Yaz

TRABZON'DA GEZİLECEK YERLER

calendar_today Mar 28, 2018

TRABZON'DA GEZİLECEK YERLER

TRABZON GEZİ REHBERİ

Trabzon Turizm Kültürü Ve Doğal Güzellikleri

Doğu Karadeniz bölgesinde yer alan Trabzon coğrafik açıdan Karadeniz sahili ile Zigana dağları arasında yer alan batısında Giresun’a bağlı Eynesil ilçesi, güneyinde Gümüşhane’ye bağlı Tirebolu ilçesi ve Bayburt, doğusunda ise Rize’ye bağlı İkizdere ve Kalkandere ilçeleri ile çevrili bir ilimizdir.

Kafkasların ve orman transit yolunun başlangıcında yer alan Trabzon, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelere limanları ile bağlantı sağlayan bir ildir. Turizm adına dört mevsim tarihi ve doğal güzelliklerin görülebileceği bir şehir olan Trabzon, nüfusu bakımından x nüfusa sahiptir. Etnik olarak yörede bulunan halkının gelenek ve göreneklerine bağlılıkları nedeniyle yaşam tarzları ve şiveleri kendilerine özgü özelliğini korumaktadır. Bunun en güzel örneği olarak yörede yaşayan Türkmen boyları verilebilir. Türkmen boyları içerisinde yer alan Çepniler Şalpazarı ve Beşikdüzü ilçesinin yirmi dokuz kadar yakın köyünde yaşamakta olup Türkmen gelenekleri halen sürdürülmektedir.

Tarihi, sosyal ve kültürel, doğal zenginlikleri ile mavi ve yeşilin bir arada olduğu Trabzon ili, dört mevsim boyunca gezilebilecek illerimizden birisidir. Yazları serin ve az tuzlu olan denizi hem avlanma için hem de yüzme olanakları yönünden oldukça elverişli yerlerden birisidir. Çok uzun yıllar öncesine dayanan geçmişi Trabzon iline çok değerli tarihi miraslarının kalmasına neden olmuştur. Tarihte devlet yönetiminde önemli kişilerin izlerini taşıyan Trabzon, Osmanlı padişahlarından fatih sultan Mehmet tarafından fethedilmiştir.

İklimin yeryüzüne oldukça cömert davrandığı Trabzon’da doğal güzellikler adına insanda hayranlık bırakacak örüntüleri yakalamak mümkündür. Trabzon aynı zamanda tarihte önemli ticaret yollarından birisi olan ipek yolu üzerinde bulunması nedeniyle önemli transit merkezlerinden birisi olmayı elinde tutmuş ve doğal olarak da ziyaretçisi bakımından hiç yalnız kalmamış bir şehirdir. Stratejik konumu bakımından oldukça avantajlı bir konuma sahip olan Trabzon 1989 yılında sarp kapısının açılmasıyla ayrı bir stratejiye kazanmıştır.

Turizm, dinlenme, girme, gezme, eğlenme, tanıma ve bunun gibi değişik amaçlarla bir ülkeye ya da bölgeye düzenlenen geziler anlamına gelmektedir. Trabzon ili turizm kavramının tanımı içerisinde gecen gezmek, görmek, tanımak ve eğlenmek kavramlarının bütününü barındıran bir şehirdir. Doğal güzellikleri, kültürü ve tarihsel mekânları bugüne değin turizm için gereken tüm şartları sağlayıcı etkenlerdendir. Trabzon turizm kültürü ve doğal güzellikleri söz konusu olunca yaylaları, akarsuları, florası, faunası, denizi ve vadileri gibi birçok spontane el değmemiş harikalarından yer aldığı ortamlar akla gelmelidir. Ayrıca tarihten kalma mirasları, gelenek ve göreneklerinin güzelliği, yöresel el sanatlarının benzersiz ligi ile Trabzon gezmek için tercih edilmesi bir yerdir

Trabzon turizm açısından on iki ay boyunca ziyaretçi akınına sahip olacak potansiyele sahip bir il olarak, kendi tanıtımını yapmada ülke genelinde ve Avrupa da dâhil olmak üzere Trabzon spor futbol takiminin profesyonelliğinden de yararlanan akılcı bir şehirdir.

Ayrıca Trabzon’da turizm kültürü ve doğal güzelliklerini uluslararası standartlara ulaştırmak ve hizmet nitelik ve niceliğini geliştirmek amacı ile TUREM Trabzon Turizm Eğitim Merkezi kurulmuş olup, turizmin gelişimi açısından önemli adımların atıldığı gözde bir şehirdir. İldeki turizmin canlılığını süre getiren en önemli etkenlerden bir tanesi Trabzon’un doğal güzellikleridir. Peki, Trabzon’da doğal güzellikler nerede saklı?

Aslında Trabzon’un doğal güzellikleri söz konusu olunca insan yaylasından mı, akarsuyundan mı, deresinden mi, mağarasından mı tanıtıma başlayacağını bilemiyor. Bu nedenle Trabzon turizm kültürü ve doğal güzellikleri hakkında hazırlanan bu makalede en çok turist çeken ve Trabzon denilince ilk akla gelen gollerinden birisi olan Uzungöl ile tanıtıma başlamak doğru olacaktır. Özel cevre ilan edilen Uzungöl, Haldizen deresinde oluşan heyelan sonucunda dere yatağının kayalarla kapanmasıyla ortaya çıkan bir göldür. 1100 metre yükseklikte bulunan gol yaz aylarını serin suların kenarında geçirmek isteyenler için alternatif güzel bir seçenek oluşturmaktadır. Uzungöl için sadece yaz aylarında ziyarete uğrayan bir yer olarak söz edilirse, haksızlık yapılmış olur. Çünkü Uzungöl kış aylarında yaklaşık beş ay gibi bir süre karla kaplı bir süreç geçirir ki bu dönemde orman manzarası mükemmeldir. İşte bu sebeple Uzungöl’de kış aylarında muhteşem doğa manzarası eşliğinde dinlenmek isteyen konaklayabilmektedir.

Uzungöl turizm faaliyetleri açısından oldukça hareketli bir yer olup, trekking, kus gözlemi, botanik amaçlı turlar, yakınlarında var olan diğer goller ve şeker su, Demirkapı, Yaylaönü gibi yaylalara düzenlenen gezi turu olanakları bulunan bir göldür. Uzungöl’e ulaşmak isteyenler için ise öncelikle ilk durak yerlerinin Of ilçesi olduğunu belirtmeliyim. Of ilçesine geldikten sonra otuz sekiz kilometrelik bir yolculuk sonrasında Uzungöl’e ulaşılmaktadır. Turizm kültürü açısından Uzungöl’e gelen ziyaretçiler diledikleri takdirde Uzungöl de bulunan tesislerde kin anlatabilecekleri gibi aksam trabzon merkeze de geri dönebilmek şansları da bulunmaktadır. Biraz yolculuk gerektiren bir süreden sonra muhteşem görünen ve inanmayacağınız şekilde size nasıl olur dedirten görüntülerle karşılaşınca ulaşım için sarf ettiğiniz emek aklınıza bile gelmeyecektir.

Gelelim Trabzon’da bulunan Sera Gölüne... Trabzon’dan ulaşım sorunu bulunmayan yaklaşık olarak on kilometre uzaklıkta bulunan sera gölü, 1950 yılında dağ yamacının kayması ile oluşan bir baraj göldür. Turistik açıdan değerlendirildiğinde gol üzerinde motorlu taşıtlarla gezinti yapılan ve gölün çevresinde yürüyüş olanakları bulunan ve mesire alanı olarak kullanıma açık olan gölde bugüne kadar çok sayıda kampçı konaklamıştır. Balıkçılıkla ilgilenen kişilerin mutlaka gitmesi gereken yerlerden birisi olan sera gölünde sazan balığı avlanabilmektedir. Aynı zamanda kerevitlere de rastlanan gölün suyu ne yazık ki her geçen gün azalmaktadır. Trabzon’un doğal güzellikleri saymakla bitmez ki. İşte bunlardan bir tanesi de Balıklı göl... Akçaabat Düzköy yolu üzerinden Hıdırnebi yaylasına giden yolun üzerinde bulunan göl bölgenin coğrafi yapısından ötürü oluşan bir göl olup, muhteşem güzelliği içerisinde piknik yapmak isteyenler için özel mekan oluşturmaktadır. Yine Trabzon’da bulunan Çakırgöl dağının eteklerindeki Çakırgöl de görmeden gidilmemesi gereken yerlerden bir tanesidir. Dilowal devri buzullarının çanağında bulunan Çakırgöl 2533 metre yükseklikte bulunmakta olup, küçük çağlayanları ve bu çağlayanların içerisinde tatlı suyun ahengini görebilme olanağı bulunan bir göldür.  Alabalık açısından zengin olan gölün muhteşem ve büyüleyici bir yeşilliği bulunmaktadır.

