İstanbul'da Gezilecek Yerler

Lamartin “Dünyaya son kere bakacaksın deseler İstanbul Çamlıca Tepesi’inden bakmak isterim derim” diyerek anlatmış İstanbul’un güzelliğini... Öte yandan yüzlerce şair anlatmış şehri mısralarında… İşte öylesine güzel ve muhteşem özelliklerde donatılmış bir şehirdir İstanbul. İstanbul'da gezilecek yerler arayışında iseniz İstanbul gezisi yazımda İstanbul’u gezmek isteyenler ve bu güzellikler şahit olmak isteyen için hazırlamış olduğum büyük bir gezi kesitine yer vermeye çalışacağım.

İstanbul… Asya ve Avrupa kıtalarının birleştiği noktada yer alan bu yedi tepeli şehir, Karadeniz ile Akdeniz’i birleştiren stratejik öneme sahip bir boğaza sahip olan, Marmara bölgemizde bulunan bir kozmopolit bir şehirdir. Topkapı Sarayı, Edirnekapı, Çemberlitaş, Yavuzselim, Fatih, Hacı Mustafapaşa tepeleri ile bilinmektedir. Peki, bu yedi tepeli şehre ne zaman gidilmeli? İşte bu sorunun cevabı her zaman… Çünkü İstanbul’da dört mevsim birbirinden farklı güzellikleri yakalayabilme şansı bulunmaktadır. Her zaman bir başka güzelliğe bürünen İstanbul’da isterseniz kışın gidip karla kaplı caddelerin içerisinde tarihi eserlerini kartpostaldan çıkmışçasına izleyebilir, isterseniz de ilkbaharda erguvan çiçeklerinin rengârenk görüntüsünün içerisinde bahar coşkusunu alabilirsiniz. İşte bu sebeple İstanbul gitmek için zaman kollamayın!

İstanbul’da gece hayatı yaşamak isteyenlerin öncelikli olarak tercih ettikleri Taksim, Bebek, Nişantaşı, Cihangir ve Ortaköy gibi yerler gelmektedir.

Binlerce yıldır en kalabalık ve en hareketli şehirlerden birisi olmayı başarmış olan bu şehir ulaşım yönünden elbette ki sıkıntısız bir şehirdir. Marmara’sının sayesinde ister denizden ulaşırsın ister karasından. Bugün şehirlerarası otobüs işletmelerinin ülkemizdeki seksen bir vilayetinden İstanbul’a seferleri bulunmaktadır. Yine İstanbul’da bulunan ve üçüncüsü yapılan İstanbul Yeni Havaalanı seçeneğini de kullanmayı unutmayın! Hem gökyüzünde salınarak kısa sürede ulaşım olanağı bulunmakta hem de İstanbul iniş sırasında İstanbul’u tepeden kuşbakışı izleme olanağına sahip olunmaktadır.

İstanbul’a misafir olduysanız eğer, burada herkesin hesabına uygun konaklama mekanları mevcut. Beş yıldızlı otellerden, apartlara, günlük pansiyonlara kadar çeşitli konaklama birimlerini neredeyse İstanbul’un her semtinde bulabilirsiniz. Bilinen en ünlü beş yıldızlı otellerin ise Maslak Çırağan Caddesi ve Leventte olduğunu aklınızdan çıkartmayın!

İstanbul’da yapacağınız geziniz için şehir içi ulaşımın nasıl olduğunu merak ediyorsanız eğer, bu konuda da aracınız yoksa sıkıntı yaşamayacağınızı söyleyebilirim. Çünkü İstanbul gibi nüfusu fazla olan büyük şehirde enteresan ama araçsız olmak daha avantajlı olabiliyor. Neyse İstanbul’dan ulaşım için İETT otobüslerini, İBB raylı sistemleri tercih edebilirsiniz. Ayrıca taksi minibüsleri seçeneğinizi de unutmayın.

