Lefkoşa Gezilecek Yerler

calendar_today Mar 28, 2018 label Vizesiz ülkeler

Lefkoşa Nasıl Bir Yer?

Lefkoşa için yaşadıklarımız ve duyduklarımız üzerine kısa özet yapmak gerekirse tam bir ada başkenti diyebiliriz. İnsanların hala fazlasıyla samimi ve güvenli oluşu ada ülkesinde yaşamanın bir avantajı iken, eğlence ve turizm konusundaki çeşitlilik ise bir başkente yakışırcasına bolluk içinde. Kıbrıs’a gidiş amacınız ne olursa olsun eğer vaktiniz var ise Lefkoşa’yı rotanıza eklemenize tavsiye ediyoruz. Girne Türkiye’nin İstanbul’u ise Lefkoşa ise Ankara’sıdır yakıştırması yapılıyor. Lefkoşa’da gezilecek yerler için Kıbrıs halkına Girne mi daha güzel Lefkoşa mı diye sorduğumda böyle bir cevap almıştım. Açıkçası benim de görüşüm bu yönde.

Lefkoşa Nerede?

Kıbrıs’ı gözünüzün önüne getirdiğinizde Lefkoşa için adanın tam kalbinde diyebiliriz. Denize kıyısı olmaması ve tarihten gelen alışkanlıkla genellikle bir bürokrasi şehri olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle Kıbrıs hükümetinin bütün büyük kurumları Lefkoşa’da yer almaktadır. Yine adanın kalbinde olmasından kaynaklı olarak hem geçmişte hem de günümüzde başkent olarak kullanılmıştır ve bu sebepten Kıbrıs’ın en gelişmiş şehri olarak göze çarpmaktadır. Lefkoşa haritası yazıma da bir göz atın. 

Lefkoşa'ya Nasıl Gidilir?

Kıbrıs Lefkoşa hem başkent olması hem Kuzey Kıbrıs’ın en yoğun nüfusunu barındırması hem de adanın tam merkezi sayılabilecek bir konumda yer almasından dolayı ulaşım konusunda en rahat edilecek şehirdir. Gerek Kıbrıs’a ilk ulaştığınız anda Ercan Havalimanı’ndan gerek ise Kıbrıs’ın diğer şehirlerinden Lefkoşa’ya rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

Ercan Havalimanından Lefkoşa'ya Ulaşım

Kıbrıs’a hava yoluyla gidecekler ve havalimanından direkt olarak Lefkoşa’ya geçecekler için Kıbhas servisleri ilk tercih olarak gözükmekte. Fiyatları 10-12 lira civarında olan servisler ile Lefkoşa’ya kırk dakikada ulaşmanız mümkün. Bunun dışında daha konforlu ve hızlı bir yolculuk isteyenler için ise adanın hemen her yerinde olduğu gibi taksiler ve lüks otellerin özel arabaları öne çıkmakta. Eğer Lefkoşa’da konaklayacağınız yer önceden belli ise özel araçları sormanızı tavsiye ederiz. Aynı şekilde araba kiralama da Kıbrıs’ın her yerinde olduğu gibi Ercan Havalimanında da kullanabileceğiniz yöntemlerden. Fakat Kıbrıs’ta trafiğin İngiliz sistemine göre dizayn edildiğini yani ters yönden aktığını aklınızda bulundurun.

Girne'den Lefkoşa'ya Nasıl Gidilir?

Kıbrıs Lefkoşa, konumu göz önüne alındığında merkezde yer almasından kaynaklı olarak şehirler arası ulaşımda da Kıbrıs’ın en rahat edilen şehri. Özellikle Girne’den sık sık ve uygun fiyatlara Lefkoşa’ya ulaşmanız mümkün. Kombos adı verilen dolmuşlar ve İtimat otobüsleri ile Girne’den Lefkoşa’ya gidebilirsiniz. Bu noktada Kombosların daha hızlı ve daha konforlu olduğunu söyleyebiliriz. Yine İtimat otobüslerini kullanarak diğer şehirlerin hemen hemen hepsinden başkent Lefkoşa’ya ulaşmanız mümkün. Fakat bu seferlerin sıklığı Girne’den olduğu kadar fazla olmadığından kaynaklı olarak seyahat etmeden önce saat ve tarih bilgisini edinmek yararınıza olacaktır.

Lefkoşa Girne Arası Kaç Km?

Lefkoşa Girne arası yaklaşık 35 km olup yolculuk 40 dakika sürecektir. Lütfen radara yakalanmayınız. Girne- Lefkoşa arası sürekli olarak radarlar vardır.

Lefkoşa Uçak Bileti

Kıbrıs’ın hemen hemen her yerinde olduğu gibi Lefkoşa’nın da kumarhaneleriyle öne çıkan bir şehir olması Lefkoşa uçak biletlerini dönemsel olarak pahalı hale getirebiliyor. Yılın her mevsiminde özellikle hafta sonları Kıbrıs’a uçakla seyahat etmek isteyenler için hafta içine oranla ciddi pahalı gelebilir. Bunun sebebi Lefkoşa otellerinin toplu halde bilet satın alarak müşterilerine paket halinde satış yapmalarıdır. Fakat hafta içi seyahat etmek için engeli olmayanlar dört mevsim boyunca özellikle Salı ve Perşembe günleri olmak üzere ucuza uçak bilet seçenekleri bulabilirler. Bunların dışında Kıbrıs bir yaz ülkesi olmasından dolayı ilkbahar ve yaz mevsimlerinde de biletler kış ve sonbahara göre biraz daha pahalı olacaktır. Bu nedenle sonbaharın özellikle ilk aylarında Kıbrıs’a seyahat etmek bütçeniz için daha uygun tercihler olacaktır diye düşünüyoruz. Kıbrıs Lefkoşa’ya uçak biletleri kampanyalı dönemlerde (İstanbul - Lefkoşa) 250 TL’ye gidiş dönüş olarak alınabiliyor.