Trabzon’un doğal güzelliklerine yaylalarıyla devam etmek gerekirse Akçaabat Karadağ yaylasından anlatıma başlamak yerinde olur. Yaylaya ulaşım için Akçaabat Düzköy karayolunun on iki kilometresi kullanıldıktan sonra yirmi sekiz kilometrelik bir toprak yolda yolculuk yapmak gerekmektedir. Turizm açısından önemli bir yeri olan yaylanın yüksekliği 1946 metre olup, bol oksijeni nedeniyle genellikle akciğer tedavisi görmüş hastaların tercih ettiği bir yerdir. Yaylanın ulaşımının sorunsuz olması oldukça fazla yerli ve yabancı turistin ziyaretine tanık olmasını sağlamaktadır. Ve bu nedenle de yaylada alt yapısal hizmet olarak bakkal, kahve, hediyelik eşya satan zücaciye, lokanta, fırın gibi hizmetler bulunmaktadır. Aynı zamanda telefon, su ve elektrik gibi vazgeçilmez ihtiyaçlar da yaylada sağlanan hizmetler arasındadır. Trabzon yaylalarından Araklı pazarcık yaylasından söz etmek gerekirse çevresi ormanlarla kaplı, doğa yürüyüşü, bitki inceleme, dinlenme, bisiklet turu yapma açısında olanakları bulunan bir yayla olduğu söylenebilir. Araklının kırk üç kilometre güneyinde yer alan yaylada alt yapısal hizmetler tam anlamıyla tamamlanmıştır.  Yine bir diğer yayla Araklı Yeşilyurt Yılantaş yaylasından bahsetmek gerekirse Trabzon’a olan uzaklığının 64 km olduğu belirtilebilir. Yeşilyurt belediyesine bağlı olan yaylanın zengin otsu bitkilerle kaplı olması mekâna ayrı bir güzellik katmaktadır. Doğa yürüyüşü, bitki inceleme, kuş gözlemleme ve bisiklet turu yapma açısından ideal alanlardan birisi olarak tercih edilmektedir.

Bir taşta iki kuş vurmak isterim diyenler için Trabzon’da bulunan Çakırgöl yaylasını tanıtmamak olmaz. Maçka Meryemana yolunu takip ederek gidilen yaylaya ulaşım sırasında Armutluk, Kırantaş, Akarsu, Ayraksa, Livayda, Kurugöl, Mesaras, Furnoba, Kasapoğlu, Cami Boğazı, Ortaoba ve Deveboynu yaylaları gibi değişik yerleri keşfetmek de mümkündür.

İl olarak her ne kadar yüz ölçümü açısında az bir alanı kaplasa da Trabzon’da yaylalar oldukça geniş alanlar oluşturmaktadır. Çatma obası yaylası da bu yaylalardan birisidir. Küçük bir yayla olmasına karşın sahip olduğu güzelliği ile insana büyük bir hatıra bırakmaktadır. Mitolojik olarak mızraklı su, şehitler tepesi, çıngıraklı kuyu gibi alanların yer aldığı insanda merak uyandıran bölümleri de mevcuttur. Trabzon yaylaları konusunda maalesef bu satırlara sığmayacak kadar zengin bir ildir. Bu nedenle gezmek ve görmek isteyenler için ayrıca Düzköy Maçkaobası yaylası, Harmantepe yaylası, Hıdırbeni ve Kuruçam yaylası, Kadırga yaylası, Kulindağ yaylası, Kapazan yaylası, Maçka kiraz yaylası, Sisdağ yaylası, Sazalan yaylası, Sultanmurat yaylası ve Trabzon Tonya, Armutlu, Gümüşhane, Kürtün, Erikbeli yaylası gibi farklı güzellikleri de bulundurmaktadır.

Doğal güzellikleri açısından vadileri yönünden de eşsiz güzelliğe sahip olan Trabzon’da Altındere Vadisi gizemli Sümelanın yer aldığı bulutlara komşuluk yapan bir vadi olup, dimdik dağları, yemyeşil doğası ve hiç durmayan deresi ile kendisine hayran bıraktıktan yerlerden birisidir. Öte yandan Trabzon Yanbükü vadisi de tarihi sanat harabelerine giderken muhteşem güzelliği ile size yoldaşlık etmektedir. Mağaraları konusunda Trabzon’da var olan başlıca iki mağaradan bahsetmek mümkündür. Bunlardan birisi Çalköy mağarası diğeri ise Akarsu köyü mağarasıdır. Çamköy mağarası Akçaabat ilçesine 27 km uzaklıkta yer almakta olup, Türkiye’nin en uzun ikinci mağarası olma özelliğine sahip bir mağaradır. Mağaranın bir özelliği de içerisinden geçen derenin varlığından ötürü muhteşem bir görüntü sunuyor olmasıdır. Sarkıtların ve dikitlerin gözlemlenebildiği mağaranın üst kısmında şelale bulunmaktadır. Mağarayı detaylıca görmek isteyenler için mağara çevresinde ihtiyaçlara yönelik mekânlar faaliyet yapmaktadır. Akarsu köyü mağarası ise Maçka ilçesinde bulunan bir mağaradır. Büyük bir mağara olan Akarsu köyü mağarasının eskiden yerleşim yeri olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir. 72 adet oda bulunduğu söylentileri ise bu varsayımı güçlendirmektedir. Sarkıtların ve suyun varlığı mağaraya esrarengiz bir görüntü kazandırmaktadır.

Trabzon turizm kültürü ve doğal güzellikleri açısından sahip olduğu tabiat mirasına hak ettiği değeri veren şehir olarak her geçen gün turizm hizmetlerine bir yenisini kazandıran ildir. Sahip olduğu Karadeniz’in serin sularının yanında yayla, vadi, mağara, göl gibi doğal oluşumların farkına varan ve kıymetini bilen bir şehir olup, eko turizm için çalışan birçok yatırımcı ile çalışmaktadır. Turizm sektöründe Antalya, Bodrum gibi kalabalık illerde yoğunluk nedeni ile birçok insan hem maddi hem de manevi anlamda tam bir keyif tatili yapma şansını her zaman yakalayamamaktadır. Oysaki Trabzon sahip olduğu doğa harikası mekânlarında konuklarının hem dinlenip hem de eğlenebileceği turizm tesisleriyle çalışan iklimi gibi cömert bir ildir.

Trabzon’un Dini Ve Kültürel Mekânları

Doğu Karadeniz bölgesinde yer alan ve stratejik konumu bakımından geçmişten bugüne kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapan Trabzon 4000 yıllık geçmişi ile dünyanın ilgisini çeken şehirlerimizden birisidir. Özellikle de ipek yolu ticaret yolunun üzerinde olması nedeniyle faklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve bu nedenle de farklı kültürel birikimlere sahip olmuş bir şehirdir. Trabzon kendiliğinden oluşan doğal güzellikleriyle insanı büyüleyen etkisinin yanında tarihten gelen kültürel mirası nedeniyle yerli ve yabancı turistler tarafından oldukça fazla ziyaret edilen şehirlerden birisidir. Trabzon denildiğinde akla Sümela Manastırı, Ayasofya Müzesi, x gibi yerlerin gelmesinin sebebi de budur. İşte Trabzon’un bu yönü il olarak dini ve kültürel özelliklerinin fazlaca olmasından ileri gelmektedir. O halde Trabzon’un dini ve kültürel mekânları arasında nereler var biraz buna değinelim.

Trabzon’un dini ve kültürel mekânları konusunda sahip olduğu manastırları ile satırlara başlanacak olursa, Sümela Manastırı, Vazelon (Yahya) Manastırı, Kızlar Manastırı ( Panagia Thekephastros) ve Panagia Keremesta gibi çeşitli manastırların var olduğu görülmektedir. Bu manastırların özelliklerine değinmek gerekirse Sümela Manastırı Trabzon denildiğinde deminde belirtildiği gibi ilk akla gelen tarihi değerdir. Maçka ilçesinde bulunan Karadağ’ın eteklerindeki sarp kayalıklar üzerine kurulmuş olan Sümela Manastırı diğer bir adıyla Meryem Ana Manastırı olarak da bilinmektedir. Sarp kayalıklar üzerinde kurlu olan bu manastır döneminin kültüründe manastırların kuruluş kuralları ile ilgili bilgiler de yansıtmaktadır. Bizans İmparatoru I. Theodosius zamanında Atina’dan gelen Barnabas ve Sophranios isimli iki rahip tarafından kurulmuş olan manastır, 6. yüzyılda İmparator Justinianus’un manastırın onarılarak genişletilmesini istemesi üzerine tamir edilmiş ve varlığını 13. yüzyıldan itibaren günümüze kadar sürdürebilmiştir. Sümela Manastırı bölgeye hâkim olan medeniyetlerin elinde el değiştirse de zaman içerisinde zengin ve parlak görünüme kavuşmuş ve bu konuda en parlak dönemini on dokuzuncu yüzyılda yaşamıştır. Bölümleri bakımından Ana kaya kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ile kutsal ayazma bulunan manastırın, su kemeri yamaca yaslanmış durumda bulunmaktadır. Ana ünitesini meydana getiren kaya kilisesinin ve ona bitişik şapelin iç ve dış duvarları fresklerle donatılmış olan manastırın bu fresklerinde işlenen başlıca konular İncil’den alınmış sahneler, Hz. İsa ve Meryem Ana’nın hayatı ile ilgili tasvirlerden oluşmaktadır. Vazelon Manastırı ise Maçka ilçesinde çam ormanları içerisindeki bir alanda bulunmakta ve on dokuzuncu yüzyıla ait bir manastırdır. Manastırın içersinde bulunan kilisede tarihi değeri olan önemli freskler bulunmaktadır.

Şehre hâkim bir mevkide yer alan Kızlar Manastırı(Panagia Thekephastros) Boztepe’nin yamacına kurulmuş olup, yüksek bir koruma duvarı içermektedir. İçerisinde su bulunan kutsal kilise ve şapel ve hücrelerden oluşan manastırda döneme ait kitabelere rastlanılmaktadır. Maçka ilçesinde bulunan Kızlar Manastırı (Panagia Keramesta) ise Kiremitli Köyü vadisi üzerinde bulunmakta olup, Sümela ve Vazelon manastırının minyatürü olan bir yapı niteliği taşımaktadır.

