Yaz

Van Gezilecek Yerler

calendar_today Mar 15, 2018

Van Gezilecek Yerler

Van gezisi yapmak için İstanbul'dan Van şehrine 1984 model Renault 12 model arabayla yola çıkmıştık. Esas hedefimiz Van'dan İran'a geçmekti ve nitekim Van gezilecek yerler sonrası İran'a arabayla gitmiştik. Van Muradiye Şelalesi ve Van Kalesi ile birlikte Van Akdamar Adası beni çok derinden etkilemişti. Van turistik yerler hakkında söylenenlerin gerçek olduğunu Van'da gezilecek yerleri bitirdikten sonra anladım. Van yemekleri ve Van kahvaltısı ise muhakkak tadılması gereken lezzetler arasında yerini her daim koruyor. Van merkez kendini fazlasıyla geliştirmiş ve sürekli canlı bir hayata sahip. Hatta arabanızı Van kahvaltı salonu önünde park edecek yer bile bulamıyorsunuz. Van gezi rehberi yazımda sizlere Van gezi rotasını da ekledim. Van merkezde gezilecek yerler ve Van tatil yerleri hakkında yaşamış olduğum tecrübeleri aynen aktarıyorum. Bu arada Van öğretmenevi Van otellerine fazla para ödememek için bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor.

Doğu Anadolu’nun İncisi Van’ın gezilecek yerleri oldukça fazla olmakla birlikte kültürel yapıtlarıyla da geçmişten geleceğe açılan bir kapı gibidir. Van’a geldiğinizde hiç pişman olmayacaksınız hem halkının gelen misafirlere karşı ev sahipliği hem de her yönden zengin olan Van’ın kültürel ve tarihi sizi hoşnut edecektir.  Van hem tarihi mirası hem de kültürel mirası bakımından Doğu Anadolu’nun en gelişmiş kentlerindendir. Civardaki birçok şehre kolay ulaşım sağlanması nedeni ile Van’a gelen ziyaretçiler sadece Van ile sınırlı kalmayıp günü birlik diğer şehirleri de ziyaret imkânına sahip olmaktadırlar.

photo_library

Van Nerede?

Van’a Nasıl Gidilir?

Van’a Trenle Nasıl Gidilir?

Van Uçak Bileti Fiyatları

İstanbul Van Uçak Bileti Fiyatları

Van Tatvan Feribot Seferleri

Van Otelleri

Van Öğretmenevi Nerede?

Van İlçeleri

Van Edremit

Van Erciş

Van Muradiye

Van Hakkında Bilgi

Van şehrinin güzelliğini seyretmek için yüksekçe bir yere çıkılıp bakıldığında, Van’ın tüm güzelliği ile size gülümsediğini göreceksiniz. Van şehrinin eski kurulum yerinin tarihi bir miras olarak korunması ve yapılan kazılarda ortaya çıkan tarihi kalıntılardan geçmiş hakkında bilgi sahibi olurken, gözleriniz tarih ziyafeti yaşayacaktır. Kurulan kenti korumak amaçlı, kentin üç tarafı surlarla çevrilmiştir. Burada yapılan kazılarda yapılan evlerin tek katlı ve iki katlı olarak yapıldığı belirlenmiştir.  Bu yerleşim yerlerinde bulunan camiler, kiliseler Rusya’nın işgal etmesine kadar aktif olarak kullanılmıştır. İşgalden sonra içleri boşaltılan yapılar sadece görüntü olarak, gelen ziyaretçilere sergilendi. Günümüzde ise sadece Ulu Cami’nin minaresinin bir bölümü ile surların bir bölümü gözle ayırt edilebilmektedir.

Van Nüfusu

Doğu Anadolu’nun en büyük şehri olmasında payı olan nüfusu 1.100.000’dir.

Van’da Yapılacaklar

Van’a Ne Zaman Gidilir?

Van’da Ulaşım

Van Hava Durumu

Van Gezisi İçin Kaç Gün Yeterli?

