Yaz

İnterrail Rotaları

calendar_today Eyl 23, 2017 label

İnterrail Rotaları

İnterrail yapmak için kendime örnek İnterrail rotaları çizmiştim. Örnek interrail rotaları haritasına bakıp kendinize bir yol çizmeniz umuduyla bu yazıyı hazırladım. İnterrail ülkeleri haritalı gösterim ve yorumlarımı bu yazı içerisinde bulabilirsiniz. Ben tam 4 defa schengen vizesinde red yediğim için interrail yapamadım. İnterrail rotaları yazısı umarım sizlere faydalı olur.

İnterrail rotaları arıyorsanız öncelikle interrail balkan rotası çizmek isteyenler için benim de ihtiyacım olan bu bilgileri eğrisi doğrusu üzerine kendi amatör tecrübelerimi ve interrail rota planlama / hesaplama için paylaştığım balkanlar gezilecek yerler yazımdan ‘’İnterrailin geçerli olduğu vizesiz ülkeler ‘’ hakkında detaylı bilgileri okuyabilirsiniz. İnterrail balkan turu yapacaklar o yazımdan faydalanabilirler. İnterrail rotaları yazım çok detaylı ve uzun olacağı için başlıklar halinde yazmayı uygun gördüm. İster 10 gün interrail yapalım ister İspanya interrail rotası çizelim hakkıyla interrail rotaları çıkarmak gerçekten çok zor bu yüzden interrail öncesi dersime çok çalışmam gerektiğine inanıyordum. Eğer olurda birileri size ’’ Amaaann Boşver ‘’ sen yola çık gerisi gelir hayallerinin peşinden koş derse, o kişinin tecrübelerini ben de merak ediyorum gerçekten. Demek istediğim interraili kapsayan Avrupa kıtasındaki ülkeler ciddi anlamda pahalı en azından bana göre pahalı diyebilirim. İnterrail biletiydi,vizesiydi,uçak bileti,konaklama ve yeme içme derken bu yük giderek ağırlaşıyor. Bunlar sizi karamsarlığa düşürmesin ben realist birisi olduğum için bu gerçekleri görmezden gelemem. Bu gezi rehberim tamamen kendim için hazırlamış olduğum interrail Kuzey Avrupa , interrail İskandinavya , interrail balkan ülkeleri rotası gibi bilgilerle donatılıp sürekli olarak güncellenmiştir. Yazmış olduğum örnek interrail rotalarına ekleme yapmak isteyenler fikirlerini ve tecrübelerini özgürce yorum kısmından paylaşabilirler. İnterrail nasıl yapılır diye merak ediyorsanız linke tıklayarak detayları okuyabilirsiniz. İnterrail haritası çıkartarak sizlere elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım umarım faydalı olmuşumdur. İnterrail ülkeleri hakkında da kısa kısa yorumları okuyarak kafanızda nereleri görmeye değer nereleri görmeye değmez gibi bir plan da yapabileceğiniz gibi,benim gibi düşünenlere de neresi olursa olsun yeterki yolda olalım mottosunu benimseyenlere de ayrı ayrı interrail rotaları çıkardım. Güzel hatıralar toplamanız dileğiyle ayağınıza taş değmesin…

İnterrail flexipass bileti alarak güzel bir interrail balkan rotası çıkartılabilir diye düşünüyorum. Malum Avrupa ülkeleri hep pahalı olduğundan bahsediyoruz. Peki hiç yok mudur ucuz yolu diye parmaklarımız klavyede dolaşırken karşımıza alternatif seçenekler çıkıyor. Daha net konuşmak gerekirse BALKAN FLEXİPASS ROTASI MI ? yoksa BALKAN RAİL yani İNTERRAİL BALKAN ROTASI mı daha ucuza geliyor diye 2 seçeneği de avantaj ve dezavantajlarını kendiniz değerlendirmeniz açısından her iki rehberimi de okuyup size hitap eden balkan rotalarını takip edebilirsiniz. Öncelikle vizesiz balkan ülkeleri turu rehberimi kendi deneyimlerim ile yazmıştım. Bu rehberde balkan rotanıza ilave etmek istediğiniz vizesiz balkan ülkelerini bir inceleyin derim. Daha sonra da balkanlar gezilecek yerler yazılarımı da bir okuyup hangi balkan ülkeleri ve şehirleri sizlere hitap ediyor bir bakın derim. Kafalar çok karışık bunun farkındayım. Balkan rail rotası hakkında kafalarda oluşan soru işaretleri bir nebze de olsun yerini noktaya ya da virgüle bıraksın diye detayları başlıkları halinde ele alalım. Buyrun efendim balkan flexipass gezi rehberi yazıma.

photo_library

En son Düzenleme

2 yıldan beri Avrupa'ya interrail yaparak trenle Avrupa seyahatimi gerçekleştiremedim. Kısmet değilmiş dedim ve yoluma başka alternatiflerle devam etme kararı aldım. İstanbul Bulgaristan Başkonsolosu ile arkadaş olup tenis antrenmanları yapmaya başladık. 4 defa schengen vize reddi aldığımı ve amacımın sadece ''İnterrail yapmak'' olduğunu söyleyip,2 pasaportumu da konsolosa verdim. Pasaportlarımı inceledi ve her hangi bir sorun olmadığını,durumun geçici olduğunu düşündüğünü dile getirdi. Sonuç olarak bana 1 yıllık Bulgaristan vizesi verdi. Bu benim Avrupa'ya almış olduğum ilk vize oldu. İlerleyen yıllarda schengen vizesi başvurumu tekrar yapmayı planlıyorum. En azından interrail için schengen vizesi başvuru yaparken pasaportumda 1 yıllık çoklu girişli Bulgaristan vizesini gördüklerinde ve Bulgaristan'a bir kaç kere giriş-çıkış yaptığımı gördüklerimde niyetimin Avrupa'ya kalıcı olarak (mülteci olarak gitmediğimi) ispatlamış olabilirim.  İnterrail vize yazımda her şeyi anlattım.

1 yıllık Multi Bulgaristan Vizesi

Çılgın Gezgin Sosyal Medya Hesapları

İnstagram: @cilgingezgin_

Facebook: Çılgın Gezgin

İnterrail rotalari : Sırbistan

İnterrail Vizesiz Balkan Rotası

Makedonya ,Sırbistan , Bosna-Hersek , Karadağ , Arnavutluk ve Kosova ülkelerinde ister interrail yapın ister balkan flexipass bileti alın bu ülkeler için vize sorununuz olmayacaktır.

İnterrail Balkan Rotası : Mostar

İnterrail Vize İsteyen Balkan Ülkeleri

Yunanistan , Bulgaristan , Romanya ve Hırvatistan kalıyor. Özellikle İstanbul’dan Bulgaristan’a Sofya treni ile gitmek isteyenler Sofya ekspresi yazımı okuyabilirler.

İnterrail Balkan Rotası : Bulgaristan

Balkan Flexi Pass Ülkeleri

Bulgaristan , Makedonya , Romanya , Sırbistan , Karadağ , Bosna-Hersek , Yunanistan ve Türkiye’de balkan flexi pass bileti geçerlidir.

Balkan Flexi Pass Bileti İle İnterrail Bileti Farkları

Balkan flexipass bileti maksimum 15 gün kullanabilirsiniz ama interrail global pass biletini eğer arzu ederseniz maksimum 1 aylık kullanabilirsiniz. Fark budur.

İnterrail bileti ile balkan rotanıza Macaristan’ı dahil edebilirsiniz ama balkan flexipass bileti Macaristan’da geçerli değildir. İsteğe ve rotanıza bağlı olarak otobüsle ulaşım sağlayabilirsiniz.

Burada araya girerek şunu belirtmek istiyorum,balkan flexipass bilet fiyatları ile interrail bilet fiyatları arasındaki farkları kıyaslayıp ilk önce sizin bütçenize hangisi uyuyorsa o rotayı takip edebilirsiniz.

Balkan flexipass rotasının tüm detaylarını Balkan flexipass gezi rehberimde görebilirsiniz. Bu interrail rotaları rehberinde sadece balkan rail yani interrailin geçerli olduğu balkan ülkelerini ve Avrupa interrail haritası/rotalarını görebilirsiniz. Tüm yazdıklarım tavsiye niteliğinde olup sizler kendi keyfinize göre değişiklikler yapabilirsiniz.

İnterrail Anıları gibi olmasa da Bulgaristan'a Sofya Treni İle Gittim:)

İnterrail Hakkında Yazdığım Diğer Yazılar

İnterrail Bilet Fiyatları

İnterrail Maliyeti

Balkan Flexipass Gezi Rehberi

İnterrail Çantası

İnterrail rotaları

Balkan Rail Rota

Düşünsenize, bir interrail bileti alıyorsunuz sizi tüm yorgunluklarınızdan uzaklaştıracak ve istediğiniz her yöne sizi götürebilecek. Avrupa Demiryolları İşletmeleri tarafından uygulanan 30 Avrupa ülkesine seyahat edebileceğiniz bu pass bilet uygulamasına interrail deniyor. Size sadece istasyona gidip trene binmek kalıyor. Siz artık bir süper gezginsiniz. Rotanızı istediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Öncelikle Interrail Pass uygulaması gezi severlere çok uygun gelecektir. Çünkü bir sürü bilet aramak, uygun olanını almak yerine yalnızca elinizde bir tane bilet var ve Avrupa bölgesi içerisinde istediğiniz yönü seçerek pasaport kontrol prosedürlerini ilk girdiğiniz ülkenin girişinde bırakıp gönlünüze göre geziyorsunuz.  Neredeyse tüm trenlerde de wi-fi ağları var. Evet, koltuklar açıkçası çoğunda uçakta olduğu kadar rahat. Yalnız ve ya arkadaşlarınızla birlikte Avrupa'yı dolaşmak için en iyi seçeneklerden biri olan bu uygulama ile bir sürü ülkeyi ziyaret edip ilginç interrail rotaları üzerindeki şehirleri görebilirsiniz. Ne zaman bulunduğunuz yerden hoşlanmadınız ya da sıkıldınız sorunun çözümü çok kolay... Siz sadece bir sonraki trene yetişin yeter. İnterrail nedir yazımı okumanızı tavsiye ederim.

Peki nereden ve nasıl interraile başlayacaksınız? Öncelikle yapmanız gereken bütçenize bir göz atıp, gezeceğiniz ülkeleri, tarihleri ve katılımcı sayısını seçerek bir interrail gezi planlaması yapmak. Sonra resmi Interrail pass web sitesine (www.interrail.eu ) girerek bir ülke girişi ve bir ülke için bir seyahat kartı alıyorsunuz. Temelde iki çeşit bilet vardır. Birincisi otuz ülkede geçerli olan ve on beş günden bir aya kadar geçerlilik süreli kullanabileceğiniz bilet. İkincisi ise tek bir ülkede ve bir ay geçerli olan farklı sayılarda seyahat için kullanabileceğiniz bilet. Yalnızca dikkat etmeniz bazı konular vardır. Interrail pass bileti bir ülke için veya Global Flexi geçiş için bir aya kadar olan seçeneği aldıysanız size çeşitli gezi seçenekleri sunulur. Mesela “on beş günde beş ülke için” seçeneğinde istediğiniz beş günü hem de sistemde olan demir yolu şirketlerini kullanarak trenlerin tamamına istediğiniz kadar binebilirsiniz. Bileti satın alırken yolculuk günlerinizi özellikle belirtmenize gerek yoktur, yolculuğunuz esnasında kendiniz ya da grubunuz ile bunu belirleyebilirsiniz. İnterrail bilet yazısından çok daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz. Fakat interrail vizesi alırken konsolosluklar interrail rotaları planlarınızı görmek isteyecektir. Bunları da booking.com üzerinden sahte hostel rezervasyonları yaparak vize alımınızı kolaylaştırabilirsiniz.

Interrail Pass biletini satın aldınız,  seyahat kartınızı interrail.eu veya rail.cc ( sitenin Türkçe dil desteği mevcuttur ) sitelerinden veya şehrin tur acentelerinde edinebilirsiniz. Interrail Pass bileti satın aldığınızda size şunlar da verilecek:

1. Kullanıcı kılavuzu ( Pass guide pdf ),

2. Rotalar haritası ( Interrail Pass pdf ),

3. Gezi ile ilgili bilgileri doldurmak için seyahat kartının kapağı (pdf).

Şimdi seyahatinizi optimize ederek tren tarifelerini inceleyin, seçilen ülkeye bir gezi için hangi indirimler ve özel tekliflerin bulunduğunu öğrenin, bonuslar ve ayrıcalıklar listesine göz atın. App Store'dan veya Google Play'den indireceğiniz ( Rail Planner ) tren planlayıcı uygulamasını da indirerek akıllı telefonunuz üzerinden gerekli bilgi ve kampanyaları takip edebilirsiniz. Artık seyahat için yer ve tarih aralığı ayırtıp yolculuğa başlayabilirsiniz.  Dikkat etmeniz gereken tek şey bir ay 28 ile 31 gün arasındadır ve bir yolculuk günü gece saat 00.00 ‘da başlar ve 23.59 ‘da biter. En çok akla takılan sorulardan biri de seyahatler için ek ücret ödenip ödenmeyeceğidir.  Öncelikle uygulamaya dahil demir yolu şirketlerinin tamamında kullanabilirsiniz. Sadece istediğiniz koltuk için yer ayırma ya da yatak rezervasyonu isterseniz o zaman 1 ile 10 Euro arasında bir ücret ödersiniz. Sisteme dahil olan ülkelerin resmi demir yolu ağını kullanabileceğiniz gibi bazı özel demir yolu şirketlerini de kullanabilirsiniz. Kontrol eden kişi ( her zaman değil ) gerek gördüğü takdirde Interrail pass bileti almak için kullanmış olduğunuz pasaport ve kimliğinizi göstermenizi talep edebilir, bu yüzden pasaport ve kimliğinizi yanınızda bulundurmanız gereklidir.  Biletimin sayfası dolarsa diye düşünmeyin ek seyahatler için 2 sayfa fazladan internet sitesinden indirip kullanabilirsiniz. Düşünün bir haftalık Almanya seyahatim boyunca iki defa kontrolör gördüm diyen arkadaşlarım olmuştu.

Yine seyahatlere başlamadan önce dikkat edeceğiniz bir durum da ziyaret edeceğiniz ülkelerden vize isteyenler varsa vizeleri almış olmanız gerekliliğidir. Bir çok ülke vize başvurusunda Interrail pass biletini göstermeniz takdirde vize almada kolaylık sağlayacaktır. Yirmi beş Avrupa ülkesini içinde olduğu schengen vizesi alırsanız ( bu şekilde sınır kapılarındaki polis ve gümrük kontrollerini de atlamış olursunuz ) aynı vizeyle bu ülkeleri ziyaret etmenizde herhangi bir sorun çıkmayacaktır. Peki, schengen vizesi antlaşmasına üye olan ülkeler kim diye soracak olursanız: Fransa, Hollanda, Almanya, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Slovakya, Slovenya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya,  İspanya, İsveç,  İsviçre, İtalya, İzlanda, Lüksemburg, Norveç, Portekiz, Yunanistan,  Çek Cumhuriyeti ülkeleridir.  Ülkemiz için hazırlanmış seyahat turlarını, bilet ve konaklama için yer ayırmalara ait tarifelerini resmi site rail.cc ‘den ulaşabilirsiniz. İnterrail fiyat araştırması yapıyorsanız linkten ayrıntılara ulaşabilirsiniz. 

photo_library

İnterrail Akdeniz Rotası

Ülkeler ve şehirler: Yunanistan’dan başlayarak Akdeniz kıyı turu (güneş, deniz, plaj) hayal ediyorsunuz. Tarihi milattan önce 3 binli yıllara dayanan Yunanistan, Akdeniz’in parlak şehri İtalya (Roma, Genova ), size bir dünya vatandaşı olduğunuzu hissettirecek Fransa ( Nice, Monpellier ), en küçük ülkelerden biri Monako prensliği,   İspanya (Barselona, Valensiya).  Akdeniz mutfağını tadarak ailenizle veya arkadaşlarınız ile güneşin ve denizin tadını çıkararak mükemmel bir seyahat deneyimi yaşayabilirsiniz.

İnterrail Rotaları 1

İnterrail Rotaları : Yunanistan

İnterrail rota önerileri içerisinde en çok karşılaşacağınız ülke Yunanistan. Özellikle Akdeniz ülkeleri için bir gezi yapacaksanız gerek süre gerekse tren rotaları açından ilk durağınız Atina oluyor. Akdeniz ülkelerine doğru yolculuğunuza devam edebilmek için de Patras’a geçiyorsunuz. İster 15 günlük interrail rotası planlayın ister 7 günlük ama Yunanistan başlangıç için güzel bir ülke.

Atina

Antik Yunan’dan bugüne kadar önemini ve güzelliğini hiç kaybetmeyen hatta yıllar geçtikçe daha da güzelleşen başkent kültür ve turizm açısından bir harika. Mitolojik tanrıların ve efsanelerin de başkenti sayılabilecek Atina’da tarihi bir çok ören yeri gezebileceğiniz gibi aynı zamanda gelişen Yunanistan’ın en önemli şehrinde komşu ülke vatandaşlarının yaşam biçimlerini ve alışkanlıklarını takip edebilirsiniz.

Hani hep filmlerde, fotoğraflarda gördüğünüz Akrapolis’e ulaşmak için biraz yürümeniz hatta tırmanmanız gerekebilir. Söylemeye gerek yok ama buna değecek bir güzellikle karşılaşacaksınız. M.Ö. 6. yy.'da 6 günde inşa edilen yapının hemen her sütunu halen ayakta duruyor ve geceleri yapılan ışıklandırma ile bir başka oluyor.

Bizim Taksim Meydanı’na eşdeğer Syntagma Meydanı ve meydandan ulaşabileceğiniz İstiklal Caddesi benzeri Ermou Caddesi size hem tanıdık gelecek hem de tahmininizden daha çok vaktinizi alacaktır. Hoşunuza gideceğine emin olduğumuz için vaktinizi alacak diyoruz. Gece, Akrapolis Manzarası ile daha da güzelleşen ve tavernaların merkezi Monastiraki Meydanı, şehrin en lüks caddesi Kolonaki, Anafiotika Bölgesi burada çok güzel vakit geçirmenize imkan tanıyacaktır. İnterrrail rota planlaması yaparken buraya ne kadar vakit ayıracağınızı doğru hesaplamalısınız. İnterrail çantası yazısından İnterrail rotaları kadar önemli olan bilgileri sizler için derledik.  Artık interrail ile Avrupa turu başlıyor.

İnterrail Trenler İle Yunanistan'ı Gezin

Patras

Patras, Yunanistan’ın batıya açılan kapısı olarak görülüyor. Çünkü Yunanistan anakarasının güney batısında ve Adriyatik Denizi açısından çok uygun bir noktada bulunduğu için buradan Batı Akdeniz’e ve tam karşısında bulunan çizmeye geçmek çok daha uygun oluyor. Küçük ve tatlı bir şehir olan Patras’ta bir kale dışında pek gezilecek yer bulunmuyor. Sahilde yer aldığı için tabi ki eğlence merkezleri ve tatil imkanları bulunuyor.

Yunanistan’a gelmişken interrail rota planınızda ne kadar kalacağınızı dediğimiz gibi iyi ayarlayabilirseniz Atina sizi mutlu edebilecektir. 2 gün ideal bir süre olacaktır diye düşünüyoruz. İnterrail rota planı hazırlarken buradan kalkan feribotların Bari, Ancona ve Venedik limanlarına gittiklerini bilmelisiniz. Bari, Ancona ile kıyaslandığında Roma’ya 100 km. daha uzak olsa da deniz ulaşımının demiryoluna göre daha yavaş olduğunu düşünürsek buradan Bari’ye geçmek daha mantıklı gözüküyor. İnterrail Yunanistan için farklı şehirleri de keşfedebilirsiniz elbette. Mesela Selanik şehrini de gezip görmek size kalmış.

İnterrail Rotaları : Roma

Dünya tarihine özellikle de Avrupa tarihine atalık yapan, bugünlerine zemin hazırladığı düşünülen iki medeniyet bulunur ve siz interrail Akdeniz rota planı sayesinde bunları görmüş olacaksınız: Yunan ve Roma. Atina’yı gezdiniz sıra Roma’da. İtalya Şehirleri’ni gezerken Türkiye’nin İtalya’dan daha iyi durumda olduğunu düşünebilirsiniz ama bu kural Roma’da geçerli değil. Hatta Roma’ya geldiğiniz zaman İstanbul’a üzülecek duruma düşeceksiniz. Burada arzu ederseniz 10 günlük interrail rotası da çıkartabilirsiniz. Biz genel bir bilgi olarak interrail rotaları çıkardık illa ki bu rotaların hepsini yapacaksınız diye bir kaide de yok:)

İnterrail rota planınızı yaparken göreceğiniz ülke sayısına bir tane daha ekleseniz iyi olabilir. Sonuçta Roma’da iki ayrı ülke görebiliyorsunuz. Birincisi İtalya, ikincisi Vatikan. Roma’ya geldiğinizde metro ile ulaşabileceğiniz Vatikan’a gidebilmek için belki de yürümeyi tercih edeceksiniz.