Lefkoşa Vize

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye vatandaşları için seyahat etmesi en kolay ülkelerden bir tanesi. Bu sebeple Kıbrıs Lefkoşa’ya gitmek de gayet basit. Yalnızca bir kimliğinizin olması 90 güne kadar Lefkoşa’da kalmanız için yeterli. Aynı şekilde pasaportla da giriş yapılabilmekte fakat daha sonra Yunanistan ve ya Güney Kıbrıs’a seyahat etmek isteyenlerin kimliklerini kullanmalarını öneriyoruz. Çünkü yaşanan diplomatik süreçlerden dolayı bu ülkeler pasaportunda KKTC damgası olup, vize almak isteyenlere süreçlerde ciddi zorluklar çıkartabiiyorlar. Ben Yunanistan’a vize başvurusu yaparken pasaportumu değiştirmek zorunda kalmıştım. Hatta gazetelerdeki haberlerde de okuduğum kadarıyla bir tane gazeteciyi pasaportunda Kıbrıs mührü olduğu için Yunanistan’a almamışlardı.

Lefkoşa Şehir İçi Ulaşım

Kıbrıs’ın bütün şehirlerinde olduğu gibi Lefkoşa da şehir içi ulaşım konusundan çok zayıf bir kent. Yerlilerin hemen hepsinde 18 yaşını doldurdukları anda araba olması ve dışarıdan gelen turistlerin de ya otellerin sağladığı arabaları ya da araba kiralama yöntemini kullanmaları bu alanın daha da zayıflamasına sebep olmuş. Öğrenciler için de üniversite servisleri olsa da genellikle büyük çoğunluğu araba almayı tercih ediyor. Bu nedenle Lefkoşa’da uzun mesafelerde bir yerlere gitmeyi düşünüyorsanız tek seçeneğiniz taksi gibi duruyor.

KKTC Lefkoşa Hava Durumu

Lefkoşa, bir ada ülkesine başkentlik yapıyor olmasına rağmen Kıbrıs’ta karasal iklimin en yoğun hissedildiği şehirdir. Özellikle yaz mevsiminde yaşanan yüksek nem oranları ve sıcaklıklar Lefkoşa’da nispeten daha azdır. Denize kıyısı olmamasından kaynaklı olarak nem oranının düşük olması yaz mevsiminde akşam saatlerinin hafif de olsa serin geçmesine olanak sağlamaktadır. Yine Kıbrıs’ın kuzeyi göz önünde tutulduğunda kış mevsimi de Lefkoşa’da diğer şehirlere göre birkaç derece daha soğuk geçmektedir. Fakat adanın hemen her yerinde olduğu gibi Lefkoşa’da da kış mevsimi neredeyse yaşanmıyor. Hatta tarihinde gördüğü kar yağışının sayısı bir elin parmaklarını geçmemekte ve yerli halkın çocuklarına anlattığı hikayeler arasından yer almaktadır. Bahar ayları ise dönem dönem yoğun yağmur yağışlarıyla geçse de sıcaklıklar yine yüksektir. Özellikle ilkbahar ayları Türkiye’nin bazı şehirlerinin yaz mevsimlerine benzemektedir.

Lefkoşa Nüfusu

Lefkoşa Kıbrıs şaşırılmayacağı üzere hem başkent olmasından hem de adanın merkezi sayılmasından kaynaklı olarak nüfus açısından da en kalabalık şehirdir. En son 2013 yılında yapılan sayımın sonuçlarına göre nüfusu 95 bin kişidir. Bugün yapılan tahminlere göre ise bu sayının 100 bini aştığı söylenmektedir. Kıbrıs’ın diğer şehirlerinde olduğu gibi Lefkoşa’da da bu sayının tamamı yerlilerden oluşmamaktadır. Büyük çoğunluğu Türkiye’den olmak üzere Avrupa’nın ve Ortadoğu’nun hemen hemen her ülkesinden göç almıştır. Göç edenler arasında Lefkoşa’ya okumaya gelenler olduğu gibi 1974 yılında yapılan harekattan sonra yerleşmeye gelenler de vardır. Bu nedenle Lefkoşa için kozmopolit karakterli bir nüfusa sahiptir diyebiliriz.

Lefkoşa'ya Ne Zaman Gidilir?

Kıbrıs Lefkoşa’ya hangi dönemde gideceğinize karar verirken düşünmeniz gereken en önemli konu şehire ne için gittiğinizdir. Eğer tamamen kültür ve tarih turizmi amacıyla yola çıkıyorsanız Lefkoşa için en ideal dönemler bahar mevsimleridir. Hem sıcaklıkların bunaltmadığı hem de üşütmediği zamanlar olduğu için bütün gününüzü şehrin sokaklarında geçirmenize hiçbir engel kalmayacaktır. Deniz tatili yapmak için gelip de günübirlik de olsa Lefkoşa’ya uğramak istiyorsanız ise sıcaklıklar yüksek olduğundan dolayı öğleden sonra saatleri daha ideal olacaktır. Fakat müzeler ve tarihi yerlerin bu saatlerde kapalı olması ise kültür turistlerini zora sokmaktadır. Bu noktada yazın Lefkoşa’ya gidenlerin sıcaklıklardan kaynaklı biraz zorluk çekeceğini söyleyebiliriz. Yine de Kıbrıs’a kadar gidip Lefkoşa’yı görmeden gelmeyin diye düşünüyoruz. Kıbrıs Lefkoşa’ya gidecek olan kişilere Nisan ile Ekim ayları arasını tavsiye ediyorum.