Trabzon dini ve kültürel mekânlar arasında Osmanlı devletinin hâkimiyetinden sonra bölgede inşa edilen cami ve türbelerde bulunmaktadır. Genel bir özetleme yapmak gerekirse de Gülbahar Hatun Camii, Ortahisar Fatih Camii, Cuma Camii, İskender Paşa Camii, Ahi Evren Camii, Hızırbey Camii, Çarşı Camii, Erdoğdu Bey Camii gibi birçok tarihi yapının varlığı kente ayrı bir tat vermektedir. Gülbahar Hatun Camii, Yavuz Sultan Selim’in annesi Gülbahar Hatun’un hatırası için Orta Hisar’ın batısında, külliye içerisinde yapılmış olup, 1514 yılında yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. Yapısal olarak Osmanlı mimarisinde zaviyeli camiler grubuna giren caminin duvar işçiliği özenli bir şekilde yapılmıştır. Koyu gri ve sarımsı beyaz taş kullanılmış olan caminin örtüsü kurşun kaplı olup, kenar bordürleri sade, tepeliği ise bitkisel süslemelidir. Ortahisar Fatih Camii ise 914 yılına kadar uzanan eski bir tarihe sahip olup, Altınbaşlı Meryem Kilisesi Chrysokephalos olarak anılmaktadır. Yapının apsisi içten yuvarlak dıştan çokgen şekilli olup, üç nefli bir yapıya sahiptir. Şehrin başkilisesi pozisyonunda olduğundan ötürü süslemesine önem verilmiş kilisenin freskler bugün sıvanmış halde bulunur. Zemininde mozaik süsleme bulunan kilise fetihten sonra camiye çevrilmiş olup, güney duvarının ortasına mihrap yerleştirilmiştir. Minare ve minber konulan caminin mihrabı taştan yapılmış olup, süslemesi zengindir. Selçuklu örneklerinin gözlendiği caminin kitabeleri de mevcuttur. Miraslarımız içerisinde bulunan Yeni Cuma Caminin aslında Trabzon’un kurtarıcı ve koruyucu azizi Eugenios için yapılmış olan kilisenin Trabzon’un fethinden sonra tarihi miraslarımız arasına girerek camiye dönüştürüldüğü bilinmektedir. Haç şeklinde bir plana sahip olan kilisenin üç nefli ve üç apsisli olduğu görülmektedir. Fresk izlerinin ve zemin mozaiklerinin kalıntıları bulunan yapıda kartal ve güvercin kabartmalarına rastlanılmaktadır. 1291 yılına ait bir kitabenin bulunduğu bu yapı, barok karakterli mihraba sahip olup, caminin içinde çok değerli olan ve dönemin ünlü hattatı Hafız Hasan Rıfat’a ait kalem işi süslemeler vardır. Trabzon’da sadece İskender Paşanın mezarının bırakılarak özgünlüğü bozulan iyi bir taş işçiliğini yansıtan, minaresi renkli taşlarla yapılan, mihrap ve minberi mermerden yapılı olan, iri yapraklı kıvrım dallı bordürler, kartuşlar barındıran, yapılış ve tamir ediliş dönemini anlatan kitabeleri bulunan İskender Paşa Cami de görülmesi gereken yerlerdendir. Sultan Orhan döneminde Ahi Evren’in bir derviş dergâhı inşa ettirdiği Ahi Evren Dede Camii ise Abdülaziz döneminde tamir ettirilmiş olup, günümüze kadar gelebilmiş yapılardandır. Öte yandan hicri 1298 yılında halk tarafından yapıldığı söylenen ve Vali Hızır beyden ötürü onun ismiyle anılan cami Hızırbey Camii de en son 1970 yılında tamir edilerek günümüze kadar gelebilmiş yapılardan birisidir. Yine Trabzon’da valilik yapan Hazinedarzade Osman Paşa tarafından H.1225, M.1839 yılında yaptırılmış olan Çarşı Camii de şehrin en büyük camisi olup, muntazam taş işçiliği ile insanı büyülemektedir. Örtüsü bütünüyle kurşundan yapılı olan caminin kapı ve pencere süslemelerinde barok süslemeli bordürler görülmektedir.  

Ahşap mahfilleri üstten irtibatlı olan, mihrap nişinin mukarnaslı bir kavsarası bulunan, köşeliklerinde birer gül-bezek ile üst kısımda yazı kuşağı yer alan hicri takvime göre 985 yılında yapılan Erdoğdu Bey Camii de her ne kadar özgünlüğünü kaybetse de görülmeye değer yapılar içerisinde yer almaktadır. Taş mihrap bordürleri vazodan çıkan ağaçlar ve kıvrım dallarla kabartma olarak süslenmiş Tavanlı Camii de aydınlatılması bütün cephelere var olan pencerelerle sağlanan bir cami olarak ilgi çekicidir.

Osmanlı devletinin Trabzon ilinde hâkimiyetinin görülmesiyle beraber her ne kadar var olan kiliselerin faaliyetlerine dokunulmasa da zaman içerisinde devletin inançlarına uygun hale getirilmiştir.

Kültürümüzde tarihsel dönemlerde dini bilgileri ile birçok kişiye ışık tutan kişilerin mezarları ayrıcalıklı olarak tutulmakta ve bu mezarlarda yatan zatların bulunduğu yerlere türbe denilmekte ve buralarda namaz kılınmaktadır. Bu şekilde yapılan türbelerin varlığını Trabzon’da görebilmek mümkündür. Trabzon’da bulunan türbelerin Ahi Evren Dede Türbesi, Gülbahar Hatun Türbesi, Emir Mehmet Türbesi ve Hamza Paşa (Açık Türbe) Türbesi gibi farklı örnekleri bulunmaktadır. Ahi Evren Dede Türbesi, kare planlı şekle sahip türbe olup, kubbe ile örtülü olan bir türbedir. Bu türbede Ahi Evren Dede mezarının yanında Hacı Hakkı Baba ve oğullarının mezarı da bulunmaktadır. Yavuz Sultan Selim’in annesi için yaptırılan Gülbahar Hatun Türbesi 1506 yılında yaptırılmış olup, sarımsı renkli kesme taşlar ile yapılmış bir türbe olarak dönemin taş işçiliğinin güzel örneklerinden birisini temsil etmektedir. Sekizgen bir plana sahip olan türbe gövde üzerinde yine sekizgen bir kasnağa sahip olup, kubbesi sekiz köşeli ve kurşunla kaplanmıştır. 1523 yılında Emir Mehmet için yaptırılmış olan Emir Mehmet Türbesiyse kapı ve pencereleri sağır sivri kemerlere sahip olup, yine sekizgen kasnak üzerine oturtulan kurşun kaplı kubbesi bulunmaktadır. İçerisinde üç tane mezar bulunan, 18. yüzyılda yapılan, altı köşeli baldaken bir türbe olan Hamza Paşa türbesi de dini mekân olarak ziyaret edilen yerler arasındadır.

Trabzon dini ve kültürel mekânları elbette ki sadece kilise, cami, türbeden ibaret değildir. Kültürel yer anlamında Trabzon’da gezilebilecek Atatürk Köşkü, Trabzon Müzesi, Ayasofya Müzesi, Cevdet Sunay Müzesi, Ayasofya Müzesi, Trabzonspor Müzesi gibi farklı mekânlar da bulunmakta olup, oldukça yoğun bir ziyaretçi akınına sahiptir.

Atatürk Köşkü tarihte aslında yazlık olarak kullanılma amacıyla yaptırılan bir köşk olup, gösterişli Avrupa simgelerini taşıyan Avrupa ve Batı mimarisinin etkilerinin ürünü olan bir köşktür. Bahçesi çam ağaçlarıyla çevrili olan köşkün dış cephesinde taş işçiliği kullanılmıştır. İç cephesinde tuğlaların kullanıldığı merdivenleri ahşap ve korkuluklu olan köşkün tavanları ampir tarzda alçı süslemeleri bulunmaktadır. Oturma odası, dinlenme odası, yemek odası, misafir odası, çalışma odası, büyük yatak odası, bekleme odası ve toplantı odası ve fazladan iki küçük odası daha bulunan köşkün tarihsel dönemlerinde en önemli misafiri Atatürk olmuştur. Atatürk’ün mal varlığının tamamını Türk ulusuna armağan etme kararını aldığı bir yer olan köşk, Atatürk’ün vefat etmesinden sonra kız kardeşi Makbule BOYSAN’a kaldığı bilinmektedir. Bugün ise Makbule BOYSAN’dan satın alınan köşk tarihi miraslarımız içerisinde korunmaktadır.

Trabzon imparatorluğu krallarından I.Manuel Komnenos tarafından yaptırılan Ayasofya kilisesi Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethini takip eden yıllarda camiye çevrilmiş ve vakıf eseri olmuştur. Ve en son müze olarak kullanılan Ayasofya müzesi, yüksek kubbeli haç şeklinde plana sahip olan bir yapı olup, işçilik konusunda taş plastiklerde Hıristiyan sanatının yanında Selçuklu dönemi İslam sanatının da etkileri görülebilmektedir. Üstün bir işçiliğin görüldüğü taş plastiklerde Hıristiyan sanatının yanı sıra Selçuklu Dönemi İslam sanatının da etkileri görülmektedir. Cevdet Sunay Müzesi ise 1900 yılında Ataköy’de doğan Genelkurmay Başkanlığı, Türkiye cumhuriyeti 5. Cumhurbaşkanlığı ve kontenjan senatörlüğü yaptıktan sonra vefat eden Cevdet Sunay’ın doğduğu evin restore edilmesi ile müzeye dönüştürülmüş bir yerdir.