Van Gezi Bütçesi

Van Gece Hayatı

Van'da Gezilecek Yerler

Adır Adası

Van gezilecek yerler için ilk durağınız Adır Adası bir başka ismiyle Lim Adası olabilir. Van gölü üzerindeki en büyük adadır. Harika bir doğal görünüme sahip olan bu adada manastır ve kilisede bulunmaktadır. En güzel manzarasını havaların ısınmaya başladığı bahar ayında sergilemektedir. Bahar ayında gelindiğinde kuluçkaya yatmak için buraya gelen martıları da görmek mümkündür.

Adır Kilisesi Van’ın tarihi değerlerinin başında gelmektedir. Yapımı 1621 olarak kaynaklara geçmiştir. Adır adasının güney kısmında bulunan bu tarihi yapı adanın güzelliğine güzellik katmaktadır. Bu tarihi kiliseden, Van gölünü izlemenin tadını çıkarmak isteyenler muhakkak uğramalıdır. Van’ da bulunan bir başka kilise ise ST. Bartholomeus Kilisesi’dir.  Van’ın Albayrak köyünde bulunan bu kilise tahminlere göre 3 yy da yapılmıştır. Van’ın tarihi boyunca korunan yapısı olan bu kilise, duvarlarındaki süslemelerin estetiği insanın baktıkça bakma isteğini getirmektedir. Orijinalliği hiç bozulmayan bu süslemeler, tarihin süslemeler ve işçilikteki gelişimini bize göstermektedir.

Şeytan Köprüsü

Şeytan Köprüsü, etkileyici bir yapı olmakla beraber hala ulaşıma katkı sağlamaktadır. Ataların çalışan demir paslanmaz sözünü yaşatmaktadır adeta. Kesin bir bilgi olmasa da 13 yy da İlhanlı hükümdarlarından birinin yaptırdığı düşünülmektedir. Bu kanıya varılma nedeni de o dönemlerde bu güzergâhın Tebriz’e ulaşım için kullanılmasıdır. İki kaya üzerine kurulan köprü oldukça sağlam bir işçilikle yapılmış ve üzerine çıktığınızda harika bir akarsuyun süzülüşünü izleme olanağı yakalayacaksınız. Kayalıkta bulunan köprünün, Tarihimizin köklü ve sağlam atılmış temellerini temsil etmeyi hala sürdürüyor olması da ayrı bir güzelliktir.

Osmanlı etkisini yansıtan en güzel eserlerden olan Hurkan Köprüsü, tahmini olarak 17. veya 18. yüzyıllarında yapıldığı kanaatine varılmıştır. Van’ a gelen ziyaretçilerin dikkatini üzerine toplamayı başaran bu tarihi köprü 1988’ de bir yenileme geçirmiştir. Çatak ilçesinde bulunan bu tarihi yapı hala bölge halkına hizmet etmektedir. Osmanlı mimarisinin essiz dokunuşlarını dünyaya sergileyen bu köprü etrafındaki yeşil doğayla eşsiz bir kartpostal gibi durmaktadır.

Kaya Çelebi Camii

Orta Kapı Mahallesinde bulunmakta olup 17yy da yapılan eserlerdendir. Kaya Çelebi Zade Bey’in başlattığı inşaatını, Dedemoğlu Mehmet Bey tamamlamıştır. Van’a tur düzenleyen firmalar ilk gezmeye bu camiden başlamaktadırlar. Hiç yanlış bir kararda değildir çünkü eşsiz mimarisi ve görsel şöleni ile ilk tercihler arasında olmazsa olmazlardandır. Caminin eşsiz mimarisi sadece dışında değil içinde de devam ettirilmiştir. Pencere kenarlarında bitkisel ve geometrik süslemeler bulunur ve tek şerefeli bir camidir. Süslemelerin özelliklede bitkisel süslemelerin bozulmadan günümüze kadar gelmesi Atalarımızın mimari zekâsının kanıtıdır adeta, geometrik süslemelerde bozulmadan günümüze gelmiş ve şimdiki mühendislik öğrencilerine konu olup çözülmesi ve ona yakın süsleme hesaplamaları için yardımcı olmuştur. Bu tarihi cami bizim yaşayan mimari gurur kaynağımızdır.