Lefkoşa Gezilecek Yerler

Girne Kapısı

Eski Lefkoşa’nın girişi olarak da bilinen bir mimari yapı olan Girne Kapısı, aynı zamanda şehrin merkezi olarak da sayılmaktadır. Tarihi surların girişi niteliği taşıyan üç kapıdan biridir. Venediklilerin adaya yerleştiği dönemde inşa ettirdikleri yapı Osmanlı İmparatorluğu’nun Kıbrıs’ın kontrolünü almasından sonra tekrar elden geçirilmiştir. Günümüzde eski Lefkoşa’nın içine girişin sağlanması için sağında ve solunda yer alan surlar yıkılarak yol yapılmıştır. Yapı adada günümüze kadar sağlam gelen mimariler arasında ilk göze çarpanlardandır. Venedik tarzında inşa edilmiş olsa da Osmanlı’nın dokunuşları özellikle tarihi mimariden anlayanlar tarafından hemen fark edilecektir. Girne Kapısı’nın günümüzde Lefkoşa’ya seyahat edenler için farklı bir anlamı da vardır; yapı aynı zamanda turist danışma merkezi olarak kullanılmakta ve çalışma saatleri içinde buraya uğrayanlar için kılavuzluk etmektedir. Kıbrıs’ın hemen hemen her yerinden Lefkoşa’ya gelen otobüsler de bu sebepten dolayı mutlaka Girne Kapısı’ndan geçmektedir. Kıbrıs gezilecek yerler yazımdan Kıbrıs şehirleri hakkında tüm detayları okuyabilirsiniz. 

Büyük Han Lefkoşa

Kıbrıs’ı tanıtan kartpostallar ve gezi yazılarının da mutlak konularından birisi olan Büyük Han, Osmanlı’nın adada inşa ettiği ilk yapı olması sebebiyle önemlidir. Osmanlıdan adaya miras kalan bir çok hanın arasında ayakta kalan iki taneden biri ve en büyüğüdür. Lefkoşa Büyük Han yalnızca Lefkoşa’nın değil aynı zamanda Kıbrıs’ın en büyük hanlarındandır. Tarih boyunca ‘Yeni Han’ ve özellikle Alanya’dan Kıbrıs’a gelen misafirlerin sıkça ağırlanmasından dolayı ‘Alanyalılar Hanı’ olarak da geçmektedir. İnşa edildiği dönemde alt katları ticarethanelere üst katları ise misafirlere kiralanmaktaydı. Bu sebeple uzunca bir dönem Lefkoşa ticaretinin de kalbinde yer almıştır. 1900’lü yıllarda ise yoksul ailelerin yerleşimine açılmış ve uzunca bir süre bu şekilde kullanılmıştır. Fakat Kıbrıs’ta turizmin tekrar canlanması ve Büyük Han’ın da bu turistik yapılar arasında ilk sıralarda yer almasından dolayı 1982 yılında restorasyonuna başlanmış ve 2002 yılında sona ermiştir. O tarihten bu yana ise büyük çoğunluğunda galeriler ve el sanatlarıyla uğraşan insanların kiraladığı dükkanlar yer almaktadır. Bu yönüyle son yıllarda bir el sanatları merkezi haline gelmiştir. Kıbrıs’ın yerli el işlerinin en güzel örneklerini burada bulabilirsiniz. Yine içerisinde yer alan restoran ve kafeler biraz soluklanmak isteyen gezginler için keyifli mekanlardır. Kıbrıs Lefkoşa gezilecek yerler arayışında olanlara burayı mutlaka tavsiye ederim.

Lefkoşa Selimiye Camii

Selimiye Camii yaklaşık bin yıldır Lefkoşa’nın merkezinde sapasağlam bir biçimde ayaktadır. Hikayesiyle ve adıyla İstanbul’da yer alan Ayasofya’ya benzemektedir. Haçlı Seferleri sonrasında Kıbrıs’a yerleşen Lüzinyanlıların adada bir Latin Katedrali bulunmaması sebebiyle inşa ettirdikleri yapı, Paris’te bulunan Notre Dame Katedrali’ne benzetilmiştir. İlk açıldığı dönemde adı Ayasofya Katedrali’dir ve Lüzinyanlıların baş katedrali olmasından dolayı Lüzinyan kralları taçlarını ilk defa burada giymişlerdir. Dönemin hemen hemen bütün Avrupai yapılarında olduğu gibi Gotik mimari tarzıyla inşa edilmiştir. Daha sonrasında ise Osmanlı İmparatorluğu’nun Kıbrıs’ı ele geçirmesiyle dönemin padişahı olan Sarı Selim’in adıyla anılan bir camiye dönüştürülmüştür. O günden bu zamana dek bir İslam ibadethanesi olarak kullanılsa da mimarisinin dışına hemen hemen hiç müdahale edilmemiş ve bu sebeple özgün yapısını korumuştur. Kıbrıs’ın tarihi mimarileri arasında en dikkat çekici olanları arasında yer alan Selimiye Camii, özellikle meraklılarının yerinde görmekten keyif alacağı yapılar arasında.