Kültürel anlamda Trabzon’da çeşitli konaklar, evler, hanlar ve mahalleri bulabilmek mümkündür. Trabzon’da Memişoğlu Konağı, Nemlizade Konağı, Çakırağa Konağı, Yarımbıyıkoğlu Evi, Kunduroğlu Evi, Orta Hisar Evleri, Orta Mahalle (Akçaabat), Santa Harabeleri, Taşhan, Vakıf han, Alaca Han gibi kültürel miraslarında bulunduğu unutulmamalıdır. Bu yapılar dönemin geleneksel mimarisinin ve eski Türk kültürünün, yerleşme örneklerinin günümüzde halen yaşatılıyor olmasına olanak sağlayan özel hazinelerimizdir. Trabzon’un dini ve kültürel mekânlarını tanıtmak adına hazırlanan bu makalede bir nebze olsun sizlere Trabzon yaşatılabildiyse ne mutlu… Ancak Trabzon’da var olan güzellikleri keşfetmek adına bu satırların yeterli olmadığı da bilinmelidir. Bu nedenle rotanızda Karadeniz varsa Trabzon uğramanız gereken tam bir turizm şehridir. Doğal güzellikleri içinize huzur katarken kültüründeki zenginlikle geçmişi tanıma fırsatı bulacaksınız.

Trabzon’da meşhur yerler, kültürel alışveriş yerleri ve festivaller

Trabzon yılın dört mevsimi turizm faaliyetlerinin canlılığını sürdürdüğü bir şehirdir. İster kış aylarında olsun ister yaz aylarında olsun Trabzon doğal güzellikleri ve tarihi kokusuyla karşılayacaktır sizleri...

Ufukta Karadeniz’in hırçın dalgalarının kıyıya vurduğu Trabzon’a doğru bir yolculuk gözüküyorsa o halde Trabzon’un meşhur yerlerini bilmeniz de fayda var diye düşünerek sizler için biz Trabzon’a uğradık ve öğrendik. Evet, Trabzon’daki meşhur yerler, kültürel alış veriş yerleri ve festivaller hakkında bilgileri bu makalede toparlayarak yazmaya çalıştık. Trabzon’da nereye gidilir? Ya da Trabzon’un meşhur yerleri nerelerdir diyerek anlatmaya başlayalım o halde...

Trabzon’da turizm faaliyetleri her ne kadar yaz-kış yağış alan bir yer olsa da yılın on iki ayı boyunca sürdürülebilen bir niteliktedir. Trabzon gerek yerel yönetimler gerekse de halkı olarak turizm konusunda yeniliklere açık ve bu konuda pek çok yatırımcısı bulunan bir ildir. Bu konuda Trabzon’un özellikle de en çok tercih edilen meşhur yerlerini tercih eden yatırımcılar, bölgenin doğallığına dokunmadan olabildiğince doğanın güzelliklerinden yararlanmaya çalışmaktadır. Trabzon turizm açısından ülke ekonomisinde önemli bir pozisyona sahipken, kentte var olan turizm faaliyetleri bölgenin halkı için yeni iş kapılarının açılmasına da olanak sağlamıştır. Bu nedenle Trabzon’da ekonomiyi diri tutacak festivaller, özellikle de meşhur yerlerde yerli ve yabancı turistlerin bölgeye kazandıracağı ekonomi ve milli güzelliği yansıtmak adına festivaller düzenlenmektedir.

Trabzon’da turizm olanaklarından yararlandım diyebilmeniz için gidilmesi gereken en başlıca yer, muhteşem görünüşüyle gözleri kamaştıran Sümela Manastırıdır. Maçka’da bulunan Sümela manastırı kayalıkların üzerinde nasıl oluyor da o büyük ihtişamıyla yıllardır sapa sağlam durabiliyor diye şaşıracaksınız. Çünkü bu manastır 365- 395 yılları arasında yapılmış çok eski bir geçmişe sahiptir. Bugün için var olan yapısal sağlamlığının insanı şaşırtmasının dışında bulunduğu doğa içindeki görüntüsü aklınızdan hiç çıkmayacak kadar güzel görünmektedir. Evet, bu güzelliği yakından keşfetmek isteyenleri duyar gibi oldum. O halde Sümela manastırını ziyaret etmemeniz için bir neden yok. Belki de ziyaretiniz sırasında çok nadir olarak yapılan ayinlere denk gelebilir ve tarihi daha da canlı yaşayabilme fırsatı bulabilirsiniz.

Gelelim Trabzon’un bir başka meşhur yeri olan Ayasofya müzesine... 1250- 1260 yıllar arasında inşa edilen Ayasofya Müzesi de bugün binlerce yerli ve yabancı turisti çeken bir yerdir. Kilise olarak kullanılma amacıyla yapılmış olan mimari bugün müze olarak kullanılmakta olup, kubbesinin yüksekliği ise dikkatinizi çekecektir. Tarih koklamak isteyenlerin mutlaka gitmesi gereken bir yer olarak Ayasofya kilisesini es geçmeyin derim.

Fotoğraf çekme merakınız var ise size öncelikle gitmenizi önereceğim yer Boztepe’dir. Tepeden Trabzon’un muhteşem görüntülerini yakalama fırsatı bulabilirsiniz. Hele bir de yanında çay keyfi varsa değmeyin keyfinize...

Trabzon’da doğayla baş başa kalmak isteyen için önerilebilecek meşhur yerler arasında Uzungöl’ü mutlaka duymuşsunuzdur. Uzungöl kayaların kayması sonucu olarak kendiliğinden doğal güzelliğe dönüşüvermiş muhteşem bir göl... Uzungöl’ün doğasına gelen gezginler için diledikleri takdirde burada konaklama imkânı olduğunu söylemeden yapamayacağım. Yılın hemen her mevsimi yağış alan Uzungöl’ün yeşilinin ahengi içerisinde uzanışı sizi farklı boyutlara taşıyacak. Bu arada Uzungöl turizm açısından Trabzon için çok değerli. Bu anlamda alt yapısal olarak neredeyse tüm imkânları bulabileceğiniz bir yer. Çok uzak diyerek, mağdur olurum korkusuna kapılmadan gönül rahatlığıyla göle ulaşmak için yola çıkabilirsiniz.

Ulu önder Atatürk’ün tüm mal varlığını Türk milletine armağan ettiği yeri görmek elbetteki sizin için muhteşem olacaktır. Çok uzun yıllar önce yazlık amacıyla yapılmış olan bu yapının mimarisi dönemin kültürünü tanımanız için size çok faydalı olacaktır.

Trabzon’a yolum düştü, namaz kılmak istiyorum diyorsanız neden tarihi bir camide namazınızı kılmayasınız ki. İşte bu sebeple size önerebileceğim camilerden birisi Ortahisar Camidir. Çok önceden yaşayan medeniyetlerin kilise olarak kullanmak amacıyla inşa ettikleri cami, Trabzon’un fethi ile beraber camiye dönüştürülmüş ve bugün ibadete halen açık bir camidir. Caminin mimarisinde eskiden kalma motifleri görebilme şansını da yakalamış olursunuz.

Yavuz Sultan Selim’in annesi Gülbahar Hatun'un yattığı Gülbahar Hatun türbesi de görmek için tercih edilen Trabzon’da meşhur yerler arasındadır. Türbenin taş isçiliğindeki özenin dikkatinizi çekeceğinden eminim. Türbede kullanılan sarı renkli taşların süslemesi halen sağlamlığını sürdürmektedir.

Kültürel anlamda Trabzon’da var olan mimarinin tadına varabilmeniz için farklı bir tarzda olan İtalyan mimari örneklerinden Trabzon Müzesini gezmeniz için önerebilirim. Bu müze Banker Kostaki Teophylaktos tarafından yapılmış olup, yapılış amacı konak olarak kullanıma yöneliktir. Bugün ise müze olarak kullanılmaktadır.

İpek yolu üzerinde bulunan Trabzon’da elbetteki bedesten olmazsa olmazlardan. Trabzon’da şehir merkezinde bulunan bedesten, Gülbahar Hatun Vakfı tarafından yapılmış bir yapıdır. Görmenizi tavsiye ederim.

Trabzon gibi stratejik konuma sahip olan bir kentin elbetteki kaleleri yönünden çok olması beklenir. Trabzon kalesi yıllara meydan okuyarak günümüze kadar sağlamlığını korumuş ve koruma altına alınmış tarihi miraslarımızdan birisidir.

Karadeniz’in önemli bir kenti olan Trabzon’da yeşilin ve mavinin keyfini çıkartmadan gitmek olmaz. Lapazan Yaylasının Trabzon’da ziyaret edilen meşhur yaylalardan biri olduğunu söylemeden edemeyeceğim. 2200 metre rakımı bulunan yaylanın turizm açısından gereken tüm olanakları sorunsuz bir işlemektedir. Bu yaylada doğanın keyfini tertemiz, oksijenli havada, muhteşem bir atmosferde çıkartmak istemez misiniz?