Roma’ya gittiğinizde illa ki bir turist rehberi kıvamında harita edineceksiniz. Sonra bu haritada belirli bir rota çizerek birinden diğerine gitmeye çalışacaksınız. Bu sırada eğer elinizdeki harita iyi değilse yanlış bir yola gireceksiniz. “Biz nereye geldik” derken bir de bakacaksınız ki karşınızda yine muhteşem bir eser. Artık haritayı binaları kullanmak için değil de yerinizi bulmak için kullanıyor olacaksınız.

Eski Roma diyebileceğimiz bir bölge var ki sizin gezeceğiniz alan burası. Bu alanda yine trafik var yerli halktan yaşayanlar da ama asıl olarak şehir biraz daha genişlemiş. Eğer Roma tarihi ya da sanat tarihi konusunda özel bir ilginiz yoksa ya da bu konuda bir şeyler öğrenmek istemiyorsanız sabah başladığınızda yürüyerek akşama kadar tamamıyla bitirebileceğiniz bir şehir. Ama detaylara inerseniz bu süreyi kestirebilmek zor.

Vatikan’dan çıktıktan sonra biraz yürüyerek Tiber Nehri’ni geçiyorsunuz ve işte tarihi Roma’dasınız. “Tüm Tanrıların Tapınağı” diye bilinen Pantheon, İspanyol Merdivenleri, Aşk Çeşmesi olarak ün yapan Trevi Çeşmesi’ni ve Roma Forum’u yürüyerek dolaştıktan sonra sizi hayretlere düşürecek bir başka noktaya geleceksiniz.

Collesium. Bizdeki adıyla ya da okunuşuyla Kolezyum gerçekten harika. Roma’nın kalbinde yer alıyor ve görünce fotoğrafta gördüğünüz kolezyum olduğunu biliyorsunuz. Fotoğrafları çok da ilginiz çekmemiş olabilir fakat kendisi muhteşem gözüküyor. Bu ihtişamın yanında bir de kanlı geçmişi aklınıza gelince biraz farklı bir ruh haline girebiliyorsunuz. Romalılar bu geçmişten utanmışlar ve artık gösterilere kapatmışlar. Sadece turizm amacıyla kullanılıyor.

Klasik İnterrail Rotası : Roma

İnterrail Rotaları : Cenova

Roma’dan sonra geldiğiniz Cenova, İtalya’nın sadece kuzeydeki değil aynı zamanda tüm ülke sınırları içerisindeki en büyük liman kenti. Uzun bir tarihi geçmişi olan kentin en büyük özelliği ise denizcilik konusunda çok uzun yıllardır önemli bir yer tutuyor olması. Kimi filmlerde halen dekor oluşturulmadan, orijinal haliyle set olarak kullanılan Cenova’nın mimarisi, sokakları, sarayları ve plajları sizi sizden alacak.

Cenova’ya gittiğinizde mutlaka uğrayacağınız nokta Piazza di Ferrari (Ferrari Meydanı). Şehrin merkezi olan bu meydanın çevresinde farklı sergiler bulabileceğiniz Palazzo Ducale’ye göz atmalısınız. Ferrari ailesi tarafından yaptırılan havuz, opera ve tiyatro binası olarak hizmet veren Teatro Carlo Felice ve Borsa Binası mimarileri ve ihtişamları ile kendisini gösterecektir.

Palazzo Ducale’nin arkasında ise San Lorenzo Kilisesi’nin bulunduğu Via San Lorenzo Meydanı yer alıyor. Şehrin bir diğer önemli meydanı da oldukça hareketli ve renkli. Biraz daha ilerlediğinizde ise geçmişte buralarda yaşayan insanların nasıl bir servete sahip oldukları hakkında kafa yoracağınız saraylarla dolu. Ayrıca, bu sokak UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Palazzo Bainco ve Palazzo Rosso’yu gezmenizi ve Palazza Rosso’nun terasına çıkmanızı öneriyoruz. Bir saray daha var ki oraya da kesinlikle uğramalısınız : Via Balbi sokağında (diyelim) Palazzo Reale.

Şehrin merkezini bitirdiniz sırada kentin en önemli ticari noktası olarak yıllarca görev yapmış olan Porto Antico (Eski Liman) var. Burası bildiğiniz ticari limanlar gibi vinçlerle, konteynerlerle dolu değil. Liman deyince gözünüz korkmasın otantik bir görüntüsünün yanı sıra turistik bir yer olması nedeniyle de bir akvaryum, Biosfera denilen botanik bahçesi bulunuyor.

Avrupa’nın Akdeniz kıyılarındaki tatil şehirlerinin doğudaki başlangıcı olan Cenova’ya gelmişken artık denize girme zamanı geldi diyorsanız Portofino, renkli evleri ile Cenova denince akla gelen Cinque Terre ve Camogli’yi değerlendirebilirsiniz.

Tarihi yönlerinin yanı sıra doğasıyla da görenleri kendisine hayran bırakan ve Flaubert’in yorumuyla ruhu parçalayan bir güzelliği var. Pesto sosunun da dünyaya nam salmasında çıkış noktası olan Cenova’ya gelmişken soslu bir makarna da yenmeden gidilmez.

İnterrail Gezi Planı İle Cenova

İnterrail Rotaları : Monako

Dünyanın en küçük ülkesini gezmiştiniz; Vatikan. Şimdi de sırada ikincisi var: Monako. Monako bir prenslik olmasının yanı sıra Fransa’ya bağlı bir şehir devleti olarak yönetiliyor. Siyasi ve idari yapısı sizi ilgilendirmiyor belki ama dünyanın turizm sektöründe lüks sınıfa dahil olması eminiz fazlasıyla ilgilendiriyordur.

5 yıldızlı oteller ve kumarhaneler şehrin lüks düşkünlerine hitap ettiğini anlatıyor diye düşünüyoruz. Dolayısıyla interrail rota planı yaparken burada geçireceğiniz zamanı ve ayırdığınız bütçeyi çok iyi ayarlamalısınız. Lüks düşkünlerine hitap eden bir şehirde müzeler, tarihi alanlar ve sanat eserlerinin olmasını da çok doğal karşılamalısınız. Pahalı bir şehirde ya da ülkede diyelim gezebileceğiniz, görebileceğiniz birçok nokta bulunuyor.

Nüfusu 35 bin olmasına rağmen yılda yaklaşık olarak 6 milyon turisti ağırlıyor. Burada paranız varsa yapamayacağınız şey yok. Ama para tabi ki önemli bir faktör. Paramız olsa interrail ile ne işimiz var diyebilirsiniz. O yüzen sizin lüks yaşama ait seçenekleri aramanıza gerek yok.

Monako gezinize Prens Albert Sarayı’ndan başlayabilirsiniz. Tepede yer alan saraya ulaşmak için biraz yürümeniz daha doğrusu yokuş yukarı tırmanmanız gerekebilir. Burada bir de Jardin Egzotique (Egzotik Bahçe) yer alıyor ve uğramanızı tavsiye ediyoruz. Tepeye çıktığınızda neredeyse ülkenin tamamına yakınını görebiliyorsunuz.

Egzotik Bahçe’den sonra yolunuz üzerinde Okyanus Müzesi var. Standart, hiçbir şey yapmadan gezebilmeniz için 14 € ödemeniz gerekiyor. Değer mi değmez mi siz karar verin. Ardından da Monaco Katedrali’ne uğrayabilirsiniz.

Şimdi gelelim şehrin en önemli iki noktasına. Birisi Formula-1 pisti. Konu ile alakalı olmayanlar için bir şey ifade etmeyecekken meraklıları uğramak isteyebilir. Diğeri ise Monte Carlo.

Monte Carlo, ülkenin 4 bölgesinden birisi ve bildiğiniz üzere dünya çapında kumarhaneleri ile ünlü. Buralara takılan insanların gelir durumları az çok tahmin edebilirsiniz. Dolayısıyla da karşılaşabileceğiniz arabalar konusunda hazırlıklı olmalısınız. Ama sizden bir ricamız var: Ne olur bu arabalarla fotoğraf çektirmek için uğraşmayın.

Monaco gerçekten güzel ve lüks bir şehir. Bu güzellikte doğal olarak paraya kumanda ediyor. Bu nedenle burada konaklamaya gerek diyebiliriz. Gezilecek yerleri gezip gördükten sonra interrail rota planı üzerinden hemen yanı başındaki Nice’ye doğru yola çıkabilirsiniz.

İnterrail Gezi Rotası : Monako

İnterrail Rotaları : Nice

Fransa’nın en ünlü tatil yerlerinden birisi olan Nice Fransız Rivierası (Cote de Azur) diye adlandırılan bölgede yer alıyor ve Monaco’nun hemen yanı başında. Yaklaşık 350 bin kişinin yaşadığı şehir coğrafi olarak ülkemizden daha kuzeyde yer aldığı için her ne zaman giderseniz gidin bize göre daha serin olacaktır. Yazın gideceğinizi düşünürsek ve denize de girmek isterseniz daha serin bir tatil yapabilirsiniz.

Monaco gibi burası da aşırı derecede zengin Fransızların hatta Avrupalıların mekanı olsa da nüfusun biraz daha kalabalık olması burada konaklama açısından biraz daha ucuz hale gelebiliyor. Yaz aylarında tatilciler nedeniyle fazlasıyla kalabalık olacak şehirde paranız olsa dahi yer bulmakta zorlanabilirsiniz. Bunun için öncesinden yer ayırtmanız ya da bir arkadaş bulmalısınız. Bir gün içerisinde Monaco ve Nice’i aradan çıkartayım geceyi trende geçireyim derseniz eğer gece tren saati en geç 23.57’de. 6 saat kadar sürdüğünü de düşünürsek sabah 06:00’dan önce Montpellier’de olursunuz. Hem Monaco ve Nice için bir gün çok kısa hem de az bir zaman sürecek olan gece yolculuğu dinlenmeniz için yeterli olmayabilir.

Yerel adıyla Promenade des Anglias (İngiliz Bulvarı) şehrin uğranılması gereken ilk noktası. 7 km. uzunluğu olan sahil şeridinde yürüyerek hem şehri, hem kalabalığı görebilir isterseniz de rahatlıkla yol kenarındaki plajlarda denize girebilirsiniz. Gece de buraya gelip güzel vakit geçirebilirsiniz. Bulvarda geceleri performans gösterileri yapılıyor. Yerli halkın ve tatilcilerin de hava karardıktan sonra buraya akın ettiğini söylemeye gerek yok.

Eski Nice denilen bölgedeki daracık sokaklardan çıkarak Nice Kalesi’ne de çıkmalısınız. Asansörle de çıkabilirsiniz ama gezmek için gelmiş olan sizlerin yürüyeceğini tahmin ediyoruz. Buraya çıktıktan sonra da güzel bir şehir manzarası ve bir şelale sizi bekliyor olacak. Çıkış biraz zor ama oraya vardıktan sonra yeşillikler içerisinde dinlenebilir şelale sayesinde de serinleyebilirsiniz.

Jardin Albert I. Parkı ve Massena Meydanı da vaktiniz olursa uğrayabileceğiniz yerler arasında. Sanata ilgi duyuyorsanız uğrayabileceğiniz müzeler ve birbirinden güzel binalar da dikkatinizi çekecektir.

En İyi İnterrail Rotası : Nice

İnterrail Rotaları : Montpellier

Fransa’daki son durağınız Montpellier bildiğiniz gibi ülkenin güney batısında yer alıyor. Yaklaşık olarak 400 bin nüfusu bulunan şehir son dönemde ekonomi ve nüfus bakımından Fransa’nın en hızlı gelişen kentiymiş. Bu gelişme tabi sadece son yıllarla sınırlı olmadığı ve bir geçmişi bulunan Montpellier’de hem tarihi hem de modern binalar ile karşılaşacaksınız.

Yerel halkı Akdeniz insanı olarak tanımlayabiliriz, sıcak kanlı ve yardımseverler. Bu şehrin özelliklerinden birisi de üniversite şehri olarak anılmasıdır. Yaklaşık olarak 70 bin kadar öğrenci bulunduğu söyleniyor. Sizin yaz aylarında buraya gideceğiniz düşünürsek büyük bir çoğunluğu burada olmayacaktır ama onların okul dönemlerinde onlara yönelik olarak açılmış tesisler tabi ki yazın da size hitap etmek isteyeceklerinden güzel etkinlikler ve mekanlar ile karşılaşabilirsiniz. 

İnterrail rota önerileri arasında belki de en ucuz şehir burası olacak. Öğrencilerin çoğunlukta olduğu şehir Akdeniz kıyısından da biraz içeride olduğu için yazlıkçıların oluşturduğu pahalılıktan faydalanamıyor. Dolayısıyla fiyatlar şu ana kadar saydığımız şehirlere göre daha uygun.

Musee Fabre isimli sanat galerisi dünyaca ünlü birçok ressamın eserlerine ev sahipliği yapıyor. İlginiz varsa uğrayabilirsiniz. Montpellier Zooloji Parkı, Fransa’da en büyük ikinci zooloji parkıymış. Ufak bir hayvanat bahçesinden bahsetmiyoruz. 60 bin hektarlık bir alana kurulan parkta endemik türler de bulunuyor ve en iyi tarafı ücretsiz. Bazı bölümler var, oralara girebilmek için ücret istiyorlar.

Montpellier, çok eski bir tıp fakültesine de ev sahipliği yaptığı için bu tıp fakültesi öğrencilerinin faydalanabilmesi maksadıyla 1593 yılında kurulmuş bir botanik bahçesi var. Montpellier Botanik Bahçesi’nde 250’si şifalı olmak üzere 2500’den fazla bitki türü bulunuyor.

Buraya gelmişken büyük ihtimal gezmek isteyeceğiniz alan şehrin tarihi yapılarının bulunduğu Eski Şehir kısmıdır. Buranın merkezi sayılan Place de la Comedie’ye yakın Rue de la Loge ve Rue Foch diye anılan yerler var. Burada fazlasıyla cafe ve restorana ulaşabilirsiniz.

Eski Şehir dediğimiz alan tamamıyla yayalaştırılmış ve gezmek isteyenlerin hizmetine sunulmuş . Burada biraz mecburi olacak ama rahatlıkla yürüyebilirsiniz.

İnterrail Güzergah Önerileri : Montpellier

İnterrail Rotaları : Barcelona

Bilmiyoruz bizde mi öyle oluyor ama İspanya denilince daha güzel ve daha yakın bir ülke imajı oluşuyor. Barcelona denilince de insan biraz heyecanlanıyor sanki. Belki sadece bizde oluyor bilemiyoruz ama bu interrail rota durakları arasında bizce en güzeline geldiniz.

Barcelona, diğer interrail rota planı üzerinde yer alan duraklara göre daha yeni bir şehir. 1600’lü yıllarda kurulmuş ve dolayısıyla da şehir planı çok daha düzenli. Zaman geçtikçe de şehir biraz daha büyümüş. Büyümüş diyor olmamız sizi yanıltmasın genel itibariyle her tarafını yürüyerek gezebilirsiniz.

Şehrin en ünlü yapısı Nou Camp’tan sonra Sagra da Familia. Bize sorarsanız ikinci değil birinci ama dünya üzerinde stadı bilenlerin sayısı ile bitmeyen kiliseyi bilenlerin sayısı arasındaki farkı düşünebilirsiniz. Nou Camp’a gitmenizi önermiyoruz. Barcelona takımı popülaritesinin farkına varmış ve gelen turistlerden nasıl para kazanırız diyerek iyi para kazanıyorlar. Konu dağılıyor ama Barcelona’nın turistik alanları çevre semtlere göre oldukça pahalı. Halk da devlet de gelenlerden faydalanabildiğimiz kadar faydalanalım demişler.

Sagra da Familia yaklaşık 150 yıldır bitirilememiş bir kilise. Bize göre biraz abartı bir durum. 150 yılda bir şehir kurabilirsiniz ama kilise bu şekilde bitmeyen kilise olarak nam salmış. Gerçekten muhteşem bir yapı. Süslemeleri, figürleri ve ihtişamı harika. Gidin görün ama içine girmeyin. İçeri girerken 10€ gibi bir para alıyorlar ve içeride sadece şantiye var. Üst kata çıkayım derseniz ona da para alıyorlar. Biz üst katı geçtik içeri dahi girmeyin ama mutlaka gidin görün diyoruz.

Sagra da Familia’yı Gaudi adında bir mimar yapmış ve şehir merkezinde İspanyol mimarın 2 binası daha bulunuyor. Yine aynı mantıkla ilerliyoruz şehir merkezini gezerken bu yapılara illa denk gelirsiniz. Siz aramasanız da önündeki kalabalık dikkatinizi çekecektir. Aynı şekilde içine girmenize gerek yok.

Bitmeyen kilise biraz uzakta yer alıyor, metro ile gitmeniz gerekebilir. Onun haricinde edineceğiniz bir turist rehberi ile şehrin tarihi alanlarını rahatlıkla gezebilirsiniz. Genelde karşınıza ara sokaklardaki farklı kiliseler çıkacaktır. Buraları 1 günde bitirebilirsiniz ama ayrıca bir akvaryum ve müzeler var. Buralar için ikinci bir gün gerekir. Bize göre Barcelona’da en az iki gün kalınır ama ideali 3 gün diyoruz. Çünkü bir çok insanın akın akın geldiği şehri yaşamalısınız, koklamalısınız ve La Rampla’da bol bol volta atmalısınız.

İnterrail Seyahat Planı : İspanya

İnterrail Rotaları: Valensiya

İnterrail rota sırasıyla geldiğimiz son durak İspanya’nın Madrid ve Barselona’dan sonraki en büyük kenti Valensiya. Bu şehir de Katalan Bölgesi’nde yer alıyor. İspanya’nın en büyük limanına sahip kentin en büyük özelliği ise turizm açısından diğer iki şehir kadar işlek olmaması. Şehir güzel, tarihi ve mimari açıdan gezilip görülesi bir yer ama diğerleri kadar popüler değil. Bu da bizim işimize gelir hem daha ekonomik olur hem de bir çok konuda daha sakin olacağı kesin.

Valensiya’nın bize göre en büyük özelliği İspanya’nın meşhur La Tomatina yani Domates Savaşları Festivali’nin burada yapılıyor olması. Her yıl günü değişse de genellikle ağustos sonunda doğru bir gün düzenleniyor. Gezinizi bu festivale denk getirebilirseniz çok daha eğlenceli bir Valensiya görmüş olursunuz. Bir festival daha var ki o da Mart ayında düzenleniyor. Mart ayı sizin için uygunsa 4 günlük festivalde şehrin ana caddeleri kuklalarla kaplanıyor. Bunun yanı sıra bu festival görsel olarak da muhteşem bir şova dönüşüyor.

Valensiya’da gezilecek yerleri anlatmadan önce interrail rota tavsiyeleri içerisine eklememiz gereken çok önemli bir konuyu atlamayalım. Barselona ve Valensiya’da dikkat etmeniz gereken en önemli güvenlik konusu hırsızlık. Aşırı derecede yan kesicilik olayı yaşanıyor. Bu nedenle yolda yürürken ya da toplu ulaşım araçlarını kullanırken çantalarınıza sahip çıkmalısınız ve gözünüzün önünde bulundurmalısınız. Yolda yürürken ya da metroda çantanızın ağzını siz fark etmeden açıyorlar ve ulaşabildikleri değerleri şeyleri alabiliyorlar.

Burada da deniz ve plajlar dışında vaktinizin büyük kısmının geçeceği yer Old Town denilen bölge. Şehrin en önemli yapısı Plaza de la Virgin Meydanı’nda yer alan Valensiya Katedrali (Catedral de Santa Maria de Valencia). Fotoğraflarını daha önce gördüğünüz, beş kocaman yapıdan oluşan City of Arts and Sciences (Bilim ve Sanat Şehri) neredeyse tam gününüzü alabilir. İçerisindeki farklı mekanlarda düzenlenen bir sürü etkinlik ve müzeler sizi fazlasıyla burada tutabilir.