Lefkoşa Saray Önü

Kıbrıs Lefkoşa’da gezilecek yerler için sıradaki durağımız Saray Önü. Atatürk Meydanı olarak da bilinen Saray Önü; adını bölgede yer alan Saray Hotel’den almaktadır. Lefkoşa’nın en eski otellerinden birisi olması ve savaş döneminde de aktif rol almasından dolayı şehrin bir bölgesine ismini verecek kadar ünlenmiştir. Aynı zamanda Dikilitaş olarak da bilinen Venediklilerin adada yer alan en önemli eseri olan Venedik Sütunu’nun da burada yer alması bölgeye ayrıca bir şöhret kazandırmıştır. Birleşik Krallığın adayı kontrol ettiği dönemler ve öncesinde ‘Konak Meydanı’ olarak bilinen Saray Önü, eski Lefkoşa’nın surları içerisinde yer alır ve hemen hemen her sokak önünde birleşir. Uzun yürüyüşler sonrasında biraz soluklanıp çay kahve içmek isteyenler için meydanda yer alan kahveler güzel seçenekler arasında yer alıyor. Kıbrıs’ın yerlisi yaşlı amcaların da sık sık sohbet etmeye, tavla oynamaya geldiği kahvelerde çok tatlı sohbetler de gerçekleştirebilirsiniz.

Barbarlık Müzesi Lefkoşa

Kıbrıs Lefkoşa’da gezilecek yerler için olmazsa olmazımız Barbarlık Müzesi Lefkoşa. Kıbrıs’ta savaşın etkilerini bütün çıplaklığıyla görmek isteyenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir müzedir. 1974 yılında Türkiye’nin Kıbrıs’a yaptığı müdahale öncesinde uzun soluklu bir iç savaş yaşanmış ve bu süreçte hem Rum halkından hem de Türk halkından çok sayıda asker ve sivil hayatını kaybetmiştir. Bütün bu ölümlerin belki de en derinden etkileyeni Barbarlık Müzesi’nin açıldığı evde yaşanan katliam olmuştur. 4 Aralık 1963 gecesi EOKA ismiyle anılan çetenin Dereboyu Caddesi’nde Binbaşı Nihat İlhan’ın evini basması ve bütün ailesini öldürmesiyle son bulan olaylar, hem uluslararası kamuoyunda hem de Kıbrıs’ın yerlileri arasında büyük bir etki yaratmıştır. Bunun sonucunda Türkiye’nin de desteğiyle 1966 yılında bu ev müze haline getirilmiş ve o günden bu yana savaşın insanları ne hale getirdiğini ve yarattığı sonuçların ne denli korkunç olduğunu anlatmak adına misafirlerinin ziyaretine açıktır. Özellikle insanlığın yakın tarihine meraklı olan gezginlerin Lefkoşa Barbarlar Müzesi’ni görmesini tavsiye ediyoruz.

Lefkoşa Magosa Kapısı

Venedikliler’in Kıbrıs’ın kontrolünü ellerinde tuttuğu dönemde Magosa, Karpaz, Larnaka ve Limasol’dan Lefkoşa’ya gelenler şehre bu kapıdan giriş yaparlarmış. Şehrin en güçlü ve en önemli kapısı olarak konumlandırıldığından dolayı ana kapı olarak da kullanılmıştır. Günümüzde surların bir çoğunun yıkılması sebebiyle yalnızca kapı ve etrafındaki surlar olarak muhafaza edilmiş olsa da sağlam bir biçimde ayakta kalmayı başarmıştır. Kıbrıs’ın tarihi ve mimari yapılarına meraklı olanlar için yine eski Lefkoşa’nın içinde yürüyüş mesafesinde yer almaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun adayı ele geçirmesiyle beraber adını ‘Alçak Hisar’ olarak değiştirmişlerdir, öneminden ise hiçbir şey yitirmemiştir. Hatta Osmanlı padişahları kapıya verdikleri önemi göstermek adına kendi tuğralarını taşların üzerine işletmişlerdir. 2. Mahmud’un tuğrası hala sarı taşların üzerinde sağlıklı bir biçimde görülebilmektedir. Kıbrıs Lefkoşa’da gezilecek yerler  listemize devam ediyoruz...

Lefkoşa Aziz Nikolas Kilisesi

Bedesten olarak da bilinen kilise özellikle kumaş ve tekstil ile uğraşan yerli esnafın pazar yeri olarak kullanılmaktadır. Günümüzde Selimiye Camii olarak bilinen Aya Sofya Kilisesi’nin küçük bir taklidi olarak inşa edilmiştir. Bu nedenle girişindeki kemerli yapıdan tutun kilisenin içine kadar hemen hemen her ayrıntısı Aya Sofya’ya benzemektedir. Adada camii haline dönüştürülmemiş kiliseler arasında az sayıdaki yapıdan bir tanesi olması sebebiyle de ilk inşa edildiği biçimde kalabilmiştir. Eğer yerli halkın tezgahlarını açtığı bir güne de denk gelirseniz kiliseyi gezmek sizin için eşsiz bir deneyim haline gelecektir.