Trabzon’a gelen gezginlerin Maçka’ya uğramamaları tam anlamıyla imkânsızdır. Maçka ilçesi sahip olduğu doğal ve tarihsel güzellikleri ile mutlaka gidilmesi gereken ilçelerden birisi olup, Altındere vadisi ve Kuskul manastırı burada bulunmaktadır. Denizi, akarsuyu, deresi, ormanı yönünden doğa harikası güzellikleri bulunduran bir yerdir. Trabzon’un gezilecek meşhur yerleri olarak Çaykara, Akçaabat ve Maçka yaylasını da belirtmemek doğru olmaz. Çaykara ilçesi şifalı suları ve golleri yönünden zengin bir ilçe olarak genellikle deri ve mide hastalıklarının tedavisi amacıyla tercih edilen yerlerden birisidir. Akçaabat ise turizm yönünden oldukça şirin olan bir ilçe olup, sera gölünün bulunması nedeniyle yerli ve yabancı turistler tarafından tercih edilen yerler arasında bulunmaktadır. Ve en son olarak Maçka yaylası elektrik, su, telefon, bakkal gibi neredeyse tüm alt yapı olanakları tamamlanmış olan bir yayla olup, eşsiz güzelliği ile tercih edilen yerler arasında bulunmaktadır.

Trabzon’da gezilebilecek meşhur yerler konusunda bilgi verdikten sonra Trabzon’da yolu düşen yerli ve yabancı turistler bu şehirden hatıra olacak bir eşya ya da eş, dost ve akrabalarına hediye almak isterlerse bu alışverişlerini nerede yapmaktadırlar birazda buna değinelim.

Kültürel alışveriş yerleri konusunda Trabzon’da olabildiğince fazla alternatif mevcuttur. Çünkü kültür birikimi nedeniyle Trabzon’da alınabilecek çeşitli eşyalar bulunmaktadır. Trabzon’da kültürel alışveriş mekânı olarak kullanılan ilk yer Kemeraltı olarak bilinen bedestendir. Uzun sokak ve kunduracılar caddesi olarak bilinen, daracık koridorları andıran tek katli bedesten içerisinde hediye konusunda alabileceğiniz çok fazla eşya bulabilirsiniz. Ayrıca elle dokunan keşan, peştemal, kuşak ve yöresel kıyafetler konusunda alışverişin tam adresi konumundadır. Yine altın ve gümüşçüler çarşısında alışveriş için Trabzon’un mutlaka uğraması gereken mekânlarından birisidir. Trabzon’da alışveriş merkezi olarak sosyal aktiviteleri ve alışveriş imkânlarının bir araya toplanarak toplu bir kompleks oluşturduğu mekanlar da alışveriş için tercih edilebilecek yerler arasında bulunmaktadır.

Trabzon’da bilindiği gibi bıçakçılık sanatı bulunmaktadır. Dolayısıyla şehre gelen konukların alabilecekleri değişik bir hediye alternatifi oluşturabilir. Bıçakçılık ürünleri daha çok mutfak veçay kesme makasları şeklindedir ve bu ürünlerin sipariş üzerine yapıldığını aklınızdan çıkartmamalısınız. Şayet böyle bir eşya almayı düşündüyseniz bu konuda sadece sayılı birkaç usta bulunmaktadır. Trabzon tarihi miraslarında olduğu gibi taş isçiliğini halen sürdüren bir kenttir. Pileli yani eskiden üzerinde ekmek pişirilen yuvarlak şekilli taşı buradan alabilmektesiniz. Trabzon’da alabileceğiniz diğer bir hediye çeşidi yine el sanatları ürünleri olan, iskemle, dolap, tekne, külek, yayık, kaşık, kepçe ve su kapları gibi seçeneklerdir. Yine yörenin kültürünü taşıyan örme sepetler de Trabzon’da alınabilecek eşyalar arasında yer almakta olup, bu amaçla sırta takılan, kola takılan, yere koyulan çeşitli tipte sepetlere rastlanabilmektedir. Trabzon’da alabileceğiniz başka bir ürün ise bakırcılık sanatı temeli olan üstten saplı ocak kazanları, ibrikler, bakraçlar, güğümler, süt ve hoşaf tasları, kapaklı sahanlar, tencere ve mangallar bulunmaktadır.

Trabzon’da yolu düşen misafirler ayrıca Trabzon işi takı alabilmektedir. Bu konuda altından ya da gümüşten yapılan hasır bilezikler de kentten alınabilecek hatıra seçeneğini oluşturmaktadır. Yine tespih püskülleri de eş ve dostunuza getirilebilecek güzel hediyeler arasında yer almaktadır. Trabzon’dan alınabilecek takı sanatı ürünleri arasında Kazatiye kültürü de bulunmaktadır. Ayrıca tel kırma olarak bilinen diğer bir kültür de Trabzon’da alınabilecek tepsi örtüsü, kahve takımı gibi değişik hediyelik alternatifleri oluşturmaktadır. Tüm bunların dışında Trabzon’da alınabilecek olan dokumacılık ve el sanatı ürünleri adına heybe, Keşan peştamalları, kuşak, çorap gibi alternatifler de bulunmaktadır.

Hediyelik eşya dışında yörenin organik tarımından yararlanmak isteyen gezginler yeme içme amaçlı olarak bölgenin tarım ürünlerini alabilme şansları da bulunmaktadır. Karadeniz özgü olan tarımsal gıdaların en doğallarını Trabzon’da bulabilirsiniz. Fındık, mısır, çay, tutan, balık gibi gıdalar bölgeden alınabilecek doğal seçenekler arasında yer almaktadır.

Hazır gıdalardan bahsetmişken Trabzon festivallerini de anlatmak yerinde olacaktır. Doğası ve olanakları yönünden zengin olan bu kentin festival takvimi ise oldukça kabarık... Trabzon’da yapılan festivaller Hıdrellez tarihinden yani mayıs ayından başlayıp eylül ayına kadar farklı yerlerde, farklı adlarla yapılmaktadır. İlk açılışı Hıdrellez (bahar bayramı) ile yapan Trabzon’un bunun dışında Şalpazarı Ağasar Kültür Şenliği, Sultan Murat Şehitleri Anma Günü, Harmantepe Şehitleri Anma Günü, Deniz Eğlenceleri, Hamdiköy ve Civar Köyler Sütlaç Festivali gibi festivalleri bulunmaktadır. Ayrıca Akçaabat Uluslararası Müzik ve Halk Oyunları Festivali, geleneksel Hıdırnebi Yayla Şenliği, Kadırga Yaylası Şenlikleri, Alaca Yayla Şenliği, Taşköprü Kültür ve Yayla Şenliği, Keşan Kültür ve Balıkçılık Festivali, Fındık ve Karayemiş Festivali gibi etkinlerde bulunmaktadır.  Saymakla bitmeyen festivaller arasında Sürmene Kültür ve Turizm Şenliği, Geleneksel Uğurlu Yayla Şenliği, Uzungöl Kültür ve Turizm Şenliği, Uluslararası Maçka Sümela Festivali, Kurtdağı Yayla Şenlikleri, Yeşiltepe Yayla Şenlikleri, Ağa Konağı Şenliği gibi etkinlikleri de bulunmaktadır. Tüm bunların dışında Ekmek ve Kültür Festivali, Cumapazarı Belediye Dağ Şenlikleri, Akçaabat Kayabaşı Kara Abdal Yayla Şenlikleri,  Alaska Yayla Şenliği, Maçka Kültür Ve Sanat Şenlikleri, Çoban Derneği Şenliği, Tonya Tereyağı Festivali, Kadıralak Yayla Şenliği, Karadağ Sera Şenliği, Uluslararası Kültür Sanat Festivali, Demirciler Köyü Kültür Sanat Ve Ligarba Festivali gibi çok sayıda festivaller de Trabzon’da yapılmaktadır..

Trabzon’da Tarihi Yerler

Trabzon, düzgün olmayan teraslar halinde yükselen bir şehirdir. Adını da bu özelliğinden dolayı Grekçe’de masa ya da trapez (yamuk)anlamına gelen “trapezos” kelimesinden almıştır. Trabzon’un tarihi 4000 yıl öncesine dayanmaktadır. Tarih boyunca bir sahil şehri olan Trabzon Yunan, İyon, Kimmer, İskit, Pers, İskender, Roma ve Bizans hâkimiyetinde kalmış bir şehir olup, tarih boyunca aldığı isimlerden biri de Pontus olmuştur. Trabzon’da Latin istilası sırasında Kommenos Krallığı kurulmuş ve varlığını 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet’in fethine kadar devam ettirmiştir. 1 yıl kadarda Rus işgalinde kalan Trabzon Bolşevik Devrimi sonucu işgalden kurtulmuştur. Trabzon Milli Mücadele döneminde önemli bir rol oynamıştır.

İşte Trabzon bu medeniyetlerin kalıntıları ve eserleri ile dolu zengin bir tarihi saklayan bir şehirdir. Bu yüzden gezilebilecek yerler saymakla bitmese de biz bir yerlerden gezmeye başlayalım.

Sümela Manastırı, Trabzon’un Maçka ilçesinde Altındere Köyünde Altındere Vadisine hâkim Karadağ eteklerinde sarp kayalıklar üzerinde kurulmuştur. Halk arasında Meryem Ana adı da verilmektedir. Sümela kelimesi siyah anlamına gelmektedir. Bu manastır Bizans İmparatorluğu sırasında Atina’dan gelen Barnabas ve Sophranios isimli iki rahip tarafından 375-395 tarihleri arasında kurulmuştur. Günümüze kadar hâkim olan devletler tarafından korunduğu için mükemmel biçimde kalmıştır. Manastırın başlıca bölümleri; Ana Kaya Lisesi, birkaç Şapel, Mutfak, Öğrenci odaları, Misafirhane, Kütüphane ve Kutsal Ayazma’dır.