Tarihi ve doğal güzellikleri yönünden bugüne kadar neredeyse tüm medeniyetlerin sahip olmak istediği bu muhteşem şehir ne yazık ki günümüzde nüfusun fazlalığından ötürü bir kaos durumunda... Ama yine de bu kargaşa içerisinde kendisine düzen oluşturmuş ve halen güzel görünüyor.

Tarihte Roma ve Osmanlı İmparatorluğu’na ev sahipliği yapmıştır. Roma imparatoru Konstantinopolis başkent olarak seçtiği İstanbul Nova Roma adını vermiş olsa da imparator Konstantin’in ölümünden sonra Konstantinopolis adıyla anılmış bir şehirdir. 1453’de Fatih Sultan Mehmet tarafından kuşatılarak fethedilen bir şehir olup, bir gün İstanbul'un ele geçirileceği Hz. Muhammed tarafından da zaten söylenmiştir. Hatta şehri fetih eden kişi için çok güzel sözler de peygamber efendimiz tarafından söylenmiştir.

İstanbul gezi rehberi olması amacıyla hazırlamış olduğum bu makalede artık İstanbul hakkında ufak da olsa size lazım olabilecek bilgilerin dışında bir de nerelerin gezilebileceği hakkında ki bilgilere yer verelim. İstanbul gezilecek yerleri bakımından sadece iki kıta düşünüldüğünde bile aslında büyük bir karmaşa yaratmaktadır. İnsan bu güzelliğin içerisinde nereden başlayacağına karar veremezken, İstanbul’un tamamını gezmek için günler hatta haftalar gerekebilir.

İstanbul’da gerek tarihi mekânlar, gerekse popüler yerler konusunda oldukça fazla seçenek mevcut... Ama yine de İstanbul’u görmek için Fatih’in izinden gidecek olursanız ilk olarak Ayasofya Müzesini ziyaret etmeniz gerekecektir. Ardından Galata kulesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Sultan Ahmet Camii, Süleymaniye Camii, Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Gülhane Parkı, Emirgan Parkı gibi yerler gelmektedir.

Asya ve Avrupa kotalarının birleştiği yerde jeopolitik açıdan önemli bir pozisyona sahip olan İstanbul da tüme bakılacak olursa otuz dokuz adet ilçe bulunmaktadır. Ve İstanbul’u gezmek istiyorum diyenlerin işi de aslında nereden başlaması gerektiğine karar veremeyeceği için zor...

İstanbul’da bulunan bu otuz dokuz ilçenin neredeyse her birinde ayrı bir görülesi yeri bulunmaktadır. Her bir ilçede bulunan iyi ya da kötü görülebilecek yerler kaleme alınmaya kalksa bu satırlara sığamayacak kadar fazla olduğunu belirtmeliyim. İşte bu sebeple İstanbul’da gezdim demek için ya uzun süre kalmanız gerekmekte ya da her yerini gezdim diyebilmek için belki de ilçesi kadar İstanbul’a gelmek gerekmektedir.

Taşı toprağı altın olan İstanbul dünya mirasları açısından oldukça önemli olan eserlerin bulunduğu bir şehir olup, bu tarihi eserleri görmemek de aslında bir kayıptır. İşte bu sebeple de İstanbul ülkemizde bulunan iller arasında yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olarak en ön sıralarda yer almaktadır.

Arnavutköy, Eyüp, Adalar, Avcılar, Esenler, Ataşehir, Bağcılar, Esenyurt, Beykoz, Bahçelievler, Fatih, Çekmeköy, Bakırköy, Gazi Osman Paşa, Kadıköy, Başakşehir, Güngören, Kartal, Bayrampaşa, Kağıthane, Maltepe, Beşiktaş, Küçükçekmece, Pendik, Beylikdüzü, Sarıyer, Pendik, Beyoğlu, Silivri, Sancaktepe, Büyükçekmece, Sultangazi, Sultanbeyli, Çatalca, Şişli, Şile, Zeytinburnu, Tuzla, Ümraniye ve Üsküdar gibi ilçeleri bulunan İstanbul’un her ne kadar bu ilçelerinin her birinde var olan görülesi yerleri anlatmak mümkün olmasa da en çok ilgi gören yerleri hakkında bilgi vermek yeterli olacaktır diye düşünüyorum.