Lefkoşa Derviş Paşa Konağı

Osmanlı mimarisinin Kıbrıs’taki en iyi örneği dersek abartmış olmayız sanırım. 1800’lü yılların başında inşa edilen konak adada yayımlanan ilk Türkçe gazete olan Zaman Gazetesi’ni çıkaran Derviş Paşa’nın kendisine aittir. Daha sonraki dönemlerde mirasçılarından bir şekilde devlete geçmiş ve özellikle KKTC tarafından yurt dışından gelen protokol düzeyi misafirleri ağırlamak adına kullanılmıştır. Rauf Denktaş’ın da çok sevmesi nedeniyle devlet büyüklerini akşam yemeğinde ağırlamak adına ilk akla gelen tercih olmuştur. Daha sonraki yıllarda ise restorasyon sürecine girmiş ve Etnografya Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.

Lefkoşa Kumarcılar Hanı

Neredeyse Büyük Han’ın dibinde sayılacak Asmaaltı Meydanı’na inşa edilen Kumarcılar Hanı, adından da anlaşılacağı üzere daha çok maddi olarak çok iyi düzeyde olmayan veya paralarını kumarda harcayan tüccarları ağırlamıştır. Büyük Han’da kalmaya durumu olmayan tüccar ve gezginler burayı tercih etmişlerdir. Tarihçilerin görüşlerine göre daha önce inşa edildiği yerde bir manastır bulunmaktadır. Fakat bu görüşler teori düzeyinde kalmıştır, çünkü zemininde hiç inceleme yapılmamıştır. Uzunca bir süre restorasyon geçiren ve bu durumdan dolayı kapalı kalan Han, son yıllarda tekrar ziyarete açılmıştır. Mimari olarak Büyük Han’a benzerliğiyle öne çıkmıştır ve bu sebepten ötürü günümüzde restorasyon sonrası hemen hemen Büyük Han benzeri kullanım biçimiyle öne çıkmıştır. 44 odadan oluşan Kumarcılar Hanı’nda Kıbrıs’a özgü her türlü el işi ve sanatsal üretimi satın alabilirsiniz. Yine Büyük Han’da olduğu gibi burada da yemek yiyip, çay kahve içmeniz mümkün. Fakat girişinde yer alan tarihi Asmaaltı Kahvesi bu noktada daha cazip bir opsiyondur. Girne gezilecek yerler yazıma da bir bakın derim.

Lefkoşa Mevlevi Tekke Müzesi

Aynı Derviş Paşa Konağı’nda olduğu gibi bu müze de Osmanlı’nın adada el değmemiş mimari eserleri arasındadır. İlk inşa edildiği zaman geniş bir alana yayılmış olmasına rağmen dönem içinde savaşların ve yıkımların etkisiyle küçülmüştür. Girne Kapısı’na yürüyüş mesafesinde yer alan müze, 1960’lı yıllardan bu yana Kıbrıs’ta yer alan Türk eserlerini bir çatı altına toplamak ve korumak amacını gütmektedir. Bu yönüyle de Kıbrıs’ın Türk tarihini tanımak ve anlamak isteyenler için çok önemli bir yer tutmaktadır. Müzenin günümüze ulaşan kısmı nispeten küçük de olsa 1962 yılında Türkiye’nin desteğiyle restorasyon geçirmiş ve o tarihten bu yana Kıbrıs Türk Etnografya Müzesi olarak da kullanılmıştır. Lefkoşa tarihi yerler arıyorsanız burayı mutlaka ziyaret ediniz.

Lefkoşa Venedik Sütunu

Atatürk Meydanı olarak da bilinen Saray Önünde yer alan sütun, aslında Magosa’da yer alan Salamis Harabeleri’nin bir parçasıdır. Venedikliler Kıbrıs’ı ele geçirdikten sonra Lefkoşa’ya zaferlerini simgeleyen bir heykel dikmek istemişler ve bu amaçla sütunu buraya taşımışlardır. Günümüzde adanın tarihi yapıları arasında sayılıp turistik ilgi görse de aslında Kıbrıs’ta Venedik hakimiyetini simgelemektedir.

Lefkoşa Arap Ahmet Camii

Kıbrıs’ta yer alan Latin Kiliselerinden bir tanesinin dönüştürülerek camiiye çevrilmesiyle ortaya çıkmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun Kıbrıs’a yaptığı seferde görev alan önemli paşalardan birisi olan Ahmet Paşa’nın adını taşımaktadır. Her ne kadar Latin ve Venedik mimarisinden büyük izler taşıyor olsa da Klasik Türk mimarisinin güzel örneklerinden birisidir. Bahçesinde yer alan mezar taşlarından Latinceden Osmanlıcaya varana kadar çeşitli dünya dillerine rastlamak mümkündür. Eski bir Latin kilisenin yerine yapılmış olmasından dolayı Hristiyanlık dinine ait bazi resim ve motifler de hala olduğu gibi korunup, saklanmaktadır.

Lefkoşa Sultan Mahmut Kütüphanesi

Osmanlı padişahları arasında Kıbrıs’a en büyük ilgiyi Sultan 2.Mahmut göstermiştir. Bu sebeple adaya yaptığı yatırımlar dikkat çekmiştir. Aynı şekilde ilme olan merakıyla da bilinen padişah, Kıbrıs’a bir kütüphane inşa edilmesi talimatı vermiştir. İki bine yakın eserin günümüze kadar sağlam bir biçimde gelmesi ise değerin bir kat daha artırmıştır. Özellikle Kıbrıs tarihi ile ilgili araştırma yapan akademisyenlerin kütüphanedeki Farsça, Osmanlıca ve Türkçe kaynaklara sıkça başvurduğu bilinmektedir. Mimari olarak da dikkat çeken bir yapı olan Kütüphane, geleneksel Osmanlı mimarisinin hemen hemen bütün yapısal özelliklerini taşımaktadır.