Trabzon Müzesi ise Zeytinlik Caddesi üzerinde bulunan tarihi bir konak olup, bu yapı hükümet konağı, genel müfettişlik binası, Kız meslek lisesi olarak da kullanılmıştır. 1987 yılında müzeye dönüştürülmeye başlanmış, 22 Nisan 2001 tarihinde Trabzon Müzesi olarak açılmıştır. Müze duvarları tamamen kalem işi bezeli muhteşem bir yapıdır. Müzenin bölümleri; Bodrum katı Arkeolojik eserler seksiyonu, Zemin katı Konak teşhiri, 1. katı Etnoğrafik eserler seksiyonu, Asma katı ise İdari birimden oluşmaktadır.

Trabzon’da tarihi yerler arasında Ayasofya Müzesini belirtmemek olmaz. Aslen bir kilise olan bu müze Trabzon İmparatorluğu sırasında 1238-1263 yılları arasında inşa edilmiştir. Bu eser geç Bizans kiliselerinin güzel bir örneğidir. Kare-Haç planlı bir yapı olup, yüksek bir merkezi kubbeye sahiptir. 1964 yılında ise müzeye dönüştürülmüştür.

Trabzon’un milli değeri olan tarihi yerlerinden birisi de Atatürk Köşküdür. Bu yapıda Avrupa ve Batı Rönesans etkileri görülmekte olup dış cephesi taştan oluşmaktadır. Yapı iki kattan oluşmuştur. Atatürk’ün Trabzon’un ziyaretleri sırasında bu köşkte kalmış ve ondan da kız kardeşi Makbule’ye intikal etmiştir. 1942 yılında Makbule Hanım’dan satın alınarak müze olarak hizmete açılmıştır.

Bölgede bulunan diğer bir tarihi değeri olan müze Cevdet Sunay Müzesidir. 1900 yılında Trabzon’un Çaykara ilçesi Ataköy beldesinde doğup Genelkurmay başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı ve Senatörlük yapan Cevdet Sunay’ın evi olan bu yapı 2001 yılında müzeye dönüştürülmüştür.

Futbol müsabakaları adına kupaların yer aldığı Trabzon Müzesi de gezilecek yerler arasında bulunmaktadır. Anadolu’dan çıkan ilk şampiyon olan Trabzonspor müzesi Maraş caddesi Halkevi sokaktaki Sadri Şener Sosyal Tesislerinin ikinci katında bulunmaktadır. Bu müzede Trabzonspor’un kazandığı pek çok kupa yer almaktadır. Bu müzedeki en ilginç kupa Trabzon İdmanocağı ile Ankara Havagücü aynı puan, aynı averaja sahip olmaları nedeniyle son bir maç yapmaları gerekince maçı her iki takımda kabul etmeyince kupaya ikiye bölünerek takımlara verilen yarım kupa’dır. küm bilir futbol tutkunu olan biri iseniz bu ilginizi çekebilir.

Kiliseler her ne kadar fetih tarihinden sonra Osmanlı denetimine geçmiş olsa da gayrimüslimlere verilen haklar sonucu kentte varlığını göstermeye  devam etmiştir. Trabzon’daki pek çok kiliseden biri olan Kemerkaya mahallesinde bulunan Santa Maria Kilisesi Sultan Abdülmecit’in emriyle gayrimüslim Hıristiyan azınlık için yapılmış bir kilise olduğu bilinmektedir. St. Anna (Küçük Ayvasıl) Kilisesi şehrin en eski kiliselerinden birisi olup, St. John Kilisesi ise Hızırbey mahallesinde bulunan bir kilisedir.  

Trabzon’da pek çok manastır bulunmaktadır. Vazelon ( Yahya) Manastırı Maçka ilçesinde bulunmaktadır. Bu manastırda bir mağara ve bir ayazma bulunmaktadır. Hızır İlyas Manastırı Peristara adıyla da anılmakta ve 8. yüzyılın ortalarında Maçka’da kurulmuş olup, günümüze sadece temelleri ulaşabilmiştir. Kaymaklı manastır ise 1422 yılında Boztepe’de inşa edilmiş bir manastırdır. Ayrıca Kızlar manastırı olarak bilinen yapıda Boztepe’de 1349-1390 yılları arasında inşa edilmiş bir tarihi yerdir.

Şehir olurda bedesten olmaz mı?  Trabzon’un merkezinde yer alan en eski ticari yapıdır. Türk bedestenleri içerinde tek kubbeli olan tek örnektir. Dikdörtgen planlı olup 15. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş olup, 1887 yılında yapılan cephanelik kapısı üzerinde II. Abdülhamit’in tuğrası bulunmaktadır. İç içe iki dairevi bölümden oluşan ilginç bir yapıdır. 1919 yılındaki patlamada örtüsü yıkılmıştır. Şehrin dikkat çeken tarihi yapılarından biriside bir zamanlar zindan olarak kullanılan dörtgen yapıda olan Zağnos Burcu’dur. Günümüzde ise İsmail Hakkı Berkmen Tarih Kütüphanesi olarak kullanılmaktadır.

Karadeniz’in gürül gürül akan dereleri üzerinde pek çok köprü inşa edilmiştir. Zağnos paşa köprüsünün ayaklarında Roma ve Bizans işçiliği bulunmaktadır. 15. yy. da Zağnos paşa tarafından onartılmıştır. Muhteşem bir köprü olan Kuzgun dere üzerindeki Tabakhane köprüsü Roma döneminde inşa edilmiş, Osmanlı devleti zamanında günümüzdeki haline kavuşmuştur. Amprik üslupta yapılmış olan Abdullah Paşa çeşmesi bir zamanlar İstanbul Taksim Meydanında iken sökülünce Zağnos Paşa Kulesinin doğu girişine yerleştirilmiş harikulade bir eserdir. Değirmendere köprüsü ise 1891 tarihinde önde gelen ailelerden olan Nemlizadeler tarafından yapılmış bir mimaridir.

Trabzon bir ticaret şehridir. Hem de tarihi bir ticaret şehridir. Bu arada zamanında ticarette çok önemli olan ipek yolu üzerinde olduğu da unutulmamalıdır. Osmanlı’dan kalan pek çok hana ev sahipliği yapmaktadır. Osmanlı döneminde 1531-1538 yılları arasında Trabzon valisi tarafından yaptırılmış olan Taşhan, avlulu iki şehir hanlarından güzel bir örnektir. Alaturka kiremit kaplı çatısı 1980 yılında yapılan onarımda beton mozaik olarak değiştirilmiştir. 1781 yılında yapılan vakıf han hacı Yahya adlı bir hayırsever tarafından yaptırılmıştır. Bedestenin kuzey batısında yer alan üç katlı bir yapıdır. 18. yüzyılda yaptırılan Alaca han, Bakırcılar semtinde yer alan avlulu ve üç katlı bir handır.

Osmanlı devletinin fethedişinden itibaren Trabzon ilinde görülmeye başlayan hamamlar dönemin mimarisini anlatan püf noktaları ele vermektedir. Mimaride görülen dokunuşlar bugün hala eskisi gibi kendisini belli etmektedir. Trabzon’da hamam olarak inşa edilen çok sayıda tarihi değerler bulunmakta olup, bunlardan 18. yüzyılda yapılan sekiz direkli hamam, Pazarkapı mahallesinde yer almaktadır. Sıcaklık bölümü kare planlıdır. İskender paşa vakıfları arasında yer alan paşa hamamı ise 1521-1533 yılları arasında yapılmış ve günümüze kadar ulaşabilmiş en eski hamamlardan birisidir. 19. yüzyılda kazazadeler tarafından yaptırılan meydan hamamı ise sıcaklık kısmı dört eyvanlı ve köşe hücreli plan içermektedir.

Trabzon ilinde bulunan tarihi yerler arasında Osmanlı devletinin bölgede hâkimiyet sürdüğü göz önüne alınacak olursa camilerin inşa edilmiş olması hiç de şaşırtıcı değildir. Bu nedenle cami mimarisine kentte rastlanılması mümkündür. Ayrıca camiler konusunda unutulmaması gereken detaylardan biriside zamanında bu bölgede yaşamış medeniyetlerin inançlarına bağlı olarak yapılmış olan kiliselerin fatih sultan Mehmet tarafından fethedilişinden itibaren zaman içerisinde İslam dinine ait ibadet yerlerine dönüştürüldüğü unutulmamalıdır. Gülbahar hatun camii olarak bilinen yapı Yavuz Sultan Selim Han’ın anne Gülbahar Hatun için yapılmış bir camidir. Aslında içerisinde pek çok eseri barındıran ve bir külliye olan bu yapıdan günümüze sadece camii ve türbe gelebilmiştir. Erken devir bir Osmanlı külliye örneği olan bu yapı, Gülbahar hatun camii, zaviyeli camiler grubuna giren bir örnektir.

Trabzon’da tarihi yerler kapsamında var olan Ortahisar Fatih Camii eskiden bir kilise iken Trabzon’un fethinden sonra camiye çevrilmiş olan bir yapıdır. Bu yapının yanına sonradan yapılan fatih medresesi de günümüze kadar ulaşabilmiştir. Aslen bir bazilika olan yapı on dördüncü yüzyılda haç planlı olarak inşa edilmiştir. Trabzon’un fethinden sonra camiye çevrilerek minare ilave edilmiş ve yeni Cuma Camii adını almış olan yapı da tarihi değerler içerisinde yer almaktadır. Caminin kalem işi süslemelerinin Hattat Hafız Hasan Rıfat’a ait olduğu bilinmektedir. 1529 yılında inşa edilen İskender paşa camiside planı bakımından İznik’teki Yeşil Camiye benzetilmiş bir yapı olup, günümüze kadar gelmiş ve Atatürk meydanının yanındaki belediye binasının yanında yer almaktadır.

