Yaz

Kıbrıs'taki Tarihi Yerler

calendar_today Eyl 04, 2017 label

Kıbrıs'taki Tarihi Yerler

Kıbrıs’taki tarihi yerler konusunda, bilgi vermeden önce Kıbrıs tarihinden kısaca bahsetmek istiyoruz. Bazı tarihçilere göre, adaya ilk ayak basan insanlar Avrupa’dan, bazı tarihçilere göre ise Asya’dan gelmiştir. Kıbrıs adası geçmiş yıllarda Hititler, Mısırlılar, Antik Yunanlar gibi birçok medeniyetin yönetimine girmiştir. Kıbrıs adası, milattan önce 58 yılında Romalılar tarafından alınmıştır. 350 sene boyunca Roma imparatorluğu'nun kontrolünde kalan Kıbrıs adası, milattan sonra 395’te Bizans imparatorluğu'nun bir parçası haline gelmiştir. Bu dönemde Kıbrıs halkı putperest din anlayışını bırakıp Ortodoks Hristiyanlığa doğru yönelmiştir. Kıbrıs tarihinden kısaca bahsettikten sonra sizlere bu yazımızda Kıbrıs’taki tarihi yerler hakkında bilgi vermek istiyoruz.

Girne Kalesi

Girne Kalesi, Arap akınlarına karşı kentin korunması amacıyla yapılmıştır. Kale yapılırken, daha çok o dönemin savunma tekniği okçuluk ve şövalye olduğu için o şekilde tasarlanmıştır. Daha sonra kale Venedikliler’in kontrolü altına girdiği zaman, Osmanlı topçu sanatlarına göre yeniden inşaya girmiştir. Kaleye giriş bir hendek üzerindendir. Bu hendek 1400’lü yıllara kadar içi su dolu olarak kullanılmaktadır. İç kapının üzerinde bulunan, üç aslanlı amblemi başka bir yapıdan buraya getirdikleri söylenmektedir. Kalenin içinde bir Bizans Kilisesi yer almaktadır. Bu kilise 1100’lü yıllarda yapılmıştır. Kalenin bölümlerini sizlere şu şekilde sıralayabiliriz; Kuzeybatı, Güneybatı ve Güneydoğu Venedik Kaleleri,  Lüzinyan dönemine ait olan bekçi odası ve büyük salon, çeşitli amaçlarla kullanılmış olan odalar (ambar, zindan vb.),Venedik Savunma platformu, Venedik dönemine ait olan sarnıç, cephanelik ve top mazgalı, Batık Gemi Müzesi kalenin bölümlerini oluşturmaktadır. Girne kalesi, yapılan çalışmalarla Açık Hava Müzesi atmosferi oluşturulmaya çalışılmaktadır. Kıbrıs’ta gezilecek yerler yazımızda Kıbrıs hakkında çok detaylı şekilde bahsettik.

Kıbrıs Girne Kalesi

Anthipanitis Kilisesi

Anthipanitis Kilisesi, eski bir manastırın önemli bir bölümü olarak karşımıza çıkmaktadır. Mimari tarzı sayesinde Kıbrıs adasında alışılmamış tiptedir.  Yuvarlak sütunların üzerine oturulmuş, sekizgen bir kubbesi vardır. Giriş kolu üzerinde Gotik tarzdaki taş işçiliğinin güzel örneklerini barındırmaktadır. Bina üzerinde bulunan fresklerin bazıları orijinal, bazıları 15.yy’a aittir. Baş melek Cebrail ile Mikail’in arasında göğsünde çocuk olan Meryem fresklerin orijinal olanlarında bulunmaktadır. Bazı freskler de ise sadece Cebrail figürü bulunur.