Mimar Sinan’ın eserlerinden olan Hüsrev Paşa Camii, Hüsrev Paşa Külliyesinin bir parçasıdır. Dönemin Van beylerbeyi olan Köse Hüsrev Paşa tarafından 1567 tarihinde yapılmıştır. Mimar Sinan caminin yapısında kesme taş, tuğla, tromp kullanmıştır. İçyapısında ise çiniler kullanmıştır. Hala güzelliğini koruyan çiniler ziyaretçilerinin gözlerini kamaştırmaktadır. Mimar Sinan’ın her eseri gibi bu camide gözleri üzerine toplayan bir güzelliğe sahiptir.

Hemen her Beylikte iç kale olarak ikinci bir kale inşa edilirdi. Bunlardan biri olan Zernek Kalesi Van Gürpınar da inşa edilmiştir. Adını ise kalenin doğusunda köşkü bulunan Zernek Beyin’den almıştır. Büyük bir bölü yıkılmış olsa da görülmeye değer bir tarihi yapıdır.

Ayanis Kalesi

Van’ın yaşayan bir tarihi yapıtıdır. Van gölünden 250 metre kadar yüksekte olan kalede, 1989’da Ege Üniversitesi Arkeoloji bölümünden Prof. Dr. Çilingiroğlu’nun bu bölgede yapmış olduğu kazılarda bulunan kalıntılarla Ayanis Kalesinin tarihi aydınlatılmıştır. Bu kazılarda bulunan kitabeye göre Argişti’n oğlu Rusa tarafından yaptırıldığı tespit edilmiştir. Ayanis Kalesinin köklü tarihi M.Ö. 645-643’e kadar uzanmakla beraber Urartular döneminden de bilgiler vermektedir. Bu köklü tarihi yerinde görmek harika bir duygudur.

Çavuştepe Kalesi

Urartu’lar döneminde önemli bir yere sahip olan Çavuştepe Kalesi Van’a 25 km uzaklıktadır. Yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlarda bu kalenin Urartu’lar döneminde Askeri ve Ekonomik amaçla kullanılması için yapıldığı öğrenilmiştir. Heybetli görüntüsünün sebebi ise Urartu’ların en parlak döneminde yapılıp mimarisine önem verilmesinden kaynaklanmaktadır. Urartular hakkında tarihin gizli sayfalarını ortaya çıkmasında büyük rol oynamıştır. Van’ın turizmini ayakta tutan önemli bir mimari yapıdır.

Erçek Gölü

Van Gölünden sonra en büyük göl olma unvanına sahip bir set gölüdür. Bu gölü önemli kılan özelliklerden biri ise gölde yaşayan Erçek Flamingolarıdır. Her yıl gölün etrafında Erçek Flamingo festivali düzenlenmektedir. İçerisinde hiç balık olmayan bu göl Türkiye’deki 450 kuş çeşidinden 210 tanesine ev sahipliği yapmaktadır. Balıksız göl olmaz diye düşünseniz de Erçek Gölü bu ezberi bozar.

Van Akdamar Adası

Ermeniler tarafından yapılan bir kilisenin bulunduğu Akdamar Adasının güzel bir efsaneye sahiptir. Efsaneye göre; bu adada yaşayan Ermeni baş Keşişinin, çok güzel Tamar adında bir kızı varmış. Adanın çevresindeki köylerde çobanlık yapan bir genç Tamar’a âşık olmuş. Genç adam her gece Tamar’la buluşmak için adaya yüzermiş Tamar ise yeri belli olsun diye adanın kıyısında bir fener yakarmış. Bu durumu öğrenen baş keşiş, fırtınalı bir gecede eline fener alır ve adanın kıyısına iner. Sürekli yer değiştirerek gencin yüzüp güç kaybetmesine neden olur. Yüzmekten gücü tükenen genç adam boğularak ölür. Genç adam boğulmadan hemen önce “Ah Tamar!!!” diye haykırır. Koşarak babasına engel olmak için gelen Tamar bunu duyunca kendini gölün suyuna bırakır. O günden sonra adanın diğer ismi Ah Tamar olmuştur. AHTAMAR olan adanın ismi zaman içerisinde AKDAMAR olarak değişime uğramıştır. Akdamar Kilisesi de bu adada bunuyor. Bu kilise, burada hüküm süren Kral 1. Gakik tarafından Mimar Keşiş Manuel’e yaptırmıştır. Kilisenin yapılma amacı ise Kudüs’ten İran’a kaçırılan Hakiki haç’ın daha sonra Van’a getirilmesi ile Haç’ı korumak amacı ile yapılmıştır. Ortaçağ Ermeni sanatının mimarisini yansıtmaktadır. Kilise, merkezi kubbeli, dört yapraklı haç biçiminde yapılmıştır. Dış mimarisi kırmızı kesme tüf taşlarından, alçak rölyef şeklinde işlenmiş bitki ve hayvan resimlerinden oluşmaktadır. Vaspurakan Krallığı yıkıldıktan sonra Kilise Manastıra dönüştürülüp Ermeni patrikliğinin Merkezi olarak kullanılmıştır. Bu kilise manastır olduktan sonra “Kutsal Haç Kilisesi” olarak adlandırılmıştır.