Boztepe semtinde bulunan Ahi Evren Dede cami ise yapım tarihi bilinmeyen miraslarımızdan birisidir. Hızırbey mahallesine adını veren Hızırbey Camii 1789 ile 1799 yılları arasında Trabzon valisi Hızır Bey için yapılmış bir camidir.   Yine Trabzon’da bulunan çarşı cami de Trabzon valisi Hazinedarzade Ömer Paşa tarafından 1839 yılında yaptırılmış bir camidir. Çarşı mahallesinde Kemeraltı mevkiinde yer alan bu camide Trabzon’da tarihi yerler arasında yer almaktadır. 1577 yılında yapılan Erdoğdubey Cami de yine Trabzon valisi tarafından yaptırılan camilerden birisidir. İç kısmı ahşaptan, duvarları taştan yapılı olan Taştavanlı camide Karadeniz’in tipik çatılı camilerini temsil etmekte olup, 1874 yılında Nemlizadeler tarafından yapılmış ve günümüze kadar gelmiştir.

Dini inanışın bir sonucu olan ve halkın özel tuttuğu alanlarda yaşadığı dönemde bulunduğu topluluğa gerek bilgi gerekse de yardımseverlik gibi özelliklerinden ötürü ölen büyük zatların mezarlarına türbe denilmekte olup, Trabzon ilinde yapı örneklerine rastlanılmaktadır. Bunlardan bazılarına örnek verilmesi gerekirse Ayşe Gülbahar Hatun Türbesi, Açık Türbe (Hamza Paşa Türbesi), Osmanağa türbesi (Emir Mehmet Türbesi) ve Ahi Evren Dede Türbesi örnek verilebilmektedir.

Trabzon Osmanlı hâkimiyetine giren şehir olup, Osmanlı için sancak merkezlerinden birisi olarak kullanılmaktaydı. Türbeler ise yaşayan nüfustan ötürü fazlaca inşa edilen yapılardandır. Trabzon’da tarihi yer olarak türbeler konusunda bilgi vermek gerekirse Gülbahar Hatun türbesi üzerinde kitabe bulunan, Yavuz Sultan Selim’in annesinin yattığı özel taşlarla süslemeler bulunduran bir türbe olup, üzerindeki kitabede Rum hanımı olan Gülbahar Hatun’un iyiliklerinden bahsedilmiştir. Daha sonradan türbeye Yavuz Sultan Selim’in oğlu Şehzade Salih ve kızı Kamer Sultan defnedilmiştir. Açık Türbeyse Hamza paşaya ait bir mezar olup, altıgen planlı bir türbedir. Kubbesi siyah beyaz taşların farklı bir şekilde döşenmesi sonucunda ilgi çekici bir görünümde olup, ziyaret edilmektedir. Emir Mehmet Türbesinde ise Emir Mehmet ile beraber kadiri tekkesi şeyhi Osman paşa da yatmaktadır. Türbenin planı sekizgen olup, eski kabak meydanında yer alan bir türbedir. Günümüzde önemli bir ziyaret yeri olan Ahi Evren Dede Türbesi de Boztepe mevkiinde yer alan bir türbedir. Türbe içerisinde Ahi Evren Dededen başka Hacı hakkı Babanın ve oğullarının mezarları bulunmaktadır.

Trabzon’da Oteller, Ulaşım Ve Yemek Kültürleri

Otel, ulaşım ve yemek kültürü... Bu kavramların hepsi turizmin olduğu bir bölgede olmazsa olmaz olan ihtiyaçlardan ibarettir. Gezmek, görmek, dinlenmek ve tanımak için Trabzon’a yolu düşenlere ya da gelmek isteyenlere kent olarak turizm hizmeti adına olabildiğince kapsamlı hizmetler sunan bir il olduğu söylenmektedir. Trabzon gibi doğal güzellikleri ve tarihi mekânları fazla olan bir şehri gezmek için bir gün gibi kısa bir süre elbette ki yetmez. Turizmin ayrılmaz parçası olan oteller, pansiyonlar, ev otelciliği gibi seçenekler Trabzon’da oldukça fazla sayıda bulunmaktadır. Ekonomik açıdan oldukça ideal rakamların ödendiği konaklama ortamları genellikle Trabzon’un doğal güzelliklerine en yakin konumda bulunmaktadır. Ayrıca otellerin neredeyse tamamının şehir içinde ulaşılmak istenen belli noktalara ücretsiz servisleri de bulunmaktadır. Tam pansiyon, yarım pansiyon ya da sadece barınmak amaçlı olarak Trabzon ilinde çeşitli mekânları bulabilmek mümkündür. Peki, Trabzon ulaşım yönünden nasıl bir ildir?

Karadeniz bölgesi söz konusu olunca zorlu dağların karşılaşılacağı akla gelmektedir. Tabi ki bunun yanında upuzun kumsalların kenarından yapılan ve dağların arasına girilerek gidilen esrarengizliğin ardından Trabzon’da varıldığı da bilinmektedir. “Trabzon ulaşım yönünden nasıl bir ildir?” sorusu için ulaşımın karayolu, denizyolu ve havayolu ile yapılabildiğini söylemek mümkündür. Karayolu ulaşım tercihi için Trabzon’da var olan Rize ve Artvin, Gümüşhane, Erzurum ve Giresun, Ordu ve Samsun güzergâhında üç farklı karayolu ağı bulunmaktadır. Özel araba ile yolculuk yapmayıp şayet şehirlerarası otobüsle yolculuk yapıyorsanız ilk ineceğiniz Trabzon durağı şehirlerarası otobüs terminalidir. Buradan şehir merkezine ulaşımın sağlanabilmesi için çalışan taksi ve dolmuşları kullanarak 1,5 km ötedeki şehir merkezine ulaşılabilmektedir. Yolculuk konusunda denizyolunu tercih edenlerin ise ilk ayak basacakları yer Trabzon Limanıdır. Trabzon Limanın şehir merkezine uzaklığı bir kilometre olup, şehir merkezine ulaşım için taksi dolmuş olanakları kullanılmaktadır. Havayolu ile Trabzon’a gitmek aslında en kısa sürede ulaşımın yapıldığı bir kanaldır. Karadeniz bölgesinin en büyük havalimanı olan Trabzon havalimanına iniş yapılmaktadır. Şehir merkezine uzaklığı iki kilometre olan havalimanından merkeze ulaşmak için havaş’ı ve taksi gibi ulaşım olanaklardan yararlanılabilmektedir.

Trabzon’a gelmek üzere yaptığınız yolculuğun ardından daha önce herhangi bir konaklama tercihi yapmadığınızı düşünerek Trabzon’da nerede kalınabileceği hakkında bilgi vermenin doğru olacağını düşündüm. Trabzon Karadeniz’in en canlı kentlerinden birisi olarak size çok sayıda barınmaya yönelik değişik ekonomilerde seçenek sunmaktadır. Bu anlamda ister otelde, ister apartta, ister pansiyonda isterseniz de günlük kiralık evde konaklama imkânı bulabilirsiniz. Trabzon’da kalabileceğiniz gözde yerler konusunda bilgi vermek gerekirse hiçbir şekilde suya sabuna el sürmeden zahmetsiz bir şekilde konaklama imkânı sunduğu için Trabzon otelleriyle anlatıma başlamak mantıklı olacaktır.