İstanbul’u tarihte birçok komutan, imparator, padişah fethetmeye çalışmıştır. Ancak İstanbul’u fethetmek Fatih Sultan Mehmet’e nasip olmuştur. İstanbul’un fetih edilebilmesi için Yıldırım Beyazıt Anadolu Hisarını yaptırmış, Fatih Sultan Mehmet ise Rumeli Hisarını... Avrupa yakasında boğazın en dar yerinde bulunan Anadolu Hisarı, on dördüncü yüzyılda Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılmış olup, ilk aşamada Yıldırım Beyazıt’ın İstanbul kuşatma amacını gerçekleştirmede başarılı olamadığı bir hisardır. Tarihi nitelikleri yönünden hisarın bulunduğu bölgede bulunan renkli tarihi evler yerli ve yabancı turistlerin oldukça fazla ilgisini çekmektedir.

Rumeli Hisarı ise daha önce Yıldırım Beyazıt tarafından yapılmış olan Anadolu Hisarına halat çekmek için yapılmış ve etrafı kalelerle kaplı bir hisardır. Bugün yerli ve yabancı turistler tarafından gerek tarihi nitelikleri gerekse de muhteşem ortamı nedeniyle tercih edilen gezi noktalarından birisi konumundadır.

İstanbul’un fethi sırasında yeniçeri askerlerinin İstanbul’a ilk defa girdikleri yer Cibali Kapıdır. Sur kapısını kırarak giren yeniçeri askerlerinin komuta eden kişi ise Cebeli Ali Bey’dir.  İlk giriş kapısı olması nedeniyle görülmeli dediğim yerlerden birisi elbette ki burası...

İstanbul kuşatıldığına göre Osmanlının İstanbul üzerindeki hâkimiyeti kaçınılmaz olmuştur. Ve nitekim padişahlık döneminden kalan pek çok tarihi eser de günümüze miras olarak gelebilmiştir. İstanbul’un Osmanlı imparatorluğu döneminde farklı padişahlar tarafından yaptırılan farklı ahenklerde sarayları bulunmaktadır ki bunların içerisinde İstanbul için en önemli olanı Topkapı sarayıdır.

Topkapı sarayı Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan konumu, ihtişamı ve mimari nitelikleri açısından insanı büyüleyen bir etkiye sahip ve aynı zamanda Osmanlı döneminde birçok padişaha ev sahipliği yapan bir saray olup, önemli tarihi eserlerden bir tanesidir. Bugün yerli ve yabancı turistler tarafından İstanbul’a ilk gelenlerin öncelikle gitmek için tercih ettikleri tarihi bir yer olup, gerçekten ayrı bir ruha sahiptir.

Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılmış olan Çırağan Sarayı, diğer bir adıyla Beşiktaş Sarayı, oldukça büyük bir yapı olup, ihtişamlı ve görkemli edasıyla göz kamaştıracak güçtedir. Bugün Çırağan Sarayında düğün, balo ve parti organizasyonları gibi hizmetler yürütülmekte olsa da yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen yerlerin başında gelmektedir.

İstanbul’da gezilecek nokta olarak Dolmabahçe Sarayını da belirtmemek gezi planınızın eksik kalmasına neden olur. Dolmabahçe Sarayı bilindiği gibi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün İstanbul ziyaretlerinde konakladığı evi olup, aynı zamanda 1938 yılında gözlerini yummuş olduğu bir saraydır. Dolmabahçe sarayının bulunduğu mekân aslında Osmanlı devleti zamanında Kaptan-ı Deryanın gemilerini demirlediği bir alandır.  Dolmabahçe Sarayı yerli ve yabancı turist akınına uğrayan ihtişamlı yapılardan bir tanesidir. Bu nedenle uğramanızı tavsiye ederim.