Daracık İspanyol sokaklarını dolaşırken UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan İpek Marketi ve Mercado Central uğrak noktalarınız arasında yer alabilir. Ayrıca, buraya kadar gelmişken fast food yerine en azından bir kez meşhur mutfağını da denemek gerekir. Valensiya’nın pirinci meşhur ve pirinç ile yapılan Paella bir enfes. Taze meyve ve sebzeler bütçenize uygun olacağı gibi deniz ürünleri biraz bütçenizi aşabilir.

İnterrail Rota Çiz Ve Valesiya'yı Keşfe Çık

Örnek İnterrail Rotaları

Ülkeler ve şehirler: Kısa bir doğu Avrupa turu yapacağınız bu seçenekte Almanya Berlin’den başlayarak Dresden’e oradan Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag (Prag en az bir haftalık ziyareti hak eder ama önemli yerlerini gezersiniz ), Polonya ( Krakov ), Macaristan ( Budapeşte ),  Avusturya ( Viyana ) gezisi yapabilirsiniz. Almanya’nın en büyük şehri ve başkenti Berlin’i ve tarihi mekânlarını gezip Elbe Nehri’nin şehrin ortasından geçtiği Doğu Almanya Saksonya eyaletinin başkenti Dresden şehrini gezebilirsiniz. Temizliği, bisiklet yolları ve kullanımı ile harika bir Almanya şehri. Oradan romantik ve cazip Prag şehrini ziyaret edip konaklayabilirsiniz. Polonya’nın görülesi kenti Krakov ve Tuna Nehri kıyısında turlayabileceğiniz Viyana‘dan sonra tekrar Berlin’e dönüp turunuzu tamamlayıp Türkiye’ye dönebilirsiniz.

İnterrail Rotaları 2

İnterrail Rotaları : Berlin

İnterrail doğu Avrupa rota planı yaparken başlangıcını Berlin olarak belirlemenizi tavsiye ediyoruz. Kuzeyden başlayarak güneye doğru inebilirsiniz. Londra, Paris ve Roma ile birlikte Avrupa’nın en çok turist çeken şehirlerinden birisi olan Berlin nedense biz Türklere pek cazip gelmiyor. Eğer oraya gittiğimde birçok Türkle karşılaşacağım diyorsanız, haklısınız ama bu Berlin gibi bir şehri görmemek için kesinlikle mazeret sayılamaz.

Avrupa’nın köklü bir tarihe sahip şehirlerinden olan Berlin köklü tarihi nedeniyle oldukça cazip bir kent. Prusya döneminden, Hitler döneminden kalan yapıları, doğal güzelliği, düzeni ve ulaşım kolaylığı Berlin’i görülmesi gereken şehirlerden birisi yapıyor.

Berlin ile ilgili uyarılması gereken en önemli konu hava sıcaklığı. Oldukça kuzeyde yer alan şehir bize göre oldukça soğuk. Bahar aylarında dahi tir tir titreyebilirsiniz. Bu nedenle giderken kıyafet açısından hazırlıklı olmalısınız. İnterrail rota önerileri içerisinde verdiğimiz doğu Avrupa şehirleri iç kesimlerde ve kuzeyde yer aldığı için bu soğuk meselesi konusunda dikkatli olmalısınız.

Berlin’in hatta Almanya’nın simgelerinden birisi haline gelmiş Brandenburger Kapısı uğrak noktalarınızın başında yer alabilir,özellikle ışıklandırması nedeniyle gece uğramanızı tavsiye ediyoruz. Reichstag, Almanya’nın meclisi yani parlamento binası. Sizi ilgilendiren kısmı ise binanın mimarisi ve çatısında yer alan cam kubbesi. Her ne kadar yukarıdan bakıldığında Berlin çok güzel gözükmese de cam kubbeye çıkmak da isteyebilirsiniz. Girişi ücretsiz ama rezervasyon yaptırmadan giremiyorsunuz.

Holocaust Memorial, Almanya’nın belki de en ünlü olduğu konuda yani soykırım konusunda o günlerde hayatını kaybeden insanlardan özür dileyebilmek ve onları anabilmek için yapılmış bir anıt. Mimarisi ise kesinlikle görülmeye değer. Tiergarten Parkı’nda şehrin doğal güzelliğini ve park anlayışını gördükten sonra Potsdamer Platz isimli meydana geçebilirsiniz. Performans gösterileri ve açık sergileri izleyebileceğiniz meydan oldukça hareketli ve eğlenceli. Bir de Checkpoint Charlie var. Soğuk savaş döneminde geçiş noktası olarak kullanılan bölge bugün oldukça çok turist ağırlıyor. Berlin’e gelmişken Haus am Chcekpoint Charlie uğranılması zorunlu yerlerden birisi.

Berlin Yahudi Müzesi, Berliner Dom ya da Berlin Katedrali, DDR Museum ilgilenebileceğiniz noktalar arasında yer alıyor. Berlin Müze Adası şehrin merkezinde yer alıyor ve vaktinize göre gezebileceğiniz çok farklı alanlardaki müzeleri barındırıyor. En ünlüsü ise Pergamonmuseum.

East Side Gallery, yıkılan berlin duvarı üzerinde sokak sanatçıları tarafından çizilmiş duvar resimlerini görebileceğiniz bir nokta. Kesinlikle gidilmesi gereken bir yer.

Berlin’in en iyi tarafı ise yemek yeme konusunda hiçbir sorun yaşamazsınız. Türkler sayesinde adım başı Türk lokantaları yer alıyor ama buralara girdiğinizde diğer ülkelerde olduğu gibi çok da sıcak karşılanmıyorsunuz. Çünkü her tarafta Türk var.

3-4 günde ancak gezilebilecek Berlin’de kalacağınız süreyi ayarlamak size kalıyor ve interrail doğu Avrupa rota planı içerisinde sırada Dresden var.

İnterrail Rota Oluşturma : Berlin

İnterrail Rotaları : Dresden

Eski Doğu Almanya’nın en önemli şehirlerinden birisi olan Dresden bugün Saxonya Eyaleti’nin başkenti. İnterrail rota planı yaparken eğer bir film setinde ya da 100-200 yıl geçmişte olduğunuzu hissetmek istiyorsanız Dresden size tam da bu duyguyu verecektir. Tarihi doğusunu koruyan şehir ihtişamlı binaları ile sizi cezbetmeye yetecektir.

Şanslıysanız ya da güzel bir plan yaparsanız yıl boyunca farklı tarihlerde düzenlenen 180 kadar konser ve müzikale denk gelebilirsiniz. Müzik gösterileri açısından dünyada adını duyurmuş olan Dresden müze kent olarak da tanımlanıyor. Zwinger Sarayı için de müze kompleksi demek doğru olacaktır. İçerisinde porselen, zooloji, tarih ve silah gibi farklı kategorilere sahip 32 adet müze bulunuyor.

Bu tarihi şehrin bir başka özelliği ise Elbe Nehri. Şehir nehrin iki yakasına kurulu olduğu için ve tarihi, kültürel ve sanatsal yönleri de göz önüne alınarak Elbe’nin Floransa’sı olarak da adlandırılıyor.

Dresden’de görmeniz gereken daha birçok yer var. Dresden’e gelmişken uğramanız gereken en önemli yer bizce Brühl Terası. Şehrin en iyi gözüktüğü yer burası. Elbe Nehri’ni, sokaklarda yürürken devamlı karşılaşacağınız farklı tarzlara sahip binaları buradan çok daha iyi izleyebiliyorsunuz.

Dresden Frauenkirsche, değil Almanya’nın dünyanın en önemli binalarından birisi sayılıyormuş ve Barok Mimarisi’nin en önemli eserlerinden birisi olarak gösteriliyormuş.

Şehir her ne kadar tarihi binalarla dolu olsa da nüfusu da aynı kategoriye sokmak yanlış olacaktır. Şehrin nüfusu oldukça genç. Bu genç nüfus da bizce sizi umutlandırmalı. Çünkü gençlere hitap eden birçok mekan bulabileceğiniz gibi daha ucuza konaklamak ya da farklı kültürlerden insanları tanıma fırsatını değerlendirmek istiyorsanız interrail ruhuna uygun olarak couchsurfing’den rahatlıkla kalacak bir ev ayarlayabilirsiniz.

Yemek konusunda da hiç sorun yaşamayacağınız bir şehre geldiniz. İstediğiniz türde yemekler bulabileceğiniz şehirde ben sanat ve kültür meraklısıyım diyorsanız 3-4 geçirebilirsiniz ama bu biraz abartı olacaktır. 1 gün ortalama bir vatandaş için yeterli olacaktır. Bu gezinizi de rahatlıkla yürüyerek yapabilirsiniz. Araç kullanmak isterseniz de Avrupa’nın göbeğinde olduğunuz düşünürsek toplu ulaşım açısından hiçbir sorun yaşamazsınız.

İnterrail rota planı içerisinde yeni hedefimiz Prag.

İnterrail Tren Güzergahları : Dresden

İnterrail Rotaları : Prag

Avrupa’nın efsane şehirlerinden birisinin Prag olduğunu düşünüyoruz. Yurtdışına çıkmak isteyenlerin büyük çoğunluğunun uğramak istediği Prag, tarihi, mistik havası, romantizmi ve eğlence hayatı ile gezmek isteyen herkese hitap edebilecek yeterliliğe sahip ve dolayısıyla da popüler olmayı hak ediyor. Prag’a gidip de beğenmeyen ya da internette olumsuz şeyler yazan birisine rastlarsanız bize de haber verin.

Prag’ın büyülü havasını oluşturan Vltava Nehri ile birlikte yıllardır bozulmadan bugüne gelen binaları olsa gerek. Şehrin tarihi dokusunun bozulmadan bugüne kadar kalmasının en büyük sebebi ise özellikçe Prag çevresinde büyük yıkımlara neden olan II.Dünya Savaşı’nda şehrin zarar görmemiş olmasıdır. Hitler’in bile bu şehre kıyamadığına dair dedikodular var.

Prag’da bulunduğunuz süre içerisinde şehrin önemli noktalarını yürüyerek gezebilme imkanınız var ancak zamanınız kısıtlı ise ya da yorgunsanız şehiriçi ulaşım sizi fazlasıyla rahatlatacaktır. Metro, otobüs ve tramvay hatları gitmek isteyebileceğiniz hemen her noktaya ulaşıyor.

1,5 milyona yakın insanın yaşadığı Prag’da nüfusun büyük çoğunluğu herhangi bir dine inanmıyor ve geri kalan kısmı da Hristiyan. Her ne kadar halk inanmasa da geleneksel açıdan Hristiyan adetlerini yaşattıklarını da görebiliyorsunuz.

Gelelim gezilecek yerlere. Öncelikle sevgililer günü gibi romantizm gerektiren özel günlerde dolup taşan Prag’ın romantizmini yaşayabilmeniz için arnavut kaldırımı ile döşenmiş ara sokaklarını aşındırmanız ve kulelerden şehri izlemeniz gerekir.

İnterrail rota planı yaparken buraya kaç gün ayıracaksınız bilmiyoruz ama açıkça söyleyelim yetmeyecek. Her şeyden önce Old Town’a ve meydanına uğramalısınız. Zaten uğramak zorunda kalacaksınız. Şehrin en kalabalık noktası burası olduğu gibi de çevresindeki yapılar muhteşem. Özellikle de Tyn Kilisesi ile Astronomik Saat.

Gitmeniz gereken en popüler noktalardan birisi de Charles Köprüsü. Sıradan bir köprü değil aslında. Çok güzel bir şehir manzarası sunduğu gibi üzerinde de 30 kadar heykel barındırıyor. Prag Kalesi’ne de gitmek isterseniz ki bizce gidin, bu köprüyü kullanacağınız için fazladan zaman da harcamıyorsunuz.

Kafka Müzesi ve Lennon Wall ise edebiyat ve müzikseverler için uğrak noktası olabilir. Camp Island, hava durumuna ve vaktinize göre uğrayabileceğiniz yeşil bir alan iken bu şehre gelmişken uğramanız gereken bir diğer önemli alan ise Nerudova Sokağı. Kaleye çıkmak için bu yolu izlemenizi öneririz.

Şehir içerisinde ilgi alanınıza ve merakınıza bağlı olarak görmek isteyebileceğiniz o kadar çok bina ve yapı var ki yazmaya kalksak 10-15 sayfa tutar diye tahmin ediyoruz. Güzel bir turist rehberi ile vakit planlamanız yaptıktan sonra hiç sıkılmadan harika bir şehir gezisi yapabilirsiniz. Eminiz ki siz de bu efsane şehre hayran kalacaksınız ve biz gece hayatına değinmiyoruz bile.

İnterrail rota planı bizi Krakow’a götürüyor.

İnterrail Önerileri : Prag

İnterrail Rotaları : Krakow

Polonya denilince nedense bizim aklımıza puslu ve kapalı bir hava ile bu güneşsiz topraklarda yaşayan somurtkan insanlar geliyordu. Krakow bütün bu düşüncelerimizi yerle bir ediyor. Polonya gibi II. Dünya Savaşı’nı fazlasıyla yaşayan bir ülkede bu savaşı ufak sıyrıklarla atlatmış olması şehrin doğallığını ve yaşanmışlığını yansıtmasına olanak sağlıyor. Polonya’nın kültür başkenti sayılabilecek ve ayrıca Avrupa’da en iyi korunmuş Ortaçağ şehri olarak biliniyor.

Prag’da diğer Avrupa şehirlerine göre ucuz olduğu gibi Krakow da bütçe açısından oldukça hoşunuza gidecektir. 1 milyon kişinin yaşadığı tarihi kenti her yıl 7 milyona yakın turist geziyor olsa da kıymeti bilinmeyen şehirler sıralamasında da 1. sırada geldiği söyleniyor.

Bu kadar çok turistin ziyaret ettiği şehrin toplu ulaşım imkanları da metro olmamasına rağmen harika denebilecek seviyede. Gitmek istediğiniz her noktaya sizi götürebileceklerdir. Şehir büyük olsa da turistler için yürünebilecek kadar da küçük diyebiliriz. Keyfe bağlı olarak at arabalarını hatta golf arabalarını da ulaşım aracı olarak kullanabilirsiniz.

Türkiye’de paket turları ile çok da ulaşamayacağınız Krakow’a interrail rota planı içerisinde yer verdiğinizde insanlığın en büyük utançlarından birisinin yaşandığı Auschwitz’i görebilme ihtimalini de bulabilirsiniz.

Şehirde görebileceğiniz etkileyici yerlerin başında, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Old Town ve Main Market Square yer alıyor. Yerel adıyla Rynek Glowny Meydanı Old Town’ın merkezi denilebilir. Bu meydanda en başta kendisi bir başka güzel ve binaların da kendilerine has renk ve görünüşleri var. Rynak Belediye Kulesi’ne çıkmak ücretli ancak dış görünüşü ile de dikkatinizi çekecektir.

Meryem Ana Kilisesi (St. Mary’s Church), şehrin en gözde yapılarından birisi olan Wawel Sarayı, Vistül Nehri’nin kenarında yer alan bir mağara olan Ejderha İni, Musevi Mahallesi olan Kazimierz Bölgesi ve şehirde çekilen Piyanis filmi ile ünlenen Schindler’in Fabrikası şehirde görmek isteyeceğiniz yerler arasında olmalıdır. Cloth Hall ya da yerel adıyla Sukiennice şehirdeki en popüler yerlerden birisi. Bir pasaj ya da iş hanı desek teoride doğru söylesek de pratikte buraya hakaret etmiş oluruz. Zamanında kumaş satmak için kurulmuş bina bugün turistler ve halk için çok farklı ve güzel bir pazar halini almış. Burayı da gezmelisiniz.

İnterrail Doğu Avrupa Rota planı bizi şimdi de Budapeşte’ye götürüyor.

Avrupa İnterrail Rota : Krakow

İnterrail Rota Önerileri: Budapeşte

Macaristan’ın başkenti olan Budapeşte aynı zamanda Avrupa’nın da kültür başkenti olarak kabul ediliyor. Başkent aslında tam ortasından geçen Tuna Nehri’nin ayırdığı Buda ve Peşte şehirlerinin birleşiminden oluşuyor. Tarihi yerler açısından Buda ön plandayken Peşte de şehrin modern yüzü olarak turistlere hitap ediyor. Dolayısıyla numara ile isimlendirilen bölgelerden oluşan şehrin iki yakasını da gezmenizi öneriyoruz.

Gündüzleri kültürel etkinlikleri ile ünlü olan şehrin gece hayatı da malumunuz dillere destan. Yaklaşık olarak 10 milyon kişinin yaşadığı Budapeşte’nin bugüne kadar 12 farklı dalda nöbet ödülü kazandığını da belirtmemiz gerekir. Avrupa Birliği’nde olmasına rağmen Macaristan halen kendi para birimi olan Hungarian Froit (HUF) kullanıyor ve paralarında bolca sıfır var. Esnaf bu sıfırlar aracılığıyla kafası karışan turistleri kazıklamaya çalışıyor. Bu konuda hazırlıklı olun.

Budapeşte’de gezilecek yerleri ve köprüleri yürüyerek dolaşmak isteyebilirsiniz ama kondisyonlu değilseniz bir yerden sonra yorulmaya başlayabilirsiniz. Toplu ulaşım imkanı ise fazlasıyla güzel. Gerektiğinde bileti araç içerisindeki şoförden de alabiliyorsunuz ama bu biraz daha pahalı oluyor.

Şehri gezmek açısından çok büyük bir avantajınız var. Free Walking Tour düzenliyorlar ve rehber eşliğinde bir grupla birlikte şehrin önemli noktalarını görebiliyorsunuz. Tur sonunda da rehbere gönlünüzden ne koparsa şeklinde bahşiş veriyorsunuz. Tabi bu turlar İngilizce. Türkçe tur ödemek istiyorsanız şehirdeki Türk nüfusu bu konuda da hizmet veriyor ancak ücretli oluyor.

Buda ile Peşte arasında Tuna Nehri üzerindeki köprüler özellikle de Lanchid ya da Chain Bridge adıyla bulabileceğiniz zincirli köprü üzerinden karşıya yürümelisiniz. Buda Kalesi’ne ulaşabilmek için bu köprüden geçtikten sonra finiküler hattı kullanmanız daha mantıklı gibi gözüküyor çünkü kale biraz yüksekte bulunuyor.

Peşte’de ise Varosliget uğramanız gereken önemli noktalardan birisi. Buda Kalesi’nde olduğu gibi burada da görülmeye değer birçok eseri bir arada bulabilirsiniz. Budapeşte’de uğranması gereken yer demeyelim de yapılması gereken bir aktivite de termal hamamları kullanmak. Şehir Parkı’ndaki Szechne, termal kaplıca konusunda ideal bir mekan olabilir.

Uzun bir liste oluşturacak sinagog ve bazilika tarzı mimari eserleri bitirdikten sonra da Budapeşte’de yerli halk ve turistler tarafından fazlasıyla rağbet edilen 7. Bölge’ye gelmelisiniz. Hem görmek hem soluklanmak hem yemek yemek hem de eğlenmek için burası tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek bir kapasiteye sahip.

İnterrail Doğu Avrupa Rota planı şimdi de bizi Doğu Avrupa’nın romantik şehirlerinin sonuncusu Viyana’yı işaret ediyor.

İnterrail Yapacaklara Tavsiyeler : Budapeşte

İnterrail Rota Plan Önerileri : Viyana

Bir coğrafi Avrupa varken bir de Avrupa denince akla gelenler var. Akla gelen Avrupa’nın da doğudan giriş kapısı Viyana. Türkiye’den paket turlarla katılabileceğiniz Prag-Budapeşte-Viyana üçlüsü içerisindeki son şehre Doğu Avrupa interrail rotaları planı ile başlıyoruz ve gezimizi burada noktalıyoruz.

Mutfağı, müziği, mimarisi ve kültürel etkinlikleri ile Viyana’nın hakkını verebilmek için interrail planı hazırlarken festivallere özellikle dikkat etmek gerektiğini belirtelim. Binaları, müzeleri ve klasik müziği her daim burada olan şehir yıl içerisinde farklı zamanlarda düzenlenen festivallerle bir başka güzel oluyor.

Viyana, turistik bir şehir ve popüler bir destinasyon ama farklı bütçelere uygun çok çeşitli alternatifleri bulunuyor. Farklı bütçelere hitap otellerin yanı sıra kiralık evler ve tabi ki couchsurfing ile kalacak yer bulma konusunda zorluk yaşamayacağınız kesin. Lüks restoranların yanı sıra uygun fiyatlı fast foodlar ile ucuz bar ve kafe konusunda çok farklı ihtimalleri değerlendirebilirsiniz.