Van Kalesi

Van Kalesi, M.Ö. 600-900 yıllarında büyük bir medeniyet kuran Urartuların Kralı 1. Sardur tarafından yapılan tarihi yapıdır. Urartu’ların kitabelerinde bulunan çivi yazılarından öğrenilene göre Van Kalesinin o dönemdeki adı Tuşpa olduğu öğrenilmiştir. Yapımından 3000 yıl geçmesine rağmen hala büyük bir kısmı ayakta durmaktadır. Bu nedenle de Dünyanın sayılı eski eserleri arasında yer almaktadır. Kalenin kitabelerden öğrenildiğine göre yaşı 2850’dir. Kalenin girişi kuzey-batıda, çıkışı kuzeydedir. Girişin hemen batısında Sardur (Madır) Burcu bulunur. Burcun taşları üzerinde 1. Sardur tarafından Asur diliyle yazılan yazıt Urartu Krallığı Başket Tuşpa’nın yazılı belgesini oluşturmaktadır. Bu yazıtların üçü doğu duvarının diğer üçü batı duvarının üzerinde bulunmaktadır. Bu burçların batı uçta bulunan kısmında çivi yazı ile şunlar yazmaktadır.” Lutipri’nin oğlu, Saduri’nin yazıtı, büyük kral, güçlü kral, dünyanın kralı, Nairi Ülkesinin kralı, eşsiz kral, savaştan yılmayan kral, ben Sarduri Lutipri’nin oğlu Sarduri ben bu taş bloklarının (ortalama 35 ton ağırlığında) Alniunu kentinden getirttim ve bu duvarı inşa ettim.” Urartu Kralı Argisti’nin mezar odası ile karşılar gelenleri, kalenin güney kesiminde kayalara oyulmuş, Kralların oturduğu taş odalar ve düzenli planlanmış mezar odaları bulunmaktadır. Osmanlı bu kaleye sahip olduğunda bu odaları depo ve cephanelik olarak kullanmıştır. Osmanlı zamanında yapılan eklemeler Argisti’nin mezar odalarından doğuya doğru gidildiğinde görenlere şaşkınlık yaşatacak kadar eşsizdir. Bu eklemeler minare, kapı, su kulesi ve burçtur. Van kalesinin etrafı dört bedenle çevrilmiştir. Bu bedenlerden birisi Akkoyunlu Türklerine ve Osmanlı’dan kalan ikisi ise Urartulara aittir. Kalenin içerisinde Osmanlı döneminde kalma su sarnıcı, camii, medreseler ve askerler için kışla görevini gören yapıtlar yapılmıştır.

Vanadokya Van

Vanadokya Van’ın en güzel doğal yapıtıdır. Van’ın yavuzlar köyünde bulunan peri bacaları yakın zamanlarda tanıtılmaya başlamıştır. Vanadokya eşsiz bir görünüme sahiptir. Bu doğa yapıtının etrafında bulunan mağra ve tünellerle ayrı bir görsel şölen sunmaktadır. Yapısının ve etrafındaki doğal oluşumların benzerliği nedeni ile Kapadokya’ya benzediğinden adına Vanadokya adı verilmiştir. Vanadokya keşfinin sonunda yaz aylarında yerli ve yabancı turistleri ağırlamaktadır. Türkiye’nin eşsiz toprak zenginliğinin bir parçası olan doğal yapıtların dünyaya duyurması adına büyük katkı sağlamaktadır.