Lefkoşa Ledra Palace

Lefkoşa’nın dünya tarafından en çok bilinen bölgesi Ledra Palace’tır diyebiliriz. Bu durumun bilinen pek çok sebebi vardır, en önemlisi ise bölgeye de adını veren Ledra Palace otelinin Kıbrıs harekatından sonra Birleşmiş Milletler tarafından üs olarak kullanılmasıdır. Lefkoşa’yı Güney Kıbrıs Cumhuriyeti’nden ayıran bölge Ledra Palace’tır. Savaş öncesi dönemde Lefkoşa’nın en popüler bölgesi olan ve şehrin en büyük otelini içinde barındıran Ledra Palace; günümüzde tamamen askeri kontrole bırakılmıştır. Hatta bölgede kalan bir futbol sahası dahi mevcuttur. Savaş sonrası dönemde bu sahada yalnızca bir defa maç yapılmıştır ve o günden sonra terk edilmiş bir tarla gibi görünmektedir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ülkeden çıkmasının KKTC için bir sorun teşkil etmemesi dolayısıyla Ledra Palace sınır kapısını geçmeniz mümkün fakat Güney Kıbrıs Cumhuriyeti KKTC’yi tanımadığı için vizeniz olsa dahi güneye geçmeniz mümkün değil. Yalnızca Yeşil Hat olarak adlandırılan bölgeyi dolaşmanız mümkün. Ledra Palace yakın olan ve eski Osmanlı cephaneliği olduğu bilinen parktan ise bölge rahatlıkla gözlemlenebilir.

Lefkoşa Cumhuriyet Parkı

Lefkoşa’nın en büyük ilçelerinden birisi olan Gönyeli’de yer alan park, şehrin merkezinden ulaşmak isteyenler için bir araba zorunluluğunu beraberinde getirmektedir. Savaş dönemini hatırlamak adına inşa edilmiş ulusal bir anıtı da bünyesinde bulunduran parkın en önemli özelliği ise Rauf Denktaş’ın mezarına da ev sahipliği yapmasıdır.

Lefkoşa Taş Eserler Müzesi

Kıbrıs bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmasından kaynaklı ve insanlık tarihinin bilinen en eski zamanlarından bu yana yerleşim yeri olarak kullanılmasından dolayı arkeolojik değeri yüksek olan bir çok esere de sahiptir. Taş Eserler Müzesi ise bu eserlerin sergilenmesi ve korunması yönünde önemli bir açığı kapatmıştır. Venedikliler’in adaya inşa ettiği binalardan biri olan müze, günümüze kadar el değmemiş olarak korunmuştur. İçeride lahitlerden armalara, sütunlardan mermer eserlere varan kadar çok sayıda tarihi eser mevcuttur.

Lefkoşa Büyük Hamam

Latinlerin Kıbrıs’a yerleştikten sonra inşa ettikleri kiliselerden birisi olan Saint George kilisesinin enkazı üzerine inşa edilmiş bir Osmanlı yapısıdır. Bu nedenle kapısı hala Latin mimarisinde miras kalmıştır. İçerisi ise tamamen klasik Türk mimarisine göre inşa edilmiş tam bir Osmanlı hamamıdır. Fakat dış mimarisinin çok uluslu bir yapıyı barındırmasından dolayı görülmeye değer bir yapıdır.

Lefkoşa Lüzinyan Evi

Haçlı Seferleri sonrası Lüzinyanlılar’ın Kıbrıs’a yerleşmesi beraberinde barok mimari tarzını da adaya taşımalarına vesile olmuştur. Bu ev de aynı şekilde Fransız Barok mimarisi ve Latin mimarisinin Kıbrıs’taki en değerli eserleri arasındadır. Görmek isteyenler için eski Lefkoşa’da ziyaretçilerini beklemektedir.

Lefkoşa Arap Ahmet Mahallesi

Adından da anlaşılacağı üzere Arap Ahmet Camii çevresindeki yerleşimlerden oluşan mahalle, projeye konu olmasıyla dikkat çekmektedir. 1980’li yıllarda özel proje alanı olarak seçilmiş ve restorasyon çalışmalarına başlanmıştır. Projenin amacı ise bölgede yaşayan halkın mahalleye geri dönmesini sağlamak ve mahalleyi savaş öncesi yaşamına geri döndürmektir. Hatta bu durumu cezbedici hale getirebilmek için Arap Ahmet Festivali adı altında bir kültür festivali de düzenlenmiştir. Bölge günümüzde yavaş yavaş projenin amaçladığı standartlara ulaşmaya başlamış olsa da tam olarak istenen ilerleme sağlanamamıştır. Lefkoşa’ya gidenlerin şehrin dokusuna temas etmek istemeleri durumunda ilk sırada görmesi gereken yerler arasındadır.

Lefkoşa Haydar Paşa Camii

Yine Lüzinyanların adaya yerleşmesi ile beraber Kıbrıs’a gelen Latin mimarisinin bir örneği olan Saint Catherine Kilisesi’nin; Osmanlı İmparatorluğu’nun adaya gelmesiyle beraber camiye dönüştürülmesiyle ortaya çıkmış bir eserdir. Gotik mimarinin Avrupa ve Dünyadaki en güzel örnekleri arasında yer alan camii, özellikle dış kısmında bulunan işleme ve motifleriyle dikkat çekmektedir. İçinde vaftiz havuzu bulunan ve yıkılmayan nadir camilerden birisi olan yapıda fazlasıyla ejderha ve gül motifi bulunmaktadır. Lefkoşa’nın tarihi mimarileri arasında en çok dikkat çeken ve turistlerin özellikle fotoğraflamayı sevdiği noktalar arasındadır.