Viyana’nın Wolfgang Amadeus Mozart’ın memleketi olduğunu biliyorsunuzdur. Mozart doğmadan önce de şehirdeki klasik müzik merakı bu kadar güçlü müydü yoksa Mozart’ın hemşehrileri artık piyano çalınan evlerde mi büyüyor, bunu bilmiyoruz ama şehirde bir opera çılgınlığı var, orası kesin. Denemek isterseniz de biraz pahalı ama ayakta izleyebileceğiniz bilet seçenekleri de bulunuyor.

Sarayları, müzeleri, mimari yapısı, caddeleri, mutfağı ve eğlencesi ile dolu dolu geçireceğiniz Viyana zamanınız size yetmeyecektir. Gezip görmeniz gereken o kadar çok yer var ki interrail planlaması yaparken bile kararsız kalıyorsunuz.

Bizim size tavsiyemiz eğer özel bir ilgi alanınız yoksa vaktinizi önce şehrin sokaklarında, caddelerinde gezmek için harcayın. Sokakları gezin, binaları dışarıdan da olsa görün ve halkın yaşamına tanıklık edin. Eğer süreniz varsa işte o zaman kendinize uğranacak yerler listesi de yapabilirsiniz.

Viyana içerisinde turistlerin gezebileceği alanlar birbirine oldukça yakın. Çeşitli sebeplerle araç kullanmak zorunda kaldığınızda ise toplu ulaşım araçlarından rahatlıkla faydalanabilirsiniz.

Kahvaltı yapmayı sevenler için Viyana ayrı bir keyif verecektir. Viyana şnitzeli ünlü bir yemek olsa da biz neden ünlü olduğunu pek anlayamasak da tadı güzel. Şehrin ünlü olduğu bir başka konu ise sosisler. Tefalspitz, semmelknödel, griebnockerlsuppe isimli yemekleri deneyebileceğiniz gibi tatlıya da fazlasıyla önem veren şehirde özellikle sacher torte ve apfelstrudelden birisini mutlaka denemelisiniz.

İnterrail ile Gezilecek Yerler : Viyana

Örnek İnterrail Rotaları

Ülkeler ve şehirler: Hollanda – Belçika – Lüksemburg – Almanya – İtalya. Avrupa Haziran ayında festivaller ile doludur. Yaz boyunca Hollanda’da düzenlenen festivallerden birine denk gelebilirsiniz. Örneğin Büyük Hollanda Festivali başkent Amsterdam’da düzenlenen en önemli festivaldir.  Belçika’da Bira Festivali,  bale, opera, caz, resitalleri ile Lüksemburg festivalleri, Köln karnavalı ve Oktober Fest Almanya’nın en büyük ve eğlenceli festivallerindendir.  Operalarıyla ünlü İtalya’da da müzik festivalleri, Maske Karnavalı, Pizza Festivali gibi festivallere katılabilirsiniz.

İnterrail Rotaları - İnterrail Festival Rotası

İnterrail Rotaları : Hollanda

Biliyorsunuz ki Hollanda’ya İngilizcede Netherlands deniliyor. Peki Netherlands ne demek biliyor musunuz? Aşağıdaki toprak desek doğru bir çeviri olur herhalde. Çünkü Hollanda topraklarının büyük çoğunluğu deniz seviyesinden daha aşağıdadır. Bu seviye farkının ülkenin coğrafyasına olumlu ettiğini düşünüyoruz. Ülke genelinde 20 tane ulusal park varken doğal koruma alanlarının sayısını dahi öğrenemedik.

Hollanda denilince ilk olarak akla inekleri, peynirleri, yel değirmenleri ve laleleri gelir ama bir gezgini ilgilendiren ise bu toprakların doğal güzellikleri ve şehir yaşamıdır diyebiliriz. İnterrail rota planı yapan birisi için ise vakit önemli olacağından şehir hayatı daha dikkat çekicidir. Doğal güzellikleri görmek isteyenler için Lahey’i tavsiye edebiliriz ama buraya kadar gelen birisinin öncelikli olarak kendisine has farklılıkları olan ve özgülükler şehri olarak bilinen Amsterdam’a geleceğini düşünüyoruz. Ülkenin en ünlü şehirleri olan Amsterdam, Lahey ve Rotterdam arasında trenle en fazla 45 dk. gibi bir sürede ulaşabileceğinizi belirtmeliyiz.

Hollanda’da Flemenkçe konuşuluyor ama çok büyük bir çoğunluk İngilizce de biliyor. Nüfusun yarısı hiçbir dine inanmazken diğer yarısının da büyük bir kısmı Hristiyan. Halk yabancılara karşı oldukça cana yakın davranıyor ama bir o kadar da protokol kurallarını seviyor.

Amsterdam’da 185 farklı etnik kimliğe sahip olan insanın yaşadığını düşünürsek karşımıza çıkacak yemek çeşitliliğini de hesaplayabiliriz. Geleneksel mutfakları için çok güzel lezzetler barındırıyor diyemesek de kesinlikle peynirlerini denemelisiniz. Bir de en meşhur yemekleri olan haring var ama yerel halk bunu çiğ olarak yiyor. Siz sandviç şeklinde olanlarını da deneyebilirsiniz.

Hollanda festivallerinin ününden bahsetmeye gerek yoktur herhalde. İyi bir İnterrail rotası çizmek istiyorsanız öncelikle bu festival tarihlerini takip etmelisiniz. Şehirlerdeki müzeler ve yel değirmenleri ise her daim orada oldukları için festivaller zamanı gittiğinizde çok daha eğlenceli bir gezi yapmış olabilirsiniz.

Bizim tavsiyemiz Amsterdam’a kesinlikle gidin Van Gogh Müzesi ve Red Light District’i görmeden de ülkeden ayrılmayın. 1 saatlik bir araba yolculuğu ile Zaanse Schans’a giderek ülkenin simgesi haline gelmiş yel değirmenleri ile fotoğraf da çektirebilirsiniz. Amsterdam’dan 45 dk.da Rotterdam’a geçebilirsiniz ve Erasmus Köprüsü ile Kübik Evleri ziyaret edebilir, müzelerini gezebilirsiniz. 25 dk.’da da Lahey’e geçerek farklı müze ve sarayları gezdikten sonra Clingendael Park’a geçerek gezinize renklilik katacak bahçeleri gezebilirsiniz.

Hollanda’da yapabileceklerinizi ve görebilecekleriniz yazmaya devam etsek sayfalar tutabilir. İnterrail rotaları planı bize Belçika’yı gösteriyor.

İnterrail Hollanda : Amsterdam

İnterrail Rotaları : Belçika

Hollanda’dan sonraki durağımız Belçika. Biliyorsunuz Belçika’nın başkenti Brüksel ama aynı zamanda bu şehir Avrupa’nın da başkentliğini yapıyor. Bu ağır görevler sonrasında da şehirde birçok bürokratik kurum hasıl olmuş Bu nedenle buraya gelenler şehrin biraz sıkıcı olduğundan dem vuruyorlar. Bunun için kulaktan dolma bilgiler yerine gezinizde buraya yer vererek kendiniz daha net karar verebilirsiniz.

Brüksel, Antwerp ve Bruges’i hızlı ve yorucu bir turla bir günde tamamlayabilirsiniz. 10 milyon nüfusu bulunan ülkenin önce Avrupa’ya başkentlik ediyor olması şaşırtıyor ama ülkenin gelmiş olduğu modern seviye, mimari yapıları ve sanatsal başarılarını görünce başkent olmasından çok bu kadar az nüfus varken nasıl bu kadar güzel yapabilmişler diye düşünmeye başlıyorsunuz.

Orijinal dilleri Flemenkçe olsa da büyük çoğunluğu İngilizce biliyor. Bu iki dilde herhangi bir sorun yok asıl sorun Fransızca ve Almanca arasında çıkıyor. Ülkenin doğu bölgeleri komşuları Almanya’ya daha sıcak bakarken batı bölgeleri de kendi komşuları olan Fransa’ya daha yakın hissediyorlar. Bu iki farklı görüş de biraz fanatikliğe doğru kaymış.

Çikolata ve birasıyla ünlü olan ülkenin demiryolları ulaşım açısından harika seviyede. Eğer 2-3 şehri bir günde gezme gibi koşuşturmalı bir planınız yoksa şehirler bisiklet kullanımı için ideal. Rahatlıkla kiralayabilirsiniz. Toplu ulaşım hafta içi iyi olsa da okulların kapalı olduğu günlerde sefer sayıları oldukça seyrek oluyor. Kiralık araba ihtimalini düşünen var mı bilemiyoruz ama bizce hiç düşünmeyin çünkü şehiriçinde park yeri sorunu var.

Brüksel’de Grand Place ve Old Town gezmeniz gereken yerlerin başında geliyor. Bu bölgeler aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Buraları dolaşırken görmeniz gereken en önemli eser ise Mannaken Pis. Küçük İşeyen Adam Heykeli de diyebileceğimiz ve gerçekten oldukça küçük olan heykel nasıl bu kadar ünlü olmuş şaşırdık.

Brüksel’den sonra ülkenin en büyük ikinci şehri Antwerp ya da Anvers’in de filmlerde gördüğünüz evleri ve gezilmesi gereken noktalar hemen hemen aynı noktada toplanıyor. Elmas ticaretinin de kalbi burada atıyor haberiniz olsun. Bir de rüya kenti Bruges var. Buraya gelene kadar sizi takip eden ortaçağ atmosferi burada artık doruk noktaya ulaşıyor ve kendinizi film platosunda hissetmeye başlıyorsunuz. Şehrin dokusu olduğu gibi korunmuş diyebiliriz.

İnterrail rotaları planı ile sıradaki ülkemiz Lüksemburg’a geçiyoruz.

İnterrail Rotaları : Belçika

İnterrail Rota Önerileri: Lüksemburg

İnterrail rotaları planı yapmasanız belki de Lüksemburg’a gelmek hiç aklınıza gelmeyecekti. Küçük bir ülke olduğu için olsa gerek insanların aklında küçük olduğu için ne olabilir ki tarzında şüpheler oluştuğundan çok da popüler bir nokta değil. Ama buradaki handikap şehrin gezilmeye değer olmadığı değil uçak ile gelirken harcanacak zaman ve para. Siz interrail ile yolculuk yaptığınız için böyle bir sorununuz yok ve rahatlıkla Lüksemburg’un başkenti Lüksemburg’u yarım günde gezebilirsiniz.

Bu küçük ülke Belçika’dan sonra Avrupa’nın bürokratik işlerini yürütüyor ve bildiğimiz duyduğumuz birçok uluslararası kurum burada bulunuyor. Mesela schengen vizesine ismini veren kasaba bu ülkede yer alıyor ve anlaşma da bu kasabada yapılmış. 500 bin kadar nüfusu bulunan Lüksemburg dünyanın en zengin ülkelerinden birisi olarak gösteriliyor. Lüksemburgca’nın yanı sıra komşuları olan Alman ve Fransızların dillerini de konuşuyorlar.

Gezmeniz gereken yerlerin başında Petrus Vadisi geliyor. Buradaki doğal güzelliğin tadını çıkardıktan sonra tepeye doğru tırmanmanız gerekecek ki şehrin en güzel manzarasını görebilesiniz. Eğer vaktim var diyorsanız bu civarda ziyaret edebileceğiniz kale, şato ve köprüler de bulabilirsiniz.

Şehrin diğer merkez ise Cansitution Meydanı ve Liberty Caddesi. Bu bölgede de Dükler Sarayı’nı, Notre Dame Katedrali’ni ve Kraliyet Bulvarı’nı görme fırsatı oluşturabilirseniz iyi olur.

Alzette ve Petrusse Nehirleri üzerinde kurulu şehrin tarihi bina ve bölgeleri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Siz de gezdikçe bambaşka bir görünüşe sahip evleri gördükçe, sessizliği, doğallığı ve huzuru hissettikçe buraların uzun yıllar daha korunması gerektiğini düşüneceksiniz.

Dünyanın en zengin ülkelerinden birisine geliyorsunuz ve bu ülke aynı zamanda başta Avrupa olmak üzere dünyanın finans piyasalarına yön veren insanları ağırlayacak bir öneme sahip. Dolayısıyla burada konaklama meselesi tahmininizden çok pahalı olabilir. Dediğimiz gibi zaten kısa sürede gezilmesi gereken yerleri görebileceğiniz için interrail rota planı çizerken burada konaklamayı düşünmeseniz iyi olur.

Hem küçük, hem zengin hem de turistler açısından çok da popüler olmayan bir ülke olduğu için yeme içme meseleleri de biraz pahalı olabilir. Bizim size tavsiyemiz buraya gelin 3,bilemediniz 4 saat gezin ve hiç masraf yapmadan interrail rota planında yer alan Almanya’ya doğru yola çıkın.

İnterrail Rotaları : Lüksemburg

İnterrail Almanya

Lüksemburg’tan ayrıldıktan sonra hemen doğusunda bulunan Almanya’ya geçmek bize daha mantıklı geldi. Ancak burada da karşınıza farklı ihtimaller çıkabilir. Lüksemburg’da gün içerisinde kısa bir gezi yapıp konaklamayacağınıza göre isterseniz Almanya’da konaklayabilir, isterseniz de yolculuk sırasında dinlenebilirsiniz. İnterrail rota planı yaparken kuzeyden başlayıp güneye doğru indiğinizi düşünürsek önünüzde iki farklı şehir bulunuyor: Stutgart ve Münih.

Stutgart, meşhur Alman teknoloji ve sanayisinin merkezi sayılabilir. Adını daha çok bu konularla duyurduğu için daha da güneyde yer alan Münih daha cazip bir seçenek. Lüksemburg’dan trenle ulaşım açısından ikisi arasında da 2 saatlik bir fark oluşuyor. Bu kısımda detayları ve zamanlamayı size bırakıyor ve biz Bavyera’nın Başkenti Münih’i seçiyoruz.

Münihliler için şöyle bir ifade var; burada bir kış var bir de ağustos. Biz buna bir de ekleme yapalım ayrıca Oktober Fest de var. Planınızı yaparken Ağustos ve Ekim’i değerlendirebilirseniz daha güzel bir gezi olur diye tahmin ediyoruz.

Almanya’nın güneyinde kalan Bavyeralılar kendi dillerini konuşurlar ve kuzeyliler tarafından pek de anlaşılmazlar, hatta Bavyeralılar biraz da hor görülürler. Ama Almanya’nın en zengin eyaleti de Bavyera.

Marienplatz şehrin en popüler ve kalabalık meydanı. İhtiyaç duyabileceğiniz restoran, kafe ve barların büyük çoğunluğu bu meydan etrafından yoğunlaşmış. Kalabalık ve popüler olması civarındaki mekanlardan çok kendi mimari görüntüsü ve güzelliğinden kaynaklanıyor.

İngiliz Bahçesi hem bakımlı olması hem de doğal güzelliği ile sizi kendisine hayran bırakacaktır. Bahçenin hemen yanından akan nehir de doğal güzelliğe farklı bir boyut katmış oluyor ki bu nehirde sörf yapanlardan bahsetmiyoruz bile.

BMW Müzesi belki bize olmadığı gibi size de bir şey vermeyecektir ama Deutsches ve Pinakothek Müzeleri’ne uğramalısınız.

Almanya’nın üçüncü büyük kentinde ulaşım ihtiyacı duyacaksınız ve toplu taşıma araçları sizi fazlasıyla rahatlatacak şekilde düzenlenmiş. Biletleri, biletçilerden alabileceğiniz gibi istasyonlardaki makinelerden de alabilirsiniz.

Almanya’nın en zengin kentlerinden birinde olduğunuz için biraz bütçe konusunda zorlanabilirsiniz. Kış aylarında konaklama ücretleri düşükken yaz aylarında yükseliyor. Size tavsiyemiz konaklama ve yemek konularında popüler olan yerlerden uzak kalmayı başarabilirseniz ekonomik ihtimalleri değerlendirebilirsiniz.

İnterrail rotaları planına sadık kalarak İtalya’ya geçiyoruz.

İnterrail Almanya

İnterrail Rotaları : Venedik

Bavyera’dan yola çıktıktan sonra da İtalya’nın kuzeyinde yer alan Venedik ve Milano gidebileceğimiz şehirler arasında yer alıyor. Çok da fazla çizmeye girmek istemiyoruz. Zaten çizme için bir rotamız var ve biz bu sefer kuzeyde kalmak istiyoruz.

Milano, Venedik’e göre biraz daha uzakta ve batıda yer alıyor. Vakit durumunuza göre önce Milano sonrasında da Venedik olabilir ya da sadece bir şehirle yetinmek isteyebilirsiniz. Milano ile Venedik arasındaki tren seferleri en kısa 2,5 saatte diğerine varabiliyor. Aynı gün içerisinde iki şehri de gezme açısından bu süre oldukça uzun.

Milano, diğer İtalya şehirleri arasında adını moda ile duyurmuş bir şehir. Hatta dünyanın moda başkenti desek abartmış olmayız. Böyle yaklaştığımız zaman da şehre gelen insan profilini tahmin edebilirsiniz. Bu profil de şehrin oldukça pahalı olmasına yol açmış diye düşünerek onları suçluyoruz. Şehirde görülmesi gereken birkaç nokta var ve bunlardan en önemlisi Dumo Katedrali ile katedralin bulunduğu meydan. İçerisinde tarihi eserlerin yanı sıra mumyalar da bulunuyor ve katedralin çatısına çıkarak Milano’ya tepeden de bakabiliyorsunuz. Diğer önemli nokta ise Galleria Vittoria Emanuele II. Bir alışveriş merkezi olarak inşa edilmiş olan cam tavanlı yapının çevresini 3 kez tavaf ettiğinizde şans getireceğine inanılıyor. Denemesi bedava.

Aşıklar şehri Venedik. Şunu açıkça söylemeliyiz ki gittiğinizde gördüğünüz şehir filmlerde gördüğünüz ve romanlarda anlatılan şehir değil. Özellikle de deniz suyu pislendiği için artık hoş bir görüntü oluşturmaktansa kötü bir his veriyor insana. Gondol gezileri tahmininizden çok daha pahalı.

Şehir halk genellikle turistik bölgenin dışında yaşıyor ama burada yaşayanlar da var. Turistik bölge gerçekten çok bakımsız bir hal almış ama yine de şehir içerisinde ve kanalların kenarlarında dolaşmak hatta zaman zaman kaybolmak güzel oluyor.

San Marco Meydanı gezinizin ilk noktası olabilir. İlk noktası olmasa da eninde sonunda buraya geleceksiniz çünkü ara sokaklardan çıkıp nerede olduğunuzu öğrenebilmek bu şekilde mümkün oluyor. Restoran ve kafeler de bu alanın civarında toplanmış durumdalar. Ayrıca meydanda San Marco Bazilikası ve Aziz Mark’ın Çan Kulesi de bulunuyor. Ara sokaklara girdikçe sizi kendisine hayran bırakacak bir sürü yapı ile karşılaşabilirsiniz ama Rialto Köprüsü ile Büyük Kanal da öncelikli olarak gitmeniz gereken yerler.

İnterrail Nerelere Gidilir : Viyana

İnterrail Rota Belirleme

Ülkeler ve şehirler: İskandinav ülkelerinde Beyaz Geceler Turu Kopenhag ‘dan başlayarak Malmö - Göteburg - Oslo - Stockholm - Helsinki - Talin - Riga – Varşova’ya uzanan soğuk ama kuzeyin tadını çıkaracağınız harika bir rota. Kuzey kutbuna olan yakınlığı ile her yılın 2 -3 ayında güneşin sadece birkaç saatliğine battığı beyaz geceleri görmelisiniz. Yalnız bu deneyimi yaşabilmeniz için uyaralım tatil planınızı Mayıs ortasından Temmuz’un ortasına doğru ayarlamalısınız. 

İnterrail İskandinav Rotaları

İnterrail Rotaları : Kopenhag

İnterrail rota plan fikirleri arasında beyaz gecelerle İskandinav ülkeleri çok cazip geldi bize. Bu rotayı da Kopenhag’tan başlatmak istedik. Evet, Kopenhag turistik anlamda çok da bir şey ifade etmiyor. Yani buraya giderken beklentilerinizi düşük tutmalısınız. Peki neden Kopenhag? Kopenhag popüler bir destinasyon olmadığı için bölgeye ulaşabilmek adına en ucuz biletleri buraya alabiliyorsunuz. Ama ilk gün sabahtan uçağa binip yolculuk yaptığınızda akşama kadar görebileceğiniz ve 40 dk.lık bir tren yolculuğu ile Malmö’ye geçebileceğiniz için buraya kadar gelmişken görmeden geçmeyin diyoruz.

Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da yaklaşık olarak 1,8 milyon insan yaşıyor ve oldukça soğuk bir şehir. Yaz aylarında gittiğinizde dahi sıcaklıklar maksimum 20 dereceye kadar çıkıyor. Oldukça kuzeyde yer aldığı için kışları karanlık süresi yazları da aydınlık süresi 18 saate kadar çıkabiliyor.

Kopenhag pahalı bir şehir. Bunu da belirtmemiz gerekiyor. Ama dediğimiz gibi burada çok vakit geçirmeyi planlamıyoruz. Dolayısıyla konaklama seçeneklerine hiç girmeyeceğiz.

Burada gezebileceğiniz belli başlı yerler var. Tivoli Park da şehrin önemli turistik mekanlarından birisi ve dünyanın en ünlü lunaparkları arasında yer alıyor. Sadece lunapark demek yanlış olacaktır. İçerisinde restoran gibi mekanların yanı sıra binalar da farklı ülkelere uygun olarak inşa edilmiş. En önemli detayı ise girişi dahi ücretli. Ama Eylül sonundan Nisan başına kadar da kapalı kalıyor.

Old Town bölgesinde ve Stroget Caddesi’nde de güzel vakit geçirebilirsiniz. Biz old town diyoruz ama resmi adı Indre Bay. Bu bölgenin en aktif bölümü ise Avrupa’nın en uzun yaya yolu olan Stroget Caddesi. Birbirinden güzel binalarının yanı sıra bir mağaza ve dükkan barındıran cadde genelde kalabalık oluyor. Güzel bir şehir manzarası vadetmese de burada Rundetaarn yer alıyor. The Round Tower da Avrupa’nın en eski gözlem kulesi olma özelliği taşıyor.

Nyhavn’a gidince fotoğraflarda gördüğünüz evleri hatırlayacaksınız. Kopenhag’ın en canlı, en popüler ve en eğlenceli yeri burası. Burada tavsiye edebileceğimiz en önemli aktivite ise kanal turlarına katılmak. Yaklaşık olarak 6 €’ya mal olan tur hem farklı bir etkinlik oluyor hem de şehrin önemli yapılarının hemen hepsini tek solukta görebiliyorsunuz. Burada önemli olan ise hava durumu.

Buradaki gezimizi tamamlayıp zamanımız dolduğuna göre Beyaz Gecelerle İskandinavya interrail rotaları planı üzerinden Malmö’ye geçebilirsiniz.

İnterrail Maceraları Yaşamak İçin Doğru Adres : Kopenhag

İnterrail Rotaları : Malmö

Kopenhag’da sıkılmadan yola çıkmak üzere tren istasyonuna geldiğinizde Kopenhag’ın hemen karşısında yer alan Malmö’ye kalkan tren bulma konusunda sorun yaşamayacağınız bilmelisiniz. Size bir sır verelim Malmö’de öyle büyük ve turistik bir şehir değil. Burada da gezip görebileceğiniz yerler sınırlı. Kopenhag ve Malmö’nün bir günde gezme açısından bitirilebileceğini düşünüyoruz.

Malmö, İsveç’in güneyinde yer alan 3. büyük kenti. Kopenhag’a kuzeyde dedik ve daha da kuzeye geçtik. Dolayısıyla sıcaklıklar konusunda çok da umutlu olmayın. Sıcaklık açısından belki Mayıs ve Ağustos ayları arasında umutlu olsanız da yağmur konusunda pek ümitlenmeyin ve her daim yağmura hazırlıklı olun.

Bölgenin en çok ziyaretçi alan noktası Oresund Köprüsü. Dikkat edin şehrin demiyoruz, bölgenin diyoruz. Çünkü, Oresund Köprüsü Kopenhag ve Malmö üzerinden iki ülkeyi birbirine bağlayan bir yere kadar köprü iken bir yerden sonra trenler için tünel olan bir yapı. Uzunluğu 8 km. olduğu için de iki ülkeyi birbirine bağlayan en uzun köprü ünvanını taşıyor. Siz bu iki şehir arasında yolculuk yaparken otomatik olarak bu köprüyü kullanmış olacaksınız.

Malmö’ye geldiğinizde gitmeniz gereken ilk nokta Lilla Torg olsun. Şehrin hemen her gün aktif ve genelde en kalabalık meydanına gittiğinizde çok sayıda restoran, kafe ve bar ile karşılaşacaksınız. Haftasonu geceleri oldukça hareketli olan meydan çok da büyük bir alan değil.

Stortorget Caddesi üzerinde mağazaları, restoranları ve kafeleri gezebilirsiniz. Şehrin en ünlü caddesi olduğu için de trafiğe kapalı. Turistik alanlara gelirsek Malmöhus Kalesi’ni en başa alabiliriz. Bir müze olarak da hizmet verene kale içerisinde ortaçağdan kalma orijinal işkence aletleri ile karşılaşacağınızı bilmelisiniz.

Ufak bir şehir ve nüfusu az ama adım başı karşınıza çıkan parklar ve temizlikleri hayret ettiriyor. Kungsparken ise bu parkların en eskisi. Bu doğal güzelliğin içerisinde bir de kumarhane yer alıyor.

Buraya kadar gelmişken sizlere bir de şunu yeyin derdik ama ne yazık ki İskandinav topraklarında böyle bir adet gelişmemiş. En ucuz yolla en iyi şekilde doymaya çalışın diyoruz.

İskandinav ülkelerinde beyaz geceler interrail rotaları planı ile daha da kuzeye çıkmaya devam ediyoruz. Sırada Göteborg var.

İnterrail 15 Günlük Rota Çizerek Malmö'yü Keşfedebilirsiniz

İnterrail Rotaları : Göteborg

Kopenhag ve Malmö’den sonra turistik bir şehre hele şükür ulaşabildiniz. Diğer yerlerdeki süreleriniz uzatmadıysanız o zaman çok güzel bir gün geçirmiş olacağınızı düşünüyoruz. Bir günde 2 ülke ve 3 şehir değiştirmek her yerde denk gelmez.

Stockholm’den sonra İsveç’in ikinci büyük kenti olan Göteborg’un 500 bin civarında nüfusu bulunuyor. Burada yaşayanlar da İsveççe’nin Göteborska adındaki lehçesini konuşuyorlar. İskandinav ülkeleri için çokça duyduğunuz somurkan olmaları ve soğuk davranmaları konusunda pek itiraz edemeyeceğiz ama Göteborg’a en azından yaz aylarında gelirseniz böyle bir durumla karşılaşmazsınız. Sıcaklık neredeyse 30 dereceyi buluyor. Daha güneyde 20 iken burada nasıl 30 oluyor diye sormayın. Coğrafya derslerini bırakalı yıllar oluyor.

Göteborg’un yaz aylarındaki festivalleri de meşhurdur. Hiç soluk almadan yazı bitirirler. Burada festivalleri anlatmaya kalksak çok uzun süreceğini düşünerek üşeniyoruz ve size bir bilim festivalinin dahi olduğunu söylemekle yetiniyoruz.

İsveç konusunda sizi uyarmamız gereken en önemli konu nakit para meselesi. Kimi yerlerde artık para kabul etmiyorlar. Bu nedenle bir kartınızın olması gerekiyor. İnsanların mutluluk oranlarının yüksek olduğu bir bölgede yaşayanların maddi durumlarının iyi olduğunu tahmin etmek çok da zor olmasa gerek. Onların maddi durumları iyiyse piyasa da pahalı demek oluyor. Diğer İsveç şehirlerine nazaran Göteborg turizmin de katkısıyla farklı alternatifler kazanmış. Yiyecek ve konaklama konusunda bu alternatifleri değerlendirmeniz gerekebilir. Rahatlıkla evini size açacak bir arkadaş bulabilirsiniz. Biraz uzak olsa da trenle ulaşabileceğiniz Hisingen bölgesinin fiyatları merkeze göre daha uygun.

Göteborg’u gezebilmek için yapmanız gereken en önemli şey ilk fırsatta bir turist haritası edinmek ve onun peşinden şehri dolaşmak olmalı. Çünkü hemen her şey birbirine yakın ve harita üzerinden kendinize rahat ve akıllı bir yol çizebilirsiniz.

Bugüne kadar isimlerini duyup eserlerini göremediğiniz ressamların şaheserlerini görebileceğiniz Göteborg Sanat Müzesi, eğlenmek istiyorsanız Liseberg Eğlence Parkı, bir yağlı boya resim tadındaki 12 bin bitkinin bulunduğu Botanik Bahçesi en önemli noktalar olarak dikkatinizi çekebilir.

Malmö’den sonra da güzel bir yemek yelpazesi ile karşılaşacağınızı da bilmelisiniz. Yerel lezzetlerin yanı sıra farklı kültürlerin mutfaklarına ait yemekleri de değerlendirebilirsiniz.

Göteborg için ayırdığınız zamanınızı bitirdikten sonra İskandinav ülkelerinde beyaz geceler isimli interrail rotaları planı ışığında Oslo’ya geçiyoruz.

İnterrail Deneyimleri Yaşayarak Göteborg'u Keşfedin

İnterrail Rota Önerileri: Oslo

Dünyanın en sakin ülkelerinden birisi olarak görülen Norveç’in başkenti Oslo aslında bizim pek işimize gelmeyecek pek çok konuda ön planda yer alıyor. Bu konuları en baştan sıralayalım; 2012 yılında bir dergi tarafından büyük Avrupa şehirleri ile kıyaslandığında yaşam kalitesi en yüksek kent olarak belirlenen Oslo, 2011 yılında Tokyo’dan sonra en pahalı kent olarak seçilmiş. İyi haberse 2014 yılında ise biraz gerileyerek en pahalı 4. Şehir olmuş. İnterrail Norveç herkesin hayalidir.

Oslo’ya giderken dünyanın en huzurlu kentlerinden birisine gitmenin oldukça maliyetli olabileceğini hesap etmelisiniz. Bu maliyetleri kendi bütçenize göre ayarlamak tabi ki sizin elinizde ama bir yere kadar düşürebileceğinizi de bilin.

Oslo geziniz sırasında sizin için masraf oluşturacak kalemler tabi ki konaklama ve yemek. İnterrail planı yaparken bu konuları iyi hesaplarsanız ulaşım ağı açısından hiçbir sorunu bulunmayan kenti rahatlıkla gezebilirsiniz.

Norveçli balıkçılar tabiri boşuna reklamlarda kullanılmıyor. Oslo’da yemekler ağırlıklı olarak deniz mahsülleri üzerinden hazırlanıyor. Ayrıca kırmızı et seçenekleri de bulunan şehrin değişik olan lezzeti ise geyik eti.

Oslo’nun hava durumu ise biraz şaşırtıcı sayılabilir. Kuzeyde olmasına rağmen okyanus akıntıları sayesinde kış aylarında sıcaklıklar diğer kuzeyli kentlere göre oldukça iyi seviyede seyrediyor. Yaz aylarında ise 10-20 derece arasında değişiyor.

Gezmek istediğinizde ise doğal güzelliği ile sizi cezbedecek kent aynı zamanda kendine has mimari eserleri ile de güzel vakit geçirmenize olanak sağlayacak kadar donanımlı. En popüler mekanların başında Akershus Kalesi geliyor. Zamanında idam cezalarının da uygulandığı kale halen askerler tarafından kullanılıyor. İçerisinde ücretsiz olarak gezebileceğiniz Norveç Silahlı Kuvvetler Müzesi ile Norveç’in direniş müzesi yer alıyor.

200 heykelin bulunduğu ve dünyanın en büyük parkı olarak kabul edilen Vigeland Sculpture Park, İskandinav ülkelerinin en en modern yapıları arasında yer alan Oslo Opera Binası, kentin tenha sokaklarına nazaran biraz daha hareketli olan Karl Johans Caddesi, Vikinglerin diyarına gelmişken onlar hakkında biraz daha bilgi alabilmek için Viking Gemi Müzesi ve Norveç’lilerin geçmişten günümüze yaşam biçimlerini inceleyebilmek için Norveç Halk Müzesi’ni görebilirsiniz.

Tekrarlamakta yarar var: Şehir gerçekten çok ama çok pahalı. Mümkün olduğunca burada para harcamamaya çalışın. Oslo halkı da bunu böyle yapıyor. Alışverişlerini çevre ülkelerde yaparken eğlence hayatlarını da mümkün olduğunca arkadaşları ile toplandıkları bir evde yaşıyorlar.

İskandinav ülkelerinde Beyaz Geceler İnterrail rotaları planı artık bize Stockholm’ü gösteriyor.

İnterrail Bölgeleri Arasında En Meşhur Yer : Oslo

İnterrail Rotaları : Stockholm

İskandinav ülkelerinin en meşhuru, en popüleri ve en güzeli Stockholm’ün ilginç bir yapısı var. Baltık Denizi ile Malaran Gölü’nün birleştiği noktada yer alıyor ve irili ufaklı 14 farklı adadan oluşuyor. Adaların her birisi köprü ile diğerine bağlanmış. Hemen yazının başında belirtelim bu köprülerde yürümek gereğinden fazla zaman alacağından burada toplu ulaşımla çok işiniz olacak.

Şehir hakkında söylenen pahalılık meselesi ne yazık ki doğru ve toplu ulaşıma harcayacağınız para canınızı yakabilir. Bu nedenle şehre girişte Stockholm Pass almalısınız hatta gitmeden internetten alırsanız daha ucuza geliyor. Stockholm Pass ile yolculuk yapabileceğiniz gibi müzelere de giriş yapabildiğiniz için her halükarda kara geçmiş olacaksınız.

Ücretler konusunda bir başka tüyo daha vermek gerekirse İsveç para birimi Euro olmadığı için burada döviz bozdurmanız gerekecek ama döviz büroları da kendilerine komisyon alıyor. Kağıt paranın kullanılmadığı yerler olsa da cebinizde para olması sizin yararınıza olacaktır ve bu paraları Türkiye’den ayarlarsanız daha karlı olursunuz.

Gezmeyi en ucuz şekliyle hallettikten sonra ilk işiniz Gamla Stan’a gitmek olacaktır. Stockholm’ün en turistik ve renkli bölgesi burası. Popülaritesinin kaynağı da tarihi bir mekan olması yani buraya da old town diyebiliriz.

Kungliga Slotet (The Royal Palace) Avrupa’nın en büyük sarayları arasında yer alıyor. Yaklaşık olarak 600 odası bulunan sarayın ihtişamında bahsetmeye gerek yok ve içerisinde birkaç tane müze bulunuyor.

Djurgarden Bölgesi bir lunapark olarak ün yapmış olsa da içerisinde bulunan Skansen Açık Hava Müzesi size küçük bir İsveç gezisi imkanı tanıyor. Lunapark diyerek Djurgarden Bölgesi’ne gelmekten vazgeçmeyin.

Sanat ile içli dışlı iseniz Skepssholmen Bölgesi’ne gitmelisiniz. Burada 20.yy. müzesi yer alıyor ve adında belirtildiği gibi 20. yy.ın en önemli müzelerinden birisi olarak gösteriliyor. Södermalm Bölgesi ise cafe ve barları ile ünlenmiş bir alan. Burada da güzel vakit geçirebilirsiniz.

Ayrıca şehirde görebileceğiniz müzelerin sayısını biz bilmiyoruz. Adım başı farklı tarzlardaki müzelerle karşılaşabiliyorsunuz. İlgi alanınıza ve hobilerinize göre gideceklerinizi seçebilirsiniz ama Nobel Müzesi, Vasa Müzesi diğerlerine göre daha popüler noktalar.

İnterrail rotaları planı yaptığımız İskandinav ülkelerinde beyaz geceler turumuza Finlandiya’ya Helsinki’ye geçerek devam ediyoruz.

İnterrail Tavsiye isteyenlere Stockholm

İnterrail Rota Önerileri: Helsinki

Göller ülkesi olarak da bilinen Finlandiya’nın en kalabalık ve en büyük kenti Helsinki’ye beyaz granit taşları ile inşa edilmiş binaları yüzünden Kuzeyin Beyaz Kenti de deniliyor, Baltıkların Kızı da… İskandinav ülkeleri için geçerli olan pahalılık sizi burada da rahat bırakmayacak. Yani rahatlıkla söyleyebiliriz ki İskandinav ülkelerinde Beyaz Geceler interrail rotaları planı hazırlarken en fazla dikkat etmeniz gereken konu bütçe olmalı.

Konaklama ve yemek konuları sizi en fazla yoracak konular olacaktır. Bunlardan konaklamayı yolculuk esnasında yaparsanız ya da yanında kalabileceğiniz bir arkadaş ayarlarsanız en önemli masraflardan birisinden kurtulmuş olursunuz.

Helsinki gerek soğuk olması gerek de oldukça kuzeyde olması nedeniyle çok da turistik bir şehir değil. Bu gitmenize gerek yok anlamına gelmiyor. Şehrin önemli destinasyonlarını gezerken çok rahat edeceğinizi ve kalabalıkla uğraşmayacağınızı söylemek istiyoruz.

Pahalılık konusunda size ufak bir örnek verelim. Helsinki Card şehiriçi ulaşımda ve belirli yerlerde size ücretsiz kullanım hakkı veriyor ama 24 saatlik kullanımı için 46 € ödemeniz gerekiyor. Şehrin gezilecek yerleri birbirine yakın ve ulaşım araçlarını kullanmak istemeyebilirsiniz fakat giriş ücretleri sizi fazlasıyla üzebilir.

Helsinki Card ile ücretsiz ulaşabileceğiniz Suomenlinna Adası Helsinki’den 15 dakika uzaklıkta. Tekne ile geçmeniz gerekiyor tabi. Şehrin en turistik mekanı bu ada. Burada çeşitli müzeler, restoran ve kafeler yer alıyor.

Helsinki Katedrali ve Helsinki Üniversitesi’nin bölgeye has mimarisini görebilmek için Senato Meydanı’na gitmeniz gerekecektir. Burası da şehrin turistik mekanları arasında yer alıyor. Buradaki meydanda biraz dolandıktan sonra şehrin eski bölgesi ve etrafındaki sokakları da bu meydandan başlayarak gezebilirsiniz. Rus etkilerini taşıdığını düşündüğümüz ve şehirde oldukça dikkat çekici olan Uspenski Katedrali’ne de bu meydandan rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Bu katedralin iyi tarafı ise girişin ücretsiz olması.

Helsinki’ye gitmişken kesinlikle görülmesi gereken bir yer söyle deseniz size Temppeliaukio Kilisesi’ni tavsiye edebiliriz. Rock Church da denilen kilise kayaların içine oyulmuş ve enteresan bir yapısı bulunan mekana uğramalısınız.

Kiasma Müzesi ve Ateneum Sanat Müzesi gibi uğramak isteyebileceğiniz bir sürü müze bulunuyor. Bunların kimileri ücretli kimileri ise Helsinki Card ile ücretsiz. Şehir dediğimiz gibi çok büyük bir şehir değil rahatlıkla bir günde bitirebilirsiniz. Yaz aylarında giderseniz aydınlık süresinin de fazla olacağını düşünürsek rahat rahat her noktasını görmüş olursunuz.

İskandinav ülkeleriinde Beyaz Geceler interrail rotaları planı ile artık güneye doğru ilerlemeye başlıyoruz ve Tallinn’e geçiyoruz.

İnterrail Gezilecek Yerler Helsinki

İnterrail Rotası : Tallinn

Helsinki’den Tallinn’e gelmek için feribot kullanmanız gerekiyor ve eğer isterseniz hızlı feribotları tercih edebileceğinizi gibi tüm geceyi yolculukta geçirebileceğiniz seçenekleriniz de olacaktır. Ancak burada belirtmemiz gerekiyor ki Norveç ve Finlandiya ile kıyaslandığında Tallinn interrail rotaları planı içerisinde daha uygun fiyatlara sahip. Euro’nun ülkemiz için yüksek değerde olduğunu da düşünürsek bize göre yine de oldukça pahalı ama diğerlerine göre daha ucuz diyebiliriz.

Tallinn Estonya’nın 450.000 nüfuslu harika bir şehri diyebiliriz. Şu ana kadar gezdiğiniz ya da gezmeyi planladığınız şehirlerin yanında adı çok duyulmamış olsa da gerçekten ortaçağı yaşatabilecek kadar güzel bir şehir.

Şehir küçük olduğu için ulaşım araçlarına ihtiyaç duymayacaksınız. Rahatlıkla yürüyerek gezebilirsiniz ve 1 günde görülebilecek yerlerin tamamını ziyaret edebilirsiniz.

