlaka teklif edilir. Karabük’te yöresel lezzetlerden diğeriyse favori çorbalarınızdan olmaya aday olan mısır çorbasıdır. Fasulye, barbunya ve mısır üçlüsüyle yapılan bu çorba yörenin kış aylarında vazgeçilmez… İstenildiğinde et katılarak zenginleştirilen çorba görüntüsü itibariyle gözünüzü doyuracak niteliktedir.

Cam teraslara çıkmadan, Karabük’ün adrenalini yasayamazsınız. Bu nedenle bu noktalara mutlaka çıkın. Yöresel lezzetlerinin tadına bakmak konusunda bence çekimser davranmayın. Ballıcasını yani Karabük çileğini mutlaka yiyin tarihi ve mistik olan sokaklarını gezmeyi ihmal etmeyin. Safranbolu evlerini ziyaret edin bunları yapmayacaksanız Karabük’ gelmenin hiçbir anlamı yok...