St. Hilarion Kalesi

St. Hilarion Kalesi de Buffavento ve Kantara kaleleri gibi, adanın Arap saldırılarına karşı korunması amaçlanarak yapılan kalelerden biridir. Kalenin ismi Hilarion adlı aziz tarafından verildiği söylenmektedir.  Kalenin adına kayıtlara, ilk kez 1191 yılında rastlanmıştır. Bir dönem kale stratejik açıdan önem taşımasına rağmen, sonraki yıllarda Lüzinyan soylularının yazın dinlenebileceği bir yer haline gelmiştir.  Ateşli silahların icadı ve kıyı şeritlerinin savunmasının önem kazanmasının ardından diğer kaleler gibi St. Hilarion Kalesi de işlevini yitirmiştir. St. Hilarion Kalesi’nde üç ayrı bölüm dikkat çekmektedir. Kale ana girişi koruyan bir savunma yeri, aşağı bölüm ve yukarı bölüm olarak üçe ayrılır. Savunma yeri 11.yy da Bizanslılar tarafından güçlendirilmiştir. Aşağı bölüm daha çok atlar ve askerlerin ihtiyaçlarını gidermek için kullanılmaydı. Üst bölümde ise mutfak, kilise ve kral sarayı yer almaktadır. Ayrıca üst bölümde bir su deposu konumlanmaktadır. İki zirvenin ortasında büyük bir avlu bulunmaktadır. Doğu bölümünde soylular ikamet etmekte olduğu için mutfak ve diğer gündelik kullanıma açık olan odalar batı bölümünde yer alırdı. Kraliyet konutunun ikinci katında Kraliçe penceresi bulunur. Gotik tarzda oyulmuş olan bu pencerenin manzarası doyumsuzdur.

Bellapais Manastırı

Bellapais Manastırı, gotik sanatının eşsiz örneklerinden bir tanesidir. Beşparmak Dağları’nın eteğinde kurulmuş olan bu manastırın, ilk sakinleri Augustinian mezhebi rahipleridir. Bu rahipler, 1187 yılında Kudüs’ten göç etmiştir. 1198-1205 yılları arasında ilk manastır yapılmıştır. Fransa Kralı  III. Hugh, bugün görünen yapının büyük bir kısmını inşa ettirmiştir. Kral IV. Hugh ise avlunun etrafını çeviren revakları ve yemekhaneyi yaptırmıştır. Kıbrıs Osmanlılar tarafından alındıktan sonra, Yunan Ortodoks kilisesi manastırı almıştır. Kilise manastırı, avlunun yanında durmaktadır. Bu kısım, en iyi durumdaki kısımdır. 15.yy da ön yüzdeki İtalyan freskleri yapılmıştır. Avludaki mermerler bir dönem boyunca rahipler tarafında lavabo işlevinde kullanılmıştır. Giriş kapısında, Kudüs, Lüzinyan ve Kıbrıs krallıklarına ait armalar asılıdır. Yemekhane bölümü, Gotik sanatın eşsiz güzelliklerinden bir tanesidir. Rahiplerin odaları ve meclis odaları, orta avlunun doğusunda yer almaktadır. Meclis odasının ortasında bir sütun bulunmaktadır. Bu sütunun erken dönem Bizans kilisesine ait olduğu düşünülmektedir. Üst katta ise rahiplerin hazine odası ve yemekhaneleri yer almaktadır.

Bellapais Manastırı

Buffavento Kalesi

Buffavento Kalesi, Girne dağlarında kurulmuştur. 950 metre yüksekliğinde olan bu kale, St. Hilarion ve Kantara Kaleleri gibi Arap saldırılarında savunma amaçlı yapılmıştır. Lünzinyanlar 1192-1489 yılları arasında, Buffavento Kalesi’ni hapishane olarak kullanmışlardır. Bu hapishanenin ismine ‘’Aslan Şatosu’’ denilmekteydi. Venedik döneminde, adanın savunması için daha çok kıyı bölgelerdeki kaleler önem kazandığından, Buffayento Kalesi önemini yitirmiştir. Kale, aşağı kale ve yukarı kale olmak üzere iki bölüme ayrılmıştır. Aşağı kale, kemerli bir giriş bölümüne sahiptir. Bu kemerli kirişin hemen karşısındaki odalar yatakhane olarak kullanılsa da, bir kısmında erzak saklanır. Odaların altında su sarnıcı olduğu söylenmektedir. Yukarı Kale’nin kapı kemerleri, Bizans tarzını yansıtan kırmızı tuğla işçilikle yapılmıştır. Kalenin eşsiz bir manzarası vardır. Toros dağlarının tüm güzelliklerini görmek mümkündür.