Van Müzesi

Van Müzesi, 1930 yılında Milli Eğitim Müdürü olan Mustafa Noyan’ın Van’ın zengin tarihi yapısını keşfedip yapılan kazılarda ortaya çıkan taşınabilecek eserlerin bir yerde toplanması için Van’ın Merkezinde bir mekân belirledi. Birçok eser şu anda Van Müzesinde sergilenmektedir. Bu müze tarihi eser bakımından zengin olduğu gibi Van’da medeniyet kurmuş topluluklardan da zengin bir ilimizdir.

Van Gölü

Van,  denilince ilk akla gelen Van gölüdür. Van denizinin oluşumu Tatvan ilçesi sınırları içerisinde bulunan Nemrut Volkanik Dağının patlaması ile ortaya çıkan kraterde biriken yağmur sularından oluştuğu varsayılan bir göldür. Van gölünün suyu tuzlu ve sodalıdır. Van gölünün de dört tane ada vardır. Bunlar; Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş adalarıdır. Van gölüne büyük nehirler dökülmese de, gölü besleyen çok sayıda dere vardır. Yaz aylarında dağlardaki karların ermesi ile sularlı yükselmekte ve kışın tamamen donmakta olan bu göl, kışın bölge halkı tarafından özelliklede çocuklar tarafından buz pisti olarak kullanılmaktadır. Van gölü dışarıya su aktarımı yapmaz bu nedenle de ancak buharlaşma ile su kayıp eder. Bu buharlaşmalar ise gölde tuz birikimini arttırmaktadır. Dağlardan gelen derelerin çoğu volkanik yerlerden geçtiğinden yapılarında fazlası ile sodyum karbonat (Na2CO4) bulundururlar. Bu da suyunun sodalı olmasına katkı sağlamaktadır. Gölün suyunun tadı, kendini besleyen derelerin suyunun katkılarından dolayı tuzlu, acı, sodalıdır. Yazın göl kenarında suyun buharlaşması nedeni ile biriken soda ve tuzlar toplanarak satılır. Bölge halkına gelir kaynağı yaratmaktadır. Türkiye’nin en önemli soda üretimi yapılan yapılardandır. Göle dökülen dere ağızlarında tatlı su balıkları görülmektedir.

Van Gölü Canavarı Efsanesini anlatmadan olmaz. Sultan Abdülhamit Han döneminde saadet gazetesinde ilk yer almıştır. Van gölü canavarının ilk ortaya çıkmasından bu yana 121 yıl geçmiştir. Gazetenin 28 şaban 1323 (29 Nisan 1889) yıllarının sonuna doğru çıkan 1323 numaralı sayısında canavarın adı bir kişinin ölümüyle sonuçlandığı haber olmuştur. Bu canavarın 121 yıl önceki duyurusu şu şekildeydi; Bitlis merkez sancağına bağlı Hizan kazası ahalisinden üç kişi, yolculuğa çıkmışlar. Bulanık bölgesine giderken yolları Van Denizi’nin Tatvan Ahlat arası sahillerine tesadüfen yolları düşer. Bunlardan birisi namaz kılmak için gölün kıyısına yaklaşıp abdest almaya yaklaşır. Sıra ayaklarına geldiğinde az biraz eğilerek denize girdiği sırada ayağına bir şey sarılıp denize doğru çekmeye başlar. Adam ise tüm gücüyle dışarı çıkmak için çabalar. Adam kurtulamayacağını anlayınca bağırıp yardım istemiş. Arkadaşları adama yardım etmek isterler. Arkadaşlarını tam kurtardık derlerken hayvan adamın bacağını dizine kadar tekrar sarar. Adamı kurtarmak için arkadaşları ateş yakarak adamın bacağını saran kolu yakarlar.Canı yanan hayvan çok ağır ve kulakları sağar edecek çığlılıkla bağırarak adamı havaya fırlatır.Sonra tuttuğu adamı da alarak gölün derinliklerine inip gitmiştir.Bu olay Abdülhamit han döneminde saadet gazetesinde yayınlanarak tarihe geçmiş ve bu gölün tanıtımında kullanılan Efsane olmuştur.