Trabzon’da dinlenmek, gezmek, görmek ve tanımak tadıyla yolu düşenlerin konaklamak için tercih ettiği yerler arasında ilk sırada Şerah Apart Motel & Bungalow  Restaurant gelmektedir. Turizmin gözde yerlerinden birisi olan Uzungöl’de bulunan otelde bol oksijenli, dağ manzarası eşliğinde unutamayacağız bir tatili geride bırakabilirsiniz. Tercih sıralamasında önde olan bu otelin olanakları bakımından çocukları için özel alanlarının bulunduğundan söz edilebilirken, aynı zamanda göl kıyısında bulunan mutfak, yatak odası, banyo ve balkonu bulunan tam donanımlı bungalov evlerde konaklama imkânı bulunmaktadır. Yöresel lezzetlerin sunulduğu restoranında her gün açık büfe sabah kahvaltısı verilmekte olup, ala- cart restaurant olanağı da bulunmaktadır. Otelin düzenlediği kültür turları ile Trabzon’da görmek ve gezmek istediğiniz yerlere trafik derdi olmadan kolaylıkla gidebilirsiniz. Tesisin ücretleri konusunda ağustos ayı itibariyle günlük 259 TL gibi bir ücreti bulunmaktadır. Trabzon’da kalınabilecek yerler arasında ikinci sırada Önal Motel Restaurant bulunmaktadır. Barınma ücreti 259 TL olan otelin Uzungöl’de bulunduğunu belirttikten sonra, hizmetleri bakımından ücretsiz Wi-Fi, özel banyo, ücretsiz banyo hizmeti, açık büfe kahvaltı, öğlen ve aksam öğünleri için enfes yöresel lezzetlerden oluşan mutfağı, gün boyu açık olan kafe barı, ücretsiz otopark ve ücretli kuru temizleme hizmetleri belirtilebilmektedir. Yine bir diğer Uzungöl konaklama yerlerinden birisi olan Gül Pansiyon da konaklama için tercih edilen mekânlar arasındandır. Uzungöl mevkiinde bulunan pansiyonunda iki oda bulunmakta olup, her odasında iki yetişkin, iki çocuk kalabilecek kapasiteye sahiptir. Yirmi dört saat sıcak su hizmeti, saç kurutma makinesi, ısıtıcı, buzdolabı, televizyon, ücretsiz internet olanağı bulunan pansiyonun bir gecelik ücreti 180 TL’dir. Bir diğer Uzungöl Evim Motelde bölgede konaklamak için yapılan en popüler seçenekler arasında yer almaktadır. Doğa ile iç içe otantik konaklama imkânı sunan bu otelde özel otopark, ücretsiz Wi-Fi, özel banyo, oda temizlik hizmeti, televizyon, yedi yirmi dört hizmet veren resepsiyon gibi özellikler bulunmaktadır. Ağustos ayı için bir gecelik konaklama fiyatı 200 TL olan otelde ekstra olarak ücret karşılığında ütü hizmeti de bulunmaktadır. Sezgin Otel, Uzungöl’de kalınabilecek popüler yerlerden birisidir. Ancak fiyatları bakımından emsallerine göre yüksek seyreden bir otel olup, ağustos ayında bir gecelik konaklama ücreti 399 TL’dir. Yemyeşil ormanlarla çevrili ortamda nezih bir tatil yapmak isteyenlerin suya sabunla dokunmayım diyenlerin tercih edebileceği nitelikte bir otel olup, otel dekorasyonu bakımından ahşap iç alanlara sahip olup, dinlenme ve gezme olanakları bakımından idealdir. Günde üç öğün boyunca yöresel lezzetleri çıkartan otelde Wi-Fi, otopark, oda temizlik gibi hizmetler bulunmaktadır. Uzungöl de konaklanabilecek en pahalı yerlerden birisi olan Royal Uzungöl otel de ne kadar el yaksa bile tercih edilen konaklama yerleri arasındadır. Her sabah kahvaltı servisi bulunan otelde açık ve kapalı restoranlar bulunmakta olup, canlı müzik yerel dans geceleri de düzenlenmekte olup, tesisin aktiviteleri zengindir. Odaları bakımından iç mekânı ahşap bir dekorasyona sahip olup, banyo, saç kurutma makinesi, buzdolabı, tv, havlu hizmetleri bulunmaktadır. Trabzon’un Maçka ilçesini konaklama için tercih ettiyseniz bölgede ilk olarak popülerlikte ön sırada bulunan yer Cisandere Hotel’dir. Kablosuz internet, restoran, bahçe, emanet kasa, telefon, faks, çamaşırhane olanakları bulunan tesisin konaklama bedeli beş gece için 1189 TL civarındadır. Yemek hizmetleri bakımından tesis içerisinde sadece sabah kahvaltısı ücretsiz verilmekte olup, diğer öğünler ve içeceklerin tamamı ücretlidir.

Uzungöl’de bulunan popüler yerlerden birisi olan Akyüz Kardeşler Otel Bungalowda hizmetleri yönünden tercih edilebilecek nezih bir ortam oluşturmaktadır. Sabah açık büfe kahvaltı verilen otelde diğer öğünlerde yöresel tatlar konuklara tattırılmaktadır. Evli olmayan çiftlerin rezervasyonlarını kabul etmeyen bu otelde ailenizle birlikte doğa manzarası içerisinde güzel bir tatil yapılabilmektedir. Yine pansiyon tarzında konaklama tercih edenler için Dölek Apartta bölgede tercih edilen yerlerdendir. İki kişiden sekiz kişiye kadar konaklama olanağı bulunabilen pansiyonda oturma odalı pansiyonlarda konforlu bir şekilde kalınabilmektedir. Bir gecelik konaklama hizmeti karşılığında pansiyonun talep ettiği ücret ise 159 TL civarındadır. Yine Trabzon’un görülmesi gereken yerlerinden birisi olan Maçka’da konaklamak isteyenler için önerilebilecek popüler yer adına Otel Büyük Sümela tercih edilebilmektedir. İki adet kral dairesine sahip olan otelde 6 süit, 6 connection oda bulunmakta olup, toplamda 116 odası bulunmaktadır. Klima, Wi-Fi, Roof restourant, kahvaltı salonu, bebek bakım servisi gibi hizmetlerin yanında lobby bar, canlı müzik, balo salonu, dört adet toplantı salonu, oyun salonu, televizyon salonu, snackbar, patisserie, kuaför, sağlık kulübü, jimnastik salonu gibi olanakları bulunan bir oteldir. Ayrıca masaj ve sauna hizmeti, kapalı yüzme havuzu, bilardo, avcılık, araba, motosiklet ve bisiklet kiralama ofisleri gibi çeşitli hizmetlerin de verildiği bilinmektedir.

Konaklama alternatifleri yönünden istediğiniz fiyat aralığına sahip olan mekânları bulabileceğiniz bir kent olan Trabzon’da meşhur konaklama yerleri söz konusu olunca Trabzon’un gezilecek meşhur yerlerinde bulunan konaklama yerleri daha ön plana çıkmaktadır. Konaklama konusunda çok rahat bir şekilde hizmet alınabilen Trabzon’da birçok tesisin konuklarına sunduklarını ileri sürdükleri Trabzon’un yöresel lezzetler nelerdir? Biraz da bundan bahsedelim.

Yer Karadeniz olunca yöresel yemeklerinde balık kokusunu almazsak olmaz tabi ki...  Her şehrin kendisine has yöresel lezzetleri olduğu gibi Trabzon’un da yöresel lezzet sırlarına rastlamak mümkündür. Zengin bir mutfak kültürüne sahip olan Trabzon mutfağında öncelikle belirtmek istediğim lezzetler hamsi kuşu, hamsi pilavı, hamsili kaygana, hamsi tava ve bunun gibi lezzetler gelmektedir. Karadeniz’in serin sularından çıkartılan hamsinin burada çok farklı yemek türlerine rastlamak mümkündür. Örneğin hamsi pilavını yapmak için hamsiler güzelce temizlendikten sonra tencereye dizilir. Aynı zamanda bir taraftan pirinçler güzelce yıkanır ve soğan kullanılarak harç hazırlanır. Ardından tepsiye bir sıra halinde dizilen hamsilerin üzerine harç dökülür ve üstü tekrar hamsi ile kaplanır. Yeteri kadar su ilave edildikten sonra fırında pişmeye bırakılır. Dilenirse pilav içerisine kuş üzümü, maydanoz ve baharat hatta patates ilave edilebilmektedir. Pişen hamsi pilavının yanında Trabzon’un doğasından gelen organik ayranla beraber enfes bir aksam yemeği yenilmektedir. İşte Trabzon mutfağından size bir örnek… Hamsi normalde kızartılarak ya da buğulaması yapılarak yenilen bir besin maddesi olduğu halde Trabzonluların elinde böylesine bir lezzete dönüşmekte...

Trabzon’da sofralarda yer alan lezzetler elbetteki sadece balık yemekleri değildir. Trabzon mutfağının ve hatta Karadeniz mutfağının vazgeçilmez tadı mısır ürünlerinden yapılan lezzetler de bulunmaktadır. Bu konuda Trabzon’da mısır ekmeğinin tadına mutlaka bakmalısınız. Yeşili bol olan bu kentin sebze yemeklerine de diyecek yok. Özellikle de lahana kullanılarak yapılan sebze yemekleri insanın damağında farklı bir tat bırakmaktadır. Bu nedenle Trabzon’a yolu düşen gezginlere önerim mutlaka lahana kavurması, lahana çorbası, etli lahana sarması, karalahana yemeği gibi lezzetleri denemeleridir.

Trabzonda otel, ulaşım ve yöresel lezzetler konusunda hazırlanan bu yazıda yöresel lezzetler konusunda oldukça fazla bir seçenek olsa da bir kısım yemek çeşitleri hakkında bilgi vermek kentin ruhuna inebilmek için faydalı olacaktır. Bu konuda Trabzon’da konaklayan misafirlere genellikle önerilen yemek çeşitleri mısır ekmeği, hamsi yemekleri ve lahana yemeklerinin dışında höşmerim, Akçaabat köftesi, kıymalı Trabzon pidesi, peynirli Trabzon pidesi gibi lezzetlerin var olduğu da bilinmelidir. Hamsiköy sütlacı, ayranlı mısır çorbası, yoğurtlu mısır çorbası, Trabzon döneri ve laz böreği gibi çeşitli yemekler olduğu da bilinmelidir. Özellikle Akçaabat köftesi ve laz böreği konusunda mutlaka tatmanız gereken lezzet olduğu konusunda düşüncemin ne kadar doğru olduğunu göreceksiniz.

Bugün her ne kadar Türkiye’nin dört bir tarafında Akçaabat köftesi yaptığını öne süren yerler olsa da bu lezzeti gidip yerinde denemek ayrı bir deneyimdir. Demir tavında dövülür diyerek Trabzon’un yöresel yemeklerini Trabzon’a gelerek denemenizi tavsiye ederim iyi ve keyifli gezmeler...

photo_library
video_library

"TRABZON'DA GEZİLECEK YERLER" Hakkındaki Genel Yorumlar (0)

A
B
F
G
H
İ
K
M
R
S
T
U
A
B
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
R
S
Ş
T
Ü
V
Z