Tallinn’de gezmeniz gereken yerlerin başında old town ve bu bölgenin merkezi sayılan Town Hall Meydanı ya da yerel adıyla Raokoja Plats geliyor. Şehrin en turistik yeri ve turistlerin uğrak noktası. Dolayısıyla şehrin en kalabalık alanı da diyebiliriz. Meydan çevresinde birçok kafe ve restoran yer alıyor. Şehir halkı da vaktini burada geçiriyor ve şehirde önemli etkinlikler de bu meydanda düzenleniyor.

Eski şehir bölgesine de bu meydandan giriş yapıyorsunuz. Sizi Orta Çağ’a götürecek, bir film setinde hissettirecek bölgenin etrafını o dönemlerden kalma duvarlar çevreliyor. Duvarların yanı sıra ilginizi çekebilecek bir başka nokta ise St. Catherine’s Passage. Bildiğiniz bir sokak ama hem yapısı ve atmosferi farklı hem de halkın el emeği göz nuru eserlerini sattığı bir nokta.

Kalamaja Bölgesi’ne uğradığınızda ise şehrin geçmişinden sıyrılarak günümüze geliyorsunuz ve şehrin bir başka yüzünü görüyorsunuz. Zamanında isyankar bir tarzken bugün popüler hale gelmiş Talinn evlerini dışarıdan da olsa ziyaret edebilirsiniz. Bu bölgede evler dışında görmeniz gereken bir yer daha var o da Telliskivi Creative City. Stüdyoların, galerilerin, tasarımcıların, workshop alanlarının doldurduğu creative city’deyıl boyunca 300 civarında etkinlik düzenleniyormuş. Birisine illa denk gelirsiniz diye umuyoruz.

Bir de tarihten bugüne yolculuk yapmak isteyenler için Estonian Open Air Museum seçeneği yer alıyor. Vakit konusunda bir sorununuz yoksa buraya da uğramanızı tavsiye ediyoruz.

İnterrail rotaları planı içerisindeki yeni durağımız Riga.

İnterrail Rotaları : Tallinn

İnterrail Rota Önerileri: Riga

İnterrail rotaları planı ile gezinize devam ederken güneye doğru inmeye devam ettikçe fiyatların da düştüğünü söylemeliyiz. Estanya’dan sonra Riga daha da ucuz bir şehir. Ancak, karşınızdaki en büyük sorun Euro’nun TL’ye göre değerli olması.

Letonya çok gelişmiş bir ülke değil hatta oldukça yoksul bile denebilir fakat adamlar Avrupa Birliği’ndeler ve Euro kullanıyorlar. Bu kur farkı da Türklerin belini bükmeye yetiyor. Letonya nüfusu yaklaşık olarak 2 milyonmuş ve yarıya yakını da bu şehirde yaşıyormuş.

Ülkeye göre oldukça kalabalık olan şehir İstanbul’a göre bir ilçe seviyesinde bile olmayabilir. Nüfusun yaşadığı yerlerin ötesinde gezilecek yerlerin de daha yakın olduğunu düşünürsek şehri rahatlıkla yürüyerek gezebilirsiniz.

Gezilecek yerler açısından en önemli alan burada da eski şehir bölgesi oluyor. Eski evleri, tarihi dokusu ve doğallığı sizi kendisine hayran bırakacaktır. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan eski şehir bölgesinin geneli Arnavut kaldırımı ile döşenmiş ve bu zemin yürüyüşleriniz sırasında sizi biraz zorlayabilir.

Old Town’da gezerken birbirinden renkli ve ilginç bir sürü bina ve heykelle karşılaşacaksınız ama bize çok hoş gelen Riga Jauniela’yı gezmenizi de özellikle tavsiye ediyoruz.

Tüm şehri bölen Daugava Nehri ile de şehre ayrı bir huzur ve dinginlik geliyor. Bu nehrin yakınlarında yer alan Rigas Doms ya da Riga Katedrali Baltık ülkelerinde yer alan en büyük Orta Çağ Kilisesi ünvanını taşıyor. Ayrıca içerisinde Riga ve Navigasyon Tarihi Müzesi de bulunuyor.

Yine nehrin kenarında bulunan Riga Kalesi de görmek isteyecekleriniz arasında kendine yer bulacak özelliğe sahip. Şehrin pek çok noktasından göreceğiniz kaleye bir de yakından bakmak isteyebilirsiniz.

Her ne kadar ekonomik olarak iyi durumda olmasa da Letonya sanat ve tarih açısından oldukça zengin diyebiliriz. Riga Bourse Sanat Müzesi, çoğunluğu Batı Avrupa Ülkelerinin sanatçılarına ait olmak üzere 1000’in üzerinde sanat eserine ev sahipliği yapıyor.

Yemek konusunda çok fazla bir şey söyleyemeyeceğiz ama yemekler genelde baharatsız yapılyor. Bu sizi ağız tadınıza göre değişebilir. Biz size şehrin kahvelerini tavsiye etmek istiyoruz. Buraya gelmişken hiç içmiyorsanız bile en azından bir kahve içmelisiniz.

İskandinav ülkelerinde Beyaz Geceler İnterrail rotaları planı için son durak olan Varşova’ya doğru yola çıkıyoruz.

İnterrail Rotaları : Riga

İnterrail Rotaları : Varşova

İskandinav ülkelerinde Beyaz Geceler interrail rotaları planı son durağı Varşova. Varşova denilince insanın aklına hemen 2. Dünya savaşı geliyor. Çünkü bu acımasız savaş yıllarında en çok hasar gören şehirlerden birisi Varşova olmuş. Bugün ise şehir yılların etkisini büyük oranda üzerinden atmış gibi gözüküyor.

Varşova ile ilgili yapılacak uyarıyı en başta yapalım. Polonya Avrupa Birliği üyesi fakat para birimi olarak Euro kullanmıyor. Kendi para birimi olan Zloty’yi kullanıyor. Old town bölgesinde elinizdeki Euroları rahatlıkla bozdurabilirsiniz.

İnterrail rotaları planı içerisinde Riga’dan Varşova’ya geçerken 12-15 saat arasında yolculuk yapacağınızı düşünürsek gece uykunuzu alabilirsiniz diye düşünüyoruz. Yok siz burada daha fazla kalacaksanız ya da uyumadan olmaz diyorsanız otel ve hostellerin dışında couchsurfing üzerinden bir arkadaş ayarlayabilir ya da kendinize kiralık bir ev bulabilirsiniz. Burada konaklama ücretleri daha önceki ülke ve şehirlere göre oldukça uygun. Couchsurfing nedir yazımızda detayları okuyabilirsiniz.

Polonya’nın Euro kullanmaması nedeniyle fiyatlar oldukça uygun. Zloty ile Türk Lirası hemen hemen birbirine yakın seviyelerde seyrediyor. Yine burada çok ucuz fiyatlar sizleri beklemiyor ama ödemeler sırasında içiniz acımaz.

Varşova yürüyerek gezilecek bir şehirden oldukça büyük. Bu nedenle toplu ulaşım seçeneğini değerlendirmelisiniz ve vakit planlaması yaparken bu konuyu dikkate almalısınız.

Buraya gelmişken sizlere komünist dönemden kalma milk barlara uğramanızı tavsiye ediyoruz. Yaklaşık 10 Zloty’ye 2 çeşit yemek yiyebilirsiniz. Lezzet açısından başarılı olanlarına denk gelmek biraz tesadüf tabi ama buralarda hem yerel lezzetleri tatmış oluyorsunuz hem de öğünü ucuza kapatıyorsunuz. Polonya mutfağında çok yabancılık çekeceğinizi düşünmüyoruz, sebze çorbaları gibi seçenekler az çok tanıdık gelecektir.

2. Dünya Savaşı sırasında yerle bir olmuş ama sonraki yıllarda yeniden inşa edilmiş olan olt town bölgesi şehrin kesinlikle görülmesi gereken yerlerin ilk sırasında yer alıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bölgede rengarenk binalar ve çeşit çeşit dükkanlar fazlasıyla vaktinizi alabilir.

230 m. yüksekliğindeki Kültür ve Bilim Sarayı’na gidebilir hatta terasına çıkarak şehre bir de tepeden bakabilirsiniz.

Kraliyet Kalesi ile Laziesnki Parkı’nı da görmek istiyorsanız bu ikisi arasındaki yaklaşık 4 km.lik yolu yürümelisiniz. Kraliyet Yolu da denilen bölümde birçok eski ve tarihi yapı ile karşılaşabilirsiniz. Yolun sonundaki Lazienski Parkı da Avrupa’nın en iyi parkları arasında gösterilir.

Büyük bir şehir olduğunu daha önce de söylediğimiz Varşova’da görmek isteyebileceğiniz müzeler, katedral ve kiliseler ile tarihi yapılar sizin vakit durumunuza göre görülebilecek değerdedir.

İskandinav ükelerinde Beyaz Geceler İnterrail rotaları planı bu şehirde de son buluyor. İnterrail maceraları yaşayıp tecrübelerini bizlerle paylaşmak isteyenler yorum kısmında eşlik edebilirler.

İnterrail Batı Avrupa Rotası

Ülkeler ve şehirler:  Batı Avrupa’yı keşfedin. Portekiz, İspanya ve Fransa’yı on beş gün içinde gezebilirsiniz. Orta Çağ’dan kalma yapıları ile Barselona’yı gezip arkasından gotik Valensiya şehrini doyasıya gezebilirsiniz. Onuncu yüzyıldaki Avrupa’nın en önemli şehirlerinden Cordoba’yı gezersiniz. Granada, Sevilla derken alın size harika bir Endülüs turu. Atlas okyanusu kıyasındaki harika bir Avrupa ülkesi olan Portekiz’de Lizbon, Sintra ve Porto şehirleri görülmesi gereken yerlerden olup eminiz ana duraklarınız olacak. Unesco Kültür Mirası Listesinde’ki Fransa ise Avrupa’nın en önemli turistik destinasyonlarından birisidir. Eyfel Kulesi, Versay sarayı, Notre Dam Katedrali Bordeaux Şarap Bağları ile milyonlarca turisti kendine çeken Fransa konaklama için harika bir yer.

İnterrail Batı Avrupa Rotası Haritası

İnterrail Rota Önerileri: Bordeaux

Bir şarap kentinden bir başka şarap kentine Bordeaux’a geçiyoruz. Geçmişte “uyuyan güzel” diye adlandırılan Bordeaux 2000’li yılların başında şehir planlaması ve düzenlemesi açısından büyük bir atılım gerçekleştirmiş ve bu küçük tatlı şehrin turistler için de albenili bir hale gelmesine yol açmış. Hatta 2007 yılından itibaren de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmeyi başarmış.

Turizm açısından son zamanlarda hızlanan şehirde konaklama imkanları biraz el yakıyor desek doğru olur. Daha doğrusu otelde kalmak isterseniz fiyatlar bize göre yüksek rakamlara ulaşıyor. Şehir dışında kalabilirsiniz ama bu da gereksiz bir zaman kaybına yol açacaktır. Yanında kalacak bir arkadaş ya da en kötüsü günlük kiralık daire bulmak yerinde olacaktır. Buradan sonraki interrail durağımız Paris olacağı için yolculuk sırasında dinlenme ihtimali pek olmayabilir. Hızlı trenle 2 saatte normal trenle de 5 saatte varacağınızı düşünürsek burada dinlenmek iyi olacaktır diye düşünüyoruz.

Haziran ayı sonunda şarap festivali düzenlenirken özel turlar aracılığı ile şarap bağlarına gidebilir ve şarap tadımı yapabilirsiniz. Bunlar tabi ki paraya kumanda ediyor, tercih sizin.

Bordeaux genel olarak küçük bir şehir ve yürüyerek dolaşabilirsiniz. Ulaşım ağı iyi ve kentin kart sistemi de mevcut ama bizce gerek yok.

Bordeaux şarapları ile ünlüyken Fransa da mutfağıyla ünlü. Buraya gelmişken farklı lezzetleri denemek isteyebilirsiniz. Şehrin ünlü lezzetleri ise şaraptan sonra istiridye ve canales. İstiridye konusunda damak tadınıza göre hareket edeceğinizi umuyoruz çünkü çiğ ve canlı yemeniz gerekiyor. Canales ise Bordeaux’a özel bir hamur tatlısı.

Gezmek için ise Borsa Meydanı’nı başlangıç noktası olarak belirleyebilirsiniz. Meydanı çevreleyen yapılar gibi Büyük Bordeaux Tiyatrosu da mimari açıdan göz dolduruyor. Kulesine çıkmak isterseniz ücret ödemeniz gereken ama sadece görmek için ücretsiz olan Bordeaux Katedrali de şehrin önemli yapılarından.

“Şarap Şehri” Garonne Nehri kıyısında inşa edilmiş olan Fransızca La Cite du Vin olarak aranabilir. Binanın mimari açıdan güzelliğinin yanı sıra şaraplarıyla dünyaca ünlü olan bu şehirde şarabın geçmişini anlatan bir müze olarak merak ettiklerinize cevap verebilir.

Bordeaux Old Town da gezmeniz gereken önemli yerlerden birisi. Geçmişte buralar ahşapmış da sonradan tüm şehrin kararıyla yıkılarak taş binalara dönüşmüş filan diyorlar. O kadarı bizi pek ilgilendirmeyebilir ama sokakları ve binaları itibariyle güzel bir mekan. Herkesin merak ettiği en iyi interrail rotaları nasıl oluşuyor. Bana göre, size hitap eden ülke ve şehirleri seçebilirsiniz. Bu kişisel zevkleriniz doğrultusunda olabileceği gibi ekonomik olarak da etkili olacaktır.

İnterrail Rotaları : Bordeaux

İnterrail Rotaları : Cordoba

İnterrail rotaları planı içerisinde Granada ile kendisini hissettirmeye başlayan Endülüs etkisinin tavan yapacağı bir şehre geldik şimdi de: Cordoba. Endülüs devrinin sona ermesiyle beraber İspanya içerisinde Endülüs eserleri zamanla yok olmaya başlamış ama bu kurala Cordaba dahil edilmemiş gibi gözüküyor.

Turistik bir şehir olmasına rağmen konaklamalı olarak gelenlerin sayısı oldukça az. Genelde turistler çevre şehirlerde kalırken günü birlik turlarla ya da kendileri şehri gezmeye geliyorlar ve geri dönüyorlar. İnterrail planı yaparken bu şehre bir gün ayırırsanız ve vaktinizi efektif kullanırsanız yeterli olacaktır.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan şehre ziyaret ederken dikkat etmeniz gereken diğer önemli bir nokta yazın en sıcak dönemlerinde hava sıcaklığının 50 dereceye çıktığı oluyor. Araplar sadece kültürlerini değil çöl sıcaklarını da sanki buraya getirmişler. Böyle sıcak bir havada buraya gelirseniz doğal olarak bir gün sizin için yeterli olmayacaktır, çünkü buharlaşmamak için günün büyük bir kısmında gölgelik bir yerde bekliyor olacaksınız.

İspanya’nın genelinde farklı lezzetler ile karşılaştığınız için burada da farklı bir mutfak sizi bekliyor olacak. En ünlüsü gazpachodur ve ayrıca güveçte boğa kuyruğu ile zeytinyağı kızartmalarını da deneyebilirsiniz. Mağrip ülkelerinden gelen Arapların etkisinde kaldığı için Cordoba’da bol baharatlı yiyecekler ile karşılaşacağınızı da bilmelisiniz.

Granada’dan Cordoba’ya trenle yaklaşık olarak 3 saatte geleceğinizi ve buradan da 1 saatte Sevilla’ya geçeceğinizi hesaplarsak yolculuk sırasında uykunuzu almanız mümkün gözükmüyor. Cordoba’da konaklamadan yolculuk yaparsanız da Cordoba’nın hakkını yemiş olursunuz. Dolayısıyla burada bir gece kalmak mantıklı gibi gözüküyor. Eğer hostel gibi bir yerde kalmayı düşünüyorsanız da Carmenes ve Patio adı verilen geleneksel evlerde kalma olasılığını değerlendirmeniz de tavsiye ederiz.

Gezilecek yerlerin başında ise La Mezquita da denilen Kurtuba Cami ilk sırada yer alıyor. Şehrin simgesi haline gelen caminin içi ayrı bir güzel bahçesi daha da bir güzel. İçerisinde bir de Katolik kilisesi bulunan caminin tarihsel serüvenine hiç girmiyoruz. Buraya kadar geldiğinize göre onu zaten öğrenirsiniz.

Kurtuba Cami’sine yakın bir noktada bulunan ve Gualdalquivir Nehri üzerine kurulan Roman Bridge, bir kompleks denilebilecek Cordoba Kalesi ya da meşhur ismiyle Alcazar, Yahudi mahallesi olan Juderia, kısa bir vakit ayırarak görebileceğiniz Calle de las Flores caddesi ve 300 yılda tamamlanan Medina Azahara mutlaka uğramanız gereken yerler.

İnterrail Rotaları : Cordoba

İnterrail Rotaları : Lizbon&Sintra

Portekiz’in başkenti Lizbon birçok insan için bir rüya şehir. Gerçekte de öyle. Bambaşka bir dünyası ve mimarisi var. Farklı bölgeleri hatta iki ayrı yakası olduğunu düşünürsek buraya en az 2 gün ayırmalısınız. Sintra’yı da eklersek 3 gün minimum süre olmalı diye düşünüyoruz. İnterrail rotaları planı yaparken bunları göz önünde bulundurun.

Her iki şehir için de geçerli olan yemek konusunu hemen yazının başında açalım. Denizciliği ile tarihten bu yana ünlü olan bir ülkenin mutfağının da deniz ürünlerinden oluştuğunu tahmin etmek çok zor değil. Turistik bir şehir olduğu için hizmet kaliteliyken fiyatlar uygun ve porsiyonlar da oldukça büyük. Balık keki, mangalda sardalya, cozido a portuguesa adı verilen biftek ile feijoada ülkenin ünlü lezzetleri.

Lizbon

Lizbon için verilecek en iyi haber ucuz olması. Ucuz derken Euro kullanıyor ve kur farkı bu ucuzluk açısından kimi noktalarda üzebilir. Fakat fiyatları hesapladığınızda en pahalısı için bizde 1 TL olan şey Lizbon’da 1 € diyebiliriz. Hatta yeme içme gibi günlük işlerinizde Türkiye ile aynı fiyata masadan kalkabilirsiniz.

Şehir oldukça dik. Yürüyerek dolaşmaya kalkarsanız devamlı yokuş çıkmak zorunda kalacağınızı bilin. Şehre girişinizde Lisboa Card almanızı tavsiye ediyoruz. Böylelikle o yokuşlardan kurtulursunuz. Normalde bu karta Sintra ulaşımı da dahil oluyor ama sizin zaten interrail biletiniz olduğu için bu konu sizi pek bağlamıyor.

Gezilecek yerler kısmına gelirsek de kendine has dokusuyla Alfama Bölgesi ön plana çıkıyor. Görmeniz gereken önemli yapılar ise Belem Kulesi, Sao Jorge Kalesi ve Jeronimos Manastırı ilk sıralarda yer alıyor. Alfama Bölgesi’nin Pedro IV Meydanı ile Rua Augusta Caddesi uğrak noktalarınız arasında yer almalıdır. Vakit planlamasını doğru yaptıysanız ya da ben illa müze gezeceğim diyorsanız Gulbenkian ve Berardo Müzeleri’ne de uğrayabilirsiniz.

İnterrail Rotaları : Lizbon

Sintra

Lizbon’a yaklaşık olarak yarım saat uzaklıkta bulunan Sintra UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Yüksek tepelerin arasında kurulan şehrin en büyük özelliği romantizm akımından etkilenerek inşa edilen ev ve saraylar ile doğal güzellikleridir.

Yüksek tepelerin arasında kurulduğunu söylediğimiz şehre herhalde trenden indikten sonra yürüyerek çıkmayı denemezsiniz. Çok turistik ve küçük bir şehir olduğu için mümkünse buraya gezinizi hafta içi bir güne denk getirmeye çalışın. Kaldırım diye bir anlayışın olmadığı şehirde rahat rahat ancak bu şekilde dolaşabilirsiniz.

Sintra Ulusal Sarayı, Regaleira Sarayı, Moorish Castle ve Pena Sarayı şehrin en önemli uğrak noktaları olarak görülüyor. Lizbon’dan buraya günübirlik bir gezi fazlasıyla yeterli olacaktır.