Kıbrıs Buffavento Kalesi

Hz. Ömer Tekkesi

Hz. Ömer Tekkesi, 7.yy’da yaşayan Arap saldırılarında şehit düşmen Ömer komutan ve arkadaşlarının mezarları bulunmaktadır.  Türbe ve mesvit binasının Osmanlılar döneminde yapıldığı söylenmektedir.

Sourp Magar Manastırı

Sourp Magar Manastırı, milattan sonra 1000 yıllarda kurulmuştur. Koptik bir manastır olarak kurulan Sourp Magar, İskenderiye’li Aziz St. Makarios’a adanmıştır. Meryem Manastırı olarak da bilinmektedir. Manastır 15.yy da Ermeni Kilisesi’ne geçmiştir. Ermeni hacıların Kudüs’e geçerken kullandıkları bir geçiş noktası, bir nevi ikinci hac noktası işlevinde kullanılmıştır. Bu işlev 1974 yılına kadar sürmüştür. Şu anda manastırda bulunan kalıntılar, 19.yy’a aittir. Duvarlarında Ermenice bir yazıt bulunduğu söylenmektedir.

St. Mamas Manastırı

St. Mamas Manastırı, ismini 12.yy’da yaşamış olan St.Mamas adında Hıristiyan bir azizden almıştır. Kıbrıs adasında, St.Mamas adına adanmış 14 adet kilise vardır. St. Mamas Manastırı,  18.yy döneminden izler taşımaktadır. Giriş ve sütunlarının Bizans kalıntılarının üzerine inşa edildiği söylenmektedir. St. Manastırı’nın mezarının yerinin hiç değişmediği sanılmaktadır. Boyalı ve ağaçtan yapılmış olan üst kısım, 16.yy oymacılık sanatından izler taşımaktadır.

Kıbrıs Aziz Mamas Kilisesi

Soli Harabeleri

Soli Harabeleri, milattan önce 700 yıllarına kadar uzanan bulgular taşımaktadır. Şehrin liman ve yakınlarında bulunan, bakır madenleri sayesinde önemli pozisyonunu korumaktadır. Milattan önce 498’de Soli’de adadaki diğer krallıklar gibi Kıbrıs’ın yöneticisi konumunda olan Perslere başkaldırmış ve yenilmiştir.

Vouni Sarayı

Vouni Sarayı, 5.yy da Pers sempatizanı olan kral Doxandros of Marion tarafından yapılmıştır. Vouni Sarayında toplan 137 oda bulunmaktadır. Bu odalar idari bölümler, yatak odaları, erzak odaları, hamamlar, çalışma odaları gibi çeşitli işlevlerde kullanılmaktadır. Sarayın çeşitli su gereksinimi kayalarla oyulmuş sarnıçlarda biriken, yağmur suları tarafından karşılanmaktadır. Sarayın hamamları, sıcak hamam türünün en eski örneklerini taşımaktadır. Erzakların depolandığı odaların bazılarında içlerinde çukurlar göze çarpmaktadır. Milattan sonra 449 yılında, Pers egemenliği Yunan egemenliğinin eline geçmiştir. Toplam 70 yıl boyunca ayakta kalmış olan bu saray işlevini yitirmiştir. Daha sonra Soli halkı tarafından yakılmış olan Vouni Sarayı, bir daha yenilenmemiştir.

Selimiye Camii (St. Sophia Katedrali)

Selimiye Camii, daha önce aynı yerden bulunan Hagia Sophia isimli bir kilisenin üzerine yapıldığı söylenmektedir. Kıbrıs’taki en görkemli ve büyük ibadethane, Gotik tarzda yapılmış bir mimari eser olarak kabul edilmektedir. Selimiye Camii, 1208 yıllarında Latin Başpiskoposu Eustorge de Montaigu tarafından yapılmaya başlanmıştır. Daha sonra 1326 yılında ibadete açılmıştır. Kıbrıs’ın en önemli kiliselerinden biri olduğundan Lünzinyan krallarının taç giyme törenlerin yapıldığı noktadır. 1373 yılında Cenevizliler, 1426 yılında Memlükler tarafından yağmalanan yapı birkaç depremde de zarar görmüştür. 1491 yılında deprem sonucu doğu bölümü yıkılmıştır. Yıkılan bölüm Venedikliler tarafından onarılma aşamasında eski bir Lüzinyan kralının mezarı ortaya çıkmıştır. Cesedin başında altın bir taç ve etrafında altın eşyalar bulunmuştur. Fransız mimarisinin eşsiz örneklerinden bir tanesi olan Selimiye Camii, anıtsal bir kapıyla başlamaktadır. Kapının üzerinde Gotik sanatın bir örneği olan taş oyma pencereler bulunmaktadır. 