Van Gölü Nerede?

Van Muradiye Şelalesi

Van’ın doğal güzelliklerinden olan Muradiye Şelalesi adını Bağdat seferine çıkan Osmanlı padişahı 4. Murat’tan almıştır. Tendürek dağından akan akarsulardan beslenen Bend-i Mahi çayı üzerinde bulunmaktadır. 50 metre yükseklikten dökülen suları görsel bir şölen sergilemektedir. Sonbaharda dökülen sarıdan kırmızıya kadar renk renk yaprakların arasından dökülen, ilkbaharda yeşeren yaprakların arasından dökülen suları her dönemde ayrı bir güzellik sağlamaktadır. Kışın donan suyu sanki yağmur damlaları yere düşmeden kristalleşmiş ve sonra yerde birikmiş gibi bir görsel ziyafet yaşatır insana. Kamp yeri arayanlar için Muradiye şelalesinin bulunduğu alan mükemmel bir kamp yeri olur.

Erek dağı eteklerinde olan bu manastırın tam adı Warak Wank olarak adlandırılmıştır. Yedi Kilise olarak adlandırılsa da iki grup olarak beş kiliseden oluşmaktadır. Kiliseye ek olarak sonradan kütüphane, Jamatun birde çan kulesinde oluşmaktadır. Yapıyı oluşturan en eski kilise St. Sophia kilisesidir. Sadece apsisi mevcut olan bu kilise 8.yy da inşa edilmiştir. İkincisi ise St. John kilisesidir. Bu ikisi ilk yapılan kiliselerdir. İkinci grup kilisenin günümüze kadar gelenlerinin arasında merkezini oluşturan Kutsal Meryem Ana Kilisesidir. İçi dört yapraklı yonca şeklinde, dışı doğu-batı yönünde dikdörtgen planda yapılmıştır.

Eski Van Ulu Camii

Eski Van Şehri sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehrin Tebriz ile İskele Kapısı arasında bulunan bu yapıt günümüze kadar gelmeyi ne yazık ki başaramamıştır. Caminin yapısı görüntüsü hakkında sadece 1913 yılında W. Bachman tarafından yapılan resimden bilinmektedir. Daha sonra Pr. Dr. Oktay Aslanap caminin 14yy özelliklerini taşıdığını ve o yy yıla ait olduğunu söylese de tarihi süreç ve yapı özellikleri Selçuklu dönemine ait olduğunu göstermektedir. Van tarihi evkaf tahrir defterinde Cami-i kebir’in Şah-ı Ermen evkafından olduğunun belirtilmesi caminin Selçuklu eseri olduğuna kanıt olarak kabul edilmektedir. Ahlatşahlar’ın Van’a gelmesi ile 1. Sökmen ya da 2.Sökmen zamanında yapıldığı kabul edilen Ulu Cami, Mihrap önü kubbeli, çok destekli camilerin ilk örneklerinin arasında yer almaktadır. Günümüze kadar gelemese de önceden çizilmiş resimlerden anlaşıldığı üzere süslemeleri çok şık zarif bir incelikle yapılmış mimari eserdir. Selçuklu’nun en güzel örneklerinden biri olan Ulu Cami bu güne gelseydi eğer tam bir mimari şölen sağlardı ziyaretçilere.