İnterrail Rotaları : Lizbon

İnterrail Rota Önerileri: Paris

Paris, tüm Avrupa’da en turistik şehirlerin başında yer alıyor. Hatta ilki bile diyebiliriz. Bu popülaritesinin birçok sebebi var. Şehrin 40 bin yıllık geçmişi, eğlence ve modanın yanı sıra sanat merkezi sayılabilmesi ve dünyaca ünlü etkinliklere ev sahipliği yapması şehrin her daim kalabalık olmasına yol açıyor. İnterrail rotaları çizerken interrail ücretleri de muhakkak çok etkili olacaktır. (Tamamen duygusal diyebilirim)

Çevre illerde olduğu gibi burada da okyanus ikliminin etkili olması nedeniyle genellikle ılıman olan şehrin hava durumu açısından en güzel olduğu dönemler bahar ve yaz ayları. Ama bu aylarda şehir gerçekten çok kalabalık oluyor. Bu kalabalık size de fazlasıyla zaman kaybettirebiliyor. Önemli yerlere giriş için uzun sıralar beklemek zorunda kalıyorsunuz.

Paris’e geldiyseniz en azından 2 gün ayırmalısınız. Bu da en az süre. Mümkünse daha da uzun kalabilirsiniz. Gezip görülecek yerleri, şehrin dokusu sizi zaten kendisine aşık edecektir. Her zaman gelinecek bir yer olmadığını da düşünürsek interrail planı yaparken buraya kalabileceğiniz maksimum süreyi ayırmalısınız.

Fransa gibi bir ülkenin başkenti olması, Avrupa’nın belki de en turistik şehri olması ve Fransa’nın Euro kullanıyor olması ekonomik açıdan sizi zorlamak için yeterli sebepler olabilir. Burada alışveriş yapmazsanız ve uygun şekilde konaklayacak imkanları değerlendirebilirseniz bütçe konusunda da rahatlarsınız. Yemek konusunda ise biraz geçiştirme yapmanız gerekecek. Şehir gerçekten çok pahalı. Paranız varsa sorun yok ama kısıtlı bir bütçeniz varsa bunu gezmek ve yaşamsal ihtiyaçlarınızı karşılamak için kullanmak en mantıklısı. Paris’e gelmişsiniz ve bizce burada pahalı yemekler yerine nasıl daha uzun kalabilirim diye düşünmelisiniz.

Kalacağınız süreye göre Paris Visit Pass alabilirsiniz. Böylelikle 2-3 gün kaldığınızda ulaşım ve zaman konusunda oldukça karlı olursunuz.

Paris’in de en popüler noktası şüphesi Eyfel Kulesi. Kulenin dibine kadar gitmek ve orada fotoğraf çektirmek ücretsiz ama yukarı çıkmak isterseniz işte o zaman alt kat için 16 € üst kat için 25 € ödemeniz gerekiyor. Bizce gerek yok tercih tabi ki sizin.

Şehirdeki 2. en önemli nokta ise Versay Sarayı’dır. Giriş ücreti ise 15 € ile 30 € arasında değişiyor. Bu sarayı adam akıllı gezebilmek için bile 1 gün yeterli olmayabilir. Sarayı bulmak da biraz zor olabiliyor haberiniz olsun.

Lafı uzatmamak için kısa kısa kesiyoruz ama daha en popüler yerleri bile tam manasıyla sıralayamadık. Sıradaki en önemli nokta da tabi ki Şanzelize. Buraya girmek ve burada gezmek ücretsiz. Burada istediğiniz kadar takılabilirsiniz.

Mona Lisa başta olmak üzere önemli sanat eserlerini görmek için 12 € karşılığında Louvre Müzesi’ne girebilir, Hugo nostaljisi yapmak istiyorsanız 8,5 € karşılıığında Notre Dame Katedralini görebilir ve Empresyonizm’e veya sanata ilginiz varsa 12 € karşılığında Orsay Müzesi’ni gezebilirsiniz.

Lüksembur Bahçesi, Disneyland, Concorde Meydanı, Sen Nehri, Le Marais, Montmarte… Bu liste uzayıp gider. Vaktinize ve bütçenize göre harika bir Paris gezisi yapabilirsiniz.

İnterrail Rotaları : Fransa Paris

İnterrail Rota Önerileri: Granada

Sierra Nevada Dağları’nın eteğine yerleşen Granada, İspanya’da Barcelona’dan sonra en büyüleyici şehir olarak kabul ediliyor. Endülüslerin son toprağı olan şehirde en ilgi çekici eser de El Hamra Sarayı’dır.

Şehir 5 farklı bölgeye ayrılıyor: Şehir Merkezi (Old Town bölgesi), El Hamra Sarayı’nın bulunduğu tepe, Müslümanların çoğunluğukta olduğu Albayzin, çingenelerin mıntıkası Sacromonte ve Sierra Nevada Dağı.

Granada turistik olduğu kadar da öğrenci şehridir. Hem turistik hem de öğrenci şehri olunca bütçe konusunda oldukça farklı seçenekler bulabilirsiniz. Turizm sezonu dışında dahi canlı olan şehirde esnaf rekabet içerisinde. Bu rekabet doğal olarak gezginlerin de işine yarıyor. İnterrail turları yapacaklara bu haberi de vermiş olalım.

Şehir içi ulaşım gelişmiş ve bir turist için fazlasıyla yeterli seviyede. Ancak, biz size yürümeyi tavsiye ediyoruz. Aynı Roma’da olduğu gibi burada da tam, kayboldum, yanlış yere girdim, dediğinizde karşınıza başka bir eser çıkıyor. Araç kullandığınızda ise böyle bir şansınız ne yazık ki olamıyor.

Biraz önce belirttiğimiz gibi şehirde azımsanamayacak kadar Müslüman yani Arap yaşıyor. Şehirde karşınıza da hem Avrupa hem Arap mutfağından yemekler çıkacaktır. Tüm İspanya’da olduğu gibi paella ve tapas en meşhur yemekler diyebiliriz.

Herhalde Granada’ya gidip de El Hamra Sarayı’nı görmeden gelen olmaz diye düşünüyoruz en azından umuyoruz. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan saray için islam mimarisinin çıktığı en üst nokta deniyor. Gidiş gelişi de düşünürsek saray için ayıracağınız zaman en az yarım gün olmalı. İsterseniz rehber eşliğinde yaklaşık olarak 3 saatte sadece sarayı gezebilirsiniz ama İspanya’nın da Euro kullandığını unutmamak gerekiyor.

Granada’yı tabi ki sadece El Hamra ile kısıtlamak yanlış olacaktır. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bir başka güzellik Generalife Bahçeleri, sarayın kurulu olduğu El Hamra tepesinin karşısına denk gelen ve Arapların yaşadığı ve yine UNESCO tarafından listeye dahil edilen Albayzın bölgesi mutlaka görmeniz gereken yerler arasında ilk sıraları paylaşıyorlar.

Vakit durumunuza göre ki bu da 2. Gün Granada’da kalmanız halinde, bir başka mimari şaheser Granada Katedrali, Flamenko’nun memleketi sayılan Sacromonte Bölgesi, şehrin meydanı olarak kabul edilebilecek Plaza Nueva ile şapel, bazilika, kilise ve kervansaray gibi birçok eseri görebilirsiniz.

İnterrail Rotaları : Granada

İnterrail Rota Önerileri: Sevilla

Batı Avrupa interrail rota planı ile Endülüs’ün başkenti Sevilla’ya geliyoruz. Cordoba’dan sonra Endülüs etkileri burada azalıyor ama İspanya’nın da 4. büyük kenti olması hasebiyle daha canlı ve hareketli bir şehre ulaşmış oluyorsunuz.

Granada gibi Sevilla da Flamenko’ya sahip çıkıyor ve sadece sahip çıkmakla kalmıyor aynı zamanda yaşatıyor. Eğer fırsatınız olursa Flamenko’nun anavatanı sayılan Sevilla’da bir Flamenko gösterisi izlemelisiniz.

Büyük bir şehir olduğu için burada görmeniz gereken yerler biraz dağınık. Yani yürüyerek dolaşmanız oldukça zor ve gereğinden fazla zaman harcamanız gerekebilir. Şehir içi ulaşım ağı bir turistin ulaşmak istediği her noktaya sefer düzenliyor. Bu konuda içiniz rahat olabilir.

Burada konaklamak isterseniz de yine birçok ihtimal sizi bekliyor. Ev arkadaşı değil de hostel gibi bir yerde kalmak istiyorsanız old town bölgesi fiyat ve kalite seçenekleri ile ideal. Cordoba başlığı altında belirttiğimiz gibi genelde insanlar burada konaklıyor ve turist imkanları bu şehirde Cordoba’ya göre oldukça fazla.

Endülüs etkisi altına girmiş olan Sevilla ile Cordoba arasında çok bir mesafe olmadığı için lezzetler bakımından da birbirine oldukça yakın sayılır. Granada ve Cordoba’da denemediğiniz lezzetleri burada sipariş edebilirsiniz.

Cordoba’ya benzeyen başka bir özelliği ise sıcaklıkları. Burada da yazın en sıcak dönemlerinde 50 derecei görme ihtimaliniz yüksek. İnterrail planı yaparken asla gözden kaçırmayın deriz. Ayrıca Sevilla için 2 gün ayırırsanız yeterli olacaktır.

Gezilecek yerler kısmına geldiğimizde ilk uğrak noktamız İspanya Meydanı ya da yerel adıyla Plaza de Espana oluyor. 46 bin metrekarelik bir meydan ve etrafında kendine has binalar mevcut. Torre del Oro ya da Altın Kule, inşa edildiği 1500’lü yıllarda en büyük isevi ibadethane ünvanını Aya Sofya’dan alan Sevilla Katedrali, kayboldukça daha da zevkli hale gelecek olan Santa Cruz ve bir çingene mahallesi olan Triana gezmeniz gereken noktalar.

Yapılması gerekenler arasında daha önce saydığımız Flamenko gösterisinin yanı sıra Guadalquivir Nehri üzerinde tekne turu da aklınızda bulunsun. Bir de dış cephesi ile Endülüs izlerini net şekilde gösteren Sevilla Arenası da sizi bekliyor olacak. Boğa güreşleri İspanya’da artık yasak. Ama serbest olduğu yıllarda en meşhur olanı ve en büyüğü ile tanışmalısınız.

İnterrail Rotaları : Sevilla

İnterrail Rota Önerileri: Porto

Batı Avrupa interrail rota planı ile İber Yarımadası’nı dolaşırken Porto’ya uğramadan geçmek yanlış olacaktır. Portekiz’in ikinci büyük kenti Lizbon kadar işlek olmasa da tanınırlık açısından hangisi öndedir tam emin değiliz. Ama bunun içerisinde futbol takımının etkisi de olabileceği gibi şarapları daha kuvvetlidir diye düşünüyoruz.

Lizbon’un yaklaşık olarak 300 km. kuzeyinde yer alan Porto’yu Douro Nehri ikiye bölüyor. Portekiz’in yemek başkenti diyebileceğimiz Porto’ya sadece yemek yemek için gidenler dahi olduğunu duyduk. Siz muhtemelen onun için buralara gelmiyorsunuz ama gelmişken de yemeklerin tadına bakmadan gitmek olmaz.

Lizbon’da Portekiz mutfağından birkaçının tadına bakmışsanız burada diğerlerine geçmek kalıyor. Sarmısaklı lahana çorbası, sebze ve sosislerden oluşan tripa a moda do Porto ve yumurtalı turta ile bir öğün için karnınızı doyurabilirsiniz. Ayrıca francesinha ve sütlaç aletria da alternatifleriniz arasında yer alsın diyoruz.

Porto, turizm açısından küçük bir şehir ulaşmak isteyeceğiniz her noktaya rahatlıkla yürüyerek ulaşabilirsiniz. Bir de genel bir şehir turu yapmak istiyorsanız tramvaya da binebilirsiniz. Dediğimiz gibi küçük ve tatlı bir şehir olan Porto’da 1 gün sizin yeterli olacaktır.

Porto’dan Bordeaux’a geçeceğimizi düşünürsek bizi uzun bir yol beklediği için burada konaklamaya gerek yok diye düşünüyoruz. İnterrail rota planı yaparken farklı bir düşünceniz olursa tabi ki kalacak yer imkanı da rahatlıkla bulunabilir.

Gezmeye başladığınızda vaktinizin büyük kısmını Ribeira Bölgesi’ne ayırırsanız iyi olur. Meşhur bölge de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Bölgede dolaşırken karşınıza çıkacak olan Clerigos Kulesi ve Kilisesi, Borsa Sarayı, Se Katedrali, Fotoğrafçılık Merkezi kaçırmamanız gereken noktalar.

Sao Bento Tren İstasyonu, neredeyse 20 bin fayansa işlenmiş bir tarihi gösteren müzeye dönüştürülmüş. Pazartesi veya Cuma günü ya da en geç Cumartesi sabahtan Porto’da bulunursanız uğramanız gereken önemli bir nokta da Bolhao Market ya da Mercado Bolhao. Zamanında sokak pazarları yasaklanmış ve burası kapalı pazar olarak hizmet vermeye başlamış.

Şarapları ile ünlü Porto’da Şarap Müzesi’ne uğramak da gerekir. Burası işin gerçeği çok eğlenceli değil ama gelmişken görmek gerekir. Şehrin daha eğlenceli noktası ise Aliados Meydanı. Tarihi dokusu ile hem turistleri hem de merkezi konumda bulunması nedeniyle yerli halkı kendisine çeken meydanda güzel vakit geçirebilirsiniz.

İnterrail Rotaları : Porto

Örnek İnterrail Rotaları

Ülkeler ve şehirler:  Bir ay gibi kısa bir zamana 20 ülke sığdırabilir misiniz? Bu aslında hiç te zordeğil? Örneğin Yunanistan’dan yola çıkıp İtalya – Monako – Fransa – İspanya – Portekiz – Almanya – Çek Cumhuriyeti ve Baltık ülkeleri Estonya – Letonya – Litvanya – İsveç -  Norveç -  Danimarka, Finlandiya - İzlanda… Arkadaşlarınız ile birlikte trenlerde, çadırda ve otellerde konaklayarak, yerel marketlerden alışveriş yaparak, halkla birlikte olacak uzun bir gezi planı.  Ya da her ülke için ayrı bir gezi planı Emevi ve Abbasi dönemlerinden kalma sarayları ( örnek UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi’nde yer alan El-Hamra Sarayı ) ve diğer yerleri ( Granada sokakları, Gotik Katedral, Micalet Çan Kulesi… vb) büyük İspanya turu, tüm Almanya’yı rahatça gezebileceğiniz bir tur.

Aslında zamanınız ve yeterince paranız varsa en güzeli aylık biletler alarak çizdiğiniz Interrail rotaları ile Avrupa’nın tüm ülkelerini sıraya sokup gezmeniz en tavsiye edebileceğimiz seyahat türüdür. İnterrail Global Pass 30 ülkede faaliyet göstermektedir: Avusturya, Belçika, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, İngiltere, Yunanistan, Macaristan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg,  Makedonya, Karadağ, Hollanda, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, İspanya, İsveç, İsviçre, Türkiye. Avrupa’ya yapılan geziler pahalı olur anlayışını bir kenara bırakın ama daha dikkatli bir şekilde hazırlanarak daha ucuza gidebilirsiniz.

İnterrail Rotaları

İnterrail Rota Önerileri: Vilnius

Evden bu kadar uzaklara gelmişken Litvanya’ya uğramadan dönmek pek iyi olmaz. Burada Vinius’a uğrayarak biraz zaman geçirmenin mahzuru olmaz diye düşünüyoruz. Vilnius, Litvanya’nın başkenti ve Litvanya da pek büyük bir ülke değil. Vilnius da çok turistik ve dolu dolu vakit geçirilecek bir alan değil. Mesele bu kadar kuzeye çıkmışken Litvanya ve Litvanyalılar hakkında da bilgi edinmek.

Vilnius’un belki de ilginizi çekebilecek en önemli yanı burada yaşayan Karay Türkleri. Karay Türkleri Vilnius’tan 28 km. uzaklıktaki Trakia şehrinde yaşıyorlar. Karay Türkleri’nin tek Yahudi Türk Kavmi olduğunu belirtmeliyiz. Onları ziyarete gittiğinizde orada kıbın yemenizi ve gölde yüzmenizi de şiddetle tavsiye ediyoruz.

Vilnius, fiyat bakımından da oldukça uygun bir şehir. Burada çok da zaman geçirmeyeceğinizi düşünerek bütçenizi geniş tutmanıza gerek yok. Trakia’ya da geçecek olursanız burada konaklama seçeneğini düşünebilirsiniz. Yine her zamanki gibi couchsurfing en ideal yol olabilir. Otel ve hostel fiyatları da çok abartı sayılmazlar. Ulaşım konusunu hiç kafanıza dahi takmanıza gerek yok çünkü küçücük bir şehirde rahatlıkla yürüyerek dolaşabilirsiniz.

Çok da fazla turistik bir mekanının olmadığını belirttiğimiz Vilnius’da amacımız ülke halkını tanımak olduğu için gezmeye öncelikle şehrin merkezi sayılan Pilies ve Didzioji Caddeleri’nden başlayabilirsiniz. Şehir genelde sakin ve boş olsa da bu caddeler diğer alanlara nispeten çok daha kalabalık ve hareketli.

Pilies Caddesi’nin sonunda Katedral Meydanı ve bu meydanda da 2 tane katedral bulunuyor. Buraya da uğrayarak bu baltık ülkesinin mimarisindeki farklılıkları izleyebilirsiniz. Meydandan Gediminas Caddesi’ne geçebilir ve buradaki cafe ve restoranlarda vakit geçirip, soluklanabilirsiniz.

Tek tek anlatarak sizleri meraklandırmak istemediğimiz için şehrin önemli binalarını sıralamıyoruz. Tekrar söyleyelim şehir küçük olduğu için rahatlıkla dolaşın ve ilginizi çeken yerlerde vakit geçirin. Şehir halkını tanımaya çalışın ve fırsat bulursanız onlarla diyalog kurmaya çalışın.

Soğuk bir iklim içerisinde olduğu için kendine has bir mutfağı bulunan Litvanya Mutfağı’nın da tadına bakabilirsiniz. Havuç ve pancar gibi sebzelerin çoklukla tüketildiği şehirde kırmızı et de oldukça popüler. Cepelinai, kepte düona ve pancar çorbasının yanı sıra tatlı olarak da kaymak kurabiyelerini deneyebilirsiniz.

İnterrail Rotaları : Vilnius

İnterrail Balkan Rotaları

İnterrail Tren Rotası - İnterrail Balkanlar Rotası

İnterrail Doğu Avrupa Rotası

Örnek İnterrail Doğu Avrupa Rotası

İnterrail Güney Avrupa Rotası

İnterrail Rota Önerileri: Bari

İnterrail rota planı içerisinde çizmeden Yunanistan’a geçebilmek için feribot kullanmamız gerekiyor. Feribot için de Bari’ye gitmemiz gerekiyor. İşin gerçeği Bari çok da turistik bir şehir değil. Denizcilik ve ticaret açısından önemli bir kent olsa da turistlere hitap etmiyor.

Bari için size tavsiyemiz feribot saatinden 2-3 saat önce şehirde olursanız şehri dolaşır, havasını koklar ve sokaklarını gezebilirsiniz. Fazlası sıkıcı olabilir.

Şehir turistik bir nokta olmadığı için konaklama konusunda sorun yaşama ihtimaliniz de yüksek olacaktır. Şehri gezerken yolunu şaşırmış birkaç yabancı dışında şehir halkından başkası ile de karşılaşmazsınız.

Tarihte de önemli bir liman kenti olduğunu düşünürsek şehrin geçmişine bağlı olarak güzel ve ihtişamlı binalarla karşılaşmak şaşırtıcı olmaz. Bari’yi çok da kötülemeyelim ama diğer şehirler yanında burada vakit harcamak gereksiz olacaktır diye düşünüyoruz. Yok ben bir de denize girmek istiyorum diyorsanız işte o zaman tam yerindesiniz diyebiliriz. Adriyatik Denizi’nde güneşin ve kumun tadını çıkartabilirsiniz.

Eski şehir bölgesinden başlayarak Via Sparano’ya uzanan güzel bir rota çıkartabilirsiniz. Old Town şehrin tarihi güzelliklerini yaşatırken Via Sparano da şehrin modern yüzünü gösterecektir.

İnterrail Rotaları : Bari

İnterrail Rota Önerileri: Bratislava

Çekoslovakya ikiye ayrılıp da Çek Cumhuriyeti (Bugünkü adıyla Çekya) ve Slovakya diye ayrılınca Avusturya sınırındaki Bratislava Slovakya’nın başkenti olmuş. Slovakyalılar asıl olarak Slav ırkından geliyorlar ve Bratislava da Slav Kardeşliği anlamına geliyor. Sokaklarında gezerken Sovyet etkisini net bir şekilde de görebiliyorsunuz.