Haydarpaşa Camii (St. Catherine Kilisesi)

Haydarpaşa Camii, Kıbrıs’ın en mükemmel, Gotik binası olarak tanımlanmaktadır.  14.yy’da inşa edilen St. Catherine Kilisesi, Osmanlılar adaya hakim olduktan sonra, camii haline getirilmiştir. Binanın ayakları yukarı doğru daralmaktadır. Bu ayakların arasına uzun ve dar Gotik pencereler yerleştirilerek estetik bir görünüm kazandırılmıştır. Pencerenin üst kısımları geometrik desenlerle süslenmiştir. Kilisenin üç tane girişi bulunmaktadır. Güney kapısının üzerinde Lüzinyan armalarının kabartmaları göze çarpmaktadır. Kapı, Gotik stilde yapılmış olduğu için, ince taş işçiliği önem taşımaktadır. Batı kapısı, güney kapısına göre daha büyük olup, benzer bir mimariye sahiptir. Kuzey kapısı ise, sadeliğiyle göze çarpmaktadır. Dirseklerinin üzerinde, balık tutan çıplak kadın figürü ve ejderha türü kaplamalarla süslenmiştir. Kilisenin içerisinde törenlere ait eşyaların saklandığı bir oda bulunmaktadır.

Arap Ahmet Camii

Arap Ahmet Camii, Lefkoşa’daki Türk camileri arasında en ön planda olan Camii’dir. Arap Ahmet Camii, 1845 yılında inşa edilmiştir. Kıbrıs’taki diğer bütün camiiler gibi, Latin kilisesinin yerine yapıldığı söylenmektedir. Cami döşemesinin üzerinde, Lüzinyan ve Venedik döneminden kalma olduğu düşünülen, yaklaşık 25 adet yazılı resim ve mezar taşı bulunmuştur. Camii ismini, Kıbrıs’ın fethinde Türk ordusunun generali olarak görev yapmış olan, Arap Ahmet Paşa’dan almaktadır. Klasik Türk Cami mimarisinin en güzel örnekleri arasına girmektedir. 6 metre çapında bir kubbesi ve kemerli bir sundurması vardır. Bahçesinde eski Türk mezarlarını bulundurmaktadır. Bahçesinde bulunan şadırvanı, selvi ağaçları ve eski Türk mezarları sayesinde Lefkoşa şehrinin özel bir köşesini oluşturmaktadır. Osmanlı Devleti hizmetinde 4 kez Sadrazamlığa (Başbakanlık) dek yükselmiş olan Kamil Paşa'nın mezarı da bulunmaktadır. 1931 yılında ölmüş olan Kamil Paşa caminin avlusuna gömülmüştür.

Kıbrıs Arap Ahmet Camii

Yeni Cami

Yeni camii, diğer camiler gibi kiliseden çevrilmiştir. Camii’ de bulunan geniş ana ibadet alanı, cemaat yeri ve revaklarıyla Türk camilerinin dikkat çeken örnekleri arasına girmektedir. Caminin minaresi, ana yapıdan ayrı olarak tasarlanmıştır. Minaresinin etrafında çeşitli yapı izleri taşımaktadır. Bir rivayete göre, minarenin etrafında esas bir cami olduğu düşünülmektedir. Bu cami bir sebeple yıkılmış ve izleri kalmıştır. İbadet etmek için ise, yanında bulunan şimdiki binadan faydalanılmaktadır. Çevresinde yapıya bağlı olan türbe binaları oldukça dikkat çekmektedir.

"Kıbrıs'taki Tarihi Yerler" Hakkındaki Genel Yorumlar (0)

A
B
F
G
H
İ
K
M
R
S
T
U
A
B
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
R
S
Ş
T
Ü
V
Z