Lefkoşa Ermeni Kilisesi

Arap Ahmet mahallesinde yer alan kilise eski adıyla saha sık bilinen Victoria Sokağı’ndadır. Daha çok Ermenilerin arasında yaygın olan Apolistik inancı tercih edenler tarafından Kıbrıs’ın yerli Ermenileri tarafından kullanılmaktadır. Yine mimari olarak yapıldığı dönem göz önüne Gotik mimarinin izleri göze çarpmaktadır. Adanın Osmanlı kontrolünde olduğu dönemde dahi kilise olarak kullanılmaya devam edilmesi hiçbir bozulmaya uğramamasına sebep olmuştur.

Lefkoşa Dereboyu Caddesi

Kıbrıs’ın yakın zamana kadar en hareketli noktası olan Dereboyu Lefkoşa, günümüzde yeni yerler popüler olmaya başlasa da öneminden pek de bir şey kaybetmemiş. Özellikle adanın yerlilerinin ve öğrencilerin sık sık vakit geçirdiği bölge, alışveriş ve gece hayatı için önemli bir lokasyon. Sağlı sollu mağazalardan tutun dünya mutfağından restoranlara ve gece hayatının temel taşlarından olan barlara varana kadar çok çeşitli seçeneklere sahip olan cadde, İstanbul’a aşina olanlar için Bağdat Caddesi’nin hareketli zamanlarını anımsatacaktır. Son yıllarda öğrencilerin de rağbet göstermesiyle mekan çeşitliliğinin artması da caddenin popülerliğini artıran bir diğer etmen. Aynı zamanda Kıbrıs’ın yerli halkıyla iç içe vakit geçirmek isteyen gezginler için de harika bir nokta. Gündüz alışveriş akşamları için yalnızca Lefkoşa’da değil hemen hemen adanın bütün şehirlerinden gelen insanlar Dereboyu’nu tercih etmekte. Bu sebeple hem kalabalığı hem de çeşit çeşit insanın varlığıyla kozmopolit bir cadde kimliğine de bürünmüş durumda.

Lefkoşa Kahvaltı Yerleri ve Restoranları

Gomşu Restoran

Lefkoşa’nın hatta Kıbrıs’ın en lezzetli kebapçıları arasında sayılan restoran, hem yerlilerin hem de turistlerin çok sık tercih ettikleri yerlerden. Şeftali Kebabı’nı ve Türkiye’den de aşina olduğumuz diğer et lezzetlerini burada bulabilirsiniz. Diğer yerlere göre biraz daha pahalı olsa da verilen paranın hakkını veriyorlar. Lefkoşa yemek yerleri arayan kişilere burayı tavsiye ederim.

Piron Hamur Restoranı

Gezdiği şehirlerin yerel mutfağını tatmaya meraklı olanlar için Piron Restoran, Lefkoşa’da uğramadan geçmemeleri gereken yerlerin en başında geliyor diyebiliriz. Kıbrıs’a dair tadabileceğiniz bütün hamur yemeklerini Piron’da bulabilirsiniz. El açması böreklerden tutun mantıya kadar aşina olduğumuz tatlardan, Kıbrıs’a özgü pirohuya yani Kıbrıs mantısına, bulgur köftesine, sini gadmerine varana kadar muhteşem lezzetleri burada tadabilirsiniz.

Galbur Balık Restoran

Tabi ki Kıbrıs denince akla ilk gelen lezzetler arasında bir ada ülkesi olmasından dolayı deniz ürünleri olacaktır. İşte Galbur Balık bu düşünceyle adaya gelenlere istediklerini sunmak için açılmış bir restoran. Aklınıza gelebilecek her türlü deniz ürününü tazecik bulabileceğiniz hatta kendinizi kaptırırsanız balığa sıra gelmeden mezelerle doyabileceğiniz bir yer. Eğer ki rakı-balık konseptini seviyorsanız ve bunu hafif bir Kıbrıs etkisiyle yaşamak istiyorsanız Galbur Balık sizin yeriniz.

El Sabor Latino

Lefkoşa’ya çift olarak gidenlerin romantik bir akşam yemeği için bulabileceği en güzel konseptli restoran diyebiliriz Sabor için. Bir Kuzey Kıbrıslının ve bir Portekizli’nin evliliği sonucunda adaya yerleşmeye karar vermeleriyle açılmış olan restoran, içeride Akdeniz’in bütün esintilerini hissetmenize sebep oluyor. Eski Lefkoşa’nın göbeği sayılabilecek bir yerde yer alması ise en büyük artılarından. Deniz ürünleri ağırlıklı olsa da genellikle menüsünde yer alan ürünler başka yerlerde çok sık rastlayamayacağımız seçenekler. Kıbrıs mutfağını Portekiz mutfağıyla çok başarılı bir biçimde birleştirmiş olmaları restoranı bambaşka bir hale getirmiş. Eğer bir öğle veya akşam yemeğine uğrarsanız Sangria şarabını da içmeyi ihmal etmeyin deriz.