Hoşap Kalesi

Adını yakınlarındaki Hoşap akarsuyundan almıştır. Bu kale dik ve sarp kayalıkalr üzerine inşa edilmiş olup iç ve dış kale olmak üzere iki kaleden oluşmaktadır. Bu kale mekân olarak Urartular’a kadar uzansa da, Osmanlı Devleti zamanında Mahmudi Beylerin yaptırdığı şekliyle günümüze kadar gelen bir mimari şaheserdir. Dış kalesindeki surlarda bulunan kitabedeki yazıtlara göre Mahmudi Süleyman Bey tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Kalenin etrafı arazinin yeryüzü şekillerine göre şekillendirilerek yapılan surlarla çevrilmiştir. Batı surlarının hemen hemen tamamı yıkılmış durumda iken, doğu surlarının çoğu durmaktadır. Doğuda ve batıda bulunan kapılar tamamen yıkılmış durumdayken surları destekleyen burçlar hala ayakta durmaktadır. Dış kalenin kuzeyinde bir gözetleme kulesi de inşa edilmiştir. Kalenin içinde bir camii ve ev kalıntıları bulunmuştur. İç kale sarp ve eğimli bir konum üzerine inşa edilmiştir. Kuzey, doğu ve batıdan kalenin bedenini oluşturan burç ve kulelerden oluşmaktadır. Kuzey taraftan ortaya yakın giriş burçlarından açılan giriş kapısından giriş yapılmaktadır. Kapı taç kapı olarak yapılmış ve batısında bir kitabe vardır. Kitabeye aslan figürleri ve kör pencere süslemeleri ile süslenmiştir. Kapıdaki orijinal demir kapılarda hala görevini sürdürmektedir. Kalenin güneyinde yer alan küçük kale Kompleksleri Mahmudi Süleyman Sarayları olarak adlandırılmıştır. Komplekslerin en üstünde doğuda seyir köşkü, köşkün hemen batısında ise harem ve batıda da selamlık bulunmaktadır. İç kalenin yapısında mescid, zindan ve sarnıçlar da bulunmaktadır. Yapının  çoğunluğu bozulmadan günümüze gelmesi Van için tarihi ve kültürel bir miras oluşturmuştur.

Gevaş Halime Hatun Kömbeti

Van’ın Gevaş ilçesinde yer alan bu tarihi kömbet Selçuklu mezarlığı yakınlarında olup, giriş kapısında bulunan kitabeden 1335’de Melik İzzettin tarafından yapıldığı anlaşılmıştır. Melik izzettin bu kömeti kızı Halime Hanım için yaptırmıştır. Ahlatlı Pehlivanoğlu’nun eseridir. İki katlı olan yapının cenazelik bölümü kare olarak inşa edilmiştir. Yukarından pirimidal bir külah şeklinde örülen kömette kesme düzgün taşlar kullanılmıştır. Yapının kuzeyine Taç kapı diğer cephelere ise pencereler konmuştur. Aralarındaki boşluklar nişlerle hareketlendirilmiştir. Süsleme olarak madalyon şeklinde bitkisel ve geometrik süslemelere, yazılara yer verilmiştir. Süslemelerle güzelliğine güzellik katılan bu Kömbet tarifi zor olsa da insana eşi yaşanmamış bir duygu yaşatmaktadır. Tarih meraklısı ve tarih kokusunu sevenlere ev sahipliği yapmaktadır.

Van Kedisi Hakkında Bilgi

Van kedisi, bu şehri tanıtan en güzel temsilcisidir. Van kedisinin özelliği genelde tüyleri beyaz olan van kedilerinin gözlerinin rengi birbirinden farklı olmasıdır. Dünya genelinde Van kedisi koruma altında olan ve en değerli kedi ırklarındandır. Ekolojik dengesinin korunması adına ve türlerinin korunması için koruma altına alınmıştır. Bu tür dünya çapında da kedi cinsleri arasında önemli bir yere sahiptir. Bu türün korunması ve bölgedeki kedilerin zarar görmemesi için Van 100. Yıl Üniversitesi kedi evi yapımına vesile olmuştur. İnsanların sağlığı ve yaşamlarının devamı için ekosistemdeki her canlının ayrı bir yeri ve görevi vardır. Bunun bilincinde olan Van 100.Yıl Üniversitesi insanları bilinçlendirerek hayvanların korunması için bilinçlendirme oluşturmuşlardır. Van kedileri sadece Van’ı değil Ülkemizi temsil etmektedir. Ülkemizin Van’a özgü olan hatta Dünyada sadece Van’a özgü olan Van kedileri birçok kedi ırkından asil duruşa, asalete ve şirinliğe sahiptir. Kedi severlerin beslemekten en çok mutlu oldukları kedi ırklarındandır. İnsanın sevgisini anlayan ve şirinlikleri ile ayaklarınıza dolanmaları ile sevginize karşılık verirler. Van Kedileri 1969 yılda saf kan Türk kedisi olarak kabul edilmiştir. Avrupa’ya yayılma hikâyesi ise İngiliz bir çiftin İngiltere’ye götürüp çoğaltılması sonucu gerçekleşmiştir. Temizliklerine oldukça temiz ve titiz davranan, zeki bir canlı türüdür. Kendi istekleriyle yıkanan ve temizlenmek isteyen tek kedi türüdür. Gözlerinin rengi mavi veya kehribar renkte ya da biri mavi biri kehribar renkte olmaktadır. Genelde bu ırk kedilerin sağır olduğu görülse de duyanları da vardır. Arka patileri ön patilerinden uzundur. Tilki kuyruğunu andıran uzun ve yumuşak bir tüye sahiptirler.