Bratislava, işin gerçeği çok da turistik daha doğrusu popüler bir yer değil. Ancak, Viyana’ya çok yakın olması sebebiyle de hatrı sayılır bir ziyaretçisi oluyor. Ülke küçük olduğu için başkenti de küçük. Başkentin turistik alanı daha da küçük. Bu bizim için aslında bir avantaj. Krakov’dan Llubjana’ya geçerken uğrayabileceğimiz bir şehir. Uzun süre burada kalmak isteyenler de olabilir. Eğlence hayatının çok renkli olduğunu söylüyorlar. Ancak, kısıtlı vakti olanlar için en basit haliyle şöyle diyelim şehir turları var ve toplamda 2 saatte şehir gezisini tamamlıyorlar.

Bizim amacımız farklı ülke insanları ile tanışmak ve o ülke insanlarının yaşayışını görebilmek olduğu için biz burada 1 gün geçirmenin ideal olacağı kanısındayız. Yürüyüş turlarına katılarak şehrin old town denilebilecek bölgesinde zevkli anlar yaşayabilirsiniz.

Gece konaklamak isterseniz de şehir gerçekten çok ucuz olduğu için rahatlıkla ucuz oteller bulabilirsiniz. Bunları söylerken Euro etkisini her seferinde tekrar etmek istemiyoruz. Yemek konusunda da çok sorun yaşayacağınızı zannetmiyoruz. Slovaklar et yemeklerini sevdikleri gibi patates ve peynir de sofralarından eksik olmuyor. Bol kepçe yemekler ikram ederken üzerinde gezdirdikleri soslar da ayrı bir lezzet katıyor.

Hemen her turistik Avrupa kentinde olduğu gibi burada da bir eski şehir bölgesi bulunuyor. Gezmek için de ideal olan yer aslında burası. Burada toplu ulaşım araçlarına hiç ihtiyaç duymadan kendi başınıza kolayca gezebilirsiniz.

Tuna Nehri’nin ve Bratislava’nın manzarasına hayran olmak ve Bratislava’nın tarihini öğrenmek istiyorsanız şehir dışındaki Bratislava Kalesi’ne gidebilirsiniz. Şehir dışında derken öyle çok uzakta değil doğal güzellikler içerisindeki yollardan yürüyerek kısa sürede kaleye ulaşabilirsiniz. Kale içerisinde Tarih ve Arkeoloji Müzesi de görülmeye değer bir nokta.

Zamanında tabi ki Bratislava da surlar içerisindeymiş. Bugüne pek bir şey kalmamış. Michael Kapısı da o günlerde kalan bir eser. 51 m. yüksekliğindeki kuleye de çıkabilirsiniz. Ayrıca, şehri gezdikçe kendine has mimari yapıları ve renkleri ile kilise ve saraylarla da karşılaşabilirsiniz.

İnterrail Rotaları : Bratislava

İnterrail Rota Önerileri: Ljubljana

İnterrail rota planı yaparken Ljubljana’yı hiç düşünmeden listeye ekledik. Gidip de beğenmeyenini dönüp de özlemeyenini duymadık da görmedik de. Geçmiş zamanlarda Yugoslovya sınırları içerisindeyken ülke parçalanınca Ljubljana Slovenya sınırları içerisinde kendisine yeni bir yer bulmuş. Avantajlı kısmı ise geçmiş yıllarda Yugoslovya’nın en çok yatırım yaptığı şehirlerden birisiymiş. Tabi ki bugün de hala o günlerin ekmeğini yiyordur fakat şehre gittiğinizde sizi büyülen şey yatırımlar değil doğa olacak.

Gezinizi bahar ve yaz aylarında yapıyorsanız kendinizi muhteşem bir yeşillik içerisinde bulacaksınız. Alp Dağları’nın iklimsel etkileri nedeniyle de şehir cennetten bir köşe olmuş. Bu doğal güzelliklerin yanı sıra şehrin de kendisine ait güzel bir atmosferi ve dokusu var.

Bu güzel şehir oldukça küçük bir alana sıkışmış durumda. Ulaşım araçlarına ihtiyaç duymadan şehrin merkezini rahatlıkla gezebilirsiniz. Diğer Avrupa kentlerine göre de oldukça ucuz. Bu ucuzluğu bozan kur farkını unutmamak gerekiyor tabi. Bled’e de gitmenizi tavsiye edeceğimiz için burada bir gece konaklamak iyi bir fikir gibi gözüküyor. Ljubljana’da hiç zorlanmadan bir gün yeterli olacaktır ama Bled için de bir gün gerekecektir.

Geleneksel mutfağı denemek istiyorsanız mantıyı andıran struklji ve idrijski zlikrofiyi tadabilirsiniz. Zganci, potica, bürek ve gnocchi de Slovenya mutfağında önemli yemekler.

Şehirde gezdikçe şehrin simgesi olan ve Yunan mitolojisine dayanan ejderhalarla sıkça karşılaşacağınızı belirtelim. Gezi planınızı iyi ayarlarsanız bir de Ljubljana Nehri’nde tekne turu yapmanız harika olacaktır.

Ulaşım için finiküler kullanmak zorunda kalacağınız 375 m. yükseklikteki Ljubljana Kalesine gitmek isterseniz giriş ücreti 7,5 € ödemeyi de göze almalısınız. Şehir turu yaparken Ljubljana Nehri’nin üzerine kurulmuş bir sürü köprü ile karşılaşacaksınız. Bir de Tivoli Park var ki gitmeye çok da gerek duymayabilirsiniz.

İnterrail Rotaları : Ljubljana

Bled

Ljubljana’dan 1 saat yolculukla son zamanlarda Türk gezginler arasında da ünlenen Bled’e ulaşabilirsiniz. Size tavsiyemiz erkekler tek başlarına ya da erkeklerden oluşan gruplar halinde buralara gitmesinler. Bunalıma girebilirsiniz. Harika bir ortam var ve insan yalnız haliyle buralarda kalmak istemeyebilir. Şaka bir yana romantizmin doruk yaptığı bir alandan bahsediyoruz. Gölün etrafını yürüyerek dolaşmaya kalkarsanız uzun bir zaman alabilir. 6 €’ya bisiklet kiralayarak rahatça dolaşmak ve tepelerdeki yapıları ferah ferah gezebilmek daha iyi bir seçenek gibi gözüküyor.

İnterrail Rotaları : Bled Gölü

İnterrail Rota Plan Önerileri: Viyana

Bir coğrafi Avrupa varken bir de Avrupa denince akla gelenler var. Akla gelen Avrupa’nın da doğudan giriş kapısı Viyana. Türkiye’den paket turlarla katılabileceğiniz Prag-Budapeşte-Viyana üçlüsü içerisindeki son şehre Doğu Avrupa İnterrail Rota Planı ile başlıyoruz ve gezimizi burada noktalıyoruz.

Mutfağı, müziği, mimarisi ve kültürel etkinlikleri ile Viyana’nın hakkını verebilmek için interrail planı hazırlarken festivallere özellikle dikkat etmek gerektiğini belirtelim. Binaları, müzeleri ve klasik müziği her daim burada olan şehir yıl içerisinde farklı zamanlarda düzenlenen festivallerle bir başka güzel oluyor.

Viyana, turistik bir şehir ve popüler bir destinasyon ama farklı bütçelere uygun çok çeşitli alternatifleri bulunuyor. Farklı bütçelere hitap otellerin yanı sıra kiralık evler ve tabi ki couchsurfing ile kalacak yer bulma konusunda zorluk yaşamayacağınız kesin. Lüks restoranların yanı sıra uygun fiyatlı fast foodlar ile ucuz bar ve kafe konusunda çok farklı ihtimalleri değerlendirebilirsiniz.

Viyana’nın Wolfgang Amadeus Mozart’ın memleketi olduğunu biliyorsunuzdur. Mozart doğmadan önce de şehirdeki klasik müzik merakı bu kadar güçlü müydü yoksa Mozart’ın hemşehrileri artık piyano çalınan evlerde mi büyüyor, bunu bilmiyoruz ama şehirde bir opera çılgınlığı var, orası kesin. Denemek isterseniz de biraz pahalı ama ayakta izleyebileceğiniz bilet seçenekleri de bulunuyor.

Sarayları, müzeleri, mimari yapısı, caddeleri, mutfağı ve eğlencesi ile dolu dolu geçireceğiniz Viyana zamanınız size yetmeyecektir. Gezip görmeniz gereken o kadar çok yer var ki planlama yaparken bile kararsız kalıyorsunuz.

Bizim size tavsiyemiz eğer özel bir ilgi alanınız yoksa vaktinizi önce şehrin sokaklarında, caddelerinde gezmek için harcayın. Sokakları gezin, binaları dışarıdan da olsa görün ve halkın yaşamına tanıklık edin. Eğer süreniz varsa işte o zaman kendinize uğranacak yerler listesi de yapabilirsiniz.

Viyana içerisinde turistlerin gezebileceği alanlar birbirine oldukça yakın. Çeşitli sebeplerle araç kullanmak zorunda kaldığınızda ise toplu ulaşım araçlarından rahatlıkla faydalanabilirsiniz.

Kahvaltı yapmayı sevenler için Viyana ayrı bir keyif verecektir. Viyana şnitzeli ünlü bir yemek olsa da biz neden ünlü olduğunu pek anlayamasak da tadı güzel. Şehrin ünlü olduğu bir başka konu ise sosisler. Tefalspitz, semmelknödel, griebnockerlsuppe isimli yemekleri deneyebileceğiniz gibi tatlıya da fazlasıyla önem veren şehirde özellikle sacher torte ve apfelstrudelden birisini mutlaka denemelisiniz.

İnterrail Güney Avrupa Rotası

İnterrail Orta Avrupa Rotası

İnterrail Rotaları : Braşov

İnterrail Rotaları : Pompei

İnterrail rota planı yaparken Napoli’yi görünce şaşırmış olabilirsiniz. Zaten mesele Napoli değil Pompei. Yazının başında hemen belirtelim çok çok güzel İtalya şehirleri varken bize göre Napoli’nin esamesi bile okunmaz. Şehrin kendine has mimarisi ve sokakları var ama dediğimiz gibi çok daha güzellerini görebilme şansına ulaşabilirsiniz. İnterrail Avrupa turları hakkında bu bilgiler ışığında hareket edebilirsiniz.

Napoli’nin bu kadar meşhur olmasının sebebi önemli bir liman kenti olması. Yoksa turizm açısından hiç de iç açıcı bir şehir değil. Hatta çoğu zaman pis bir şehir demek daha doğru olacaktır. Gezilip görülecek çok da önemli noktaları yok. Bu kadar kötülememizin sebebi interrail rota planı için ayırdığınız zamanı burada harcamayın. Pompei’ye ne kadar zaman ayırıyorsanız onu kullanın ve hemen bir başka şehre geçin deriz.

Pompei gezinizin ardından veya öncesinden burada konaklama ihtiyacı duyabilirsiniz. Biz size yine couchsurfingi tavsiye ediyoruz ama o bana göre değil diyorsanız bir liman kentinde olduğunuz için farklı bütçelere uygun konaklama seçeneklerini kullanabilirsiniz.

Yemek konusunda ise İtalyan mutfağı emrinizde olacaktır. Fiyatlar konusu ise biraz pahalı gelebilir. Tabi ki en ünlü yemekleri pizza. Yeterince pizza yedim diyorsanız Calzone alla Napoletana ve Mozzarella in Carroza’yı deneyebilirsiniz.

İnterrail Rotaları : Pompei

Pompei

Gelelim asıl hedefimize. Açıkçası bir felaket şehri olan Pompei’yi tam olarak gezmek istiyorsanız 3 gün ayırmanız gerekiyor. Pompei civarında bir yerleşim alanı bulunmadığı için Napoli’ye gidip gelmeniz gerekecektir.

Konu hakkında çok bilgili değilseniz ve yeterince araştırma yapmadıysanız 1 gün hatta yarım gün dahi Pompei için size yeterli olabilir.

Pompei, Roma döneminde yaşayan ve deprem ya da yanardağ patlaması gibi bir doğal afet sonrasında tamamiyle yok olan bir antik kent. Şehri gezerken geçmişte olan olaylar aklınıza geldikçe ürperiyorsunuz ama şehrin yapısına da hayran kalıyorsunuz. Küller nedeniyle betonlaşmış insan fotoğraflarını görmüşsünüzdür ya da şu andan itibaren görecek olabilirsiniz. Afeti yaşamış ve betonlaşmış insanların cesetleri şehirden kaldırılarak müzelere yerleştirilmiş. Yani evlerin içerisine girdiğinizde birçok detay ile karşılaşıyorsunuz ama afeti yaşayan zavallılar orada değil. Birkaç ceset bırakılmış ama onlar da özel olarak korunuyor. Bu durumdan korkacak olanlar korkmasın ya da böyle bir beklenti ile gidecekler hayal kırıklığına uğramasın diye özellikle belirttik.

Pompei’ye Napoli’den tren ile ulaşabiliyorsunuz. İnterrail tren yolu haritası da her zaman yanınızda bulunursa sizler için çok daha faydalı olur.

Örnek İnterrail Rotası

Örnek İnterrail Rotaları - İnterrail Orta Avrupa Rotası

İnterrail Rota Önerileri: Belgrad

İnterrail rota planı ile şimdi geldiğimiz şehir Belgrad. Türkiye’ye yakın olmasının yanı sıra, vizesiz giriş imkanı, meşhur gece hayatı ve uygun fiyatları nedeniyle oldukça fazla sayıda Türk’ün ziyaret ettiği Belgrad için acı olan şey ise neredeyse 60 kez el değiştirmiş. Her gelen kendisinden bir şeyler bıraktığı için de bugün bize harika bir Belgrad kalmış diyebiliriz.

Turistik bir şehir olan Belgrad’da bir turist gitmek istediği her noktaya yürüyerek gidebilir. Şehir küçük bir alan içerisinde kurulmuş ama siz toplu ulaşımı kullanmak istiyorsanız kalacağınız süreye uygun olan kartlardan satın alabilirsiniz. Bizce gerek yok ama tercih sizin. Eğer gece hayatına da akmak istiyorsanız çıkışta ihtiyacınız olabilecek taksi fiyatları da oldukça uygun.

Belgrad gittiğiniz gidebileceğiniz en ucuz şehirler arasında yer alıyor. Bunu Avrupa’nın diğer şehirleri ile kıyaslayarak söylemiyoruz. Buna İstanbul’u da dahil ediyoruz. Yediğiniz içtiğiniz sizin olsun diyerek bütçe konusunda burada rahatlayacağınızı belirtmeliyiz. Konaklamak isterseniz de burada ucuza rahat bir gece geçirme şansını da yakalayabilirsiniz.

Sırbistan, uzun yıllar Türklerle birlikte yaşadığı ve ülkemize oldukça yakın olduğu için mutfak konusunda benzeşiyoruz. Cevabi en meşhur yemekleri arasında yer alıyor. Bir çeşit kebap diyebiliriz. Yemek fiyatları oldukça ucuz ve tabaklar bizdekilere daha dolu geliyor. Tek sorun biraz tuzlu oluyorlar. Garsonla bu konuyu halledebilirseniz daha iyi olur. Yemeklerinde et kullanmayı seviyorlar ve Belgrad iki ayrı nehrin (Sava ve Tuna Nehirleri) buluştuğu noktada konumlandığı için tatlı su balıklarını da tercih edebilirsiniz.

Beyaz Şehir anlamına gelen Belgrad’ın en turistik noktası ise Kalemegdan yada Belgrad Kalesi. Muhteşem bir manzaraya sahip olan kaleye giriş ücretsiz. Knez Mihailova Caddesi Belgrad’ın en yoğun ve işlek bölümü. Cadde trafiğe kapalı ve turistlerin yanı sıra şehir halkı tarafından da sıklıkla kullanıyor. Kafe ve restoranlarla birlikte mağaza ve dükkanlarda da vakit geçirebilirsiniz. Knez Mihailova Caddesi’nin bir ucunda yer alan ve şehir Merkezi sayılabilecek Cumhuriyet Meydanı ile komşusu Terazije Meydanı ve Nikola Tesla Müzesi uğramanız gereken yer arasında olmalı.

İnterrail Rota Önerileri: Braşov

Braşov deyince pek çok insan neden bahsettiğinizi dahi anlamayacaktır. Ama interrail rota planı hazırlayan bir insan için Braşov tanıdık bir yer olmalıdır diye düşünüyoruz. Çok da ünlü olmasa da oldukça turistik bir Romanya şehrinden bahsediyoruz. 4 mevsim ziyaretçi çekebilecek kadar turistik olan Braşov genelde günübirlik ziyaret ediliyor. Küçük bir şehir olduğu için de 1 gün yeterli oluyor.

Romanya’nın Transilvanya Bölgesi’nde bulunan Braşov’un doğal ve sakin yapısında öte turizmini etkileyen en büyük faktör korku turizmi diyebiliriz. Kont Drakula’nın şatosu bu şehirde yer alıyor. Bizim tarih kitaplarında ünlü bir kişilik vardır: Kazıklı Voyvoda. Kont Drakula meğer bu şahısmış. Size bir sır daha verelim burada gezeceğiniz şatoda da sadece bir gece kalmış ama tasvir edilen binaya en çok benzeyen şato burası olduğu için de turizme bu şekilde açılmış. Ayrıca şehirde duyabileceğiniz bir sürü efsane de bulunuyor. Korkmaya meyilli olanları da uyaralım bunlar sadece efsane, yoksa şehir gayet tatlı ve şirin.

Size bir de iyi haber. Romanya Avrupa Birliği’ne üye bir ülke olsa da Euro kullanmıyor ve para birimi Rumen Ley’i. Bunun ne demek olduğunu aslında hepimiz biliyoruz. Bir diğer güzel haber ise şehir oldukça ucuz. Kötü haber ise Braşov küçük bir şehir olduğu için bütün cafe ve restoranlar hemen hemen aynı yerde toplanmışlar ve turistlere hizmet verdikleri için olması gerekenden pahalılar. Şehirde konaklamak isterseniz de bu konuda herhangi bir sorun yaşamazsınız.

Romanya’nın geleneksel yemeklerinin tadına bakmak istiyorsanız chiftele ve mititei var ama genelde domuz etiyle üretiliyorlar. Yaprak sarması, biber dolmasının yanı sıra drob var o da kuzu etiyle yapılıyor. Ciorba çeşitleri var ki adından da anlaşılacağı gibi farklı çorbalar. Tatlı olarak da kozunak ve mucenicinin dışında Romanya’da yapılan baklavanın da tadına bakabilirsiniz.

Şunu söylemeden de geçmeyelim Braşov 3 ayrı ilçeye ayrılıyor: Braşov, Bran ve Raşnov. Gezmek istediğinizde Bran Şatosu ki kendisine Kont Drakula Şatosu da diyebiliriz, tabi ki Old Town ve Raşnov Kalesi sizleri bekliyor olacak. Bran Şatosu’na teleferik ile çıksanız iyi edersiniz vakit durumunuza göre isterseniz yürüyerek inebilirsiniz ama çıkış kısmı oldukça zor oluyor.

Valizinizi hazırlarken yanınıza almanızdan gerekenden fazla malzeme bulundurmayıp gideceğiniz yerlere göre temel ihtiyaçlarınızı hazır ederseniz kendinizi daha rahat hissedebilirsiniz. Kısacası Avrupa’da özgürce bir seyahat deneyiminden korkmayın. Kendi tatilinizi, tatil bütçenizi ve rotanızı kendiniz organize edin. Yalnız veya dostlarınızla yolculuğun keyfine varın. Yağmur olsun, kar olsun, soğuk olsun, sıcak olsun doğa istiyorsanız kendinizi doğaya, tarih istiyorsanız kendinizi tarihe bırakın. Seyahatin ve hayatınızın macerasının keyfini çıkarın. Helsinki’de zengin kültür mirasını ve güneşin tadını çıkarın. Berlin’de çeşit çeşit peynirleri tadın, müzik festivallerine katılın, eski Dresden’e uğrayıp tarihi yaşayın yağmur yağarsa sokaklarında ıslanın, Elbe Nehri’nde gemi turu yapın. Paris’te deniz esintisinin keyfini alın. İspanya’da Endülüs’ü keşfedin. Sonuç olarak kaç yaşında olursanız olun ister tek başınıza, ister ailenizle, isterseniz de arkadaşlarınızla Interrail rotaları ile hayatın ve gezmenin tadını çıkarın. 

"İnterrail Rotaları" Hakkındaki Genel Yorumlar (0)

A
B
F
G
H
İ
K
M
R
S
T
U
A
B
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
R
S
Ş
T
Ü
V
Z