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra İstanbul’da bulunan dini mekânlar da devletin denetimi altına girmiştir. Doğal olarak bazı kiliseler kapatılarak camiye dönüştürülürken bazıları ise faaliyetlerini sürdürmeye devam etmiştir. İstanbul’da tarihi cami olarak aslında oldukça fazla miras bulunmaktadır. Tarihi camileri açısından İstanbul yerli ve yabancı turistler tarafından fazlaca ziyaret edilen Sultanahmet Camii, Süleymaniye Camii, Eyüp Sultan Camii, Fatih Camii, Ortaköy Camii, Rüstem Paşa Camii, Beyazıt Camii, Şehzade Camii, Kalenderhane Camii, Sokullu Mehmet Paşa Camii ve daha birçok tarihi camiye sahip bir şehirdir. Bu camilerin içerisinde büyüklüğü ile en çok dikkat çeken cami ise Süleymaniye Camii olup, Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir.

İstanbul’da gezilecek yerlerden bir diğeri de müzelerdedir. Müzeleri konusunda yine oldukça fazla seçeneği bulunan İstanbul’un Ayasofya Müzesi ise önemli tarihi eserlerden birisidir. Bugün oldukça fazla ziyaretçisi bulunan kilise x yılından günümüze kadar gelebilmiş bir müzedir. İstanbul’da tarihi tam anlamıyla hissedebilmeniz için Panorama 1453 Müzesine de gitmenizi öneririm. İstanbul-Topkapı Sarayında bulunan Panorama 1453 Müzesi Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethedişinin, bir odada top sesleri, Mehter Takımı’nın ve Osmanlı atlarının kişnemesinin efekt olarak verildiği bir müze olup, ilgi görmektedir.

İstanbul’da Bizans İmparatorluğu zamanından kalma sarayların ve bölgedeki halkın su ihtiyacını karşılamak için su deposu olarak kullanılmış olan Yerebatan Sarnıcını da İstanbul’da gezilecek noktalar arasında dâhil edebilirsiniz. Mimarisinde Doğu Roma izleri görülen bu sarnıcın adı aslında Bazilika Sarnıcı olsa da sütunlarının görünüşünden dolayı İstanbul’daki en büyük sarnıç Yerebatan Sarnıcı olarak anılmaktadır.

İstanbul’da bulunan tarihi yapıların arasında hamamlar da bulunmaktadır. Hamamları açısından da tarihi yönü zengin olan İstanbul’un Süleymaniye Hamamı, Cağaloğlu Hamamı, Çemberlitaş Hamamı ve Haseki Hürrem hamamı mimari yönleri açısından turistler tarafından ziyaret edilen yapılardır. Bu hamamlardan Süleymaniye Hamamı Kanuni Sultan Süleyman döneminden günümüze gelmiş olup, Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş bir hamamdır. Barok üslubun harmanlandığı bir mimariye sahip olan çifte hamam olarak tasarlanmış hamam Cağaloğlu hamamı da ilgi çekicidir. Öte yandan Haseki Hürrem Hamamı da bir Mimar Sinan eseri olup, günümüzde halı-kilim satıcılarının sergi alanı olarak kullanılmaktadır.

İstanbul’daki gezilecek yerler arasında bir yerden diğerine gitmek için köprüleri kullanmamanız imkânsız. O halde İstanbul’da bulunan İstanbul Boğazı Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Galata Köprüsü gibi yerlerin de gitmişken güzelliğine kapılın derim. Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan İstanbul Boğaz Köprüsüne karşı bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Yine muhteşem İstanbul manzarasına karşı Galata Kulesinden yedi tepeyi seyredebilir ve ardından Galata Köprüsü’nün ayaklarındaki restoranlarda kendinize bir ziyafet çekebilirsiniz. Yorulacağınızı unutmayın! Ama buna değer…