Lefkoşa Gece Hayatı

Lefkoşa hem başkent olması hem adanın en kalabalık nüfusuna sahip olması hem de tam merkezde sayılabilecek bir konumda yer almasından dolayı gece hayatının da Girne ile beraber en çok tercih edilen şehir. Bölgede bol bol üniversite olması ve öğrencilerin de buraya yerleşmesiyle var olan gece hayatı seçenekleri daha da artmış durumda. Eski Lefkoşa’dan tutun Dereboyu Caddesi’ne hatta yeni yerleşim bölgesi sayılan Gönyeli’ye varana kadar çok sayıda gece hayatı mekanı mevcut. Sabahın ilk ışıklarına kadar dans edebileceğiniz kulüpler, arkadaşlarınızla ufak tefek içerek sohbet edebileceğiniz meyhane ve barlar dahil olmak üzere Lefkoşa’da her türlü seçeneği bulabilirsiniz. Bu seçenek sayısının fazlalığı dışında Kıbrıs’ın her yerinde olduğu gibi Lefkoşa’da da gece hayatının en çok öne çıkan özelliği güvenlik olsa gerek. Partnerinizle çok rahat bir biçimde gece eğlenmeye çıkabilir ve hiçbir problemle karşılaşmadan konaklama yaptığınız yere gere dönebilirsiniz. Hatta sabahın ilk ışıklarına kadar sokaklarında rahatlıkla yürüyebilirsiniz. Genellikle adanın yerlileri ve turistlerle sohbet ettiğimizde bu yönüyle Kıbrıs’ın tercih edilesi bir yer olduğunuz söylüyorlar. Aynı şekilde hiç tanımadığınız bir yabancıyla rahat rahat sohbet edebilir ve istediğiniz anda sohbetinizi sonlandırabilirsiniz. Ada ülkelerinde yaşamanın verdiği rahatlıkla giyim konusunda da hiçbir sorunla karşılaşmadan istediğiniz gibi hareket etmeniz mümkün. Bütün bu seçenekler ve güvenli hareket etme durumunu göz önünde bulundurduğunuzda Lefkoşa’ya gece hayatı için ideal bir şehir demek mümkün. Kıbrıs gece hayatı yazımda her şeyi okuyabilirsiniz. 

Lefkoşa Kumarhaneleri

Kıbrıs’a giden veya gitmeyi düşünen herkesin aklındaki ilk sorulardan bir tanesi kumarhanelerdir diye düşünüyoruz. Lefkoşa Kıbrıs’ın başkenti olduğu gibi adadaki kumarhanelerin de başkenti haline gelmiş. Deniz kıyısında yer alan bir kent olmamasından dolayı şehirde açılan büyük otellerin hemen hepsi casino endeksli kurulmuş ve misafirlerinin büyük çoğunluğu bu sebeple tercih etmekte. Kıbrıs’ta otel sahibi olan bütün büyük grupların hepsinin Lefkoşa’da da oteli olması ve genellikle bu otellerin boş olması da kumarhane üzerine kurulmuş olduklarının en büyük ispatı niteliğinde. Hafta sonları ise özellikle Türkiye’den gelen zengin misafirler bu otelleri ve kumarhanelerini hınca hınç doldurmakta. Tabi ki Lefkoşa gece hayatına dahil olmak isteyen fakat yüksek paralar harcamak istemeyen gençler de kumarhaneleri sık sık tercih etmekteler. Sınırsız alkol ve açık büfe yemek seçenekleri gençler için bulunmaz nimet diyebiliriz. 25 yaşından büyükseniz bütün bu seçenekleri siz de kullanabilirsiniz. Yaşınız tutmasa dahi girebileceğiniz söylense de biz Kıbrıs’taki deneyimlerimiz ve yerli halkla sohbetlerimiz doğrultusunda böyle bir riskin alınmasını pek makul bulmadık.

Lefkoşa'da Ne Yapılır?

Kıbrıs Lefkoşa’da mutlaka en az bir müzeyi ya da tarihi yerleri ziyaret edin. Şehrin sokaklarında mutlaka yürüyüş yapın. Lefkoşa’daki kafelerdeki insanlarla kaynaşıp sohbet edin.

Lefkoşa Gezi Maliyeti

Kıbrıs Lefkoşa’da gezilecek yerler dışında gece hayatı ve kumar merakınız varsa bir günde elbette 100.000 TL harcamak da var. Ama bunları dışında Lefkoşa’da bir otelde 2 gün kalayım uçak bileti masrafları ve yeme içme maliyeti derken en az 1200 TL yeterli olacaktır.

Lefkoşa Gezilecek Yerler İçin Kaç Gün Yeterli?

Lefkoşa Kıbrıs gezilecek noktalar için 2 gün yeterli diye düşünüyorum. Fazlası sıkıcı olabilir.

Lefkoşa ile Girne’yi birbiriyle kıyaslamak isterseniz kesinlikle Girne derim. Bu elbette benim yorumum. Lefkoşa’da gezilecek yerler ağırlıklı olarak tarihi yerlerdir. Müze vs. merakınız yoksa ciddi anlamda sıkılabilirsiniz. Yok illa Lefkoşa’yı göreyim diyorsanız o zaman 1 gün yeterli olacaktır. Ben Kıbrıs’a ne zaman gitsem Lefkoşa’da kalmak yerine otelimi Girne’de rezervasyon yapıp günü birlik olarak Girne’den Lefkoşa’ya gidip geldim. Siz de eğer Kıbrıs’ta araç kiralayacaksınız benim gibi yapabilirsiniz.