Van Yemekleri

Van Kahvaltısı

Zengin bir damak tadına sahip olan Van kahvaltısı, Ülkenin başka yerinde yoktur. Birçok gurmelerin bile damak tadını değiştirebilecek güzellikte lezzetlere sahiptir. Van kahvaltısı denildiğinde size servis edilecek lezzetler; otlu peynir, murtuğa, Van pidesi, cacık, lavaş, tahin pekmez, kavut, kaymak sadece bazılarıdır. Van’ın bu eşsiz kahvaltı sofrası Guinness Rekorlar Kitabına girip tescillenmiştir.

İpek Yolu, Van da kahvaltı kültürünün oluşması için önemli bir rol oynamıştır. İpek yolu ile ticaret yapan tüccarların Van’da konaklaması ile hem Van’a önemli gelir sağlamış hem de Van kültürüne kahvaltı sofrasını miras bırakmıştır. Kahvaltıda semaver çayının yanında taze sağılmış hatta sağılırken gözünüzle görebileceğiniz inek ve keçi, koyun sütü de tercih edebilirsiniz.

Van Kahvaltısı Fiyatları

Van yemeklerinin her biri ayrı lezzete sahiptir. Bu rakibi olmayan lezzetlerden bazıları şunlardır; Murtuğa, ilitme, ekşili, senseger ve Otlu peynir vs. Otlu peynir çeşitli otlarla harmanlanan bir peynir olup kışın yenmek maksadı ile yazın yapılıp büyük toprak kaplara basılıp toprağa gömülür ve daha sonra çıkarılıp afiyetle yenen eşi olmayan bir lezzettir. Van gölünün sodalı suyuna uygun olan inci kefalide lezzetli ve az kılçıklıdır ve bol havyar deposudur.

Van’ın birçok güzelliğini anlatsak da bitmeyen eşsiz güzelliklere sahip olduğundan, insanın kelime dağarcığındaki tüm kelimeleri alt üst edip susturan bir mükemmelliğe sahiptir. Kaleleri, kiliseleri, Camileri, yemekleri, kahvaltıları, akarsu ve şelaleleri ile gezi listelerinin olmazsa olmazlarındandır. Doğu’nun incisi Van Ülkemizi her yönüyle temsil ederken, Milli gelirimize de katkı sağlamaktadır. Van’ın az ağaçlık bölgeleri olsa da topraktan kopan toz parçalarının rüzgârla dansı izlemeye değer ve eşsiz bir dokunuş yapacaktır hatıralarınıza…

Doğal olarak oluşan eserlerinin ayrı bir güzellik kattığı bu şehre ulaşım hem demiryolu, hem karayolu, hem de havayolu ile mümkündür. Trenle gelenler Van’ın merkezine dolmuş veya taksilerle geçebilirler. Karayolunu kullananlar Otogardan dolmuş ve taksilerle merkeze geçebilirler. Havayolunu kullananlar da dolmuş ve taksilerle merkeze geçebilirler. Her durumda da Van kolayca merkeze ulaşabilmeniz için imkân yaratmış siz ziyaretçilerine..

Bu güzel şehirde yaz başka, kış bambaşka geçmektedir. Kışın karın altında kayıp olan kardan evleri görmekte mümkün, o soğuğa meydan okuyarak karlara yatan insanları da görme imkânı sağlıyor.

Herkesin imkânı olduğunda gelip görmesi yerlerden biridir. Van sizin ziyaretinizi özlemle beklemektedir.

"Van Gezilecek Yerler" Hakkındaki Genel Yorumlar (0)

A
B
F
G
H
İ
K
M
R
S
T
U
A
B
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
R
S
Ş
T
Ü
V
Z